• 14601
    gayet kaliteli bir mecradır. ekşi sözlük dahil diğer kalitesiz sözlüklerle kıyaslanması haksızlıktır. burada küfür bulamazsın, saçma sapan sataşmalar bulamazsın, her şeye hakim bir moderasyon ve birbirine azami saygı gösterebilen yazarlar bulursun.

    son zamanlarda insanlar öfkeyle bir takım yazılar yazmış olabilir bunda galatasaray’ın kötüye gidişinin de katkısı vardır. ne olursa olsun sevdiğim bir yer burası. girmeden duramıyorum, okumadan duramıyorum. beğenirseniz beğenme tuşuna basarsanız beğenmeseniz ofsayt tuşuna basarsınız. hoşunuza gitmeyen bir girdi varsa doğrusunu siz yazarsınız.
  • 14602
    kurallar çerçevesinde eleştirinin de yapılabildiği sözlük. kimsenin kimseye “sen buraya içini mi boşaltmaya geliyorsun, kin kusmaya mı geliyorsun” demeye hakkı yok. entry’de anormallik varsa silinir zaten. eleştiri sınırları aşılmamışsa isteyen içini de boşaltır, dışını da. bu kadar da nazlı olmayın, hemen sözlükten soğumaya kalkmayın, terketmeyi düşünmeyin. terketmeyi düşünen varsa da şov yapmasın terketsin. “ağam bokunu yiyim gitme” denilmesini mi bekliyorsunuz?
  • 14603
    nedense ne zaman fatih terim hakkında sert şeyler yazılsa hemen seviyesinin düştüğünden, kalitesizleştiğinden bahsedilen sözlük.

    galatasaray ne kadar iyiyse okuması o denli zevkli olan sözlük. buranın karamsar ve olumsuz göründüğü zamanlarda bilinsin ki galatasaray berbat hâldedir. buradaki herkes de kendi zaviyesinden galatasaray'ın iyiliğini istiyor.

    madem burası o denli kötüleşti o zaman güzelleştirin.
  • 14605
    çok büyük yazar alımları ve “eleştiri de olacak elbette” anlayışıyla eski kalitesini kaybetmiş sözlüktür, ekşi sözlükten hallice bir yerdir artık.

    eleştiri elbette olacak. fakat eleştiriyi takımdaki isimlere kin kusma seviyesine getirdiğinizde bu sözlüğün misyonunu kökünden zedelemiş oluyorsunuz.

    burası bir taraftar sözlüğü. önce bunu bi kabullenmek gerekiyor. galatasaray taraftarlarının bir araya geldiği, tartıştığı, yazdığı, konuştuğu bir yer.

    şimdi bu sözlüğün ilk dönemlerdeki gelişimine bir bakalım, kalitesi düşmüş mü düşmemiş mi anlayalım:

    -hep birlikte stadyuma giden, kombinesini yan yana alan, minimum 50 kişiden oluşan bir grup. sene 2009-2011 arası. bugün yapabilir misiniz? zor.

    -adnan polat’ın başbakana karşı el pençe divan durması sonucu birlikte “kimseden bir fayda ummam ben” pankartını boyayıp stada sokan, herkesin gözüne gözüne sokan bir grup. bakın eleştirinin en etkilisi. bugün yapabilir misin? imkansız.

    -ultraslan’a alternatif olarak görülmeye başlanan kaliteli bir taraftar grubu. bugün? geçiniz.

    -galatasaray store ceo’su nurettin kantarelli’nin gelip yazar olduğu, sorunları ilk ağızdan, bizden dinlediği bir sözlük. bugün olur mu? geç geç.

    -taksim’de bir barda basketbol takımı ile ortak zirve yapan, galatasaraylı basketbolcularla birlikte maç izleyen bir sözlük. direkt geç direkt.

    -memleketin belli köşelerindeki okullara, fakir öğrencilere metin oktay kütüphanesi kuran, elbise ve kitap yardımını galatasaray eliyle yapan bir sözlük. bırakın allah aşkına, bizim misyonumuz fatih terim’i eleştirmek.

    saldırın abicim, bokunu çıkarın eleştirirken. twitter, ekşi, bilimum forumlar falan yetmediği için gelin bir de buradan saldırın. hiç itidale, taraftarlığa falan gerek yok. sonuçta artık burası kaliteli bir taraftar sözlüğü değil, yalnızca bir sözlük.
  • 14608
    elit seviyede olan ve elit seviye ile mücadele etme amacı taşıyan daha düşük bütçeli takımlar genç oyuncularına en üst seviyede en az bir sene kötü performans verseler dahi tahammül edebiliyorken biz bırakın oyuncuya bir maç tahammül etmeyi oyuncu daha sahaya çıkmadan hatta daha transferi tamamlanmadan çöp ilan ediliyor. bir de yeni moda o oyuncuyu tutmamış bir transfere benzetmek oldu. sözlüğü de bu halde görüyor olmak beni oldukça üzmeye başladı.
  • 14609
    uzun yıllardır okuyucu olduğum, yazarlığım onaylanınca da yine daha çok işin okuma kısmında yer aldığım sözlük. görüş belirtiyorum kisvesi altında iftira atıp, itham etmelerin moda olduğu, efsanelerine komisyoncu dendiği, ilgilendiği 26 yaş üstü oyunculara yaşlı, 26 yaş altına da galatasaray seviyesinde değil- çöp dendiği bir platforma evrilmesine o kadar çok üzülüyorum ki. insanların bu kadar kin kusup, iftira atabilmesi hayatın her alanında yer alan sinirle bağlantılı muhtemelen.
  • 14611
    takımımız yine bir avrupa maçında, bu kez de psv karşısında ele güne maskara olmuşken insanların paragraf paragraf analiz kasmaya mecali kalmamış olabilir. taraftarı suçlamayı bırakın. takımın hocası bile basın toplantısında aşağılayıcı, tepeden bakan bir üslup takınıyor, hakeme küfrediyor 5-1'lik hezimetin etkisiyle. bu analizleri yapması gerekenler işlerini ne kadar yapıyor önce bu sorgulansın. ikinci kısımda problem yoksa burada kime çöp, kime altın denildiği de pek önemli olmaz zaten.
  • 14612
    özlenen 10-12 yıl önceki halinde, "onu eleştiremezsin/eleştirebilirim", "buna laf edemezsin/edebilirim" tartışmaları da daha az olurdu. "yahu tabii ki eleştirmek serbest, ama..." dersleri daha az verilirdi.

    beğenmediği fikirleri oturup tartışmak yerine "sen bunu kesin başka birinin direktifiyle yazıyorsun; hem ben geçen duydum internette troll diye bir şey varmış, parayla yazı yazıyorlarmış" sığlığıyla tartışmayı kilitleyen kişi de pek yoktu.

    sosyal medya öncesini de hatırlayan, sokak'ta, maç sonu tribün muhabbetlerinde, kahvelerde kimlerin kimlerin kadro dışı bırakıldığını, kimlerin kimlerin galatasaray'dan derhal kovulması gerektiğini bağıra çağıra söyleyenleri dinleyen, yaşı yeten hiç kimse yokmuşçasına, sırf bu tiratlar bir veri tabanına kaydedilmedi diye hiç utanıp sıkılmadan yapılan "eskiden böyle miydi abi ya" hamaseti de daha azdı.

    x kişisini eleştirenin taraftarlığını, galatasaraylılık düzeyini falan sorgulayan hadsiz sayısı da daha azdı. "beka meselesi" de daha azdı.

    nevizade'ye gitmekten veya halı saha maçlarından falan ziyade bunları daha çok özlüyorum ben mesela.

    galatasaray sözlük sadece türkiye'nin en kaliteli taraftar sözlüğü değil, en kaliteli iki-üç sözlüğünden de biri aynı zamanda. yine de türkiye'nin yaşadığı sosyokültürel değişimden azade değil. toplumda tartışma zemini ne yönde değişiyorsa, toplumun bireylerinin oluşturduğu platformlarda da aynı yönde değişiyor işte. seçmece yazar alındığı için nispeten daha az hissediyoruz bazı şeyleri, en azından bununla avunalım.

    yoksa zirve falan yapılır bir şekilde.
  • 14613
    düşünce özgürlüğünden bağımsız, çok sayıda saygısız yazarların barındığını düşünüyorum. yazılan bazı entrylere özelden atılan cevap şekli mi dersin, insanların birbirine laf sokmaya çalışmalarını mı dersin uzar gider.

    sosyal medyada oluşan lügat kültürü de biraz bunu etkiliyor. misal, ben bu entryi girerken düşüncemi yazdım ama birilerinin bana giydirmesinden çekiniyorum :) normal bir durum değil.

    hatam olduysa affola.
  • 14614
    genel olarak yazarların kötü herhangi bir şey olunca o şeyi yerin dibine sokup, iyi bir şey olunca da o şeyi göğe çıkarttığı yer. o "şey'in" ne olduğunun bir önemi yok. insanlar fazlasıyla dürtüsel hareket ediyolar, düşünmeden ve araştırmadan fikirlerini beyan ediyorlar. nası normal hayatımızda insanlarla sohbet ederken, ağzımıza geleni söylememek gerekiyorsa, biraz düşünüp ondan sonra konuşmak gerekiyorsa, burda da öyle olmalı. herkes herkesi, düzgün bir dille tabi ki eleştirebilir ama biraz düşünerek konuşmak gerekiyor. hemen dürtüsel bir şekilde nefret kusmak kimse için iyi değildir.
  • 14616
    fatih terim eleştirilmesin diye nöbet tutanlar yüzünden ortamın gerildiği sözlük. normalde fatih hoca başımızda dursun işler yoluna girsin diye bekliyordum. durumdan memnun olmasam da elestirmemeye çalışıyordum ama o kadar çok fatih hoca güzellemesi geldi ki son günlerde sanki biz sessiz olanlar dahil fatih hocayı kayıtsız şartsız desteklemeyenler takımın ve fatih hocanın kötülüğünü istiyormuşuz gibi olduk.

    arkadaşlar aktüel sonuçlar ve izlenimler teknik kadronun başarısız olduğunu işaret ediyor. eleştirilmesi kadar doğal bir şey olamaz. 3.5 yıl takımın başında olan bir hocanın 3 yıl daha istediği hiç bir yerde görülmemiştir.

    yapacak bir şey yok. zor bir döneme girdik. takım toparlamazsa aysal-terim dönemi sözlüğün düştüğü duruma tekrar düşeriz. kazanan galatasaray olsun.
  • 14617
    “dünya’da x’ten başka forvet yok galiba”

    “dünya’da tek sağ bek x galiba”

    “dünya’daki geriye kalan son orta saha oyuncusu x galiba”

    her transfer döneminde yukarıdaki ve benzeri kalıplardaki entryleri okumaktan bıktım. bu kalıp her transfer için söylenebilir farkında mısınız? bir kulüp bir oyuncuyula ilgileniyorsa bu bir şekilde duyuluyor ve medyada/sosyal medyada gündem olup konuşuluyor haliyle. sonra da birisi çıkıp diyor ki “dünya’daki tek x bu galiba” !

    gerçek hayattaki transfer süreçlerini menajerlik oyunu zannediyor bu arkadaşlar. arama bölümüne gel, filtremelerini yap, arat —-> hooop transfer et. gerçekte de böyle oluyor evet evet, la havle…
  • 14618
    1 hafta boyunca uzaklaştırıldığım fakat çoğu şeye rağmen çok sevdiğim sözlük. şimdi burada moderasyonu eleştirmeyeceğim zira genellikle entry'nin yanlış hatalı/nesnel bilgi'den* silinmesiyle sonuçlanıyor. o yüzden tamamıyla farklı bir konudan bahsedeceğim. ceza aldıktan sonra yazara hiçbir yerden itiraz etme hakkı sunmuyor maalesef sözlüğümüz. ceza veriyorsun, itiraz hakkı vermiyorsun. mesaj atamıyorsunuz, herhangi bir yerden ulaşamıyorsunuz. daha komik olan sesinizi duyurabilmek için ekşi sözlük'e yazdığınız entry hakkında galatasaray sözlük'te yaşadığı bir olayı başka bir mecraya taşımış yazılıyor. yani elinizden gelen tek şey cezanın bitmesini beklemek. çok ilkel değil mi?
  • 14619
    son zamanlarda her kötü giden mücadeleden sonra ne zaman sözlüğe girsem haklı haksız futbolcusundan başkanına, teknik direktöründen yardımcı hocalara kadar sürekli olumsuz entryler görmeye başladığımız sözlük.

    bunlardan bir çoğu da öznel eleştiriler. ya hatta ileri gidiyorum ve diyorum ki eleştirmek için eleştiren çok yazar var.

    twitter veya bir takım sözlüklere benzemesinden çekindiğim güzide sözlüğümüz.
  • 14621
    kaybedilen maçlar sonrası ve anında eleştiri adı altında adeta kan banyosu yapılan sözlük. geçen sene ya da ondan önceki sene böyle değildi.

    bilmiyorum her geçen gün kalitesi düşüyor ülkemizin, insanımızın, sözlüğümüzün. sakin olalım diyorum, mesaj kutum yeşilleniyor. anlıyorum geçim sıkıntısı, anlıyorum heyecanımızı yitirdik belki de birçok şeye karşı. hayata dair öfkesini takıma, hocaya bilimum takımımızla ilgili ilgisiz her şeye kanalize edilmesinden çok ama çok sıkıldım.

    şimdi mesaj kutum yeşillenir, istemiyorsan girme diye ona da eyvallah.
  • 14622
    28 temmuz 2021 galatasaray psv eindhoven maçı'nın ilk 11'ine bakınca en az 6 oyuncunun bu sezon yedek olacağını hemen söyleyebilirim. ömer-aytaç-barış-emre-sekidika-yedlin. belki yedlin formayı kapabilir ama gerisi banko yedek. kalan sağlardan kerem ve muhammed ise henüz eşiği atlamamış oyuncular. bu ne demek; iyi bir takımda oynarlarsa iş yapar, gelişir ve seviye atlayabilirler ancak iyi bir takımda olmaları koşuluyla. seneye oynayacak olsalar da henüz seviye atlamış değiller.

    bu kaba taslak hesapta ilk 11'in 8 oyuncusunun sallantıda olduğu bir takımla sahaya çıktık ve hepimizin gördüğü üzere rezil olduk. diagne bile oyuna girince nasıl fark yarattı izledik.

    psv öyle çılgın bir takım falan da değil sadece bizi çok kötü bir zamanda yakaladı.

    bu takım geçen sene zaten orta sahası eksik olarak bitirdi sezonu ve buna ilaveten gedson ve belhanda gitti taylan'da sakat. bu durumda olmamız fatih hocanın ya da burak elmas'ın suçu mu? asla değil. ben mustafa cengiz ya da bir başkasını da suçlamıyorum süreç böyle gelişti diyorum.

    gerek zaman gerek ekonomik koşullar gerekse sıkışık durumumuzdan istifade etmeye çalışan uyanıklar yüzünden transfer yapamamışız, geçen seneki kadro güç kaybetmiş. şartlar bu kadar olumsuz iken çıktık bu maçlara.

    şimdi kulüp yeni bir yola girmiş ve yeni hedeflere yelken açmış. çok bariz belli ki bu sene şampiyonlar ligi hedefi konulmamış/konulamamış. hepimizin hemfikir olduğu üzere kulüp genç, scout tarafından değerlendirmeye tabi tutulmuş, potansiyel barındıran ve de gelecekte bonservis kazandırma ihtimali olan oyunculara yönelmiş. böyle olması gerektiğine sözlük ve de taraftar olarak yüksek oranda hem inanıyoruz hem de gereklilik olduğunu düşünüyoruz dimi bunda sıkıntı yok.

    işler tam da bizim istediğimiz şekle bürünmüşken bu yangın nedir? bu sabırsızlık nedir? hani olacaksak gençler ile başarısız olalım felsefesi? hani hocanın kredisi? hani yeni yönetimi 2-3 ay eleştirmeyeceğim anlayışı?

    değerli renktaşlar sizler yarınları istemiyorsunuz, sizler felsefe, ideoloji veya bir sistem peşinde değilsiniz sizler sadece ve sadece skor peşindesiniz. (benim gibi düşünenleri tenzih ederim)
App Store'dan indirin Google Play'den alın