• 10155
    igor tudor başlığında yazılanları okuyunca aniden üstüme bir mutsuzluk, bir umutsuzluk çöktü. çünkü bizler taraftarımızla yani esasında kendilerimizle çok gurur duyarız işte çok m oderniz, çok elitiz, çok aydın fikirliyiz, avrupaiyiz, falanca konuda şöyle aklıselimiz, futboldan anlıyoruz vesaire diye. yaşanılan travmatik dönemlerden sonra da büyük bir çoğunlukça devrim yapmak- sistem kurmak gerekliliğinden bahsedilir. ki bu da olması gerekendir. ancak ne zaman ki iş gerçekten devrime gelir iş gerçekten sisteme geçişe gelir o zaman taraftar gerisin geri adımlar atar. yok efenim galatasaray deneme tahtası mı, yok efenim kendini ispatlamalı önce, yok efenim galatasaray bu kadar düştü mü...

    ben şimdi soruyorum. peki klopp sonrasında dortmund, hiçbir elle tutulur başarısı olmayan, mainz ile son senesinde kötü giden ve mainz yönetiminin de isteği ile görevden alınan hatta kariyerinin zirvesi mainz olan tuchel'i takımının başına getirerek koca dortmund'u rezil rüsva mı etmiş oldu?

    tuchel'in dortmund öncesi kariyerine bakalım:

    2009-2010 sezonu mainz- ligte 9. oluyorlar.

    2010-2011 sezonu mainz- 5. oluyorlar.

    2011-2012 sezonu mainz- 13. oluyorlar.

    2012-2013 sezonu mainz- 13. oluyorlar.

    2013-2014 sezonu mainz- 7. oluyorlar.

    şu hale bakın koca dortmund bundesliga'nın orta sıra takımının antrenörünü getiriyor takımın başına. yazık günah! neden tuchel'i seçiyorlar biliyor musunuz, çünkü adamlar salt puantaja bakmıyorlar. adamlar her daim proje içinde hareket ediyorlar ve projelerin içeriği derin olur. tuchel'i seçmede nedenlerine gelelim:

    1) futbolcuğu esnasında üniversitede spor bilimi ve ingiliz dili ve edebiyatı, futbolu bıraktıktan sonra da iş yönetimi eğitimi alması.

    2) hannesweisweiler akademisi’nde antrenörlük eğitimini mükemmele yakın olan 1,4’lük not ortalaması ile tamamlaması.

    3) alman futbolunda hocaların hocası olarak kabul gören ralf rangnick'in yardımcılığını yapmış olması.

    4)alt yapılarda başarıyla görev yapıp genç takımla şampiyonluk yaşaması.

    5) almanya'da o döneme kadar yaratılmamış taktik detayları ve oyun içi şablonları yaratması.

    işte proje isteniyorsa bunlara bakılıyor. ''yea karabük'te deplasman kazanamamış''la olmuyor bu işler. karabük'ün başında başka birisi olsa küme düşmemeye oynardı. kadroları gayet de kalitesiz, bakmayın tudor öyle bir işliyor ki takımını en defolular bile bir zidane gibi duruyor. örneğin antrenörün takıma etkisini göstermek adına şunu söyleyebiliriz: kerim zengin bile bu sezon 12 km'lerde koşuyor. kerim zengin yahu! adamın hayatında 10 km'yi gördüğünü zannetmem.

    ancelotti milan'ın başına geçmeden evvel kariyerinde sadece reggina calcio ile parma vardı.

    zidane real madrid'in başına geçmeden evvel kariyerindeki tek takım castilla...

    conte juve'ye gelmeden evvel kariyerindeki takımlar şunlar: arezzo, bari, atalanta, siena.

    koskoca dev kulüpler juventus, dortmund, real madrid bile ''yaa kendini ispatlamış hoca lazım, kariyerli hoca lazım'' triplerine girmiyor da bizim kulübün taraftarları hoca beğenmiyor. neymiş kendini ispatlayacakmış, bak sen...

    neden mi tudor'u istiyoruz ey vizyoner taraftar! 1) adam hırslı, hiçbir an oturmuyor ve oyuncularını uyanık tutuyor. 2) teknik- taktik olarak gayet yeterli seviyede, çizdiği taktikler bize çok uygun. 3) oyuncu değiştirme konusunda bugüne kadar en ufak falsosunu görmedim. kaldı ki yaptığı hamlelerle maçı çevirdiği çok oldu hem de riekerink müdahaleleriyle maçı aleyhimize çevirmekle meşgulken. 4) büyük takım görmüş, juve gibi kulüpte 8 sene başarıyla görev almış, büyük kulüp olmanın sorumluluklarını çok iyi bilen birisi. 5) lippi tedrisatından geçmiş bir oyuncu. 6) görüldüğü üzere oldukça otoriter, oyuncularını karşısında mum gibi hizaya sokabiliyor, yan hakemden makas alabiliyor, adaletli, yerliydi yabancıydı olaylarına girmez, avrupai, efendi.

    ve her şeyden evvel eğer bir teknik adam seçeceksek burada en önemli mevzu güzel futbol oynatmaktır. puan ne kadar alırsan al, oynattığın futbol kötüyse öyle ya da böyle gönderilirsin. tudor hem puan olarak gayet iyi hem de oynattığı futbol olarak. hakem hatalarından en çok başı yanan takım olarak kesinlikle ilk 5'te olmayı hak ediyorlar bu sezon. adamın kadrosu da hani öyle yıldızlar geçidi falan değil ha. kerimler, danyler, ilhan depeler böyle adamlar hep.

    galatasaray taraftarı ne zaman rasyonel ve realist olur o zaman burnumuz boktan kurtulur. galatasaray çok büyük kulüp eyvallah ama realistliğini kaybedersen geleceğini de kaybedersin. dortmun, juventus gibi kulüpler bu yaklaşımlarla yeniden dirildiler. juventus şike sonrası gidip de kaşarlanmış bir italyan antrenör getirebilirdi, ne de olsa kendini ispatlamış olurdu ama öyle yapmadılar. gittiler ekseriyetle serie b'de görev yapmış conte'yi seçtiler. ve böyle ayaklandılar. aynı şey dortmund için de geçerli. gittiler iki sefer mainz'ın teknik direktörünü aldılar. birisi zaten dünyanın en iyi hocalarından biri olarak kabul görüyor artık.

    ya realist yaklaşırız olaylara ya da son 15 yılımız nasıl geçmişse geleceğimiz de aynı şekil olur.

    bizim taraftarın hak ettiği şu:

    - önce git kariyeri iniş çıkışlı, yaşlı, tecrübeli, kaşarlanmış, ismi bilinen ama çok bir vasfı olmayan (dick advoocat gibi) bir teknik direktör getir.

    - sonra ligin 20 ila 25. haftalarında bu adamı kov ve yerine eski futbolcularından oluşan bir koalisyonu teknik heyet yap.

    - yeni sezon gelince bunları da kov ve hoca aramaya başla.

    - önce fatih terim sonra da lucescu'ya teklif yap. olmadıysa geriye dön eski hocalarını yokla.

    - onlar da mı olmadı ümitlerini bitirme, alel acele ve bir plan-proje olmadan menajer tavsiyelerini al.

    - ''bak başkanım şurada bir co adriaanse var öff var ya takımı uçurur, şurada bir prandelli var yeryüzünün en iyi teknik direktörü başkanım'' lı cümlelerle arayışlara başla.

    - ve yine dandirik, posası çıkmış, yaşlı birini al getir.

    - sene ortasında kov yerine mustafa denizli- cihat arslan- hamza hamzaoğlu tarzında birini al. en geç 1 sene sonra onu da kov. yerine eskilerden birini getir.

    bir bakmışsınız galatasaray'ın 10 yılı çöp olmuş. alın size son 15 yıl galatasaray futbol takımı özeti, alın size tecrübeli hoca, alın size kendini ispatlamış teknik direktör, alın size galatasaray!
  • 10159
    iyi gün kötü gün taraftarlığını geçtim de;

    - şampiyonluk kovalama aşamasına gelip kazandığımız her maçtan sonra hevesle, koşarak girdiğim, aynı yarışta kaybedilen saçma sapan maçlarına akabinde ise girerken işkence çektiğim platform.

    sanki burası sadece mutluluğumda girmek istediğim bir yermiş gibi... halbuki acı paylaştıkça azalır derler...
    neden öyle olmuyor?

    çünkü herkes aynı durumda...
    bok gibi hissediyoruz...

    (bkz: 12 şubat 2017 galatasaray kayserispor maçı)
  • 10161
    15-18 yaş arası futboldan anlamaz ergenlerin uğrak noktası.

    erzincanspor maçında takimi yerlere göklere sığdıramazken 12 şubat 2017 galatasaray kayserispor maçı ardından normale döndüler.

    bir taraflarımızı yırttık bu takımdan cacık olmayacak gençleştirmek lazım diye. sonra troll ilan ettiler. şino, poldi 60 yaşına kadar oynamalı bunlara kalsa.

    neymiş efendim , dün şino olsaymış yenermişiz.

    ne içiyorsun kardeşim?
  • 10164
    yazarların futbolcu ya da teknik direktör başlıklarında birbirlerine karşı saygısız bir dil kullanmaya başladığı sözlük. kimse eleştirilmez değildir, saçma bulunabilir de eleştiriler ama burada yazarların birbirine karşı ekşisözlük entry'lerindeki gibi laf atması hoş değil. kaosa mütevazı bir katkı olması açısından yazma gereği duydum.
    (bkz: igor tudor) başlığındaki bugün girilen entry'lere bakılabilir.
  • 10165
    yine yeni yeniden, birilerince ve birilerine olan nefret uğruna galatasaray'ımın başarısız olmasının dilendiği yer olmuştur.

    evet sonra mehmet ayan neden lehimize konuşmuyor,

    sonra neden günto takımını göklere çıkartıyor falan...

    önce sen kendi takımına sahip çık ki başkalarına meydanı bırakmayasın, önce sen kendin takımına sahip çık ki basiretsiz yönetimleri yeri geldiğinde sorgulayabilesin. galatasaray uğruna ömrünü harcamış metin oktaylardan metin kurtlardan "yönetimin gitmesi için tudor'un ve galatasaray'ın sonuna kadar başarısız olmasını istiyorum"culara düşmüşüz.

    valla sizi bilmiyorum ama benim için puan kaybettiğimiz haftalarda hayat daha zor oluyor, geceleri uyuyamıyorum, bazen mideme ağrılar giriyor, duvarları yumrukluyorum bir hafta el bandajlı geziyorum vesaire. lan galatasaray bu! benim en büyük sevdam. insan bir çapsız başkan yüzünden aşkından vazgeçebilir mi? sen sevgilinin sevmediğin arkadaşı yüzünden ayrılır mısın mesela? bu bizim mutluluğumuz, ruhumuz, hüznümüz. kişiler gelip geçer, geçiyor da nitekim ancak baki kalan galatasaray'dır.

    asıl olan, aslolan galatasaray'dır!
  • 10166
    mobil uygulamasını çok sıklıkla kullandigim sözlük. gayet memnunum mobil uygulamasindan ancak bir isteğim var.

    rastgele secenegi yok ve ben rastgele butonunu baya bi kullanirim. özellikle sabah saatlerinde yogun olmadığı için rastgele seçeneği isime geliyor. mobil uygulamasında, ya rastgele seçeneği yok ya da ben bulamıyorum.

    eğer ben bulamiyorsam biri beni bilgilendirebilir mi ? eğer yoksada moderasyon bi hal çaresine bakabilir mi ?

    (bkz: olabilir mı öyle bişey lütfen olsun çünkü)
  • 10168
    sosyal medyayı en etkili kullanan taraftar galatasaray taraftırıdır. bu bu kadar açık ve net. yazarlarımız görüş bildirirken, yorum yaparken bunu göz önünde bulundurmaları gerektiğini düşünüyorum. zira bu hususta büyük bir sorumluluk var. bir bardak suda fırtına koparmayalım lütfen.

    mesela artık şartsız hocayı destekleyelim. tudor zeki ve cesur bir adam. onun aldığı kararları sorgulamak yerine, hakaret etmek yerine bekleyelim sonucunu görelim. bugünü kaybedebiliriz belki ama verdiği karar geleceğimizi kurtaracak. hangimiz bilebilir bunu? daha önce günü kurtarıp, geleceğimizi kaybetmedik mi?* akıllanmadık mı bunlardan?
  • 10169
    evet koşulsuz-şartsız destek olmalıyız ama dışarıya karşı.
    içerde, yani bizbizeyken her şey eleştirilebilir, herkes eleştirilebilir; hatta eleştirilmelidir de!
    bizi diğerlerinden ayıran en temel husus budur.
    ama...
    ama dile dikkat edilmelidir henüz galatasaray'a ihanet etmediyse kişi.
    çünkü galatasaray'a ihanet eden, bize ihanet etmiştir.
    onun dışında dile dikkat edilmelidir.
    diğer taraftan, kişisel olarak şunu yapıyorum burada; hakaretlerden arındırıp eleştiriyi okumaya çalışıyorum.
    ama herkes bunu yapmaz.
    bir zaman sonra kimse yazdıklarınızı okumaz benim gibi delilerden başka.
    o yüzden, dil önemlidir.
    burası bir sınav yeridir neticede.
    evde kendi kendimize not almıyoruz burada sonuçta.
    topluluk içinde, örneğin kaliteli bir restoranda etrafınıza küfürler saçarak, bağırarak, adeta bir kıro gibi hönkürerek oturmadığınızı düşünüyorum ve burayı da öyle görmeniz gerektiğini söylüyorum sayın hanımefendi ve beyefendiler.
    hainler hariç.
    onlara sövebilirsiniz.
    ama *sövecekseniz de kaliteli sövün çok rica ediyorum.

    düzenleme: *sevecekseniz=>sövecekseniz
  • 10170
    igor tudor'u medyaya, rakip takım taraftarlarına yem etmemek için birleşmiş, yeni savunma teknikleri üretmişti. bu herkes gibi benim de hoşuma gitmişti fakat bruma'nın 18 şubat 2017 rizespor maçı öncesi kadroya alınmamasıyla kopmalar meydana geldi. farkettiyseniz çabuk çözüldük.

    ben yeniden birleşmeye davet ediyorum. hafife alınacak bir platform değil bence burası. yeri geliyor diğer sosyal medya ortamlarına yön veriyoruz. ona göre davransak fena olmaz
  • 10171
    galatasaray taraftarı benim düşünceme göre yaş gruplarına göre farklı düşünmekte farklı hissetmekte. bu da sözlükte ayrışmaları meydana getiriyor gibi.

    belirli bir yaşın üzerinde yazarlar ki bunlara ben de dahilim artık galatasaray'ın zaman kaybetmesinden usanmış durumdalar. ne demek zaman kaybetmek? şampiyonlar ligi kupası amacının dışındaki her hareket her aksiyon bizler için zaman kaybıdır. bu taraftar için ideal olanı hemen yeni yönetimin gelmesi ve takımdaki "paramı geç alayım ama yatayım şampiyonluğa kasarız en fazla" mentalitesindeki oyunculardan kurtulunması. bu adamlardan kurtulunmadıkça son 15 senede olduğu gibi en fazla şampiyon oluruz ama yerimizde sayarız. biz yerimizde saydık mı izlanda da bizi geçer belçika da yunanistan da. çünkü galatasaray bu ülkenin lokomotifidir. o durdu mu herşey durur.

    bir bölüm galatasaraylı'nın ise zamanı bol. sabırları var. şampiyonluk herşey onlar için. fenerliye beşiktaşlıya boynu eğilmesin yeterli. o yüzden akşamki dandirik 18/2/2017 rizespor maçı çok acayip önemli. kazanırsak beşiktaşı da yenersek potaya gireceğiz vs. ne olacak potaya girince? hamza şampiyon olduğunda ne olacaksa o olacak. yerli çete yeterli görünecek ve sözleşmeleri uzatılacak. takım yeterli denecek ve birkaç takviye bir de patlak bol komisyonlu transferle devam edilecek.

    biz bu filmi en az 3-5 kere gördük. artık yeter. ben açıkçası bu akşam galibiyet beklemiyorum. prensip olarak sabri denilen kanserojen'in oynadığı maçları izlemiyorum. bu akşam izleyeceğim. beklentim pres ve ikili mücadelenin gol atanılana kadar ya da ilk 45 dakika devam etmesi. 90 dakika pres beklemiyorum öyle bir şey gerçekçi değil. ancak bruma'nın kadro dışı kalmasına içerleyen kardeşlerimi bu şampiyonluk sevdasına düşkünlüklerinden ötürü hoşgörüyorum. dursun'un gitmesini isteyen bir galatasaraylı da ne olursa olsun iyi niyetlidir.

    yine de unutulmaması lazım bruma belki bu takımın kilit açıcısıydı ama bir ya da iki oyuncuya dayalı sistem de bu takımın en büyük handikapıydı.

    ayrıca evet hocaya destek verelim ancak yönetime de nefes aldırmayalım derim o noktada buluşalım.

    üslup meselesine gelince. hep aynı adamlar zaten. bunların benzerleri sözlükten gitti de sözlük biraz daha nefes alır oldu, nick altları azaldı.
  • 10173
    bir teknik direktöre ya da oyuncuya inanan yazarlar o inandıkları kişi başarılı olunca nadiren ben demiştim cok iyi cıkacaktı diyorlar. ama bu mecrada bi kitle var ki daha hiçbir şey görmeden soyut eleştirileri sıralayıp, aylar sonra bakın ne oldu hahah modunda entryler giriyorlar. bu cok can sıkıcı! artık sırf bakın ne demiştik zamanında diye ortaya cıkmak için entry girdiğinizi düşünüyorum. bu yönetimle kim gelse basarılı olması cok güc zaten. keza tudor şampiyon yapsa da bu yönetimin gitmesi gerek ama siz daha ilk günden kendini belli etti gücü bilmem kime yetiyor diye negatif enerji dagıtmaya bayılıyorsunuz. sizin derdiniz galatasaray değil, egonuz.

    igor tudor başlığı altında adam demiş sabri selcuk kesilmedi gücü yetmedi ehe. aynen amk takımda 3 tane orta saha var de jong'u içi geçmiş der beğenmezsin, tolga'yı şut cekiyor der eleştirirsin ama selcuk'u oynatmasın. selcuk'u sevmiyorum da kimi oynatsın oglum?

    cavanda'ya demediğini bırakmaz, linnes solda daha iyi der ama sabri oynamasın. alper tezcan gelsin bizi kurtarsın o zaman. bak şimdi bir sivrizeka benim bu sözlerden selcuk ve sabri'nin iyi oyuncu oldugunu düşündüğümü de düşünür.

    oturdugu yerden o olmasın bu olmasın kim olsun diyorsun çözüm yok.
  • 10175
    birilerini elestireyim derken gomen, birilerini oveyim derken ona rakip olarak sectigi oyunculari itin seyine sokan, birilerine olan nefreti takimin yenilmesine, yeni gelmis teknik direktorun gonderilmesine baglayabilen, ben demistim diyebilme hazzini yasamak icin elestri yapan, koru korune birini savunan, yine koru korune birine nefret duyan, birilerini kedince iyi, kotu, ahlaksiz, caliskan vs diye adlandirabilen vb bir cok seyi yapan, yapmakta olan ve eminim ki yapmaya devam edecek bir kitleyi barindirdigi gibi: bunlarin hicbirini yapmayan ve temel onceligi galatasaray ve onun basarisi olan, bunun nasil olabilecegini dusunup buna kafa yoran, hayaller kuran, eger takimin menfaatineyse sevmese bile bazi oyuncularina destekleyen veya goz yuman bircok taraftari da barindirmaktadir. yani gercek hayattaki taraftar profilinin tezahuru olan bir sozluktur.

    trolluk yapma amaci disinda entry giren herkesin entrysini okumaya calisan biri olarak soylebileceklerimi bu kadar. saygilar...
App Store'dan indirin Google Play'den alın