şu an
galatasaray tv de bir maç veriliyor, maç samsunla, yıl 2002.
* şöyle bir kadro var
mondragon - ümit - sarr - vedat - ergün - batista - hasan - felipe - berkant - arif - ümit
muhteşem de futbol oynanıyor, batista pres yapıyor topu hasan'a veriyor, hasan felipe'ye top dolanıyor, harika paslaşmalar var. felipe arada bir ara pası atıyor arif kaçıyor, ümit kaçıyor. ergün soldan bindiriyor açıyor kesmelerini. hasan deli gibi yine koşup duruyor ortalıkta, muhteşem oynuyor. defansta vedat reis adam geçirmiyor. tribünde özhan başkan ilk golden sonra sigarasını yaktı bile... seviniyor.
kulübede imparator, kaşlarını çatmış izliyor oyuncularını.
bir an şimdiyi düşündüm, duygulandım anasını satayım.
özhan başkan yok aramızda, imparator uzun süre yoktu.
vedat reis nerelerde kim bilir,
sarr hala iyi defans olamadı,
berkant desen en son 1860 münih'teydi sonra patladı mı bilmiyorum.
arif az önce kendini yere attı hakem penaltı çaldı. maçın spikeri de ercan abimiz, "hasannn yerdeeennn" dedi az önce...
tribünlerden bir ses geliyor : "
i love you hagiii,
i love you hagiii " diye,
babam dedi ki oğlum
hagi ne arasın 2002'de?
dedim ki baba maçın hakemi
erol ersoy!
ne güzel bir şey galatasaray'ın geçmişini bilmek, görmek...
ne güzel bir şey galatasaraylı yaşamak
ne büyük bir övünç
galatasaraylı olmak.