• 10776
    trabzonspor'dan gelen arkadaşlar verebileceklerini verdiler bu takıma artık görevi devretmeleri lazım. bunun yanında türk futbolunun kimliğine uymayan bir şekilde kontrollü oynamaya çalışıyoruz. eğer başarırsak fena dağıtırız ortalığı tam 2-0 takımı oluruz ama tutturamazsak da rezil rüsva oluruz çünkü kaybedilen 3 puanın yanı sıra rakibi sahasına hapsetmediğimiz için de herkes söver.
  • 10778
    evet çok şey bekliyoruz, en iyisini istiyoruz. takım daha ilk haftadan itibaren herkesi ipe dizsin istiyoruz. olmalı da aslında ama şuan olmadığı için pek bir laf etmek doğru olmaz bence. yeni teknik direktör , yeni oyuncular , yeni sistem. biraz zaman sadece biraz.

    güzel günler yakındır, inancım bütün aslanlara tam. yüzümüzü kara çıkartmayın.
  • 10779
    çok seviyorum, sevgi bazen gerçeklerin önüne geçtirebiliyor hani aşık olunca gözün birşeyi görmez ya aynen öyle !

    gerçekleri saklayarak bir şeyleri halledemezsin.

    mesela, burak ve selçuk inan ile neden yeni bir sözleşme yapıldı ? performansları nedir.

    mesela, pandev alındı evet kariyerli bir oyuncu, çok iyi transfer benim gözümde yanlız umut bulut var, umut bulut bu takımda kaç tane gol atacak merak ediyorum. ve ya kaç tane maçı kurtaracak ?

    mesela, aydın,yekta gibi oyuncular bu takımda nasıl oynar merak ediyorum, hani satsan satamazsın, atsan atamazsın.

    mesela, veysel geldiği zaman anadolu topçusu demiştim, halen sözümün arkasındayım. neden alt yapıdan bir sağ bek pozisyonun'da oynayan bir genç isme veysel kadar şans verilmez ? veysel mi kurtaracak bizi merak ederim.

    bu sorular uzar gider ama cevabını kim verir meçhul.
  • 10780
    yapılan onca birlik, beraberlik ve kardeşlik açıklamalarına rağmen, takım içinde huzursuzluk olduğunu düşündüğüm takımdır. kimsenin birbirine tahammülü yok.

    pas biraz arkasına atılsın, yada atılmasın, burak yılmaz basıyor çığlığı. eliyle koluyla sürekli bir hareketler. hani mahalle maçında biri birine yapsa aynı hareketi, yemin ediyorum kavga çıkar.

    kimse birbirini alkışlamıyor. fenerbahçe dahil bütün takımlarda bunun aksi var. ara pası hızlı mı gitti, oyuncu yakalayamadı mı, yakalayamayan oyuncu pas atanı alkışlar, "olsun bir daha ki sefere" güvenini verir. bizde pas yerini bulmuyor mu mesela, pası alamayan oyuncuda bir trip (burak başta olmak üzere), dahası pası düzgün atamayan adamda da ayrı trip. sanki onun hatası yokmuş, koşu yanlış yere yapılmış imajı veriyor.

    bilmiyorum bu benim hüsnü kuruntum mudur, takım içi kaynaşmayı göremiyorum ben. o ruh yakalanmadan, başarıya ulaşmak çok güç olacak.
  • 10781
    üç resmi maçın geride kaldığı 2014-15 sezonunda umut veren yegane yönlerinden biri henüz gol yememesi olan takım. toplam 300 dakika oynadık ve savunmamız geçen sezona nazaran daha oturmuş bir görüntü çiziyor.

    onun dışında, artık burak ve selçuk'suz bir ilk 11 görmek istiyorum. umut mu oynar pandev mi bilmiyorum ama gerçekten sıkıldım ben artık bu ikiliden. toparlanacakları da yok gibi...

    şu anderlecht maçını kazansak da keyfimiz yerine gelse amk. offf.
  • 10782
    buyuk bir problem olmadigini dusundugum takimim. tek eksik tempo. biz gecen mancini ile sadece avrupada basarili olmak icin bir oyun tarzi benimsedik. soyle ki eskisehir macina bakin zannedersiniz karsida real madrid var. gs kendinden daha buyuk takimlara gore oyun kurgusunu kurdu. bu yanlis. turkiyede ise yaramaz. fb nasil tempolu veya hucum oynuyor. cunku sadece ligde oynuyorlar. terimin aysal ile calistigi ilk sene gibi. terimin 2.sene zorlanmasi da bundan. onun icin cok zorlandi. bu oyunu avrupada oynayacaksin. ligde fb gibi.hizli, 3 forvet, 4 forvet, capraz top, orta yap, karambol oyna. hizli oyna. ama bu fbyi bernebauda izlemekde isterim. 6 tane yesin bir. emre lig macinda dahi cikamaz sonra. gokhan , caner bindiremez. karsinda lig sonuncusu bile bu kadar hizli oynaymazsin. prandellinin tempo, hiz ve agresif kelimelerini secmesi iyi haber. bekliyecegiz. ben prandelli bu isi becerecek.
  • 10783
    büyük bir problemi olmadığını düşündüğüm takımdır. kanımca yapılması gereken tek hareket burak ve selçuk'un bir kaç maç kenara çekilmesi, ayağını denk alın mesajı verilmesidir. bu hareketle ben bu iki oyuncunun kendilerine geleceğini düşünüyorum. takımın bütün tempo eksikliği malesef bireysel formsuzluklardan da kaynaklanıyor . sneijder dahil herkes formsuz ama bu durum toparlanacaktır.sneijder'in toparlanması en fazla bir haftayı bulur ancak burak ve selçuk için ciddi bir uyarı şart. onun dışında takımın disiplini, savunma uyumu yerinde, prandelli ne yaptığını bilen bir adam, iki puan kaybıyla enseyi karartmaya gerek yok.
  • 10784
    hem fiziksel olarak, hem zihinsel olarak, hem de düşünce olarak cok agır takım.

    pas atarken toplar hep bir yanındaki oyuncuya, ya geriye, ya da hemen yanına... defanstan top cıkarken bile bir tane sol bek'den sag bek'e top atan adam görmedim.
    bir tek chedjou zaman zaman ileri ve yanındaki bir oyuncu gecerek hızlı birkaç top attı.

    ama diğer oyuncular o kadar riskden uzak oynuyor ki, takımın oyun temposu ve hücüm gücü düşüyor.

    herkes kafasında belirlemiş, kağıt üzerinde cızılmıs oyun gibi, oyun planı su sekilde...

    muslera---> semih----> chedjou----> tekrar semih----> tarık ----> tekrar semih----> chedjou---> yekta-----> veysel----> tekrar chedjou

    yaklasık 90 dakikanın 20 dakika'sı bu olayla geçti, tamam hazırlık pası yaparsın ama bu kadar yavas herkesin topu ayagında tutmasına gerek yok... bizimkiler topu kontrol ediyor, sonra bi tepiyo, duruyo, tekrar yanındakine...

    orta saha içinde geçerli... selcuk geriye, yana, burak'a...

    ve aynı zamanda o orta saha ve hucum hattı o kadar duruyor ki, böyle bişey ben hayatımda görmedim, top atıcak adam yok, olabilir mi ? - o la ma z !

    kimse risk almıyor arkadaslar, kimse, bruma,sneijder, burak, selcuk veya herhangi biri...

    risk almıyor, top bana gelir de kaybedersem diye altına sıcıyor herkes, kosmuyor bile topu kazanır da kaybedersem diye...

    işin boyutu mental, bize büyük bir maç lazım, büyük bir maçı iyi oynayarak kazanmalıyız, takım da özgüven yerlerde, baska hiçbirşey de bahane aramaya gerek yok.

    bu özgüveni sağlayacak kişi de kim, nasıl saglar, bilmiyorum.
  • 10785
    2014-2015 futbol sezonuna beklediğimden daha iyi başlamıştır. ilk iki hafta ve süper kupa düşünüldüğünde gol yemedik, çok fazla gol pozisyonu da vermedik. bursa deplasman, seyircisiz eskişehir maçlarına çıkmadan önce gol yemeden 4 puan alacaksınız deseler kimse hayır demezdi.
    2011-2012 sezonuna nasıl başladığımızı hatırlayalım belediye mağlubiyeti vardı, hatta biraz geriye gidin selçuk a yine aynı eleştiriler yapılıyordu. selçuk un şu anki oyununu bende beğenmiyorum ama geçen seneye göre defansif olarak daha iyi olduğunu kabul edelim. üstelik selçuğun yerine oynayacak kadro derinliğimiz de var(yekta,dzemali,furkan,umut vs.)
    bu geçiş sürecini umarın en az hasarla kapatırız. önemli olan salı günkü maç, ne olursa olsun kazanmamız lazım, haftaya balıkesir deplasmanını da kazandık mı önümüz açık.
    6. hafta fenerbahçe maçından sonra takım havaya girer ve 2011-2012 sezonunda olduğu gibi 5 hafta önceden bazı şeyler belli olmaya başlar. 2011-2012 sezonunu hatırlayın lige yine kötü başlamıştık, karabük beraberliği, belediye yenilgisi vs. sonra fenerbahçe galibiyetinden sonra 10 hafta civarı yenilmeden liderliği almıştık.
    açıkçası beşiktaş gibi erken form yakalayıp ilk 6 hafta şampiyon ilan edilip daha sonra 3. mücadelesi yapmaktansa, bu şekilde oynayıp sezon sonu form arttırmayı isterim.
    sadece biraz daha sabır, bu takım bu sene güzel şeyler yapacak.
  • 10787
    galatasaray taraftarı bu takımdan başarı beklemesin.
    sorun futbolcularda değil.
    sorun bir arap ülkesi olmamızda.
    arap ülkelerinde gücü elinde bulunduranlara yakın olmayan hiç kimsenin başarılı olma, rekabet etme hakkı yoktur. hatta yaşam hakkı bile yoktur. evrensel bir rekabet yerine tamamen kendi içine dönük ve toplum yapısını yok eden acımasız bir savaş mevcuttur. al sana ırak-suriye. ışıd kendi insanlarını kesedursun, türk sporunun temel dinamiklerinden olan galatasaray da her branşta federasyonlar tarafından ve genel olarak da hükümetin denetimiyle borsa, maliye, ulaştırma bakanlığı gibi kurumlar tarafından katledilmekte. futbol bilinçli olarak avrupa arenasından ve standartlarından uzaklaştırılmakta.

    demin 13 eylül 2014 eskişehir maçı sonrası selçuk inan'a kızıp eleştirdim. yahu selçuk müthiş form tutsa bir etkisi mi olacak sezona? hayır. sadece ama sadece arap zihniyetli yöneticilerin çevirmesi gereken tiyatro sayısı artacak.

    şike tiyatrosu
    ırkçılık tiyatrosu
    meireles tiyatrosu
    volkan tiyatrosu
    yabancı oyuncu tiyatrosu
    idare mahkemelerinde bakandan görüş bekleme tiyatrosu
    melo tiyatrosu
    seyircisiz oynama cezası tiyatroları
    lig statüsü tiyatrosu
    milli takıma hoca lazım tiyatrosu
    borsada sermaye arttırımı tiyatrosu
    vergi cezası tiyatrosu
    cart tiyatrosu, curt tiyatrosu

    başlıca aklıma gelenler.
    galatasaray'dan başarı mı bekliyorsunuz? belki temsil ettiği 20 milyonluk kitle için arada bir ucu bize gösterilebilir ama nadiren ve en adaletsiz biçimde.
    galatasaray'ın ve hayatta bertaraf olduğunuz her ne varsa adalet için bu hükümetin gitmesi şart. diğer bir çözüm de siz bu diyarı terk edeceksiniz ki benim galatasaray nezdinde önerdiğim de bu. elimizde ne kadar mal varlığı varsa satıp almanya'da yatırıma dönüştürmek ve bir gece ansızın borsa ve resmi siteden yapacağımız açıklamayla türk liglerinden çekildiğimizi alman liglerine başvurduğumuzu ilan edip ülke sporunu göt gibi bırakmak.yapmamız gereken bana göre budur. varsın alman 3. liginden başlayalım. kayıp addedeceğimiz sezon sayısı 3 olur. ondan sonra modern futbol arenasında türk insanını sevindirmeye devam ederiz.
  • 10789
    (bkz: #1561741)

    çözümü bellidir. ayrıca kesinlikle sneijder'siz de alternatif oyun planları olması gereken takımdır. çift forvet ve olcan'ın da dahil olduğu alternatifleri lazım.

    ne sneijder, hagi ne de selçuk. ayağına topu aldı mı mucize yaratmasını beklediklerimiz en başta bu adamlar. ama takım oyunu çok daha önemli. topa hakimiyetimiz bursa ve eskişehir maçlarında gayet iyi.
  • 10790
    bu sene şampiyon olacaktır. eleştirilerden, son maçtaki kötü oyundan vs. her şeyden bağımsız olarak söylüyorum. taraftar, yönetim, futbolcular, teknik direktör, herkes şampiyonluğa konsantre olmuş durumda. şu sıralar kötü oynasak da eminim değişecek ve bu takım bu sezon şampiyon olacaktır. bazen sadece hissedersiniz ya, öyle bir şey işte. yapılan eleştirilerin dozunun fazla olmasının sebebi hiçbir taraftarın, ilk haftalar da olsa en ufak bir kayba tahammülünün olmaması. bunu iç saha maçlarındaki taraftar coşkusuyla çok daha iyi anlayacak ve hissedeceğiz. bana kalırsa şuan takımın en büyük ihtiyacı, ateşli, coşkulu taraftar. anderlecht maçından* sonra takımın kendine güveni artacak şampiyonluğa inanmayan oyuncu kalmayacaktır.

    (bkz: o sene bu sene)
  • 10792
    dünya yıldızı kalecisi, formunu yakalamış as stoperleri ve hem defansif, hem de ofansif alternatifli kaliteli bekleriyle savunması çok iyi olan takımım.

    muslera, semih-chedjou. bu üçlü şu an allah nazarlardan saklasın çok iyi durumda. hakan balta stopere de defansif sol beke de ideal bir alternatif. telles de ofansif sol bek olarak şu sıralar tutuk olsa da aslında gayet etkili ve bindirmeleri seven bir oyuncu. tarık hem sağa hem sola müthiş bir joker. veysel de savunma gücü biraz daha ağır basan, ortalamanın üstü bir sağ bek. gökhan zan, koray günter ve emre can coşkun da üçüncü ya da sonrası yedekler olarak gayet uygun isimler. kafacısı, genç yeteneği, sistem adamı, her tipte savunma oyuncumuz var.

    orta sahada durum boktan çünkü kağıt üstünde iyi oyuncularımız olsa da yabancı sınırı denen şey yüzünden hepsini bir arada oynatmak güç. sakatlıklar, cezalar ve formsuzluklar da cabası. sanırım şu an için en parlak isimler dzemaili ve biraz da melo. sneijder açılırsa fena olmaz. nedense emre, yekta, furkan, hamit, umut g. vs. kuru kalabalık gibi geliyor. yo yo kendi içlerinde iyi oyuncular ama şans verilmez be, selçuk aşağı selçuk yukarı sezon sonunu ederiz. furkan ya dane bileyim birhan falan a takımın değişilmez ismi olur mu? keşke ama ben pek ihtimal vermiyorum buna :(

    kanatları değerlendirmek isterdim ama kanatlı bir diziliş oynamadığımız için olcan yedek soyunuyor, bruma da ikinci forvet gibi oynuyor. nasıl iş anlamadım. oynasalar iyi oyuncular aslında. kanatlı dizilişte sıkıntı yaşamayız. bu arada sinan gümüş ve aydın yılmaz koca sezon kaç dk oynayacak bakalım göreceğiz.

    forvet çok fena, pandev'e duacıyız. hatta umut'a bile duacıyım, burak niçin bu kadar berbat anlayamıyorum. iyiydi aslında, yoksa drogba'nın gölgesinde mi kurtarıyordu, iyi de şampiyonlar liginde döktürdüğü zaman drogba yoktu ki? her neyse!
  • 10794
    selçuk ve sneijder form tutana kadar şu düzende;

    --------------- muslera-------------
    veysel - chedjou - semih - tarık
    bruma - melo - dzemaili - olcan
    ---------- burak --- umut ----------

    ya da şöyle bir düzende oynamalıdır.

    --------------- muslera-------------
    veysel - chedjou - semih - tarık
    ----------------- melo --------------
    ------- olcan --------- dzemaili ----
    -------------- sneijder --------------
    ------------ burak - umut ----------
  • 10795
    2014-2015 sezonunun başlangıcıyla birlikte bizleri umutsuzluğa sürüklemekte olan göz nurumuz.

    prandelli'ye güvenmekle birlikte sahada ruh gibi gezen adamları görmek, özellikle o ruh gibi gezenlerin selçuk, burak, sneijder gibi beklentilerin en fazla olduğu oyuncular olduğuna şahit olmak, bruma gibi bir yeteneğin git gide elimizden kayması hissi, muslera'nın her maç yıldızlaştığı bir kurgu...

    bilemiyorum dostlar, bu sene bizi kanser bir sezon mu bekliyor diye sormadan edemiyorum.
    türkiye'de yaşanan onca pisliğe ve tahammül edilemez gelişmelere bir de galatasaray'ın bu durumu eklenirse hayat çok zorlaşır.

    bizi hayata umut dolu gözlerle bakmaya iten tek şey galatasaray çünkü.
  • 10796
    en komiğime de takım düzenleri, dizilişler, 3-5-2, 3-2-4-1 vb vb taktikler veren gidiyor.

    yav arkadaş, sen istersen 10-10-10 oyna, ister messiyi al baleyi al, takımda kazanma hırsı yaratan futbolcu yoksa dediklerin fasa fiso.

    2000 de neden başarılı olduk, çok acaip bir taktik deha sayesinde mi? hakan, hagi, hasan gibi üç isim vardı galibiyetten başka şey kabul etmeyen. 2012de ise ujfalusi, elmander. şimdiki takıma bakıyoruz, herkesin derdi maç bitsin de duş alsınlar. bir sabri vardı, o da kötü orta kesiyor diye kovuldu. adamın hırsı yeterdi girdiğinde tribünlere ve takıma yansıyan.

    seversin, sevmezsin, sabri hırsına sahip en az 2-3 futbolcun yoksa oturur sabaha kadar diziliş yazarsın buraya, sonra da o kadar transfer yaptık neden başarılı olamadık diye şaşarsın.
  • 10797
    2014 sezon başlangıcı itibariyle "kötü" olarak nitelendirmek bence biraz haksızlık olacaktır bu takımı.
    savunma anlamında uzun yıllardır en "ne yaptığını, nerede duracağını bilen" takımı izliyoruz şu anda.
    rakamlara da yansıyor bu. avrupa'nın en diri en organize takımlarından atletico karşısında gol yememiş olmamız, 4-2-3-1 başladığımız ve ortasaha kontrolünü tamamen rakibe verdiğimiz süper kupa finali'nde dahi son 3 yıldır hiç bozulmadan devam eden fenerbahçe'den gol yememiş olmamız, deplasmanda bursaspor ve deplasmandan da beter bir psikolojiyle oynanan eskişehirspor maçlarında da -ki şenol güneş ve ertuğrul sağlam gibi takımları hep takım oyunu oynayan takımlardır- neredeyse pozisyon vermemiş olmamız çok önemliydi.
    şöyle de ifade etmeye çalıştım gerçi ama; (bkz: #1548619)
    hücumda biraz sorun yaşıyoruz gibi evet.
    ama daha önce de belirttiğim üzere, sistemli bir hücumu oturtmak, sistemli bir savunmayı oturtmaktan çok daha zordur.
    çok daha fazla zaman ve yetenek ister. yaratıcılığa ve dolayısıyla daha çok birlikte oynamaya ihtiyaç vardır.
    iki stoperin birbirini tanıması, iki santraforun birbirini tanımasından daha kısa sürer.
    savunmada her oyuncuya anlatırsınız ne zaman nerede duracağını, rakibine karşı nasıl davranacağını, kimin kademesine dikkat edeceğini, her maç için de alacaksınız özel önlemlerinizi alır aktarırsınız oyunculara; hele bir de hazırlık dönemini birlikte geçirirseniz savunması oturur takımın.
    ama hücum öyle değil işte.
    hücumda, savunmanın aksine çok daha fazla ekstra işe ihtiyacınız vardır. savunmada "şu adamı şöyle karşılayacaksın" diyebilirsiniz ama hücumda "şu adamı şöyle geçeceksin" deseniz bile etkisi olmayabilir.
    daha fazla özveri ister.
    şu anda ne yazık ki özellikle burak ve selçuk, özverili oynamıyorlar hücum anlamında.
    demek istediğim, bugüne kadar ne oynamışlarsa onu oynamaya çalışıyorlar.
    bursa deplasmanında burak biraz farklı oynadı; hemen golü bulduk zaten.
    ama selçuk inatla boş adamları değil burak'ı topla buluşturmaya çalışıyor.
    "yekta çok tek yönlü oynuyor" dediğimizde "zaten görevi o" diyen arkadaşlarımız oldu.
    aynı yerde melo da oynuyor. melo asla tek yönlü oynamıyor. demek ki o bölgede oynayan oyuncunun görevi tek yönlü değil.
    yekta da özveri gösterip yeni bir şey yapmıyor.
    bu oyunda özellikle böyle önemli geçiş zamanlarında dediğim gibi ekstra işlere çok ihtiyacımız var.
    bunlar beklenmedik çalımlar, uzaktan şutlar, çizgiye inmeler gibi, rakip defansı karıştıracak ve hazırlıksız yakalayacak organizasyonlar.
    bunları organize edecek adamımız sneijder de formsuz olunca özellikle eskişehir maçında tıkandık.
    bu yüzden, bence, ilerde mutlaka olcan'ı ve pandev'i kullanmamız gerekiyor. selçuk'taki doğaüstü formsuzluğu da düşünürsek, yerine dzemaili'yi kullanmamız şart. e melo'suz zaten olmuyor. veysel'in yerine de furkan'ı denesek çok bir şey kaybetmeyiz gibime geliyor.
    veya ortadaki üçlüyü melo-dzemaili-furkan şeklinde kurabiliriz.
    bu durumda, her ne kadar çok başarılı bir sezon başlangıcı geçirse de, bence şecu'yu kenara almaktan başka çaremiz yok lig maçlarında.

    muslera
    veysel(furkan)-semih-balta-tarık
    melo dzemaili
    olcan sneijder pandev
    burak

    hatta içerdeki maçlarda muslera yerine sinan'ı alıp pandev'i ileri koyup yerine bruma da belki de denenebilir.
    ama hem melo'nun hem pandev'in hem de olcan'ın mutlaka sahada olması gerekir diye düşünüyorum.
    selçuk'un da mutlaka sahada olmaması gerekir artık.
    çünkü formsuzluğundan ve yanlış tercihlerinden daha kötüsü, bunların varlığını reddetmesi.
    birisinin kendisine bunları anlatması gerekiyor.

    oyuncu tercihleri ile ilgili haddim olmadan görüşlerimi paylaştım.
    özetle, kendi adıma, hocamız prandelli'ye güvendiğimi, savunma anlamında sezon başlangıcımızı beğendiğimi, istatistiklerin ve futbol gerçeklerinin de bunu kanıtladığını ifade etmeliyim.
    hücum anlamında ise, geçmişteki prandelli takımnlarını da düşünürsek 4-5 hafta içinde çok daha iyi bir takım izleyeceğimize inanıyorum.
    zaten zaman zaman her maçta 6-7 tek pasla ceza sahasına giren bir takım olduk.
    son paslar ve daha da geniş tabirle son tercihlerde zamanla daha verimli olursak ve bu tek pasla içeriye girmelerin de sayısı da arttıkça çok daha kolay gol bulabileceğimize inanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın