• 3227
    bu takıma gelecek teknik direktörün mevcut başarılarından ziyade sıfırdan takım kurma kabiliyeti, tecrübesinin olması gerekiyor. bu özellik aranmazsa gelecek sezonda sonuç hüsran olabilir.

    mevcut kadroda çok fazla futbolcu kalmayacak gibi görünüyor. sabri-çağlar-cana-culio-baros-pino-kazım-stancu-yekta kalır, diğerleri ya gönderilir yada kendileri gitmek ister.

    gelecek teknik direktör varolan bir takıma sistem aşılamak yerine yeni bir takım kurup sistem oturtacak olması durumu farklı kılıyor.
  • 3228
    oncelikle adnan polat gibi bir karar veremeyiciden kurtulmasi gereken takimdir. yuz yasina gelmis feldkampla sezonu tamamlayamayacagini bile bile yola cikan, ardindan yaptigi skibbe ve rijkaard hamlelerini kendi hatalari yuzunden carcur eden ve sirf hatayi ustune almamak icin bulent korkmaz ve gheorghe hagi'yi taraftara kurban veren bir yonetim anlayisi yerinde durdukca galatasaray'in adam olmasi zor. yerli futbolculardan ise, mustafa denizli'nin dedigi gibi 5-6 tanesi haric tamami gonderilmeli.
  • 3230
    kabiliyetsiz olduğunuz kadar beyinsizsiniz de!demek istiyorum bu takımı oluşturan her bir bireye bir yeşilçam klasiğinden esinlenerek.ortada takım falan da kalmamış ayrıca.neredeyse 1 sezondur sabırla,sükünetle izliyorum;iyileşmek yerine her geçen gün daha da kötüye gidiyor herşey,takım kurgusundan her geçen gün daha da uzaklaşıyoruz.29 yaşında doğuştan galatasaraylı bir insan olarak kendimi bildim bileli;hep iyi futbol,iyi cimbom izledim ben.hep şampiyon olamadık belki ama koca bir sezonu bomboş geçirmedik ben kendimi bildim bileli.galatasaray ilk defa puan kaybetmiyor,ilk defa şampiyonluk yarışından kopmuyor.puan kayıpları sıkmıyor canımızı;karşımızda izleyecek bir takım görememek sıkıyor.bu sözlüğü okuyan tüm galatasaray futbol takımı oyuncularına sesleniyorum bu satırlarla:biz sadece iyi futbol görmek istedik,istiyoruz ve hep öyle isteyeceğiz.çünkü biz buna alışmışız.ancak görünen o ki siz bunu başarabilecek kabiliyette değilsiniz.bu çok açık ve net.üzerinize giydiğiniz forma taşıyamayacağınız kadar ağır.milyonlarca kişinin karşılıksız sevgisini barındırıyor çünkü.ayrıca iyi futbolun en önemli gereksinimlerinden olan futbol zekasından da bir çoğunuz yoksun.bu sezon oynadığınız şeyden ben bunu anladım.bazılarınız bizim görmek istediğimiz galatasarayda oynayacak zekaya sahip değiller.demek ki iki bacağı olan herkes futbol oynayamıyormuş;oynadığını zannediyormuş.aslında futbol oynayabilmek için 2 tane sağlam bacağın da yanında içi dolu bir sağlam kafaya da ihtiyaç varmış.bize 2 yıldır çaktırmadan bunu öğrettiniz.bize verdiğiniz ders için çok teşekkür ederiz.şimdi lütfen çekilin,azalarak değil anında bitin,yok olup gidin.çünkü biz de unutmak istiyoruz gerçekten yok saymak istiyoruz sizin bu işten milyonlar kazandığınızı.galatasarayı çılgıncasına karşılıksız seven ben kendi adıma, hakkımı birçoğunuza helal etmiyorum bize çektirdiğiniz sıkıntılar nedeniyle.
  • 3231
    eğer herhangi bir yönetim veya teknik ekip değişikliği olmazsa kalan 9 maçından 7 puanın üstünde toplamasının beni ve çevremdekileri şaşırtmayacağı takımdır*. son 3 haftaya kadar hiç puan alamayacak olma ihtimalimiz bulunmasından ise bahsetmiyorum bile sözlük.

    şu tabloyu taraftarın şu beklentisini görüp de yüzü kızarmayan futbolculara ise varsa sadece yazıklar olsun diyorum, küfür edemiyorum sinirlenemiyorum sadece yüzüne bakıp kafamı iki yana sallayıp yazıklar olsun demek istiyorum.

    26.hafta galatasaray - fenerbahçe
    27.hafta antalyaspor - galatasaray
    28.hafta galatasaray - trabzonspor
    29.hafta manisaspor - galatasaray
    30.hafta galatasaray - kayserispor
    31.hafta beşiktaş - galatasaray
    32.hafta galatasaray - kasımpaşa
    33.hafta gençlerbirliği - galatasaray
    34.hafta galatasaray - konyaspor
  • 3232
    işlerin yolunda gitmediği takım.

    13 mart 2011 ankaragücü galatasaray maçında bunu iyice gösterdiler bize. evet takımda işler yolunda değil, son on dakika içinde büyük bir başarı göstererek üç gol yiyoruz. çözüm bulamıyorlar, takımı toparlayamıyorlar. başkan çıkıp bir futbolcu hakkında konuşuyor, floryada oyuncular arasında kopukluktan bahsediyorlar... çok şey var söylemek istediğim...

    sorunun başlangıcı yeni değil. skibbe döneminden itibaren kendi çerçevemden anlatmak istedim. futbolcuya dayalı düzen ilk o zaman geldi bizde. skibbe başarısız değildi. o amk kocaeli maçı bitirdi... 3-2 iken durum penaltı kazandık, şanssızlıklar üst üste gelir ya bazen, şanssızlık oldu ve penaltı gol olmadı. üstelik döndü kendi kalemizde gol oldu. skor oldu 4-2. takım ruhen çöktü, işler iyi gitmiyordu ve kendi evinde 4-2 mağluptun. şuursuzca saldırdık, atamadık ve beşinci golü de kalemizde gördük. burada bir şeyi söylemek istiyorum, kuruluş felsefemiz türk olmayan takımları yenmek! sizce skibbe varken avrupada başarısız mıydık? lucescu'dan sonra ilk kez avrupada iyi top oynamıyor muyduk? bence gayet iyiydik. velhasıl skibbe kovuldu, kaptanımız geldi. bülent korkmaz geldi... standart şeylerden biri oldu, ilk maçlarda iyi oynadık ve hamburg maçıyla beraber her şey bitti... kaptanımız da bitti. çok erken geldi yazık oldu.

    rijkard geldi arkasından. iyi oyuncular alındı. içlerinde hala unutamadığım ve keşke geri gelse dediğim abdul kader keita gibi adam vardı. yine iyi başladık sezona. ta ki fenerbahçe derbisine kadar. baros sakatlandı ve her şey bitti. nonda yavaş futbolcuydu. 4-3-3 oynarken yırtıcı forvet gerekirdi takıma. nonda ise geçmişinde büyük bir sakatlık geçirmiş bir futbolcuyudu her ne kadar iyi golcü olsa bile. sonucunda da takımda işler bozulmaya başladı, nonda gitti jo geldi vs. fakat farkettiyseniz gelen adamlar eğlenme amaçlı gelmişti. adamların takımla ilgili bir düşüncesi yok, kiralığım zaten dediler heralde. istanbul'a geldiler, yediler, içtiler, eğlendiler ve gittiler. olay bu. ruhsuz futbolcular her ne kadar iyi olsalar bile başarı getirmiyorlar, onu bize iyi gösterdiler. sırf bu nedenden dolayı beşiktaş başarısız olacak dedim ve sonuçta ortada.

    velhasıl takım üçüncü sırada bitirdi. deplasman maçlarını da siklese oyuncular şampiyonluk hayal değildi. kaldı ki eskişehir maçını tirübünden izledim ve jo denilen adam sahada yoktu, arda yoktu, keita yoktu... arda'ya küfürler yoğundu, oynayamadı çocuk, sağ bek sezgin midir nedir bilemedim ama arda'yı geçirmedi helal olsun dedim. neyse sezon sonu herkes gitti elano kaldı bir tek. onun da sakatlığı vardı, bu nedenden dolayı kaldı. sezon ortasında da gitti zaten.

    yeni sezonun bok gibi geçeceği çok önceden belliydi, elde adam yok, gidenlerle gelenler arasında uçurumlar mevcut... sonucunda da suçlu rijkard denildi ve gitti. yine hoca gitti...

    hagi geldi ve işler yolunda gitmedi bir türlü. transferler yapıldı, sakatlar geldi ama yine kaybediyoruz. evet hagi büyük oyuncuydu ama işte... olmuyor işte hagi, git artık git de biz seni büyük on numaramız olarak hatırlayalım...

    evet yazının asıl şekline gelelim esas. bunları zaten çoğununz bliyorsunuz ama hatırlatmak istedim. şimdi bazı futbolcular var bizde, ruhunu kaybetmiş, bir şey yapmak istemeyen, oynamayan...

    servet çetin çok değil daha dört beş ay önceye kadar kellesi istenen adamdı. rijkard gitti bir anda herkes unuttu. lakin ben unutmadım. kimse galatasaraydan ve armasından büyük değildir. sana güvenmeseler bile o arma için oynayacaksın! ha oynamıyorsun hiç dert etme alacak birileri çıkar, sen de gidersin koçum. ne o öyle bana güvenmezlerse oynamam. bak seen oynamazmış. ayrıca servet çetin takım içinde huzursuzluk yaratan adamlardan da aynı zamanda. kutuplaşmada etken faktörlerden. kutuplaşmayı arttıracak kişiler takımdan acilen gitmeliler. aksi halde nah başarılı oluruz. elano'ya küfür ettiğini hatırlarsınız heralde değil mi? böyle şeyler olmaz bir takımda.

    ayhan akman, miladını doldurmuş artık. armayı öperek galatasaraylı olunmaz. bak madem bizden birisin, hasan şaş gibi takıma faydan olmayacağını anladığın an git. mesela şimdi yok, artık gitmen gerek. ayrıca takım içinde abilik etmen gerek senin ama onu bile yapmıyorsun? neden yapmıyorsun ayhan neden?

    hakan balta, hayal kırıklığına neden olan adam. manisa'dan alınmasını istediğim üç adamdan biriydi. biri geldi ikisi alınmadı. bu arada ben manisalıyım o yüzden takımı ve futbolcularını iyi bilirim. sezer öztürk, selçuk inan ve hakan balta. manisanın başarısında etkili olmuş üç oyuncu, aralarında arda, zelenka, holosko gibi adamlar da var. bir de futbolu bırakan meduna. kadro sağlam anlayacağınız. öyle bir oyun oynuyordu ki bu bahsettiğim üçü, takımın performansı bu adamlara bağlıydı. hakan sol bek, sol iç orta saha, ön libero ve stoper olarak oynadı. şimdi de oynayabilecek bir adam. lakin 2008 avrupa şampiyonası onu bitirdi. sadece onu değil, mehmet topal'ı da bitirmişti. 2008-2009 sezonunda takımın sakatlıkları iyice artmıştı. çünkü avrupa maçları, lig ve arkasından gelen avrupa şampiyonası iyice çökertti takımı. bu sene inter, bayern munich takımlarına bakın anlarsınız. barcelona'nın sezona başlangıcına bakın! o kupadan sonra hep hayal kırıklığı oldu hakan. neden çöktü, nasıl çöktü bilemem ama artık faydasından çok zararı var. koşamıyor, top ayağına yakışmıyor...

    aydın yılmaz, konya maçından sonra yıldız diye lanse edilen adam. yok hocam yıldız filan olmaz bu adamdan dedim, ayakta duramıyor daha dedim... nafile inanmadılar, nasıl galatasaraylısın sen dediler... dediler de dediler. bir şey var ki buradan herkese de sormak istiyorum, aydın'ın topu alışını, adamın gelmesiyle beraber yere düşüşünü hiç incelediniz mi? adam çalım atarken bile yere düşüyor lan, ben böyle bir şey görmedim. denge problemini çözemezse eğer ikinci ligde oynar bir kaç sene sonra.

    aykut erçetin, ufuk ceylan, zapata, hepsi de boş adamlar. kadroda bulunmaları bile zarar. en iyisi a2 takımındaki kaleciyi kaleye alalım. belki tutar. mondragon gittiğinden beri zaten belki tutar diye o kadar kaleci getirmedik mi? takımı sikip atmadı mı her gelen? bari maliyeti düşük, kendi içinden adam dene.

    gökhan zan, beşiktaş'ın attığı en büyük kazık. cam adam resmen. geldiğinden beri on beş maçını ya izledim ya izlemedim. bir sakatlandı o sakatlanış, bir daha yüzünü gören cennetlik.

    arda turan için daha önceden yazmıştım,

    (bkz: #621675)

    barış özbek, mustafa sarp hakkında bir şey diyemiyorum bile. allaha havale ettim onları.

    gelelim yabancılarımıza...

    kewel, taraftarın sevgilisi, oz büyücüsü kewel. neden soğudum hocam bizden, ne yaptılar sana? yönetimi sevmiyorsun biliyorum, sana yamuk yaptıklarını düşünüyorsun kesin. haklısın da... lakin sakatsın be hocam. bazen yürü git lan diyesim geliyor sana, bazen bizi bırakıp nereye kewel diyorum. seviyorum seni, takımda görmek istiyorum... keşke sağlıklı olsaydın, sakatlanmadan oynayabilseydin de senin gibi zeki futbolcunun futbol resitalini seyretseydik doksan dakika. yanlız şunu bil, gitsen bile biz seni unutmayız. sen de bizi unutma...

    baros, sakatlıktan kurtulamıyordu bir aralar. şimdi iyi maşallah. gerçi hagi siktir çekmiş diyorlar ya bilmiyoruz. bu adamla ilgili bir şey biliyorum, maç içinde iyi golcü, hırslı ve burayı seviyor, bizi seviyor. takımdan şu aralar öyle sıkılmış durumda ki o bile takmamaya başladı. ama yapma baros, liev maçında senin yerde yatıp üzülen fotoğrafın, arda'nın ise soyunma odasına doğru giderken umursamaz tavrı wallpaperım benim. senin ruhunu gösteren fotoğraf o yapma bunu, bana yapma!

    neill, gitme kal ne olur, gitme kal yalan söyledim. doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim nidalarıyla iki sene daha bizde kalmasını istediğim, kalmasına inandığım adam. nasıl olsan adnan polat daha kötüsünü getirir giderse diyorum ve popescu'dan sonra ilk defa top yapan stoper geldi. gitmemeli!

    pino, sol açık adam. uzaktan bazuka gibi çakıyor şerefsizim. sakatlık problemi var ama maç başı ücret alması iyi bir şey. yattığı yerden para almıyor bu da iyi olmaya itiyor onu. hep iyi olsun, hep oynasın diyorum. sol açık olarak oynasın. tek sıkıntısı şu, takım iyi giderken uzaktan attığı şutları abartıya vurursa herkes ona patlar. biraz daha dikkatli olmalı...

    bu kadarlık yeter oyuncular hakkında. biz galatasaraylıyız, armanın peşinden giden manyaklarız! toki başkanı değil başbakana bile ezdirtmeyiz! unutmayın biz metin oktay ruhunu benisemiş insanlarız. on dört yıl şampiyonluk beklemiş takımın taraftarlarıyız. işler yolunda olsa da olmasa da biz taraftarız! bu futbolcular olsa da olmasa da bizler hep buradayız... sakın ola ruhtan vazgeçmeyin. ruhtan vazgeçtiğiniz gün galatasaray'ın bittiği gün olur, metin oktay'ın kemiklerinin sızladığı gün olur, ali sami yen'in beddualarına uğradığımız gün olur. ruhtan ve armadan kopmayın. gün gelecek biz yine en zirvede olacağız, gün gelecek şampiyonlar liginde kök söktüren takım olacağız. yeter ki on yıl doğru yönetilsin takım ve bu on yıl zarar vermesinler kulübün mali bilançosuna. sportif açıdan kaybetmeyelim gelirlerimizi. biz yine en zirveye çıkarız, çıkmasını biliriz!
  • 3233
    dibe vuruşa her yaklaşmasından sonra mutlaka büyük bir sıçrama yapan takımım. 14 yıllık şampiyonluk özlemi sonrası 1989 1. avrupa fethi, 1. kalli dönemi öncesi suskunluk dönemi sonrası taş gibi takım, fatih terim öncesi kabus gibi sezonlar ardından iki kupa, lucescu öncesi kötü dönem ve şampiyonlar liginde çeyrek final. para yok dert çok deyip son hafta fenerbahçe nin elinden şampiyonluk alınan bir gerets dönemi. bütün bu olanlardan sonra adamların suratına bakıp rahatlıkla ilerisi için iddialı konuşabiliriz. paniğe gerek yoktur sadece bir kaç taşın yerinden oynaması yeterlidir.
  • 3235
    2010-2011 stsl de ya yeniyor yada yeniliyor, ortası pek olmuyor. 25 maçta 10 galibiyet, 12 mağlubiyet, 3 beraberlik almıştır. berabere kaldığı maçların ortak özelliği ise 3 maçın 0-0 bitmesi.
    bu takımlar fenerbahçe-kayseri-karabük.
    öne geçtiği maçlarda rakip bastırdığı zaman berabere kalmayı bilmiyor hemen demorilize olup mağlup oluyor. bu özellik takım olamamanın sonucudur.
  • 3238
    bu sezon sizden uefa'da birkaç tur istedik, başaramadınız.
    lig şampiyonluğu istedik, başaramadınız.
    şampiyonlar ligi'nin bari kaçırmayalım istedik, başaramadınız.
    hiç olmazsa ilk 4'e girip yeni stadımızda avrupa kulüplerini ağırlayalım istedik, başaramadınız.
    bari türkiye kupasını alın istedik, başaramadınız.
    şimdi bu sezon son bir şey istiyoruz sizden,
    alın bu akşam şu maçı.
    bari bir kez olsun karşılayın isteklerimizi, bir kez olsun başarın.

    (bkz: 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 3249
    şu takımda aklımın almadığı bir nokta bu takım bir hafta boyunca antremanlarda uzun top mu çalışıyor çok merak ediyorum?
    barcelona gibi paslaşın demiyoruz ama abi hiç mi izlemiyorsunuz şu avrupada oynayan takımların maçlarını?defansların hepside maç boyu top şişirir mi?
    şu takıma paslaşmanın önemini,her şeyden öte topa sahip olmanın önemini anlatacak bir hoca ve defans nasip olur inş.
    galatasaray spor kulübünün bu seneki açık ara en kötü branşı diyerek tanımı da yapalım adettendir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın