• 7526
    galatasaray sözlükiçerisinde biat eden taraftar ve yangıncı taraftarolarak ikiye ayrılmış; esasında 5 kuşaktan oluşan ve her kuşağın kendi içinde farklı tepkileri, düşünceleri ve özellikleri olan taraftar grubudur.
    türkiye’ nin en büyük spor kulübünün, en vefalı taraftarıdır.

    kuşak farklılıkları arasında, fikir ayrılıklarının ve çok fazla çatışmanın olmasının en temel sebebi; sayıca diğer kulüplerden fazla olmasıdır.

    peki bu 5 kuşak nedir;

    --- alıntı ---

    1- 1925-1945: sessiz kuşak
    özellikleri: uyumlu, kanaatkar ve otoriteye saygılıdırlar. mevcut düzeni değiştirmek veya karşı çıkmak yerine uyum sağlamayı tercih etmişlerdir.

    2- 1946-1964: bebek patlaması
    özellikleri: kuralcı, çalışkan ve başarı odaklıdırlar.
    önceki nesillere göre çok daha rahat ortamda büyüdükleri için, dünyayı değiştirme ve toplumsal gelişmelerde söz hakkı bulma şansları olmuştur.

    3- 1964-1979: x kuşağı
    özellikleri: şüpheci, rekabetçi, otoriteye karşı kısmen saygılı bir kuşaktır.

    4- 1980-1995: y kuşağı
    özellikleri: sorgulayıcı, tatminsiz ve girişimci ruhlu bir kuşaktır.
    otoriteye karşı saldırgandır, bu özellikleriyle önceki kuşaklardan keskin bir şekilde ayrılırlar.

    5- 1996-2020: z kuşağı
    özellikleri: yaratıcı, tüketici ve geleneksellikten uzak bir kuşaktır.
    y kuşağı kadar olmasa da otoriteye karşı saldırgan hatta umursamazdır.

    --- alıntı ---

    kaynak gösterimi : http://gss.gs/ILI

    galatasaray taraftar grubu ‘ nda 5 kuşağın hepsi mevcuttur. oturup yüzyüze galatasaray’ ı konuşabilir, sorunlarını ve geleceğini tartışabilirsiniz. bu bize ve kulübümüze her zaman olumlu yansımıştır.

    fakat sosyal medya biraz farklıdır. ve tahmin edersiniz ki galatasaray sözlük ‘te bu beş kuşaktan muhtemelen 4’ ü bulunuyordur*. otoriteye saygı duyanı da var, devamlı eleştiren, tatmin olmayan, umursamayan da var.

    kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte her kuşağın belirli özellikleri olduğunu gördük. bu sözlükte kuşak farklılıkları olduğu aşikar. var olan ve içinde bulunduğumuz o an ki olaya nasıl tepki verdiğimize bir de kuşak farklılıklarıyla bakmalıyız.

    eleştireni veya biat edeni eleştirebilirsiniz. ama saygı duymak zorundasınız.
    bu taraftar bunun için var. eleştirip, sorgulayıp, tartışıp kulübün refahını arttırmak için. kulübümüzü temsil edip, her türlü mecra da koruyup, kollamak için.

    hepimiz kuşaklara saygı ve sevgiyle yaklaşmalıyız.

    iyi oyunda herkes coşkulu, heyecanlı ve mutlu. ancak kötü sonuçlarda herkesin tek gayesi, galatasaray nasıl iyi olabilir?

    sorun sistem mi ?
    hoca kötü mü ?
    yönetim beceriksiz mi ?
    arda gelmeli miydi ?
    belhanda vasat mı ?
    belhanda neden oynadı?
    transferler neden kampa yetişmiyor ?
    neden oyuncuları pazarlayamıyoruz ?

    rakiplerimizi düşünün. yıllarca başkanlarının yaptığı her hatayı savundular.* teknik direktörleri rezalet olmasına rağmen göndermediler.
    bizde durum farklı. senede 3 başkan değiştirebiliyoruz.
    bir sezonda 3 hocaya takımı emanet edebiliyoruz.
    riskli evet, ama başarı getiriyor.
    biz başarılarımızı
    galatasaray taraftarı’ na borçluyuz.
    2018-2019 sezonunda kötü oyunla taraftar sayesinde şampiyon olduk. 2019-2020 sezununda şampiyonluğu seyircisiz oynamaktan kaybettik.

    biz taraftar olarak kenetlenirsek başaramayacağımız hiçbir mesele yok.

    kenetlenin başka galatasaray yok
    gurur duyun! galatasaray hepimizin...
  • 7527
    yönetimin transfer politikasını eleştirmekte sonuna kadar haklıdırlar. bu sadece bu sezon yaşanan bir sıkıntı değil. geçtiğimiz sezonda da yaşandı, ondan önceki sezonun devre arasında da. kapı kapı golcü bulamayıp, kasımpaşa'nın kalburüstü oyuncusuna 13 milyonu gömerken de aynı yönetim vardı, aylarca falcao'yu beklerken de, bonservisi elinde olan adamı rakibe kaptırıken de, düşük meblağda satın alma bedeli olan bir milli stoperi transfer edemezken de kendileri vardı.

    ligin başlamasına birkaç hafta kalmış, fakat hala takımın orta sahası nazi işgaline uğramak üzere olan polonya savunması gibi. bu durumda eleştiriyi hak ediyorlar, kimse kusura bakmasın.
  • 7528
    doğru düzgün izlemediği ya da en son milattan önceki yıllarda izlediği futbolcuları etiketlerine bakarak yorumlayan taraftardır. aksini iddia eden varsa 2019 yazında jean michael seri'nin 8 numara olduğunu iddia edenlerin sayısına ve 6 numara oynatan ve 6 numara olduğunu söyleyenlere karşı kullandıkları üsluba bakabilir. bir kaç tanesi serkan reçber başlığında hala duruyor. aynı şekilde aykut kocaman futbolu oynayarak dünya kupası kazanan bir takımda rotasyon oyuncusu diye steven nzonzi'ye yapıla yorumlar da fazlasıyla komikti. gençlik yıllarında bile teknik, durağan oynayan öyle hırsından çimleri falan ısırmayan keyif topçusu steven nzonzi'nin taraftarla bütünleşip yeni bir melo falan olmayacağını anlamaları tam 2 ay sürmüştü.
  • 7529
    muslera'ya sahip
    fatih terim'e sahip
    sakatlanmazsa acik ara en iyi santrafora sahip
    en iyi stoper ikilisine sahip
    ekonomisi diğer büyüklere nazaran nispeten yürür durumda olan takımın taraftarlarıdir.

    başarılara sonuna kadar alışkın olduğu icin başarısızlığa tahammülü olmayan taraftardir. zira şu yukarida saydıklarım fener bjknin elinde olsa ligin juventusu biziz havasinda takılacaklardi. ama yetinmemek de güzel bir yandan hep daha iyisini bekleyen taraftardir. yine de biraz sag duyulu ve hoşgörülu olmakta fayda vardır.
  • 7530
    yapılamayan transferler nedeniyle kızgın olmaması gereken grup. yalnız taraftara da yapılamayan transferler sonrası aptal muamelesi yapılmasın. türkiye ekonomisi ne kadar yürür durumdaysa takımın ekonomisi de o kadar yürür durumda.
    eldeki varlığı zarar futbolculardan en az hasarla kurtulunursa eğer bu benim için yeterli bir başarı olur. kadro kötü değil ama orta sahaya iki tane doğru düzgün savaşçı ve yaratıcı adam lazım. ben artık; şut çeken, ileri doğru pas veren, orta açmasını bilen futbolcu görmek istiyorum.
  • 7531
    scout transferi ister, transfer için adı geçen oyuncuyu beğenmez ki ne zaman kaç kere izledin orası ayrı bir konu, ortasaha riske atılacak yer değil der, trabzon o tarz adam aldığında biz neden alamıyoruz diye takar.

    1- riske atılacak pozisyon mu kaldı günün futbolunda, en zayıf halkan kadar güçlüsün, zayıf karnına saldırıyor rakipler.

    2- bütün dünya paranın olmadığını biliyorken, eski transfer sihirbazın neredeyse oyuncuları kulübe ortak eden kontratlar vermişken, o topçuları nasıl satacaksın, adam gitmek istemiyor, herkes de fernando reges değil, karşı takım direk çeyrek fiyatını çekiyor zaten.
  • 7532
    transfer konusunda her sene bir şeye kafayı takıyoruz ve o şeyi yaptırasıya kadar tabiri caizse yırtınıyoruz, yaptırdıktan sonra verim alınmazsa da derhal yollanmasını istiyoruz. örnek vermek gerekirse yönetimin beceriksizliği neticesinde 2018-2019 sezonuna eren derdiyok hariç forvetsiz başladık taraftar çıldırmış gibi forvet diye tutturdu, devre arası yönetim eline yüzüne bulaştırdı pato-alan ikilisini getiremedi, son günlerde çareyi denize düşen yılana sarılır misali diagne’de bulduk. taraftar öyle bir sevindi ki forvet geldi gol kralı falan filan diye çok değil 6 ay geçmeden herkes biranda soğudu, ardından bütün yaz boyunca diagne’yi yollamaya yerine falcao’yu almaya enerjimizi harcadık. gelsin maaşı sorun değil forma satışından kazanırız vs. dedik taraftar olarak, adam geldi sakatlandı tam verim alamadık, bu sefer herkes falcao gitsin, maliyeti yüksek demeye başladı devamında örneğin james rodriguez dedikodusu çıktı çoğunluk gelmesin abi modunda çünkü kendimize bu yaz model olarak marcao, luyindama modelini uygun gördük genç yaşta alıp avrupa’ya ihraç edeceğimiz futbolcular, deyim yerindeyse scout transferi yapalım dedik, 1 ay öncesine kadar türkiye’de bulunan futbolseverlerin yüzde 90’ının ismini duymadığı moder, jozwiak, coulibaly isimleri ortaya atılmaya başlandı. bu oyuncular türkiye liginin ağırlığını kaldırabilir mi nasıl oynar çoğu kişi buna bakmıyor bile genç olsun da gelsin modunda herkes, bunu da zararlı buluyorum, fazla maliyeti olmayan kolay elden çıkartabileceğin türden oyuncular fakat gençleşiyorum diye de takımın kalitesini düşürmek ne kadar doğru? beşiktaş geçtiğimiz sezon quaresma’yı yolladı yerine genç diaby’yi kiraladı peki sonuç noldu, ne kadar verim alabildi, biz de yollayalım belhanda’yı, feghouli’yi, diagne’yi itirazım yok maaşları fazla fakat yerine sekidika kalitesinde oyuncu gelecekse ligin 10.haftasında herkes yönetim istifa demeye başlar. kimse gençmiş yaşlıymış düşünmez, bizim taraftar sabırsız, penaltı yaptırıyor diye ozan kabak’a kızan, penaltı kurtaramıyor diye musleraya kızan, maç seçiyor diye drogba’ya sallayan taraftar kulübün efsanesine bunu söyleyen taraftar 19-20 yaşındaki bu gençlere 3 maç üst üste dayanamaz. genç transfere karşı değilim orta sahada 34 yaşında koşmaya mecali olmayan selçuk inan görmektense 19-20 yaşında kuzey avrupa görmüş topçuyu ben de isterim fakat bir anda takımı 19-20’lik toy futbolculara emanet edemezsiniz tecrübeli oyuncularla harmanlamamız gerekir.
  • 7533
    içlerinde, çocukluk yıllarında tam oturduğu mahallenin takımını tutacakken yanlışlıkla galatasaray'ı tutmuş gibi konuşan ve bu tip kafa yapısına sahip olanlar var. taraftarlık ölçme olarak değerlendirilmesin. eminim çok seviyorlardır galatasaray'ı ama kafa yapıları bu seviyede değil bazılarının. bazı oyunculara galatasaray seviyesi değil diyoruz ya bazı taraftarlar için de geçerli bence bu durum.
    takımımızın kadrosunda ozan'a takas olacak değerde tüm mevkilerde hiçbir oyuncumuzun bulunmadığını iddia edenler bile var. evet ozan tufan'a.
    takımı ve hocayı çok ağır şekilde eleştiren biri olarak şunu söylemek istiyorum: dünya üzerinde kendi takımını, kulübünü bu kadar aşağılayan, küçük gören, tarihi büyüklüğüne zıt kafadaki başka bir taraftar yok. buna çok sinirleniyorum.
    camia içi eleştiri , teknik taktik bazda eleştiri başka, diğer takımlar karşısında küçük düşürücü, aşağılayıcı yorumlar yapmak başka.
  • 7535
    "yok"tan anlamayan taraftardır.

    ben de transferlerin kampa yetişmesi gerektiğini düşünüyorum. ben de abdürrahim albayrak'ın "daha 50 gün var" demecini talihsiz buluyorum. ben de takımın bir an önce 2 tane as orta saha oyuncusuna ihtiyacı olduğunu biliyorum. ben de genç oyuncu transferinin bu sezona sıkıştırılmaması gerektiğini, gelir gelmez katkı sağlayacak oyuncularla sezona hızlı girip bu sezonu en azından şampiyonlar ligi eleme potasında bitirmemiz gerektiği görüşündeyim.

    ama kardeşim, bu isteklerimin mevcut koşullardan bağımsız şekilde gerçekleşmesini istemek gibi saçma bir davranış içinde bulunmuyorum. kimbilir kaç kez, kaç yazar aynı gerekçeleri sıraladı? bir daha yazalım:

    - kulüpte nakit para yok. çünkü girdi yok. bu sezon için de beklenen gelirler çok düşük. en iyi ihtimalle stadın %30'unu kullanabileceğiz. bu nedenle kombine satışı çok düşük olacaktır. yayıncı kuruluş para ödememek, ödese bile iyice düşük ödemek için elinden geleni yapıyor. şampiyonlar ligi yok. avrupa ligi'nde devam garanti değil. etsek de şampiyon olman lazım ki seneye şampiyonlar ligi'ne gidebilesin. diğer türlü gelir miktarı çok çok düşük.

    - euro 9 tl oldu, olacak. bütün yabancıların maaşları euro üzerinden ödeniyor. futbolcuların çoğu belirli miktar maaş indirimini kabul etti ama zaten az olan gelirlerimiz türk lirası ile olduğundan dolayı 2021 başında türk lirası bazında indirimden önceki bedelleri ödemekle yüz yüze kalmamız işten bile değil.

    - elimizde kontratı yüksek ancak saha verimi düşük oyuncular var. bütçemizi sınırlı tutmak zorundayız. bakın 430 milyon tl harcama limitimiz var. bunu euro ya çevirdiğiniz zaman 50 milyon € ediyor ya da etmiyor. bu da sadece maaş bütçemiz değil, bu sezon yapacağımız tüm transfer harcamaları dahil olduğunda kullanabileceğimiz limit. futbolcu satsak bile bunun 1/3'ü limite dahil ediliyor. kaldı ki bu futbolcuları da yüksek maaşları nedeniyle satamıyoruz.

    - türkiye'nin ekonomisi keşmekeş. her şey daha da kötüye gidecek gibi duruyor. insanlar her geçen gün harcamalarından kısıyorlar. bu nedenle zaten dişin kovuğunu zor dolduran store gelirlerinin de düşmesi kaçınılmaz.

    - bütün dünya ekonomisi sallantıda. dünya üzerinde gördüğümüz en büyük krizlerden birisini yaşıyoruz. sadece biz değil, dünya üzerindeki pek çok kulüp 100-200 bin €'nun bile hesabını yapıyor.

    - dünya üzerinde bonservis ücretleri öyle inanılmaz bir hale geldi ki tek haneli rakamlara futbolcu transfer etmek neredeyse imkansız. eli yüzü düzgün her adam için ancak kiralık olarak tek haneli rakamlara futbolcu bulabiliyorsunuz. pandemi nedeniyle bonservis ücretleri bir miktar düşecek gibi görünse de yine de bizim çok çok uzağımızdalar hala.

    - bakın daha 7'nci maddede ffp'ye gelebildik. ancak bu maddede de "sattığın kadar al" cezasından bahsetmeyeceğim. uefa ile yaptığımız anlaşmaya göre bu sezonu başa başta bitirmek zorundayız. yani kulüp zarar açıklamamalı. yukarıda bahsettiğimi gelir ve gider ile ilgili sorunları düşününce bunun ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz.

    - geldik "sattığın kadar al" cezasına. evet şu an sadece maicon'dan gelen 1,43 milyon €'luk bir hakkımız var. bu sezonun toplam transfer bütçesi zaten en iyi ihtimalle 10 milyon €'yu geçemeyecektir. ancak yüksek maaşlı oyuncular nedeniyle elimiz zorda. satamıyoruz. bu oyunculara değil bizim istediğimiz, herhangi bir bonservis bedeli ödemek isteyen takım bile yok. olsa bir şekilde anlaşılır, satılır zaten. maaşının bir kısmını ödersin, bir şey yaparsın; açarsın bütçe. ama yok.

    bakın bu kadar "yok" içinde hala daha "neden transfer yapılamıyor, beceriksiz yönetim, adam da satamıyorsunuz, alamıyorsunuz da, def olun gidin, istifa edin, dursun bile sizden iyiydi" demek, en kibar tabiriyle," insafsızca değil mi?
  • 7537
    yoğun maç trafiğinde uefa kupasında oynamayalım diyen bazı taraftarları anlamadığım gruptur.

    ben küçükken, avrupa maçlarının olduğu gün, akşamı edemezdim mesela. galatasaray avrupada gazozuna oynasa bile, kalbim gül güp ederdi, ki hala ediyor.

    galatasaray kimliğine yakışmayan, avrupa'da olmayalım gibi düşüncelere ne ara katıldık anlamıyorum. yıllar evvel, şike zamanı gerekirse avrupa'ya gitmeyelim diye güruhu eleştiren taraftar, ne zaman bu seviyeye geldi. anlaması güç.
  • 7538
    transfer edilmesi beklenen gündemdeki oyuncunun transfermarkt profiline girer. hemen en aşağıda istatistik kısmına şöyle bir göz atar ama aklı istatistikte falan değildir. hatta gol ve asist sayılarını bile görmemiştir. hemen sayfayı yukarı doğru kaldırır. evet beklenen an geldi...performans bilgilerinin üstüne gelir ve hemen "sakatlık geçmişi" kısmına tıklar.

    "5 maç kaçırmış. hmmm... biz sezonda 50 maç oynayacağız, 5 çıkar veya hadi 8 çıkar. ee iyi abi alalım" bu sözden sonra hemen göz ucuyla bakılan istatistiklere detaylıca bakılır. adam 0 gol ve 0 asistle oynasa dahi "olsun abi adamın devamlılığı var" diyoruz ve mutlu mesut pencereyi kapatıyoruz.

    işte bu taraftara orta saha transferini çok görüyorlar*
  • 7540
    bir kısmı ciddi derecede terbiyesiz, hadsiz ve bilgisiz taraftardır.

    şu son dönemlerde sanki pandemi süreci yaşanmamış, sanki kulübün gelirleri sekteye uğramamış, sanki ffp anlaşması yokmuş, sanki euro 9 tl'ye doğur hızla koşmuyormuş, sanki türkiye ekonomisi her geçen gün daha da kötüye gitmiyormuş, sanki transfer işi bilgisayar oyunlarındaki kadar kolaymış, "git" dediğin adam "tamam abi, canını seveyim" deyip gidiyormuş vb. gibi durumlar yokmuşçasına, fütursuzca ve en kötüsü de sosyal medyanın verdiği anonimliğin hadsizliğiyle her istediğinin yapılması talebini sürekli belirtmektedir.
  • 7541
    sol kanatta okeye dönen babel&arda ikilisi ve ne vereceği belli olmayan kerem, ileri uçta sık sakatlanan falcao ve sürpriz yumurta diagne, stoper yedeği ahmet çalık, kalede maalesef yeterli olmayan okan ve fatih. takımda aksayan veya aksama potansiyeli yüksek olan çok nokta var fakat bu taraftarın günlerdir tek isteği merkez orta saha transferi. bırakın da o kadar hakkımız olsun.
  • 7542
    ayakları yere basması gereken taraftar grubu. dün yapılan fenerium'da anadolu takımlarının formasının satış haberini görünce artık iyice anladım ki ali koç bize karşı olan yarışında anadolu takımlarını yanına çekmeye çalışıyor ve güzel bir hamle yaptı. biz ise yıllardır en ufak sorun yaşamadığımız kayserispor'la bile düşman olduk.

    https://twitter.com/...163033691750400?s=21

    2003-2010 arasında fenerbahçe her zaman daha iyi kadrolar ve maddi imkanlar ve derbilerin neredeyse hepsini kazanmasına rağmen şampiyon olamamasının en büyük nedeni anadolu takımlarının bunlardan nefret etmesiydi. yalnız biz bunun için en ufak bir çaba harcamamıştık çünkü fener baştan aşağı itici bir takımdı. fenerbahçe'nin cumhuriyet olduğunu iddia ediyorlar, tüm takımların bunlara karşı olduğunu söylüyorlardı. bu hataya bizim düşmememiz lazım aman diyeyim...
  • 7544
    her geçen yıl daha da sabırsız ve huysuz bir profile bürünen taraftar kitlesi.

    bir çok konu var taraftar kitlesine yakıştıramadığım; fakat en günceli transfer konusu olduğu için bir şeyler yazmak istedim.

    ekonomi uzmanı değilim, ticaretle uğraşmıyorum da şunu biliyorum herkes gibi; ticaret parayla yapılıyor. paran yoksa nasıl alabilirsin! klüpte para yok; herkesin malumu. satmadan da alamıyorsun; e giden oyuncu da yok.

    tabi ki eleştirelim, gelişim ancak eleştirel bakışla olur. evet, ortada yönetimsel bir eksiklik, yetersizlik var fakat eleştirirken acaba neden böyle de demek lazım.

    iletişim gücü yokmuş yönetimin; "çok iyi ingilizce konuşuyorsunuz sayın abdürrahim bey bu sebeple jakub moder size 6 değil 3 milyon euro. evet evet tabi 5 tl si peşin, geri kalanı da football manager oyunlarındaki gibi 9999 ay taksitle." bence transfer görüşmeleri böyle yürümüyor ama böyle inanmak isterseniz yine de siz bilirsiniz. elinizde ticaretin en temel gerekliliği olan para yoksa hiçbir dilde ticaret yapamazsınız. iletişim günümüzde çok çok önemli, sunulabilirliğine göre para ediyor artık her şey ama dediğim gibi paranız varsa denklem işliyor ancak. yani müşteride para yoksa istediğin şekilde sun satamazsın, sende para yoksa istediğin fırsatı gör değerlendiremezsin.

    kör ölür badem gözlü olur; daha bir kaç gün önce nzonzi güzellemeleri okudum. seri ve lemina gelmeden önce de neler yazılmıştı burada; transfer edilen bu arkadaşlar bir çok yazarın ve taraftarın beklentisinin çok çok üstünde isimlerdi. kağıt üstünde harika olan kadro bekleneni yapmadı. ama sonuçta bu adamlar çoğumuzun beklentisinin üzerinde kaliteye sahip isimlerdi. ee para yok bonservisle oyuncu alamıyorsun, bence bu isimleri kiralayarak başarılı bir iş çıkarmışlardı ama isimler tutmadı.

    şimdi yine para yok, kiralama işi bize fayda getirmedi diyor başka arayışlara giriyor yönetim. taraftar da scout transferi istiyor; yönetim ismini bilmediğiniz youtube videolarını izleyince "oyş bu neymiş yaa" dediğimiz, scouting işi ile uğraşan insanların yorumlarını duyunca "ay hadi inşallah" dediğimiz adamlara yöneliyor. error : para yok. yine ticaretin en temel gerekliliği yerine getirilemiyor. yine yönetim suçlu.

    transfer için pazarlık yapılıyor. kendini kanıtlamamış gencecik oyuncular için bile kapı 6 8 10 milyon euro dan açılıyor, hele de talep eden kulüpler belli bir seviyenin üzerindeyse buzlu badem promosyonu veriliyor. evet bizim 2 milyon euromuz bile yok. yine alamıyoruz ve bizim eksiğimizi kapatmamız için biraz fazla milyon eurocuğa ihtiyacımız var ama yok ki. kahrolsun yönetim!

    "oyuncu satamıyorlar ağbii!" yine uzman olmadığım bir konu özür diliyorum fakat insanlar iş seçerken en önce kazanacağı paraya bakmıyor mu? satalım dediğimiz adamlara şu an aldıkları maaşı doğru düzgün kimse vermez fikrinde herkes hemfikirken aynı kitle bu sefer de niye satamıyorlar diyor. çelişkili değil mi? kulüp istenen bonserviste anlaşsa da belhanda yeni kulübünden alacağı maaşı kabul etmezse ne oluyor, aa oyuncu satılamadı. çok fazla haber, sosyal medya takip edebilen biri değilim ama allah tan sözlüğümüzde çok kıymetli yazarlarımız var da bir çok şeyden haberdar olabiliyorum ama ben satmak istediğimiz oyunculara talep olduğuna dair pek bir şey de görmedim. satılamadı! dış mihrak valla bu yönetim!

    bir de deniyor ki satmak istediğimiz oyuncuları biz önerelim, biz satalım. hani misalen kapı kapı gezip bu ürünü almak ister misiniz gibi. transfer listesindeki oyuncu kulüp tarafından gözden çıkarılmış isimler oluyor, piyasası düşüyor haliyle. oyuncunun ederinin düşmesi oyuncu veya satıcıdan bağımsız bir durum olmuyor mu bu şekilde!? tabi ki her oyuncu için bu böyle olmayabilir ama bahsi geçen bizim oyuncularımız belhanda , feghouli , babel vs. şahsen ben bu oyuncuların albenisinin çok fazla olduğunu düşünmüyorum.

    ffp yavaş, ciğerimiz soldu diyor ve inşallah bu dönem sonunda kısıtlamalara veda ediyoruz. kısıtlamalar olmadan galatasaray tarihinin baş köşesinde oturan fatih terim ve mevcut yönetimin çok başarılı işler yapacağına inancım tam. hem sahada hem transferde hem mali yapıda çok güzel işler başaracağına inanıyorum. lütfen sabredelim.

    evet gerçekten yönetimin yanlışları mutlaka var fakat bu entryde yanlışlara dikkat çekmek değil amacım sadece ortamı biraz yumuşatmak, belki farklı bir bakış katmak. yönetim başlığına değil de buraya yardım çünkü ben yönetimi savunmak için yazmadım sadece bana göre doğru olmayan eleştiri şeklini sizlere göstermek istedim. bambaşka bir yönetim olsa da bu minvalde eleştiriler yapılıyor çünkü. sanılmasın ki ben yönetimciyim şucuyum bucuyum; ben sadece kaos ve düşmanlıktan fayda gelmeyeceğine inanıyorum. eleştirelim ki gelişelim ama eleştirmeden önce bu olay neden oldu diye bir düşünelim. uzun bir entry olduğu, kusuruma bakmayın. bana farklı bir bakış sunacak yazarlara mesaj kutum hep açık.
  • 7545
    hiçbir şeyden memnun olmayan taraftardır.

    transfer yapılmaz: "neden transfer yapmıyorsanız, en azından 1 tane orta saha alın, kim olursa olsun"

    transfer yapılır: "bu adam akşam pazarı, bunu mu aldınız, tatmin olmadık"

    ya kardeşim para yok. bunu anlamayan insan ne diyelim ki daha? alabileceğimiz en iyileri bunlar. 35 yaşında sosa'yı mı alalım siz tatmin olacaksınız diye?
  • 7547
    buradan sözlük yazarları veya sözlüğü okuyan misafirler yanı bu platformda bulunan ve okuyan herkese sesleniyorum. 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçı ve son günlerde kulüp aleyhinde yapılan kasıtlı haberler gösterdi ki birlik olmamız lazım sadece birlik. fatih hoca, yönetim, taraftar hep birlikte olmamız lazım. bu futbol düzeni ile aksi takdirde başa çıkmamız mümkün değil. bizler birlik olarak bu düzeni bitireceğiz başka yolu yok!
  • 7548
    hala daha lisecilerin, sözde muhaliflerin ve ali koç'un kurduğu "galatasaray'da menajer ücretleri rezaleti", "galatasaray transfer yapamıyor", "galatasaray yönetimi beceriksiz" furyasının peşinden koşadurasıca taraftardır.

    gördünüz mü 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçını? gördünüz tabii. daha ilk maç bu. bu kadar tepkiden, bu kadar rezaletten sonra yine de ilk maçtan "biz bu sene fener'i şampiyon yapacağız" dedi tff ve mhk. haydi buyrun tartışın şimdi.
  • 7549
    11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçından sonra hem yönetiminin, hem teknik ekibinin, hem de futbolcu grubunun yanında olmalıdır. kadromuz bu lig için yeterli, yönetime laf yok. teknik ekibimiz zaten efsane. futbolcularımızın hepsi de on numara. younes belhanda'sından ahmet çalık'a, ryan babel'den fatih öztürk'e, mbaye diagne'den arda turan'a hepsi pırıl pırıl.
  • 7550
    (bkz: 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçı)

    başladık yine kendimize farazi düşmanlar yaratmaya; tff, hakemler, rakip takımlar vs vs diye ağlamaya.

    galatasaray futbol takımı 3 senedir 5 kuruşluk top oynamıyor, milyon euroluk kadrosu ile kıçı kırık bir hazırlık maçında hatayspor takımına bile diş geçiremiyor, bizim taraftarlar da rakibin maçlarını izleyip "ooo dış güçler, hakem, tff..." vs boş işlerle uğraşıyor.

    valla bıktım ben bizim taraftarların bu saçma hezeyanlarından.
    ya kardeşim sen kendi takımının oynadığı boktan oyuna bak, boşver diğerlerini.

    bu ülkede tff'den, hakemlerden, mhk'dan canı yanmayan takım yok zaten, her hafta farklı bir takımın yöneticisi ekrana çıkıp ağlıyor yalan mı!

    ama sezon sonunda ise iyi futbol oynayan ya da kötünün iyisi olan takım önünde sonunda o şampiyonluk ipini göğüslüyor.
    bu ülkede en çok şampiyon olan takım biziz, madem herkes bize düşman nasıl oluyor da 4. yıldızı ilk takan takım biz oluyoruz!

    yarın 12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçında bizim takım yine pozisyon oyunu adı altında iğrenç bir maç çıkartır, biz de burada hakemlere, tff'ye söver dururuz, hiç şüphem yok.

    bırakın allah aşkına böyle lüzumsuz şeyleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın