• 876
    necil ülgen, serhat ulueren ve özellikle ibrahim seten tayfası hakkında uykuya dalmış bir görüntü çizen taraftarlardır. bunlar galatasaray'a yönelik geçen sezonda dahil olmak üzere en ağır ithamlarda bulunmalarına karşılık, taraftar olarak bırak özür dilettirmeyi konudan haberi yokmuş gibi davranmayı tercih etmişlerdir.(bu eleştirime yönetim ve başkanda dahildir)
  • 877
    muhtemelen, içlerinde en kötüleri takımına destek olmak adına hiçbirşey yapmayıp, takım sahiplenmeyi yalnızca onunla aynı şehirde olmaya, galibiyete, göz doldurucu skorlara bağlayanlardır. bu insanlar, bırakın takımının kötü gününde ona destek olmayı, iyi gününde bile 'daha iyisi olabilirdi' diyip aslında daha iyisini asla hak etmeyen taraftarlardır. sen kalkıp sadece doksan dakika destek olmak adına onbeş saat yol gidersin, o stada bir saat uzaklıktaki evinden kalkıp maça gelmez, sen takımını onun gibi haksız yere kıyasıya eleştirmediğin için onun gözünde 'kendini avutan' olursun. o ise sadece 'eleştirerek' doğrucu olur.
    bu skor taraftarlarına istinaden sözlükte heyecanı, sevinci, başarıyı daha doğrusu hayatlarını galatasaraysız düşünemeyen taraftarların ağırlıkta olduğunu düşünüyorum ve dilerim ki istanbulda olamadığı için maç izleyemeyecek olanlar adına sami yen'de bizi her maçta ama öncelikle bugünki 22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçında gururla temsil ederler.
  • 885
    kanımca beşiktaş taraftarından da fenerbahçe taraftarından da farkı olmayan topluluktur. daha dün yazılan entryler aynen şu minvaldedir.

    : beşiktaş taraftarı çok xxxxxxx bak hemen gerçek beşiktaşlı vb dedikleri nihat'ı nasıl yuhaladılar. taraftarımın değerini anladım, vb.

    bundan üç beş ay önce yazılanlar ise şu şekilde

    : fenerbahçelilere bakın guiza'yı ağlattılar, ehe mehe ben bile üzüldüm adama vb.

    peki bugünkü yazılanlar neler

    (bkz: #466736)
    (bkz: #466812)
    (bkz: #466969)
    (bkz: #467009)

    bakın çok ciddi eleştiriler var oladabilir ancak bu yazıların yukardaki o çok eleştirdiğimiz rakip taraftarların hareketlerinden ne farkı var?
    bunlar çokça yazıldı, çizildi, tartışıldı o yüzden çokta uzatmak istemiyorum ama bu dediklerinizi okudukça resmen karşımda emre belozoğlu varmış da o diyormuş bunları gibi hissediyorum.

    abi gitsin deyin, uçsun deyinde sinemini de alsın gitsin istediği sinemayı kapattırsın, demeyin , galatasaray'ı ve taraftarını siklemiyor demeyin o ki taraftar tepkisinden en çabuk etkilenen adamdır ya, taraftar arkasını dönünce iyice çökendir. ve ben daha bir gün bile arda'nın kötü gününde tam kadro arkasında duran bir taraftar kitlesi görmedim. hadi tamam ua' yı geçtik diyelim, görece daha bilinçli olduğunu düşündüğüm sözlüğümüzde bile tam destek göremedi. tam desteği geçtim çoğunluk bile desteklemiyor artık. bakın yine yazıyorum:(gbkz: yanlışlarına vurgu yapalım kötü özelliklerini filan tartışalım tamam ama adama direk siktir git deniyor kendi taraftarı tarafından. tabi gitsin bencede nasıl olsa o gidince onun yerinde oynayacak onlarca yıldızımız varya zaten. )

    o yüzden çokta havaya girmeyelim pek farkımız yok diğerlerinden...
  • 888
    taraftarlığı 2 sezondur iyi günde zannetmeye başlamıştır. kötü giden maçı iyi maça çevirecek en büyük gücün sahadaki onbir adam da değil de stadyumdaki 25 bin gerçek taraftarda olduğunu hala anlamayan taraftardır. sahadaki onbir'e desteğini 90 dakika boyunca esirgememesi gerekendir. maçlar kaybedilir, kazanılır. sahada ki futbolcuya, klübedeki teknik ekibe tu kaka demeden önce biraz da suçu kendinde araması gerekendir.
  • 890
    hani bir bordeaux maci vardi. 6nci saniyede gol yemistik. iste o zaman taraftar " hic bir seye degisilmez senin sevgin bu dunyada" diye bagirmaya baslamisti. sacma sapan gollerle 3-1 den 3-3 gelmisti skor. iste o zaman taraftar hic durmadan gol/ destek tezahurati yapiyordu.

    cok guzel bir macti. hem taraftar mukemmeldi hem mac. yani keske o mactaki gibi her mac destek versek takima. en azindan takim gerdeyken onlara moral versek. ayni o muhtesem bordeax macindaki gibi.
  • 891
    kimse kusura bakmasın ama her yerde olduğu gibi onların içinde de "mal"lar vardır. mal deyimi burada köylerde hayvanlara verilen genel ad olarak kullanılmıştır. şöyle ki 22 agustos 2010 galatasaray bursaspor macinda bursaspor taraftarının işi taşak geçme aşaması getirdiği bir anda "yönetim istifa" diye bağırması ve bu mal kardeşlerimin de bu oyuna gelerek "yönetim istifa" diye bağırmasına yol açtı. üstüne bu olay adnan sezgin e geldi burası doğru olabilir ama sonra olay keita, nonda ya kadar gitti. resmen kendi kendimizle taşak geçtik. belki bu bir tepki gibi gözükebilir ama bence yanlıştı. burada bile koyun olduğumuz belli ettik. keita tamam biz gönderdik ama kendisinin götüne tekme basarak göndermedik. neyse bunlar karışık işler sabah sabah girmeyelim bu konulara.

    gelmek istediğim nokta; protesto ise protesto yapalım ama nedir abicim o öyle gaza gelmeler, kamera görünce mala bağlayıp, o istifa bu istifa demeler. zaten kameramanlar numaralı önünde toplanmış leş kargaları gibi avlarını bekliyorlar sanki. türk milleti olarak bir türlü beceremedik şu protesto işini hala da beceremiyoruz.
  • 892
    çeşitli gazete ve spor sitelerinde anketler gözüme çarpıyor bu sıralar. hepsi aynı soru üzerine; ‘’galatasaray’daki kötü gidişin sizce sebebi nedir?’’ şıklar haliyle aynı,

    a) yönetim
    b) rijkaard
    c) futbolcular
    d) hepsi

    şimdiye kadar sadece bir tanesinde ‘’taraftar’’ şıkkını gördüm. ne alakası var değil mi? şunu söyleyebilirim ki, hiç değilse seçeneklerde yer alacak kadar alakası var. sahada hala maçı çevirme şansı olan futbolcusunu ıslıklayan, yuhlayan…bir maça gidip diğerine kızdığı için gitmeyen, sadece bir tribünü(eski açık) ile takımına destek veren, iyi skorda ‘’şak şak’’ kötü skorda ‘’istifa ulan yavşak’’ diyen bir taraftarında bu gidişte hiç mi payı yok? ben hoca eleştirilmez demem hiçbir zaman, ama zamanı vardır. ben futbolcu ıslıklanmaz demem hiçbir zaman, ama maçın devam ettiği dakikalar onun zamanı değildir. yönetim takımı rezil etse de arkasındayım diyemem, çünkü rezil ettikleri şey benim bu dünyadaki en önemli değerlerimden biri, ama bedava bilet aldığı zaman yönetimin arkasında yoksa tam karşısında olan bir kesimin de yönetimi eleştirmeye hakkı yoktur. bu hakkı karşılıksız takımını desteklemeye gelen adam ancak kendinde bulur. ‘’her şeyi çok mu iyi yapıyoruz’’ diye düşünmek gerekmiyor mu bazen? sevmiyoruz , kızıyoruz ama kimse kusura bakmasın beşiktaş ve fenerbahçe taraftarının kendi evlerinde oluşturduğu atmosferi uzun zamandır yaratamıyoruz. tek tribünle bu kadar oluyor tabi! onlar sahayı uzunlamasına gören kapalı tribünleri başta olmak üzere bütün stadı lehlerine kullanırken, biz kale arkasında sadece bir tribünle ve ‘’sen var ya sen’’ ile takımı ateşlemeye çalışıyoruz. fenerbahçe’yi, beşiktaş’ı geçtim; eskişehir, bursa, trabzon tribünlerinden bile gerideyiz. tek tribünle geride olmamız da normal. kapalı bitmiş, ses yok! yeni açık eski ile kapalının ağzına bakıyor. nurmaralı on senedir yerinden kalkmıyor. onun için bence biraz da kendimizi eleştirelim.

    he bana kalırsa ‘’yönetim ıssslllıııkk’’ mı? ısssslıııkk!
    futbolcular ayağınızı denk alın, ‘’yyyuuuhh’’ mu? yuhhhh!
    rijkaard yumuğunu masaya vur ‘’yeeeettterr’’ mi? yeettteeerr!

    ama taraftar! takımının arkasında ol, birlik ol, rakiplere ezdirme takımını… sen önce üzerine düşeni yap, kendi içindeki ayrılıklara sonra ver, sonra takımdakilere isyan et!

    (bkz: her zaman var ol galatasaray!)
  • 893
    bu sezon*umulmadık bir biçimde takımına destek olmaya çalışıyorlar. 2-1'lik sivasspor yenilgisi*sonrası, hafta içi avrupa ligi maçında*stadı dolduran taraftar, o maçtaki kötü sonuca rağmen 22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçında da gerekeni yapıp tribünlerdeki yerini almıştı. ne yalan söyleyim hem karpaty hem de bursa maçlarına pek rağbet olmasını beklemiyordum.
  • 894
    22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçında protestolarıyla herkese kapağı dağıtmıştır..

    - basında gereksiz milliyetçi tavırlarla aslantepe'deki rantın etkisiyle her fırsatta bir yerli hoca arayışı var..

    - her kötü sonucta, taa gecen sezon ilk puan kaybının yasandığı eskişehir maçından beri rijkaard'a giydirme derdi var. hatta 6'da 6 yapılan uefa'da farklı galibiyetler alınan, panathinaikos'a deplasmanda 3 tane atılan dönemdede " ciddi rakip'le oynamadı", " x takım beklediğimiz gibi değildi." gibi kıskançlık dolu sözler gırla gitti..

    - son 22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçında gs taraftarı rijkaard aleyhine bagırmadı!! en azından ben duymadım. ancak basın resmen rijkaard aleyhine tezahurat yapılmış gibi bir izlenim verıyor...

    kapak 1- galatasaray taraftarı adnan sezgin'e bagırdı.. yok efendim sezgin'in ne suçu varmış? arkadasım aynı yönetimin elamanı değilmiydi haldun üstünel. onada şu işi bitir, bu işi bitir denmiyor muydu? elano'ya keita'ya bilmemkaç euro verdi ama taksitlere böldürdü.. haldun yapıyorda sezgin ayın 23'ü olmuş transfer yapamıyorsa eleştirilir..

    -üstelik adnan sezgin'in göreve gelmeindeki tek neden haldun üstünel'in ön plana çıkmasıdır.. polat sadece sezgin'in egosunu tatmin etmek için haldun ustunel'i pasifize etmiştir.. sonuç: 23 agustos.. transfer yok!! sahaya çıkan takım skibbe'nin kadrosu..

    kapak 2- gs taraftarı haldun üstünel lehine bağırdı.. evet haldun ustunel 2 senedir transfer yapıyor ve 2 yıldır basarısızız. 11.yıl 5, 2. yılda 3. olduk..

    -sevgili galatasaray taraftarı.. galatasaray'da artık bir adet haline gelen gruplaşma var.. zamanına jardel'i oynatmayan, revivo'ya pas vermeyen gruplaşma bu.. oyuna gelmeyin.. tribundekiler bunu görüyor.. özellikle top oynamayan futbolcular fatih terim'i, hagi'yi, gerets'i, skibbe'yi, kalli'yi yollamadı mı??

    -üstunel transfer yaptı, lincoln'e yakın diye skibbe'yi istemeyen yerli futbolcular top oynamadı. kocaeli'den 5 yedi.. hatta gs tarıhınde görülmeyen oldu bir avrupa kupası maçından sonra daha sonra kaptan olacak bir futbolcu lincoln'ü hedef gösterdi... transfer yapıldı yerli futbolcular, yabancılara pas atmadı..

    - ancak üstünel kendine verilen görevi yaptı.. ve belkide alınacaklar listesinin en basındakileri getirdi.. hemde 23 agustos'ta değil.. sezon başında..

    kapak 3- gs taraftarı kader keita ve nonda leehine bagırdı..

    8 milyon euro'ya alınan keitayı aynı fiyata satarsan. bagrılır.. istediği kadar sahtekarlık yapsın.. arda turan yapmıyorda ne oluyor? serdar özkan, barış yapmıyorda ne oluyor? takımı ileriye tasıyan tek ve yıldız futbolcuyu satarsan, rijkaard mı suçlu? yerine müzmin sakat pino'yu almışsın..

    devre arası rijkaard forvet istedi.. avrupa kupalarında oynamış jo alındı.. o zaman nonda'yı yollamıycaksın.. evet çok kötüydü. varlığı yokluğu belli değildi.. ama tek forvetti!!

    kapak 4- gs taraftarı harry kewell lehine bagırdı..

    -taraftar kimin lehine bagıracagını biliyor.. canını dişine takan kewell lehine bagırıyorda, neden her korneri, serbest vurusu kaleye doğru kullanan arda lehine bağırmıyor??

    - butun maç sağ çizgide emekliliği gelmiş bir futbolcu gibi oynarsan.. taraftar tabi kewell diye bağırır..

    sonuç olarak.. gecen yılda dedim ki, yönetim oyuna gelme.. hoca'yı değil, hoca'yı sabote eden futbolcuları gönder.. zira rijkaard'ın yanlışını göremiyorum.. aksini dusunenler beni bilgilendirsin.. forvet, ortasaha ve stoper isteyen.. ve bu transferlerin kampa kadar yetişmesini isteyen bir hocanın elinde ligin 2. haftasında, uefa kupasındaki 4. maçta tek bir transfer yokken ne yapmalı..

    - kadro kalitesiz dedi diye yerin dibine soktugunuz bir adam rijkaard. ancak burda mehmet topal, barış özbek, ayhan akman, mustafa sarp dörtlüsü diye taşşak gecenlerde sizlerdiniz.. oyuna sokabileceği bir adam bile yok kenarda..

    taraftar tabi ki kewell lehine bagıracak.. tabi ki butun kornerleri, frikikleri kaleye vuran ve maç boyu sağ çizgide surat asık oynayan arda'ya bagırmayacak.. tabi ki bilerek pas hatası yapan, adam kaçıran balta'yı ıslıklayacak!!
  • 895
    ali sami yen'de rakibe yeterli baskıyı yapamayan taraftardır. tribün baskısı 90 dk aynı tempoda bağırmak, deplasman tribününün sesini bastırmak anlamına gelmediği için bu görüşteyim. yeri geldiğinde ispanya veya ingiltere tribünlerinin durgunluğundan, oturarak maç izlemesinden bahsederiz ama baskı anlamında bizlerden katbekat üstündür. örnek olarak kendini yere bırakan, numara yapan bir oyuncu maç boyunca ıslıklanır, hakem yanlış bir karar verdiyse her kararında bu hatırlatılırcasına yuhalanır vs...

    dünkü maçta* volkan şen'e ivankov'a yapamadığımız baskıyı kendi futbolcularımız üzerinde oluşturmayı çok iyi başarıyoruz. mesela 8 senelik galatasaraylı aykut veya ufuk'un her maç ayakları birbirine dolanırken, 22 yaşındaki cenk gönen beşiktaş ile çıktığı ilk maçtaki kendine güveni herkesi imrendiriyor.

    gerçek baskıdan bahsederken, bunun galatasaray taraftarına pek uzak olmadığını önceki avrupa maçları performansına bakarak hatırlayabiliriz. uzun lafın kısası, o stada gelen herkesin eşit derecede galatasaraylı olduğunu unutmadan, önce kendi aramızda kenetlenmemiz lazım.
  • 897
    tepkisini ortaya koymalıdır. suçlu kimse onları hedef göstermelidir. galatasaray'ın geleceği adına. hatırlayın 2007'de sulu derbide fenerbahçe'ye verdiğimiz tepki, aslında yönetime yönelikti, bir dışa vurumdu. ve bu olaydan sonra ki sezon şampiyon olduk. lincoln geldi daha bir çok iyi oyuncu geldi yıllar sonra. trenin kaçmaması için tepkisini ortaya en ağır bir biçimde koymalıdır. tabii ki şiddete başvurmadan...
  • 900
    galatasaray: hakkında felaket senaryoları üretilen takımımız.
    galatasaray taraftarı: yok şu istifa etmeliymiş, bu istifa etmeliymiş, yok rijkaard gitmeliymiş, terim gelmeliymiş, yok arda'dan adam olmazmış diye söylenenlerin oluşturduğu topluluk. *
    türk spor basını: sağdan, soldan, ortadan her yönden saldıran grup.

    al bu üçünü gir işin içine çık çıkabilirsen.

    galatasaray futbol takımının ortaya koyduğu futbol = galatasaray taraftarı
    neyi eleştiriyorsun ki galatasaray taraftarı bu takıma yön veren sensin.
    arda'yı toparlayacak olan sensin.
    bu takımda harry kewell ve milan baros ikilisi mücadele ediyor. neden?
    çünkü biz bir tek bu takımda onları koşulsuz seviyoruz .
    22 agustos 2010 galatasaray bursaspor macinda bize rağmen takım iyi futbol oynadı ve mücadele etti. bunu görün lütfen.

    takımda en büyük sorun güven gibi görünüyor. futbolcuların kendine olan güveni yok. kaleye ufuk ceylan geçmiş, ama korkuyor. *
    buna neden olan kim? biz
    arda turan ne yapsa birileri eleştiriyor. bunalıma girdi resmen, sinirli oldu çıktı.
    buna neden olan kim? yine biz.
    basın da etkili derseniz katılırım; ama şunu görmek lazım. biz takıma değil basına destek veriyoruz.
    aslında biz takıma destek versek arda, hakkında çıkan haberleri iplemez; ama biz ne yapıyoruz. yok sinem'i al git diyoruz.

    tebrikler galatasaray taraftarı tebrikler. böyle devam et bu takımı el birliği ile bitircez.

    galatasaray futbol takımının ortaya koyduğu futbol = galatasaray taraftarı
    bu benzerliği niye yaptığımı daha net açıklayayım.
    iki tarafın da mantalitesinde problem var.
    iki tarafta gol yiyince oyundan düşüyor.
    birileri sahada var mı yok mu belli değil. (dk 60-70 arası başlar.) taraftar da o istifa bu istifa diye başlar. nonda, keita diye bağırır. aslında taraftar da tribünde yoktur yani.( adresi şaşırmış gibi)
    bir tarafta kafasında rijkaard’ı bitirmiş futbolcu. öbür tarafta rijkaard’ın gitmesini çözüm gören taraftar.

    şimdi kendimize gelelim ve takımımıza güvenelim. o gün bugündür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın