interrail biletiyle değil ama 2 ay önce ocak ayında 20 gün boyunca backpack gezdim ve üniversite zamanlarından içimde kalmış en büyük ukdemi gidermiş oldum. kafasında yapmayı düşünen herkes için deneyimlerimi yazacağım. eminim pek çok kişi ilham alacaktır zira inanılmaz bir deneyim bu.
öncelikle rotamı yazayım; atina - roma - floransa - venedik - barcelona - paris - amsterdam - prag - budapeşte.
yukarıda yazdığım gibi interrail bileti olmadan backpack gezdim. zaten 27 yaşında olduğum için bilet almamın herhangi bir esprisi yoktu. neyse, rotayı hazırladıktan sonra ilk olarak biletleri almaya başladım. ancak burada en uygun biletleri alabilmek için günleri tutturmak deveye hendek attırmak gibi. gerçekten zor. izlediğim rotayı şu şekilde katettim;
istanbul --> atina - (pegasus) - 95 tl
atina --> roma - (rynair) - 25 euro
roma --> floransa - (megabus) 7 euro (arada pisa'ya da tren italia ile gidip geldim)
floransa --> venedik (megabus) - 2 euro (şaka değil!)
venedik --> milano (tren italia) --> barcelona - (ryanir) 18 euro
barcelona --> paris - (rynair) 17 euro
paris ---> amsterdam - (megabus) 10 euro
amsterdam --> prag - (easyjet) 40 euro
prag --> budapeşte - (student agency) 12 euro
budapeşte --> istanbul - (wizzair) 13 euro
bilgisi olmayan arkadaşlar bu fiyatları görünce eminim şu an şaşırmıştır ama dünya genelinde low-cost seyahat imkanı sunan gayet iyi havayolu ve karayolu şirketleri var. özellikle havayolu olarak;
ryanir, karayolu olarak da
megabus biz gezginler için bulunmaz birer nimet.
şimdi biraz konaklama işinden bahsedeyim. açıkçası ben biraz rahatıma düşkün olduğum için
booking'ten bulduğum hostellerde kaldım. ancak konaklama işini çok daha ucuza getirme şansınız da mevcut. bunlardan birincisi;
couchsurfing denilen olay. ücretsiz konaklama. bunun için;
https://www.couchsurfing.com/ sitesine üye olup gideceğiniz şehirlerdeki couch'larla kontak kurabilir ve konaklama işini bedavaya getirebilirsiniz. sitede referans olayı önemli. o yüzden görüştüğünüz kişinin referans yorumlarını iyi okumanızı öneririm. allah korusun satışa da gelebilirsiniz. maalesef oluyor bunlar :( bir de
airbnb denilen bir şey var. müstakil evleri/odaları kiralama olayı.
https://www.airbnb.com.tr sitesinden ulaşabilirsiniz. iyi araştırmalar neticesinde çok güzel fiyatlar yakalayabilirsiniz.
benim hostelleri özellikle tercih etme sebebim çok güzel ortamlar olması. kaldığım tüm hostellerin hepsinde 8 yataklı odalarda kaldım. türk olmanın bir dezavantajı var. avrupa birliği üyesi olmadığımız için avrupa birliği üyesi olmayan ülke vatandaşlarıyla aynı odada kalıyoruz. o yüzden yunan, ispanyol, italyan ve fransız hanımlarla tanışma şansımızı kaldığımızın hostellerin lobilerinde/barlarında bulabiliyoruz :) ancak bazen şansınız yaver gidiyor. avrupa birliği ülkesi vatandaşları fazla olunca mecburen sizin odalarınıza geliyorlar. bunu şu yüzden özellikle anlatıyorum; farklı kültürlerden insanlarla birarada bulunmak ve sohbet etmek inanılmaz bir deneyim. mesela barcelona'dasınız; bir türk, bir arjantinli, bir ingiliz, bir de japon futbol muhabbeti yapıyorsunuz. bence bu deneyim için bile kesinlikle
hostel kullanın. diğer yandan biraz yetenekliyseniz çok güzel hanımlarla tanışabiliyor, beraber gecelere akabiliyorsunuz.
*kaldığım hosteller ve ödediğim ücretler;
roma --> hostel roma tempus - 2 gece; 17 euro (açıkçası kalite bakımında kaldığım en kötü hosteldi. hintliler işletiyordu. tavsiye etmem)
floransa --> plus florance - 2 gece; 28 euro (floransa'nın en iyi hosteli olarak tavsiye etti arkadaşlar, ben de epey memnun kaldım)
barcelona --> st christopher's inn - 2 gece; 30 euro (barca'nın kalbinde, çok iyi bir ortamı var. epey memnun kaldım)
paris --> hostel generator - 1 gece; 21 euro (gayet iyi hostel ama daha iyisini bulabilirsiniz)
amsterdam --> budget hostel heart of amsterdam - 3 gece; 40 euro (ahahaha alırken dikkat etmemiştim ama bildiğiniz
red light'ın girişinde hostel :d ulan ne ortamlar oldu be, tavsiye ederim :d)
prag --> hostel advantage - 1 gece; 7 euro (prag'a zaten akşam üstü vardığım için sadece uyumaya gittim. bence hiç fena bir hostel değildi. ne alakaysa avustralyalı elemanlar işletiyordu, galatasaraylı olduğum için fenerbahçe geyiği yaptılar. kafa çocuklardı)
budapeşte --> red fox party hostel - 1 gece; 6 euro (kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum. özellikle sap kardeşlerim, biraz becerekliyseniz bir hayır duası edersiniz :d:d)
şehir içi ulaşımdan da biraz kısaca bahsedeyim.
atina; kontrol çok az. ben biletsiz dolaşıyorum orada.
roma; biletsiz sadece otobüsle gezdim, metro için bilet şart.
floransa'; toplu taşımalık bişi yok ancak şehrin tadını çıkarmak için bir gün de olsa bisiklet kiralayın ve her yere gidin.
venedik; waterbus diye bir olay var, kontrol az. para vermeyin.
barcelona; en sıkıntılı yerlerden biri. hepsinde bilet şart.
paris; burada da bilet şart zira sürekli metro kullanıyorsunuz.
amsterdam; en karışık yer. biletsiz gezebilirsiniz ama kontrol var. yakayı eleverebilirsiniz. küçük şehir olduğu için bence yürüyerek gezin derim ve bir gün de olsa bisiklet kiralayın.
prag; kontrol var diyorlar ama biletsiz gezdim burada da.
budapeşte; kesinlikle bilet alın. bunlar teşkilat ağır öpüyorlar; 30 euro ceza yedim :d
yukarda da yazdığım gibi çok ilginç insanlarla ve olaylarla karşılaşıyorsunuz. 1-2 hikaye anlatayım;
floransa'dayken
pisa'ya gidip gelecektim. merkezdeki istasyona gittim, biletimi alacağım. yoğunluk vardı, birkaç dakika banklara oturdum. yanıma bir çocuk oturdu, elimde bisküvi vardı. bir tane rica etti verdim, başladık muhabbete. eleman
rus çıktı,
bologna'da okuyormuş. merak etmeyin, uçakla ilgili durum umrunda bile değildi. her neyse. nereye gittiğimi sordu,
pisa dedim. biletini aldın mı dedi, sıra var birazdan alacağım dedim. alma, kaçak binersin dedi. nasıl yani falan demeye kalmadı eleman patır patır başladı şakımaya; kısa mesafe olduğu için en son vagondan bir önceki vagona biner ve son koltuğa oturursun, kondüktör gelene kadar da inmiş olursun dedi. neden bir önceki vagon diye sorunca; nolur nolmaz eğer kapıda kondüktörü görürsen doğru tuvalete girersin. sonra da gitmesine kadar beklersin ama böyle bir şey olacağını da sanmıyorum dedi. adam büyük tecrübe :) ulan olur mu olmaz mı diye birkaç dakika düşündüm ve böyle bir macera kaçmaz diyip kaçak bindim trene. çocuğun dediği gibi oldu ve kondüktör uğramadan git-gel 16 euro cepte kaldı.
`
barcelona
'daki 2. günümün ilk yarısınınou camp
'a ayırmıştım.la rambla`'dan kalkıp metro'yla yola çıktım. metrodan indim stada yürüyorum, birkaç metre önümde de arap asıllı bir çift var. bunlar stadyum çevresindeki güvenliğe nereden gireceklerini sordular, görevli tarif etti. ben de kulak verdim, bunları takip ediyorum. malum futbol stadı, pek çok girişi var. bunlar bir kapıya yöneldiler, ben de öbür kapıdan gireyim dedim. girer girmez bir tuhaflık olduğunu anladım zira etrafta kimse yoktu ve önümde sadece bir kapı vardı. kapıyı çektim, açıldı. merdivenler çıktı karşıma. allah allah yanlış yerden mi girdik derken bir merdiven daha çıktım. bir baktım stadın içindeyim. yalnız bir tuhaflık var. herkes ortada ziyaret için ayrılmış bölümde, ben sağ tarafta tek başımayım. hassiktir nasıl oldu lan bu diye kendi kendime gülmeye başladım. birkaç fotoğraf çektim. bu sırada da ortaya biraz yaklaştım. görevli bir kadın bana el salladı ve orada bulunmanız yasak, lütfen buraya gelir misiniz dedi. bozuntuya vermedim, gittim. hiç kimse bilet sormadı. biletler ne kadardı bilmiyorum ama tahminime göre 25 euroya yakın bir para cepte kaldı :)
2 ay oldu ancak inanın paranoyak gibi o günleri özlüyorum. kış olmasına rağmen inanılmazdı her şey ve çok ama çok eğlendim. şimdi bi' balkan rotası var kafamda ama ne zaman çıkacağım şimdilik muamma.
pek çok şeyi yazdım sanırım. yine de sorusu olan varsa memnuniyetle yanıtlarım. genç yaşınızda bunu yapmadan ölmeyin derim.