• 19826
    hangi akla hizmet sezona forvetsiz başladığını anlayamadığım futbol takımı.

    rakiplerimizle maddi ve psikolojik farkı açmanın eşiğindeyiz. şampiyonlar liginde gelebilecek en iyi gruba düşmüşüz, çeyrek final içten bile değil. ancak sezona sadece eren derdiyok ile başlıyoruz. transfer sevdalısı ya da yangıncı değilim sadece plansızlığa tahammülüm yok.
    mustafa cengiz yönetiminin en büyük destekçisiyim ancak yönetime ilk eksimi yazdım. ffp'ye uyan bonservisi elinde ya da kiralanabilecek yüzlerce forvet varken hele hele fatih hoca 2 tane istediğini belirtmişken sezona forvetsiz başlıyoruz.

    umarım takım her kulvarda başarıya ulaşır. tek korkum bu acemilikle bir senemizin çöpe atılması.
  • 19827
    can sıkkın ve az sonra transfer dönemi kapanacak. başlık için kızmayın on kere denedim farklı kelimelerle ancak bu kadar olabildi. umarım ne demek istediğimi anladınız. sonuç ; santrafor, striker, forvet veyahut adına ne deniyorsa o mevkiye oyuncu alamayarak transfer dönemini kapattık. başkanımızı suçlamıyorum yanlış anlamayın. zira önceki yönetimlerin hovardalığını şu andaki yönetim çekiyor. eminim imkanı olsa en iyisini alırdı. simdi pragmatist olma zamanı. forvet sorununu kendi içimizden çözeceğiz.
    ilk adayım garry rodrigues
    yanlış anlamayın sadece beyin fırtınası yapıyorum. kimse kusura bakmasın eren derdiyok'a güvenemiyorum...
  • 19828
    forvetimizin olmaması bizim için büyük problem. yani koskoca galatasaray şampiyonlar liginde bir forvet ile oynayacak. bu kabul edilebilir durum değildir evet fakat sabahtan beri burda, sosyal medyada "şampiyonlar ligini bırakın lig elimizden kayıp gitti geçmiş olsun, uyanın" tarzı en az 50 tweet gördüm. bu kadarına da pes. yani umarım herkes böyle düşünmüyordur.

    yoksa düşünüyor musunuz? oha, daha neler. :(
  • 19832
    yavaştan yavaştan mevcut kadromuzla neler yapacağımızı hayal edip kurgulamanın zamanı geldi sanırım.

    mevcut kadromuza baktığımda, aklıma iki takım geliyor: liverpool ile napoli. bu arada, 2018/19 sezonunda şampiyonlar ligi karşılaşmalarını çok merak ediyorum doğrusu. gerçi, sarri gittikten sonra, benim pek sevmediğim daha sonuca odaklı ancelotti'yi getirdi napoli ama olsun.

    aklıma neden bu iki takım geldi?

    iki takım da 4 3 3 gibi dizilip hemen hemen benzer bir kurguyla oynamaya çalışıp performans aldılar.

    liverpool'un mane - firmino - salah üçlüsü...
    napoli'nin insigne - mertens - callejon üçlüsü...

    ile yaptıkları geliyor aklıma.

    biliyorsunuz, roberto firmino'nun orijini 10 numara diye tabir edilen bölgedir. tam bir santrfor evrimi henüz yaşamamıştır. liverpool'un bu üçlüsü hem oynayıp hem oynatan özellikte yapıdadır.

    aynı şey napoli için de geçerli. gerçi roberto firmino'dan farklı olarak, false9 denilen mevkide bu sefer diries mertens'i görüyoruz. mertens orijin olarak ileri üçlünün kanat forvetidir.

    bu iki örneği hatırlayıp galatasaray'ımızın kadrosunu göz önüne getirdiğimde, liverpool gibi yapıp emre akbaba'yı ya da napoli gibi düşünüp henry onyekuru'yu false9 gibi kullanabiliriz.

    burada kritik bir nokta da, orta saha üçlüsünü kapsıyor. bence orta saha üçlümüz ideal. fernando zaten bildiğimiz gibi. belhanda dikine pasla, n'diaye topla drippling ile birlikle ileri taşıyacak tipte oyuncular. belhanda'yı tekrar kaleye arkası dönük oynatmak hata olur. iki sekiz gibi, orta saha güçlü bir oyun oynamalıyız bence.

    yalnız, bu oyunun kolay oynanabilen, ha deyince hemen oynanabilecek bir oyun olmadığını ben de biliyorum. bir kere, bizim sıkışınca hedef santrfora uzun yüksek oynama gibi bir alışkanlığımız var. bu oyunu oynayacaksanız, uzun topu nadir ve bilerek, topu ileriye taşımak için değil, gol pozisyonu için kullanmalısınız. zaten elimizde eren derdiyok ile bafetimbi gomis gibi oyuncular varken bile topu bu şekilde ileride tutamıyoruz, tutamıyorduk. bir ikincisi, out atışlarını dahi kısa oynamalısınız.

    yani şöyle bir kurgu görebiliriz, ya da şartlar bizi oraya itebilir:

    garry - onyekuru - emre
    veya
    garry - emre - onyekuru
    veya
    garry - onyekuru - feghouli

    bu arada sinan gümüş'ü de unutmayalım. false9'da çok iyi işler çıkarabilir diye düşünüyorum. sofiane feghouli'nin ise bu oyunda daha etkili olacağını düşünüyorum.

    duruma göre:
    belhanda - fernando - n'diaye
    veya
    emre
    fernando - n'diaye
    veya
    emre
    fernando - belhanda

    ya da bir bakarsınız dört orta sahalı 4 4 2 oynarız. belhanda - fernando - n'diaye - emre ile...

    ya da bir bakasınız maicon'u hedef santrfor olarak kullanırız, belli mi olur?

    tabii bunları eren derdiyok'un yetersizliği, sakatlık, formsuzluk veya dinlendirilmek gibi nedenlerle yokluğu üzerine yazıyorum.

    "şimdi ne halt edeceğiz?" sorusundan çok acayip bir şey çıkabilir. hiçbir halt çıkmayabilir. galatasaray şu anki haliyle pandora'nın kutusu gibi... shrödinger'in kedisi'nin kutusu gibi...

    altından ne çıkacak bilemiyorsun. açıkçası, bu bana heyecan veriyor. bilinmezlik heyecanlıdır. insanlar pek sevmezler, çünkü bilinmezlik aynı zamanda korkutucudur. insanlar, bu bilinmezliği ortadan kaldırmak isterler. bilinenin monotonluğu, bilinmezliği ürküntüsüne baskın çıkar. ama suç ile suçsuzluk arasındaki farkın suçun ilginç olan olması, iyi ile kötü arasındaki farkın kötü'nün ilginç olması gibi, bilinen ile bilinmezlik arasındaki fark da, bilinmezliğin ilginç olmasıdır.

    mesela savaş zamanları teknolojik ve bilimsel olarak insanlığın daha hızlandığı zamanlar olmuştur. yani savaş, kötü bir mefhum olarak içinden bir dirhem iyilik çıkarabilmiştir.

    bilmiyorum size de öyle geliyor mu? kızgınlığıma baskın çıkan taraf, heyecan oluyor. çünkü takımımda potansiyel görüyorum. çünkü fatih terim'in şapkadan tavşan çıkaracağı ümidini taşıyorum. bu olumsuz esen havadan güzel bir oyun çıkacağı ümidini taşıyorum. yukarıda bahsettiğim gibi, belki klopp bu oyunu bilerek ve isteyerek tercih etti ama sarri'nin napoli'si mecburiyetten, yokluktan bir güzel oyun ortaya çıkarttı. eğrisi doğrusunu buldu, o öyle bu böyle oldu ama bir şekilde ortaya bir ürün çıktı. aynı şeyi neden fatih terim yapmasın? hepimiz biliyoruz, fatih terim'in santrfor istediğini... ama olmayınca pes edecek bir adam değil kesinlikle... tıpkı, ndiaye gittikten sonra donk'lu bir oyunu bulmamız gibi. tıpkı arda turan hiç olmadık bir anda gidip, yerine alınan albert riara tutmayınca, emre - melo - selçuk - engin dörtlüsüyle ortaya çok acayip bir oyun çıkarması gibi...

    en azından devre arasına kadar kadrosunda neredeyse tek santrfor olan takımımdan, bir beklentim var. bu başka takımlarının hayallerinin bittiği yerde galatasaray'ın gerçeklerinin başlamasıyla alakalı.

    işimiz çok yaman gidebilir mi? gidebilir. ama o başka bir yazının konusu. bu yazı, yönetimi yaptığı yanlışlara karşılık bir aklama yazısı kesinlikle değil, bu andan sonra içinde bulundukları plan programsızlığı her yerde eleştireceğim, o başka... devre arasına kadar, gerekli çalışmaları şimdiden yapmaları için gün be gün ısrarcı olacağım. çünkü transfer meselesi, belirlenen zaman aralığında başlayıp biten bir şey olmadığını biliyorum. onların da hatırlaması için, her gün ama her gün gerekli yerlere mail, twit vs artık ne olursa, atacağım. gelgelelim bu yazı galatasaray'ımızın mevcut şartlarda nasıl kurgular deneyebileceği ile alakalı olacaktı. biraz romantikliğe kaydı sonraları.

    #adanmışhayatlarınumudu
  • 19838
    kalecisi tartışmasızdır, yine sahadakiler içinde en çok güven verendir, ligin açık ara en iyisidir ve kaptandır. 2. kaleci falan bırakın bizi, dünyadaki çoğu takımda yok. dert etmemek lazım.

    bek rotasyonu türkiye'nin çok üstündedir. mariano ve nagatomo bana göre ligin en iyi 3 bekinden ikisi. diğerine de adriano derim ama onun oyun karakteri nagatomo ile çok farklı o yüzden aynı sınıfa koymam. yedekte de tudor döneminde sol bekte, terim döneminde sağ bekte çok iyi iş yapmış linnes gibi karakterinden ve disiplininden emin olduğumuz bir adam var. bir de ömer bayram geldi, tartışmasız bir mevki. ligin bekler konusunda da en iyisiyiz.

    muhtemelen stoper ikilimiz maicon-serdar olacak. bana göre hiç de fena olmayan bir ikili. maicon geçen sene başındaki performansını veya bu sene başındaki performansını sürdürürse, serdar da zaten bana göre ligimiz için gayet iyi olduğundan stoperlerden yana çok sıkıntım yok. şampiyonlar liginde de idare ederler diye düşünüyor ve temenni ediyorum. bana göre bu ikilinin 1. yedeği donk olacak, şampiyonlar ligini bilemem ama geçen sene izlediğimiz donk'un ligde stoperde idare edeceğini düşünüyorum. ahmet ise bana göre 4. stoperimiz ama hoca için 3'tür belki de bilemem. yine de stoper rotasyonunun takımın geri kalanına kıyasla daha zayıf olduğunu kabul etmek lazım.

    orta sahaya gelince... yıllar sonra sanırım orta saha rotasyonumuz tartışmasız bir hale geldi. defansif orta saha olarak fernando ve eksikliğinde yine gayet iş yapabilecek donk, 8 numara olarak ndiaye, belhanda hatta zaman zaman emre akbaba var. bunların yanında da kendisini sevmesem de hocanın sezon içinde verim alacağına inandığım selçuk var. bu mevki şimdilik gayet iyi görünüyor.

    kanatlarda da yine orta saha gibi gayet yeterli bir rotasyona sahibiz. garry ve onyekuru şimdilik taraftar ve muhtemelen hoca için iki kanadın sahibi. bunların arkasında da sinan, feghouli, muğdat var. kanat rotasyonu konusunda sıkıntı çekeceğimizi sanmıyorum. hocanın feghouli ve sinan'dan da bu mevkide fazlasıyla katkı alacağını düşünüyorum hala. ayrıca yunus'u da unutmamak lazım.

    gelelim forvete... işte dananın kuyruğunun koptuğu yer. takımın en zayıf karnı, hem nicelik hem nitelik bakımından. tam anlamıyla forvet olarak bir tek eren var, bunun yanında da tam olarak ne kadar forvet emin olamadığımız muğdat, forvet oynar mı bilinmez sinan ve forvet oynadığı rivayet edilen onyekuru. maalesef bu forvet mevkisi biraz tadımızı kaçırdı ama yapacak bir şey de yok.

    yine de kadromuzun hiç fena olmadığını düşünüyorum. umarım ocak ayına kadar forvet mevkisini ya eren ile, ya alternatifini çıkartarak ya da sistemi değiştirerek kapatırız.
    allah yardımcımız olsun.
  • 19840
    2018-2019 yaz transfer sezonunun bitişiyle kalite olarak rakipleriyle hemen hemen aynı seviyede olan takımdır. eğer ortalama bir santrafor alabilmiş olsaydık rakiplerimizden bir adım öne çıkacaktık.
    rakipleriyle arasındaki en büyük fark ise fatih terim'dir. buradan çok ama çok ciddi bir fark atıyoruz rakiplerimize ve bence bizi de bu fark şampiyon yapacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın