• 17833
    24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında, o atmosferde golü yemesine rağmen dağılmamış, sakince topunu oynamış, pas yapmaktan vazgeçmemiş, 70.dakikada bile galibiyete inanmış ve bunu hissettirmiştir. ilk yarı savunmada biraz konsantrasyon problemi vardı ama onun dışında gerçekten sahaya karakter koyduk. bu deplasmandan bu oyun ve geri dönüş; hem bize hem rakiplere çok net bir mesajdır.
  • 17835
    önü açık olan takım. tek düşündüren, uzun lig maratonu boyunca, sakatlık, ceza vd. durumlar düşünüldüğünde, takımın kimliğini kaybetmesine yol açabilecek oyuncuların olası eksiklikleri (fernando- maicon- gomis hatta ndiaye). yedeklerimiz biraz daha kaliteli olduğunda, 'tüm çöpler atıldığında', hevesi ve hırsıyla sezon sonunu getirebilir.

    kalan fikstürde şimdilik;
    içerde karabük (bu haftaki zorlanma, önümüzdeki haftaya bir özgüven ve coşku getirecektir; farklı kazanacağımızı düşünüyorum)
    ardından konya deplasmanı (karabük'te coşarsak, bu deplasmandan da sağ çıkacağımızı düşünüyorum)

    ve içerdeki fenerbahçe maçına bomba gibi girebiliriz, bir aksilik olmazsa. bu akşamki maç * çok önemliydi.

    inşallah devamı gelir.
  • 17837
    (bkz: 24 eylül bursaspor galatasaray maçı) gösterdi ki bu sene bu takım sonuna kadar şampiyonluk yarışında olacak. ben özellikle deplasman maçlarından çok çekiniyordum ama bugün gördüm ki futbolcularımız deplasman maçlarında da karakter koymaya başladı. evimizde zaten bu tarz maçları bir şekilde kazanmalıyız ancak bu ligde şampiyon olacaksan zorlu anadolu deplasmanlarından olabilecek en az puan farkıyla çıkacaksın.
  • 17838
    24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında ve sonrasında olumlu ve olumsuz bir çok şey söylenebilecek takım.

    öncelikle maça iyi başladık, hatta belhanda ile golü de atıp taraftarı susturabilsek lay lay lom bir maç olacaktı ancak yine bahtsızlığımız ortaya çıktı ve kaçan golün devamında saçma sapan bir gol yedik.

    golden sonra hızlı ataklarda pozisyon versek de dağılmamamız, pas yapmaktan vazgeçmememiz bana göre ilerisi için en güzel ışık. pozisyon da bulduk ancak şansızlıklar ve harun gole engel oldu.

    ilk yarı sonuna kadar rodrigues ve tolga'nın amatörlükleri hariç göze çarpan eksiklik olmadı kanımca. lato da bana göre mariano'ya kıyasla çıkarken fazla geride kalıyor, hatta ilk yarının sonuna doğru belhanda'nın da "çıksana hadi" der gibi bir hareketi vardı.

    2. yarıya da direkt feghouli değişikliği ile başlayacağımızı düşünmeme rağmen hoca bekledi, aslında fena da oynamadık ama sonuç gelmeyince tudor "şah" dedi ve 2 beki çıkardı.

    her ne kadar "mat" etmiş olsa da bana göre çizgiye basan, hem defansı hem de ofansı yasin'den daha iyi yapabilecek mariano'nun çıkması bana göre hatadır. bursa maçında tutmuş olabilir ancak bu gibi değişiklikleri daha iyi analiz etmeli, ters sonuç sonunu hazırlar.

    feghouli'nin golü, toni cigerci'nin plasesi ve maçı kazanmamız da çok güzel ancak sırıtan noktalar:

    lato: yaşı itibariyle top bize geçince hızlı çıkıp takımın rakip sahaya yerleşmesinde aksıyor. iyi niyetli ancak kondisyonunu çok yükseltmesi gerek.
    ndiaye: sadece fernando'nun yanında süpürücü rolünde kalmamalı, hele ki ileri çıkmayan bir ndiaye bile 60-70 arası yine yorgunluk belirtileri verdiyse çok çalışması gerek. sıkışan maçlarda belhanda'nın yaratıcılığı kadar kendisinin de delici özellilğine ihtiyacımız var.
    tolga: yaptığı 2 gereksiz pas hatası %100'lük pozisyon olarak kalemize döndü. sahanın rodrigues ile birlikte en kötüleri iken attığı gol ile kaynadı olmasın.
    rodrigues: nando, fernando, feghouli, mariano gibi futbol aklı nirvana olan adamların yanında bile takımın iq'sunu fb seviyelerine çekebilen oyuncu. sırf dribbling ile olmaz kardeşim, aldığın her topu ezmesen öleceksin gibi oynuyorsun.
    maicon: hoca belli ki terse uzun oyna gafil avlayalım demiş ancak uzun toplara ekstra çalışması gerek. maçın en fazla şut çeken oyuncusu olmuş ancak kaleyi bulan da yok. ciddi tehlike oluşturabilecek atakları başlamadan öldürebiliyor.
    gomis: önceki maçlara nazaran daha az geri gelip al-ver yaptı, markajdan çıktı ve daha az pozisyona girdi. belhanda'nın da kilitlendiği anlarda daha fazla geri gelip oyunun açılmasına destek vermesi gerek.
    tudor: hocam kumarın tuttu ancak allah aşkına mariano "beni çıkar" demediği sürece bir daha deneme, sonucu önce takımı sonra seni yakar.

    olumlu yanlarımız:

    nando: yan top eksiği görülmüş ve çalışılmış belli ki. çıkılabilecek tüm topları çıkıp aldı ve uzun bir süre sonra yan toplarda "eyvah" demeden bir maç izledik. çalışmaya devam nando.
    mariano-fernando-belhanda: inanılmaz zeki adamlar ancak çevreleri kötü. kötü derken futbol aklı, pas kalitesi kötü aslında. fernando yanında tolga-ndiaye pas kalitesi olarak uzak kalıyor, mariano önünde rodrigues'den bahsetmiyorum bile.
    serdar: kendisinde "ujfa yanında büyüyen semih" ışığı gördüm bu akşam, sert, sağlam, yerden ve havadan sırıtmayan ve oyununu da geliştiren bir serdar vardı sahada.
    feghouli: çok yakışacak bu takıma çok. mariano ile oluşturacakları sağ kanatın kalitesine karşı koyabilecek sol koridor yok ülkede.
  • 17839
    2 deplasman galibiyeti olan takım. şampiyonluk için bana göre en az 7 tane daha almalı bu galibiyetlerden. hedef olarak konyaspor, yeni malatya, kasımpaşa, karabükspor, gençlerbirliği, alanyaspor ve son maç olması sebebiyle göztepe deplasmanlarını görüyorum. bunların dışında kazanmamızın sürpriz olmayacağı kayserispor, sivasspor ve akhisarspor deplasmanları var ama her maçı da kazanamayız. trabzonspor, başakşehir, beşiktaş ve fenerbahçe deplasmanları ise vitrin maçları. bu maçların hepsinde puan kaybı çok da imkansız değil. deplasmanda 10g, 3b, 4m ya da 10g 4b, 3m şampiyonluk habercisidir zaten. son iki yılda şampiyon olan beşiktaş sırasıyla 11g 3b 3m ve 10g 4b 3m yapmış. 9g 4b 4m de güzel olur, 31 puan eder. kendi evinde toplayacağın 45 puan (14g 3b) ile 76 yaparsın ki şampiyonluğu getirir diye düşünüyorum. tabi yol kazaları olabilir sezon boyu. atıyorum malatya'da, aralık soğunda puan kaybettin. o zaman kadıköy'den üç puan ile döneceksin ki bu senaryo beni daha çok mutlu eder.*
  • 17841
    (bkz: 24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçı)

    ilgili maçta az kalsın gururdan ağlayacaktım. rakip kapanmış, 10 hatta 11 kişiyle topun arkasına geçmiş. kademe hatası yapmıyorlar falan. ama bir bakıyorsunuz galatasaray hala dikine oynama derdinde. hiç topu gevelemiyor. muslera'ya geri pas sayısı geçen seneye göre beşte birine falan inmiştir herhalde. top hızlı dolaşıyor. yükleniyoruz gol için. maicon sağdan ortalıyor top arkaya aşıyor. solda yine bizde. 3 pasta çok hızlı şekilde tekrar sağa, maicon'a gidiyor ve bir orta daha. yani yüklenirken bile rastgele doldur-boşalt olayına gitmiyoruz. orta yapacak adam belli, vuracak adam belli.

    gururluyum, onurluyum.
  • 17842
    olm çok güzel bir takım olmadık mı lan? valla bak bunu sonuçlardan bağımsız söylüyorum. yani arkadaşına pislik yapan bir oyuncuya daha ilk haftadan sahip çıkan yeni transferler var ve ligde 6 hafta geçti, gerginlik ya da terbiyesizlik yapan adam yok.

    24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında 1-0 gerideyiz. gomis gol kaçırıyor, savunma müdahale ediyor, gidiyor adama sarılıyor, başını okşuyor, öteki faul yaptığı oyuncuyu yerden kaldırıyor. üstelik de bunları 1-0 gerideyken yapabiliyor. 0 gerginlik, panik, kaos yaşamadan baskı kuruyor.

    hani bazıları kendilerine efendi diyor ya, efendi takım rakibe tekme atarak, bileğine basarak olmaz, böyle olur görsünler.

    neyse bir de 24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçını 4-0 kazansak bu kadar sevinmezdim ben. ilk defa geriye düştüğümüz maç, derbiler dışında olabilecek en kötü statta ve takımla oldu. buna rağmen takım ve hoca bu sınavı çok iyi verdi. oyuncularımızın kendine güveni geleceği gibi, rakiplerde de lan öne bile geçsek galatasaray bizi yener psikolojisi oluşturduk. çok çok önemli burası.

    taraftar biraz daha kenetlendi, hocanın ve oyuncuların güveni tazelendi. yalnızca 3 puan değil çok şey kazandı bu takım. mariano'nun çoraplarla gol sevincine koşması, takımdaki inanmışlığın en büyük göstergesi.

    o kadar huzurluyum ve mutluyum ki şu an ve bunun tek sebebi bu takım.

    (bkz: sonra dedim ki iyi ki galatasaray'lıyım)

    http://i.capsspot.com/s/10/7/1140941.png

    http://data.whicdn.com/images/115904192/large.jpg
  • 17843
    temelde 2 eksiği olan takımım;

    1) derbi galibiyeti: bir takımın özgüveninin ve moralinin hep yüksek kalması, şampiyon olabilmek için en büyük etkenlerden. en azından iç sahada alınabilecek derbi galibiyetleri, şampiyonluk yolundaki en büyük sınavımız olacaktır.

    2) oyuncu rotasyonu: ne yazık ki yedek kulübemiz, tyler durden'in evi misali dökülmekte. uzun vadeli lig maratonunda başarı için, devre arasında kulübeyi güçlendirmeliyiz.
  • 17844
    kornerlerin neden sürekli ön direğe atıldığını anlamadığım takımımız. son 3 haftadır takip ettiyseniz eğer kornerler sürekli ön direğe kesiliyor. bu durum bizim duran toplardan bulabileceğimiz tehlike sayısını da azaltıyor. ne zaman korner ön direğe atılsa sonuç alamıyoruz. bu topları penaltı noktasına kessek daha çok pozisyon bulacağımızı düşünüyorum. özellikle maicon hava toplarında çok etkili ve 24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında harun yerine başka kaleci olsa golü bulmuştuk. demem o ki korner atışlarını mümkün mertebe ön direğe kesmek yerine daha farklı varyasyonlar denemek bizim için daha iyi olacak gibi duruyor.
  • 17846
    24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında sadece bursaspor'u değil aynı zamanda hakemi de yenmiş olan takımımızdır. rakibin ceza sahasında eline temas edip yön değiştiren topların hiç birinde penaltı çalınmamış olsa bile hiç dert tasa yapmadan sadece işini yaparak koyup geçmiştir. hiç polemiğe girmemiştir. sezonun kalanında da takımımdan beklediğim budur. herkes karşımızda dursa da çıkıp aslanlar gibi oyununu oynasınlar. her maçımızı elbette kazanamayız ama kaybederken bile bizi mutlu etsinler. galatasaray maç kaybedecekse biz taraftar olarak "kaybedelim de yeter ki böyle kaybedelim, bugün takımımla gurur duydum" diyebilelim. şuana kadar bu takım bize bunu gösterdi. taraftarıyla kenetlenmiş dolu dizgin yoluna devam eden bir galatasaray var.

    şimdi onlar düşünsün.
  • 17848
    tolga'nın sakatlığı sonrası ilk 11 için sahada uygulama adına çeşitli senaryolara sahip takım. feghouli zaten 11'e girecekti ama beklentimiz rodrigues'in yerine olmasıydı. şimdi feghouli'nin 11'e girdiğini varsayarak senaryoları inceleyelim;

    1. senaryo,
    doğrudan feghouli'yi sağa atıp, solda rodrigues ile yola devam etmek.

    2. senaryo
    belhanda'yı sol çizgiye yaklaştırıp gomis'i 9.5 numaraya çekmek. ileride de eren'e şans vermek. sağda feghouli solda belhanda, 9.5 gomis ve eren'li bir hücum hattına dönmek.

    3. senaryo
    solda linnes'i kullanıp ideal düzende devam etmek.

    4. senaryo
    ndiaye ve belhanda'ya 10 numara ve sol kanat rollerini dağıtıp, linnes'i fernando'nun yanında kullanmak.

    1-2 kombinasyon daha var aslında aklıma gelen ama onların hayata geçmesi zor. ben tudor'un çok fantezi arayacağını düşünmeden direkt ilk senaryoyla yola devam edeceğini düşünüyorum. ama ben olsam 2 veya 4. senaryoları ciddi ciddi düşünürdüm.
  • 17849
    ben izlediğim maçlarda gördüğüm kadarıyla tolga' nın sol açık oynadığını düşünmüyorum. hatta mevcut kadroda yeri sabit olan 6 oyuncu görebildim ben bu zamana kadar. iki bek net olarak bek oynuyor, fernando defansın önünde kalıyor, rodrigues net bir açık gibi oynuyor, serdar stoper ve gomis de net olarak forvet. bunun dışında belhanda geziyor. forvet arkası gibi dursa da sola kayabiliyor zira tolga da kağıt üzerinde sol açık gibi dursa da çok geziyor. solu boşalttığında hücumda belhanda o tarafa yakınlaşıyor. zaten tolga' nın attığı gollere bakarsanız soldan olmadığını görürsünüz. maicon top bizdeyken bazen bir sağ bek gibi çizgiye geliyor. hatta ben eminim hoca serdar' dan da aynısını istiyor ama serdar' ın tekniği maicon kadar iyi değil. zaten bu iki stoperin çizgiye açılmasıyla galatasaray geriden pasla çıkabiliyor. bir de maicon' un uzun pas becerisi var tabii. sağ çizgiden sol tarafa çok iyi uzun toplar atıyor ki buna önlem almak zor. top sağdayken rakip blok halinde kendi soluna kayıyor mecburen. bu paslar isabetli olduğu sürece çözümü yok. n'diaye de top neredeyse oraya baskı uygulayan bir adam. o da pres konusunda serbest gibi takılıyor.

    bunlardan yola çıkarak hocanın tolga' nın yokluğunda yapacaklarıyla ilgili tahmin yürütmeye çalışacağım sadece.

    1- tolga' nın yerine belhanda, belhanda' nın yerine n'diaye, n'diaye' nin yerine fernando ve fernando' nun yerine de koray. evet bu saçma gelebilir ama hoca koray' ı orada denedi daha önce.

    2- tolga' nun yerine n' diaye, gerisi yukarıdaki gibi.

    3- iç saha maçı olması dolayısıyla tolga' nın yerine rodrigues, rodrigues yerine de feghouli

    4- tolga' nın yerine direkt linnes.

    tabii ki hoca daha iyisini bilir, benim düşündüğümün 10 katı kadar şey düşünür şüphem yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın