• 1701
    tamamının galatasaray için yazıp çizdiğinden zerre şüphe duymadığım oluşumdur. hepsinin üzerinde galatasaray armalı forma vardır ki kimisi 2288'i, kimisi parçalıyı, kimi cesareti giyer. kiminin tarzı serttir, kimi daha naif. kimi ergün penbekadar soğuk kanlıdır, kimi hasan şaşkadar agresif. sevmeseler sarının yanındaki kırmızıyı ne 2 dakika düşünme gereği duyarlar ne de iki satır yazı yazmak.
  • 1702
    3-4 gündür çok ufak tefek bilgi amaçlı yazılar haricinde yorum içerikli yazı yazmadım. sadece tek yaptığım şey okumaktı...

    gözlemlerim kadarıyla gidişatı çok da hayra alamet olmayan sözlük yazarları bulunuyor. rijkaard' a overrated deme cesaretini kendinde bulan, avrupa'dan elendik diye demediğini bırakmayan, günah keçisi arayan, lakin tam belli bir adam bulamadığı için bütün futbolculara saydıran kişiler mevcut bu sözlükte...

    biz üzülmedik mi elendik diye? canımız yanmadı mı? belki üzüntü, birazcıkta hırstan ağlamadık mı? evet. doğru... ağladık, üzüldük. kim olsa aynı şeyi yapar. hele ki bu şekilde elenmek herkese çok daha fazla koydu. yani, hakem yüzünden elenmek... acı birşey tabii ki...

    ama bazıları taşlamaya adam arıyor. kimisi mustafa sarp, kimisi caner, kimisi servet, kimisi rijkaard'da buluyor kabahati. ama düşünmüyorlar ki, bu takım bir galibiyet aldığında ya da şimdi 3-5 ay sonra lig şampiyonu olduğunda o kupayı yine mustafa sarp, caner, servet, rijkaard alacak. utanmayacak mısınız ya? ya da silecek misiniz yazdıklarınızı? içinize sinecek mi?

    aslında siz kolay olanı yapıyorsunuz. en kolayı bu. ne var ki günah keçisi bulmakta? atın ortaya bir adam, vuran vursun. oh ne ala... doğru mu peki bu? kimine göre evet, kimine göre hayır. cevap tabii ki hayır. daha bundan çok değil 1 ay önce leo franco'yu yerin dibine sokanlar, ilk atletico maçından sonra göklere çıkarttılar. bunlar aynı kişiler. peki neden?

    cevabı basit;

    düşünün, belki bulursunuz...
  • 1705
    hincalkovac türevlerinin fazlası ile artmakta olduğu güzide sözlüğümüz. tabi bunlar istisna. şu güzel ortamı bozmak için ellerinden geleni yapmaktalar. hakan ünsal bile eninde sonunda galatasaraylı olduğunu hatırlıyor ve haksızlığa karşı sesini çıkarıyor dünkü gibi. ama bazı saçma insanlar var ki burada şimdiden başladılar rijkaard istifa, adnan polat istifa. alah akıl fikir versin.
  • 1708
    son yazdığım entrylerime özelden gayet samimi bir şekilde eleştiriler ve tebrikler aldığımdan ötürü ''ayar furyası'' ile alakalı genel kanıya katılamayacağım. ayrıca böyle samimi ve dürüst eleştirilerine ve fikirlerine direkt özelden layık görmelerinden ötürü bahsi geçen yazar kardeşlerime tekraren teşekkür etmek isterim.şahsım adına gayet sağlık bir yazarlık yaşadığımı ve her anlamda olmasa da mühim noktalarda optimum seviyeye yakın olduğunu düşündüğüm sözlüğüm. sanal dünyada geçirdiğim kısıtlı süremin en büyük zevki ve en büyük sebebi. zamanımın çok büyük bir kısmını sözlükte geçirmediğim için yanlış bir kanıya varmış da olabilirim. fakat benim penceremden böyle görünüyor sözlüğüm.
  • 1709
    çok sevip saatlerce başında durduğum, vakit geçirim birikimime birşeyler kattığım ve bu yüzden de kalitesini korumak için çabaladığım sözlüktür. fakat son dönemde, özellikle 1 haftadır, ne sözlük formatı, ne entry niteliği var. şöyle ki anketinho dos santos için bkz verenler "sözlüğü çok iyi biliyorum tribi yapmakla" suçlanıyor olup (ne alakaysa artık) ne yapacağını bilmeyen taraftar iyice sözlüğün içine ediyor. ağzına geleni yazanlar, küfredenler, futbolcuya "nargileci" diyerek kendini tatmin edenler hepsi var. haftasonu guiza ağladı ya, başlıkların ardı arkası kesilmiyor. neymiş efendim; guiza yi yuhlayan taraftarin drami, fenerbahce nin daniel guiza yla sozlesme yenilemesi, guiza nin futbolu birakip okculuk federasyonuna basvurmasi, guiza kaleciyle karşı karşıya vs. vs. ne yani başlık açıp altına basit bi entry girip bırakmak mıdır olay? tanım içeren başlık sayısı azalıyor, açılan başlığa bkz verenlerin sayısı artıyor. bu mudur yani,sen altına bkz verince bitti, kurtuldun, rahatladın, görevini yaptın, şimdi rahatça çayını koymaya gitmelisin.

    ee diğer yandan bakıyorsun, kaybedilen maçtan sonra yönetime, teknik direktöre sallayanlar, futbolcuya sövenler. hiç yoktan akıtılan tere saygınız olsun. maç siniri ile yazılar yazılıyor, ardından ortam gerginleşiyor,ardından sözlükte kavga çıkıyor. çıkar tabi, sen yazdıklarını bilmeden klavyeye hararetle atılırsan, mantığını değil sinirini ön planda tutarsan olur tabi arkadaş.

    e diğer yandan moderasyona şikayette bulunuyoruz bu durumla ilgili, cevap gelmiyor. kişisel iletilerine "sözlük forum oluyor" vs. yazmak kadar kolaya kaçmamak lazım diye düşünüyorum, herkes görevini yapmalı değil mi.

    her neyse, biraz daha gayret etmemizde fayda var diye düşünüyorum arkadaşlar, imla kurallarına uymak için birazcık araştırma yapmak bkz vermekten daha kısa sürer emin olun. ya da sözlük için uygun başlık açmanın ne olduğunu bilmek zor olmasa gerek, altına tanım yapılabilecek bir başlık yapılması gereken. yapmayın,etmeyin,hepimizin çabası ile güzelleşecek bu sözlük, herkes görevinin gereğini yerine getirirse neden olmasın...

    not: az önce (bkz: #324415) of veren zihniyet;buna da of vermezsen adamlığından utan.
  • 1710
    gerçekten bilmeden görmeden düşünmeden bir sürü yorumun yapılması sözlüğün bir parçası olarak kalbimi çok kırıyor. yapmayın arkadaşlar bir okuyalım görelim izleyelim öyle konuşalım.

    maç sonrası sinirle ve gazla yapılan yorumların hiçbir değeri yok. sözlüğün seviyesini de kesinlikle düşürüyor. daha akıllcı,daha sakin, daha galatasaraylı olmalıyız.
  • 1712
    frank rijkaard'la ilgili bir elestiri yaptığınızda * o haftanın en ofsayt listesine girmenizin garanti olduğu sözlük. sanırım bu taraftarın frank rijkaard'a olan inancından kaynaklanıyor. rijkaard elestirilmeyecek bir adam değil ama elestirirken de lütfen mantıklı argumanlarla elestirin.

    geçen haftanin en kötü entry'leri (22.02.2010 pazartesi - 28.02.2010 pazar)

    1. (bkz: frank rijkaard/#325788) zizonkovac - 49 dakika gibi bir sürede en ofsayt entry listesinde zirveye oturmustur.
    2. (bkz: frank rijkaard/#323246) wide
    3. (bkz: frank rijkaard/#322648) fizikalibilitesice
    4. (bkz: frank rijkaard/#322668) fizikalibilitesice
    7. (bkz: frank rijkaard/#322507) since prospero
    10. (bkz: frank rijkaard/#322076) daddy cool
    11. (bkz: frank rijkaard/#322059) alben10
    12. (bkz: frank rijkaard/#325807) alben10
    19. (bkz: frank rijkaard/#322734) fizikalibilitesice
  • 1715
    koyu bir galatasaray taraftarını, sarı kırmızı renklere aşık birini bile çileden çıkartabilen oluşum. objektiflikten eser taşımayan ve galatasaray eleştirilidğinde niteliksiz entry olarak görülüp entryleri silen oluşum. sözlük formatını bilmiyonuz diyerek bizleri yemeye çalışan oluşum. yazar alımında haldun üstünel kadar düşünen oluşum. * **.* bu entryim moderasyon tarafından görülüp uçurulma süresine kadar hesabımı kapatmaya çalışıcam. kapatamazsam uçuracak olan modun ellerine sağlık şimdiden.

    öğüt niteliğinde not: yeni gelen yazarları, eskiler ile kaynaştırmazsanız, sözlük ömrü çok uzun olmayacaktır. uzun olsa bile kalite denen şeyi çok ararsınız.
  • 1716
    25 subat 2010 galatasaray atletico madrid maci zirvesiile en kalabalık zirvesini yapmıştır. orada bulunan yazar arkadaşlara söyledik ama yinelemekte fayda var;

    galatasaray erkek basket takımı bu sezon galatasaray'ın şerefidir. düşmeyecektir, düşmemelidir. ve bu takım taraftarın desteği ile daha iyi oynamakta, daha çok savaşmaktadır. bir avrupa maçı bileti 75,00 lira bu 15 adet galatasaray erkek basket takımının maç bileti demek. tam 15 maç. alacağınız haz aynıdır emin olun. tek bir futbolcunun 2 yıllık alacağı kadar bütçesi olan bir takım kanıyla, canıyla savaşıyor. onları yalnız bırakmamalıyız. sözlükte 1000 kişiden fazlayız. 1000 kişi diyorum bak. bunların 300'ü istanbulda ikamet etse ve biz bu rakamın % 10 'unu salonlara getirsek 30 kişi eder. ama biz kaç kişi ile basket maçına gidiyoruz? 3. komik mi? vallahi 3. ortalama bu kadar. bize yakışan taraftar olarak takımı desteklemektir. sonra gelir buraya eleştirilerimizi yazarız ama önce destekleyelim. galatasaray sözlükte bulunan taraftar kesimi stad ve salonlardakine göre biraz daha genç güruhtur, hemen hepsi üniversitelidir, bakış açısı biraz daha benzerdir kendi arasında. yani kültürü belli bir seviyede olandır. bunu da göstermek gerek. başkasına değil kendimize.

    haydi sözlük salona!!!
  • 1718
    beni ayakta tutandır. daha önce buna benzer bir sürü entry yazdım da bu başka be. oturup oturup düşünüyorum burası olmasa ben ne yapardım diye. alın işte günün en önemli maddeleri benim için siz karar verin;

    -vize evrakları tamamlanamadığından pederi yalnız yolluyorum yurt dışına, evrakları hazırlanacaktı, tur şirketine giderken sözlük için oyuncak aslan baktım acaba yaptırsak nasıl olur diye. isteyen satın alsın falan.

    -sabah müşteri aradı ankara'dan, birden kafam bozuldu. hagi geldi aklıma. bu akşam yine 3 ay boyunca beni yalnız bırakıyor buralarda. gözümüzün yaşına bakmadan çekip gidiyor sarı-kırmızı şehrimizden. müşterimin telefon açtığı yere ankara'ya. sayende voga'yı sevmiyorum hagi.

    - saat 11,00 gibi vay acondios aradı. ne yapıyosun? ne ediyosun diye. çalışıyormuş o da benim gibi. bir ara görüşelim dedi. çok istedim birden yanına gitmeyi. gecenin bir yarısı 3-4 kilometre yürüyüp bir taşın üstünde muhabbet ettiğimiz gibi muhabbet etmeyi falan özledim.

    - sonra yemeğe geçtim mutfağa. kuru fasulye vardı. dün akşamı hatırladım güldüm belli-belirsiz. dün akşam evde de kuru fasulye vardı. soy ozan aklıma geldi. hakan şükür ile ilgili entrysini hatırlamıştım. döndüm msnin başına dün yemekten sonra soy ozan msnden 'naber toka' diyor. anlattım uzun uzun, ''benim içinde ye iki kaşık'' dedi. bugün de onun için yedim aynı yemeği.

    - akşam üzeri yarım saat kadar önce de kalifiye jurnal aradı. başkan görüşemedik, sahildeydim de aklıma geldin dedi.

    tüm günümü sözlük ile ilişkilendirdim. ne diyeyim, nasıl diyeyim?

    hayatta hiçbir ideolojiye sıkı sıkıya bağlı olmayan, hiçbir grupa yakın olmayan ben; kanımı, canımı burası belledim. ilginçtir. sanal bir platformun bir insanın her şeyi olabilmesi. sanırım burası benim her şeyim.
  • 1722
    öncelikle şunu söylemem gerek: açıldığı günden bu yana, yani neredeyse 20 aylık süre içerisinde tahminimden çok daha hızlı ilerledi bu sözlük. ilk günlerde burada konu sınırlamasının olmayacağını düşünmüştüm. hatta bu işe destek bile verirdim*; ama sonradan sol frame'in "seda sayan, hoşlanılan kızın arabesk dinlemesi, sünnet olmak vs..." gibi başlıklarla dolma ihtimali bile kanımı dondurdu ve buranın sadece sporla sınırlı bir yer olmasına şükrettim.

    galatasaray sözlük'ün sadece sporla sınırlı bir platform olması bir handikap değil bir avantajdır. diğer sözlüklerde burayla ilgili yazılanları ilk entrylerden son entrylere doğru bir okuyun. farkı görürsünüz. ilk zamanlarda burayla ilgili yazılan hoş olmayan şeyler son entrylere doğru yumuşamış ve hatta yerini övgü dolu sözlere bırakmıştır. nitekim bu övgüler haklıdır da. neden mi?

    ilk olarak, ben vaktim olduğu sürece diğer sözlüklere de şöyle bir bakarım. çok bariz bir şekilde buradan entry alıntılandığını görüyorum. çok bariz... hatta birkaç entry vardı. mesela birisi buranın itü sözlük'ten daha fazla bilgi içerdiğini söylerken diğeri de galatasaray sözlük'te futbol bilgisi üstdüzey yazarlar olduğundan bahsediyordu. bir entryde de yazar açık açık buradan bilgi alıntıladığını yazmıştı. ama bütün bunların da ötesinde burayı daha değerli kılan birşey var ki o da galatasaray'a gün geçtikçe yakınlaşmamızdır. ali sami yen tribünlerine pankart asılması* veya resmi yayın organımız galatasaray dergisi'nde buradaki bazı entrylerin yayınlanması gibi... yeni arkadaşlar için söylüyorum: burada sezonun ilk yarısında oynadığımız bir maçın altına girilen entrylerin çoğu dergimizin bir sayısında peş peşe yayınlandı. hatta buradaki emektar galatasaray taraftarlarından mahalle takımı ve zizonkovac'ın bazı eski futbolcularımızla ilgili yazdıkları uzun entryler de yayınlandı galatasaray dergisi'nde.

    yukarıda bahsettiklerim sözlük ilk açıldığında olacağını hiç düşünmediğim gelişmelerdi. bunun dışında da iyi şeyler oldu. başlarda buradaki anti-fenerbahçeliliğin haddi hesabı yoktu. o dönemler antu'dan farkı kalmıyordu sözlüğün. neyse ki uzun zamandır bu durum pek yok. bundan sonra da o ilk zamanlardaki gibi şiddetli olacağını sanmıyorum. bu kadar iyi şeyden sonra biraz da tatsız şeylerden bahsedelim. bazen öyle şeyler görüyorum ki şok oluyorum resmen. misal, yenildiğimiz bir maçtan sonra bok atılan bir futbolcumuzun başlığına girin ve ilk zamanlardaki entrylerden birine bakın. o oyuncumuzu o dönem öven yazarımız bir bakmışsınız ki "derhal gitmeli" yazmış. ilginç. bunun dışında farklı fikir sunan her yazara zırt pırt troll damgası yapıştırmak moda oldu. bunun da ötesinde o yazarın başlığına girip ağza alınmayacak şeyler söylendiğini gördüm ki gs'nin deyimiyle yapmayın çocuklar, yapma rüştü, yapma zidane... ve son olarak herşeyi geçiyorum; insanlık dışı iğrenç entryler girildiğine şahit oldum burada. bu entrynin içeriğinden bahsetmeyeceğim. zira aynı entryi buraya tekrar yazmak istemiyorum.

    şu ana kadar yazdıklarım içinde son paragraf hariç gayet iyi yolda olduğumuzu söyleyebilirim. çok fazla göz önünde olmayan bir maç olduğunda ekranınızda aynı anda hem "x sözlük" hem galatasaray sözlük açık olsun; veya şu an aklınıza herhangi bir sporcunun ismini getirin ve bu oyuncuyu hem x sözlük'te hem burada aratın. şimdi bile sonuçlar bu şekildeyken kimbilir yıllar sonra nasıl bir hal alacaktır. zira biz bu konuya odaklıyız. spora... burda bazı şeyleri görmek hoşuma gidiyor. galatasaray maç kaybettiğinde ben üzülünce babam "üzülme oğlum, futbolcular bile senin kadar üzülmüyor." derdi. işte burada benden daha fazla üzülen insanlar var. maçı çok iyi okuyan adamlar var burada. umarım sözlük ilerleyen zamanlarda öngörümün dışına sapmaz.

    artık entrye bir son vermenin zamanı geldi. daha önce galatasaray sözlük başlığına pek yazmamıştım. sadece birkaç olaya tepki olarak birşeyler yazmıştım. şimdi de genel bir değerlendirme yapmak istedim nedense. bu nedenle bu yazıya şu ana kadar katlandınız. teşekkürler efendim. sağlıcakla...
  • 1723
    cassio lincoln'ü kendisinden fazla düşünen yazarlara ev sahipliği yapmaktadır. olm adam çuvalla parayı çakıp gitti lan, lincoln'ün burayı düşündüğü yok, gitti ülkesine ense yapıyor, bir rahat bırakın adamı. adam ne "lincoln süperdi" deyince geri dönüyor, ne de "lincoln'ün ebesine atlayayım" deyince futbolu bırakıyor. lincoln'ü düşündüğünüz kadar ali lukunku'yu düşünseydiniz belki lukunku şu anda kongo milli takımı'nın, kongo futbol federasyonu'nun başındaydı, koko cambo dinleyip bir takım zenci dansları yapıyordu, yazık...
  • 1724
    kısa süre geçmeden hazreti cassio lincoln'ü sevenlerin ofsaytlandığı, dışlandığı ortam tarzı girilere yer verilmesi muhtemel sözlüktür kendisi. lincoln'ü sevenleri sevme gerekliliğimiz mi var acaba bu sözlükte... herhangi bir konuda fikir belirtiliyorsa ve bu çoğu kişiden ofsayt alıyorsa, hemen kendini dışlanmış şekilde gösterip, sözlüğe kızmak ve lincoln'ü sevenlerin sevilmediği sözlük yazmak ağlamak değildir de nedir bu ortamda... lincoln'ü sevmek onu savunmak ne kadar özgürce yapılabiliyorsa bu ortamda, onu sevenlerin dışlanabilmesi ve sevenlerinin ofsayt oy alması o derece normaldir. madem savunmak isteniyor bir oyuncu, yazılır entry ve savunulur. sonra bolca ofsayt alınca tepki göstermek de neyin nesi. senin savunman insanlara mantıksız geliyorsa insanların seni ofsaytlaması kadar normal birşey var mıdır bu ortamda?
App Store'dan indirin Google Play'den alın