• 25577
    sıkıntısı belli olan takım, defanstan pasla çıkamamak. ben fatih hocadan radikal bir hamleyle etebo yerine içeri bir hücumcu daha atmasını bekliyorum artık. ardayı sol iç kullanmak denenmeli diye düşünüyorum. arda belhanda taylan üçlüsü önlerinde babel falcao emre. baktık olmuyor o zaman taylan veya belhanda yerine donku atalım. artık pozisyon oyunu oturtmayı beklemek yerine günü kurtarsada geçiş oyununa geçmeliyiz.

    edit:imla
  • 25578
    oynanan oyundan ve oyuncu seçiminden bağımsız olarak, sezon başından itibaren yaşanan kas sakatlıkları kafalarda sorular oluşturan futbol takımı. taylan, etebo, saracchi, belhanda, son maçta yeniden saracchi ve marcao. feghouli'yi saymıyorum zira onun sakatlığı "değişik". bir de takımın sezon başına göre düşen enerjisine bakıyorum. bir yerlerde yanlışlık var gibi.
  • 25579
    kadro kalitesi olarak ne çok iyi ne de çok kötü bir kadroya sahip takımdır. mevcut durumda eldeki oyuncularla oynayabileceği en iyi sistem 3lü sistemdir. 3-5-2 mi olur 3-4-2-1 mi yoksa 3-4-1-2 mi olur bilemiyorum.
    kaleci rotasyonu fena değil. muslera gelene kadar bu şekilde idare edeceğiz.

    defansta 3lü oynamak zorundayız zira takım rotasyonumuz 4lü savunma ve 4 lü ortasaha ile topu ileriye taşıyıp kanat aksiyonları yapacak bir takım rotasyonu değil.

    3lü defans için stoper rotasyonumuz kısıtlı olabilir. kaldı ki elimizde donk, luyindama, marcao, emin ve bence omar var. bu oyuncularla 3 lü defansı pek ala oynayabiliriz. ha baktık elimizde stoper kalmadı o zaman yine dörtlüye döneriz. ama önceliğimiz 3lü olmalı.

    ön tarafta merkezde taylan, etebo, belhanda, ömer var. sağ açıkta omar veya mecburi durumlarda linnes'i kullanabiliriz. sol açıkta saracchi ve hatta emre taşdemir var. emre evet sol bekte yetersiz ama sol açık-bekte gayet yeterli olacaktır. ortaları da fena değil.

    forvet arkasında arda, emre kılınç veya soso oynayabilir. bu isimler serbest oyuncu rolünde oynamalı. özellikle arda ve soso'dan yeteri kadar koşmadan verim alabilmenin de yolu bu.

    forvette benim ilk tercihim babel. topu iyi kötü tutup ileride prese destek verebilecek tek oyuncu maalesef. yanına da emre akbaba veya emre kılınç var. serbest oyuncu ve pres yapabilecek oyuncu olarak kullanılabilecek.

    bu şekilde başlarsan maç içerisinde de istediğin takdirde formasyonu değiştirebilirsin. ama mevcut oyuncu grubuyla 4-1-4-1 denilen garabeti oynayamazsın.

    ha illa 4-1-4-1 oynayacağım diyorsan da o kenarda genç olarak beklettiğin kerem, oğulcan, ali yavuz'u falan kullanacaksın.
  • 25580
    sürekli bu başlığa aynı şeyleri yazıyorum, sanki bir işe yarayacak. neyse. içimizi dökmece.
    pandeminin ne zaman biteceğinin belli olmadığı, liglerin iptal olma riskinin her zaman olduğu, sponsor olan firmaların durumunun belli olmadığı, stadyum gelirlerinin dip olduğu, euro kurunun son sürat yükseldiği ortamda yapması gerekenler belli; başarı odaklılık değil borç düşürme odaklı olacak. bu senenin yarısında feghouli ve belhanda bonservis ellerine verip yollayacak. tff limitinde yer açılacağı için cüzi maliyetlere adam bakacak ya da kiralayacak. oyun planını hocanın istediğine göre değil elindeki oyuncuları parlatacak şekilde yapacak. malesef çoğunuz sevmese de mbaye diagne çok büyük yatırım yapılmış bir futbolcu ve bu adamın kasımpaşa'da oynadığı oyun gibi kendisini ceza sahası içinde buluşturmamız lazım. bu şekilde kendisini elden çıkartabiliriz. yok bu adami iyice çöp yapmak istiyorsak kendisine orta sahada duvar yapmaya, uzun top oynamaya, kendisiyle oyun kurmaya çalışmaya falan devam edelim. en fazla bedava gider (o bile olmayabilir şu futbolla devam edersek)
    onun dışında seneye marcao ya da luyindama'dan birini satıp bunu takımı yeniden kurmaya harcamalı. tahminim luyindama olur.
    ve seneye 20m euro max maliyet ile başlamalı. bu şekilde euro kuru 15 bile olsa sabit gelirlerimizle bir şekilde karşılarız.
    bunu hoca yapmak istemiyorsa kendisine teşekkür edelim, gelmek isteyen yönetim de bize "avrupa kupası" hayali satmaya geliyorsa da gelmesin. hayal sata sata bu hale geldik.
    olmayacağını biliyorum. tahminim devre arası seri ve onyekuru'ya kiralık 4 milyon euro gömeriz. seneye de bir stoperden gelen parayı iki adama anca yetistiririz.
  • 25581
    acilen bir ölü top antrenörü getirip görevlendirmesi gereken takımım. belli ki hoca bu mevzuyu çalıştırmaya zaman bulamıyor. bunu bir kere çalıştırdı onda da fenerbahçe derbisini kazandırdı bize donk'un golünün yardımı ile. galatasaray'ın taç, korner vs. etkili olması şart oğlu şart. he neremiz doğru oramıza zaman gelsin diyorsanız, ona da sözüm yok yani.
  • 25582
    2020-2021 sezonu itibariyle hiç bir şey vaad etmeyen takımdır. bu sebeple fenerbahçe başta olmak üzere diğer takımların ne yaptığı, hakemlerin ne yaptığı, basının ne yazdığının hiç bir önemi yoktur.
    bizim bu futbolla, mevcut şartlarda sampiyon olmamız mümkün değilken kimin ne halt yediği de bence umrumuzda olmamalı. boşa can sıkıntısı.
  • 25584
    her basarisiz sezonda oldugu gibi yine sebep sonuc iliskisini mantikli bicimde kuramiyor olusumuzun yan etkilerini goruyoruz. benzer tartismalari 2002-2005'te, 2010-2011'de, 2015-2017'de hep gorduk. ozeti su:

    0) hepsi yetersiz bir kadro kurulumuyla basliyor. rijkaard'in baris-ayhan-mustafa orta sahasinin onune 4-3-3'te yeri olmayacak misimovic'in son gun alindigi, serdar ozkan'in ilk 11 oldugu bir kadroyla mucadele etmesi gibi... ya da 20 senedir turevleriyle topa sahip olma oyunu oynatan terim'in tamami topu kiran, nitelik bir yana nicelik olarak eksik orta sahayla 21 takimli kisa covid sezonuna girmesi gibi...

    1) kadro inisli cikisli sonuclar alinca, taktik dizilis tartismalari "bu takim 4-3-5-8 oynamali", "6'li defans bu kadroya tek uygun dizilis" turu cikislarla, teknik direktor kimse o elestiriliyor. bu hezeyan icinde "neden bu takimin teknik direktorunun oynatabilecegi taktige uygun, kadroya uygun oyuncular alinamiyor?" diye soran akillerin sesi duyulmaz oluyor. mantik cercevesi disindaki bir argumanla, 4-4-2 oynanirsa "neden 4-3-3 oynanmadi?", ya da tam tersi soruluyor. cunku yasanan tek bir mac var, ve o macta yapilan her sey yanlis, yapilmayan hersey dogru olabiliyor.

    2) kadronun yetersizligi icinde teknik direktorler care ararken inisli cikisli sonuclar devam ediyor, bu durumda da eksik performans gosteren oyuncular elestirinin dozu kacirilarak "kontrati yarin feshedilsin", "o oynadigi surece daha da mac izlemiyorum" laflariyla degerlendiriliyor. cogu zaman oyuncu zaten ip uzerindeyken, yetersiz kadroda alinabilecek maksimum verim almak tek careyken, biraz verim veren oyuncular da psikolojik olarak negatif etkileniyor. bu da aslinda gecmiste verimli olmus oyuncularin yanina pas veremeyecek hale gelmesiyle bas gosteriyor.

    3) kadro yetersizliginden care bulunamazken, bu sefer "oynamayan futbolcu neden oynamiyor?" tartismalari basgosteriyor. "onun yerine altyapidan herhangi biri oynasin ne farkeder" gibi ifadeler, atalay, yunus vs gibi oyunculari hazir degilken tartismaya katmalar girla gidiyor. genc oyunculari sahaya denize balik atar gibi atarak ortaya verimli bir sonuc cikmayacagini, bir duzen, oturmus bir takima belli sayida genc oyuncu enjekte edilmesinin bu isin dogrusu oldugunu soylemek mantiksizlik oluyor.

    4) ve sonunda "bu teknik direktor gitsin, kim gelse bundan kotu olmaz"lar basliyor. zira galatasaray 3-5'te biri butceli takimlara yenilince "bu takima nasil yenilinir!?" diye tepki gosteriliyor, fakat o mantiga gore galatasaray'in zaten ligde her sene sampiyon olmasi gerekiyor. gercek su ki isterseniz 10 kat pahali kadro kurun, eger kadro muhendisligini dogru yapmazsaniz, futbolun dogrularini oynayabilen ortalama takimlar dahi sizi rahatca yenebiliyor. leicester'in epl'yi kazandigi bir futbol dunyasindayiz artik.

    halbuki isin temeli aslinda hep su: galatasaray yetersiz, hormonlu, ve fiyat/performans esigi cok kotu bir kadro kurmus oluyor.

    ***

    peki neden galatasaray 2000'lerin basindan beri 4-5 senede bir ayni donguye giriyor?

    galatasaray'in bu basarisiz sezon dongulerine 4-5 senede bir girmesinin en onemli sebebi, yillardir 28-32 yas bandindaki, fizik kapasite olarak avrupa kariyerlerinin sonuna gelmis oyuncularla, haddinden 1-2 sene daha fazla sozlesme yapmasiyla basliyor. bu oyuncular kontratlarinin son senesine girdiginde ayrilmiyorlar, zira o parayi baska hicbir yerde kazanamiyorlar, sisen takim butcesi kulube hareket alani birakmiyor, ve o oyuncular ayrilana dek kulup tekliyor. bu sezonlarda sahada gordugumuz futbol hicbir zaman "cok iyi mucadele eden ama kalitesi eksik" takimlar olmuyorlar, aksine hep enerjisi dusuk (yasli, futbolu kafasinda bitirmis oyuncular), kagit ustunde yetenekli ama sahaya mucadele koymayan oyuncular kaliyor akilda.

    2011-2012 sezonuyla baslayan basarili donemin sonunda hamit'in, eboue'nin, selcuk'un, burak'in, sneijder'in kontratlarinin sonlarini hatirlayin. ya da bugun belhanda'nin, falcao'nun, feghouli'nin gitmesi hayalleri kuran yonetimin durumunu dusunun.

    genelde olan su: bu 3-5 senenin sonunda bosalan maas butcesiyle, krediler toplanarak tekrar bir iskelet kuruluyor ve dongu devam ediyor. bugun de ayni mesele feghouli/belhanda/babel/falcao sozlesmeleriyle ortada- ki bu 4 oyuncunun toplam maasi 15 milyon euro civarinda, ve bu oyuncular ayrilmadan galatasaray'in yeni bir takim kurmasi mumkun degil..

    bu donemlerin sonu geldiginde de ani bir maas bosalmasi oluyor. fenerbahce icin bu 2019 ve 2020 yazlarina denk geldi: valbuena, isla, tolgay, hasan ali, neustadter, alper, soldado, topal, skrtel, kameni vs gibi bir cok kontrattan kurtulan fenerbahce, iki senedir tas ustune tas koyabilir hale geldi. gecen yil aldiklari altay, gustavo, vedat'tan cok verim aldilar, bu sene de bu insaya devam ettiler- bu sene yaptiklarinin buyuk kismi uzun vadede mantikli olmasa da tisserand, lemos, sangare, pelkas, mert hakan, samatta'nin hepsi 27 yas ve altinda, ve uzun sure faydali olabilirler.

    galatasaray icin bu degisim 2021 ve 2022 yazlarina denk geliyor: falcao, feghouli, belhanda, babel, emre akbaba, linnes, sener gibi isimlerin kontratlari bitiyor. bu oyuncularin galatasaray'a maliyeti 20 milyon euro'nun uzerinde. yani gelecek sezon bir yeniden yapilanma kacinilmaz- hele ki finansal fair play bittigine gore...

    ***

    ozeti su...

    * bu takimin 4-2-3-1, 4-3-3, 3-4-2-1 olsun, hic bir taktigi dogru ve tam oynayabilecek derinligi ve kalitesi yok. her sey bir yana, 40 maclik bir sezonu kaldirabilecek sayisal yeterliligi dahi yok.
    * bu takimin orta sahasinda, fenerbahce'den pelkas, mert hakan, gustavo, sosa, ozan'in herhangi biri direk ilk 11'e girer. "bitik" besiktas'tan atiba, dorukhan, josef, hatta mensah da ayni sekilde. hadi bu oyuncularin bazilarinda benle ayni fikirde olmayin- ama belhanda disinda diger takimlarda forma giyebilecek bir orta saha oyuncumuz yok. sakat kalecisi ve stoper ikilisi disinda hic bir mevkide ligin en iyi oyuncusuna sahip degil.
    * "kim gelirse gelsin bundan kotu olamayiz" dogru degil, oluruz. son uc senede cok daha kotu olabilirdik. gecmiste ayni mantikla hamzaoglu'nu kovunca da cok daha kotu olduk, rijkaard'i kovunca da. cunku onlarin da elinde tipki bu sene oldugu gibi sacma sapan kadrolar vardi.
    * mustafa cengiz yonetimi, futbol yonetimi konusunda yetersiz. finansal fair play doneminde ekstra kabiliyetli olmak gerekirken hem yapilamayan (2018 forvet, 2020 orta saha, mert hakan), hem de yapilan transferler (diagne, emre akbaba) bu donemin gerektiginden sancili gecmesine neden oldu.
    * fatih terim boyle sezonlarin, boyle kadrolarin teknik direktoru degil- hoca buyuk takim ve dominant futbol teknik direktoru. eger bu sezonki basarisizliktan dolayi fatih terim'i kaybedersek, gelecek yillarin basarilarindan da vazgeciyor olacagiz. fenerbahce'nin arkasindaki finansal guc ve momentum'u da gozonune alirsak, terim'e her zamankinden daha fazla ihtiyacimiz var.
    * onumuzdeki sezon yeni ve daha kabiliyetli bir yonetimle, terim'in oynatmak istedigi futbola yonelik, genc ve dinamik bir kadro kurulacaktir. ffp'nin sona ermesi da bu konuda en onemli firsat olacak.

    bu yuzden istifa istemenin, oyuncu yuhalamanin hic bir yararinin olmadigi, surecin islemesini sabirla beklemek gereken bir sezon oynayacagiz. bu surecte oyunculara, hocaya ve kulube kostek degil destek olmak en dogrusu.

    son olarak: galatasaray bu yaz, dogru ya da yanlis, ilk defa kisa vadeli dusunmedi, ve bunu kisa vadede zararli cikacak olmasina ragmen yapti. yoksa sosa'ya, caner'e, mert hakan'a paralar basilip transferler bitirilebilirdi. bu 2021 yazi icin cok iyi bir isaret. kulupte bu bilinc olustuysa, galatasaray onumuzdeki yaz ilk defa cok farkli bir yone gidebilir.
  • 25586
    2020-2021 sezonuna iyi başlamasın rağmen sezonun 7. haftası itibariyle kötü oynayan, atak bitiremeyen takım. kötü oynamasında takım kadrosunun yetersizliği önemli bir etken iken, atak bitirememe sorunu bence teknik ekibin hatası.

    bunları kabul etmekle beraber, oyununun sivasspor, alanyaspor yada başka anadolu takımları ile karşılaştırılmaması, mukayese ederken bunlar kadar bile oynayamıyoruz denilmemesi gerekir. bunun sebebini açıklamaya çalışayım.

    2020-2021 sezonunda türkiye süper liginde 21 takım var. rakibimiz olan bu 20 takımdan kimle oynasak içerde dışarda fark etmeksizin 0-0 skoru kabul ederler. bu ne demek ? bu ister istemez topu sana bırakmaları demek. topla az oynarlar, çok oynarlar mevzusu da değil bu. demek istediğim şey takım olarak topun arkasına geçebilme. eğer biz de onlar gibi düşünüp, topu onlara bırakıp geçiş oyunu oynayalım dersek muhtemelen çoğu maç 0-0 biter. 19 ekim 2020 galatasaray aytemiz alanyaspor maçında alanyaspor bile, ki bile dememin sebebi, 2019-2020 sezonunda ligin en iyi takımlarından biri olarak gösteriliyor, biz 10 kişi kalana kadar topu almadılar. biz topun arkasına geçtiğimizde ise neredeyse hiç çözüm üretemediler. bu bile aslında bize bir şeyler göstermek için yeterli.

    gösterdiği şeylerden en önemlisi, hücum yapmak defans yapmaktan daha zor komplikedir.
    ikincisi, takımlar galatasaray karşısında topu almak istemez.

    yazdığım birinci maddeyi şöyle açıklayayım. eğer defans çizgisini kendi ceza sahası içerisinde tutacaksan, geriden oyun kurmayacaksan, elinde marcao ya da ahmet çalık olmasının hiç bir farkı olmaz. hatta ahmet çalık daha çok işe yarar. rıza çalımbay'a sorsanız hakan arslan mı yoksa seri mi diye muhtemelen hakan'ı seçer. hatta yanında bir de mehmet topal ister. ama büyük takımsan topu alıp oynaman lazım. defans yaparken de o kadar kaliteli oyuncuya ihtiyaç duymazken, hücum eden bir takım kurmak için özellikli ve meziyetli oyunculara ihtiyaç duyarsın. bu yüzden bu takımlar bu oyuncularla oynuyorsa bizim de oynamamız gerekir eleştirileri akılcı ve düzeltici eleştiriler değil.

    ayrıca çok sık sistemi yok diye eleştirilen takım. sistem, iyidir, kötüdür, işlevseldir, işlevsel değildir, bu konuların hepsi tartışılabilir. fakat direkt sistem yok denmesi çok garip. takım her maç belirli şablonlarla, defansta ve hücumda belirli yerlerde topla buluşmaya çalışıyor. hatta en ileride oynayan oyuncu ısı haritasında genelde kanat oyuncularından daha geride kalıyor. oyun kurulumuna katkı sağlayabilmesi için. bunların hepsi de sistemin olduğunu gösterir.

    bir de duran top çalışmadığını da düşünmüyorum. 31 ekim 2020 galatasaray ankaragücü maçında iki defa ön direğe taylan'a top atıldı. ya atıcıdan ya da taylan'dan kaynaklı pozisyon oluşmadı. o pozisyonlarda caner-gökhan olunca gol oluyor. bunu beşiktaş'ta da fenerbahçe'de de yaptılar. yani bunları eleştirirken önce atıcıya ve vurana bakmak lazım. çok az korner kullandığına şahit olduğum hatta ilk bile olabilir, arda turan'ın attığı korneri gole çevirememek çok şaşırtıcı değil.

    toplayacak olursak, topu rakibe bırakmak gibi seçeneğinin olmayan, topu ayağına alıp rakipleri açmasında kadro yetersiz olduğu için 2020-2021 sezonunda başarısız olacağını düşündüğüm takımım.
  • 25587
    bu sezon oynadığı futbolla maç izleme hevesimi kırmış takım. umarım şampiyon oluruz ama maçları büyük bir zaman kaybı olduğu için izlemeyi bıraktım. burada asıl önemli mesele ise maaş bütçesi gibi duruyor. hem ülkenin hem galatasaray futbol takımının ekonomik durumu göz önüne alındığında, maaş bütçemiz aşağıya çekilmeli. sürekli aynı şeyleri yazmaktan bıktım ama kadromuza genç, başarıya aç, dinamik ve ucuz oyuncuları katmalıyız. alt yapı oyuncuları ve scout transferleriyle takımı değiştirmeliyiz. maaş bütçesi ise en kralına 1.5 milyon euro verecek şekilde ayarlanmalı. biz şu anda bir bulgaristan ya da romanya takımından farksızız. zaten karşılaştığımızda seviyemiz çok net belli oluyor, üstünlük kuramıyoruz. yatırımlarımızı değiştirmeliyiz. şu an şampiyonluktan çok daha önemli şeyler var bizim için. elbette kulübün önde gelenlerinin bizim borçlarımız kapatılır burası türkiye gibi bir düşüncesi de olabilir ya da işleyen bir sistem kursak ne olacak nasılsa yabancı sınırlaması, rekabetin sürmesi için dönem dönem bazı takımların kayırılması gibi hileler olabilir ve yatırımlarımız boşa gider diye de düşünebilir. açıkçası ne düşünsem boşa çıkıyor. muhakkak galatasaray yöneticileri de düşünüyordur(sadece yönetim değil bütün galatasaray üyelerini işin içine katıyorum). türkiye ne yazık ki şeffaf ve adil bir ülke değil. açıkçası bundan dolayı son dönemlerde eski hevesim kalmadı. hep mi böyleydi bilmiyorum, ben çok tecrübeli değilim ama türkiye'de futbol, futbol dışında her şeye benziyor.

    son olarak umarım bir gün takımımızı yine tepede görürüz. özellikle son dönemde kimliğini unutmuş, avrupa arenasında durmadan tokat yiyen bir takımın taraftarından futbolcusuna, yönetiminden teknik ekibine kadar herkesin utanması gerekiyor. keşke biraz utanç duysak da bir şeyleri değiştirmek için çabalama gayreti göstersek.
    ne yazık ki galatasaray futbol takımında yaprak kımıldamıyor. sanki her şey güllük gülistanlık. hiçbir plan yok, hiçbir atılım yok. hiç kimse elini taşın altına koymuyor.
  • 25588
    bu devre de bu takımdan bir şey olmayacağı aşikar. bunda suç terim’in değildir. yönetime de topu yüzde yüz atamayız çünkü sattığın kadar al belası önümüzde duruyor. illegal işleri yapamıyor diye bir yönetime bu derece yüklenmek mantıklı gelmiyor.

    dileğim devre arasına kadar 1-0’lara yatarak ve son dakikaları düzgün oynayarak toplayabileceğimiz kadar puan toplayabilmek.

    devre arası yapılacak 1 orta saha 1 kanat transferi ile bu takım yine şampiyon olacaktır. temennim bu transferlerin seri, onyekuru değil marcao, luyindama tarzında scout transferi olarak yapılmasıdır.
  • 25589
    ryan babel'in 4 kasım 2020 tarihinde youtube hesabından yayınladığı şu videoya bakacak olursak o meşhur kolej havasını tutturamamış bir takım gibi görünüyor.

    https://www.youtube.com/...YPZ5UOANYT8&t=9s

    ya da babel sevilmiyor, bilmiyorum. taylan iplemiyor kendisini nerdeyse. diğerleri de kameraya gülüp geçiyor sadece. kimsenin muhabbet edesi yokmuş gibi sanki.

    19/20 sezonunun başında nagatomo, mariano, marcao ve donk ile çok eğlenceli görüntüler paylaşmıştı babel hesabından. o sezon da çok güzel oynamadık ona bakarsak. yani iş orada bitmiyor tabi fakat yukarıdaki videoyu izledikten sonra içimde yine de bir sıkıntı oluştu nedense.

    beşiktaş zamanlarında çektiği videolara ise çok imreniyordum ayrıca. bizde başlamıştı, gerisi gelmedi. hem kötü gidişattan durdu hem de şahsi düşüncem fatih hocanın hoşuna gitmedi.
  • 25590
    az gelişmiş ülke burjuvazisi gibi bir hücum hattına sahip takımdır.
    hücum oyuncularında (feghouli, diagne, falcao, babel...) güç yok, çalışma yok, üretim yok, oyun aklı yok... anca kulübün parasını, emekçilerin ( taylan, marcao, luyindama, omar, saracchi..vb ) emeğini, taraftarın enerjisini sömürüyorlar.
    bunların değişeceğini, düzeleceğini umut eden herhangi bir galatasaraylı var mıdır, sanmıyorum. öyleyse eskilerin dediği gibi; tek yol devrim...
  • 25591
    aradan tam 20 gün geçmiş. son entryimi girdiğimden beri geçen bu sürede sözlüğü de maçları da yeterince takip edemedim. sadece galatasaray ankaragücü maçını izleyebildim o kadar. nedenini yazmama gerek yok diye düşünüyorum. (ufak bir sağlık sorunu:)

    galatasaray futbol takımı ile ilgili değerlendirmeleri okudum ve taraftarın (ya da sözlük yazarlarının) galatasaray’ı, rakiplerin estirdiği sahte rüzgarların etkisinde kalarak değerlendirdiğini gördüm. evet şu anda fenerbahçe, alanya spor, kasımpaşa ve karagümrük’ün estirdiği rüzgarlara kapılırsanız galatasaray’ı sağlıklı ve sakin bir kafa ile değerlendiremezsiniz. nitekim aynı rüzgarların etkisinde kalan bazı tv yorumcuları da galatasaray bu sezon ilk üçe giremez diye iddialı konuşuyor. (reha kapsal) gerekçesi ne? hiç bir gerekçesi yok. sadece fenerbahçe, alanaya, karagümrük ve kasımpaşa gibi takımlara bakıp bunların arasına giremez diye tahminde bulunuyor. (tabi bir de hakemlerin tutumu ve rıdvan dilmen-serdar tatlı işbirliğini düşünerek yumurtluyor bunları)

    bu dört takım çok hızlı başladılar. fizik, kondisyon ve motivasyon olarak en üst seviyedeler. bunun neticesi olarak rakipleri üzerinde psikolojik bir üstünlük kurmuş gibi görünüyorlar. ancak sezonun başında bu kadar yüksek vites kırk maçlık maratonda hayır getirir mi? bu hız, bu motivasyon kaç hafta devam ettirilebilir? bu soruların cevabı bence geçmiş tecrübe ve yaşanmışlıklarda saklı ve cevabı da maalesef onlar için hiç hoş değil.

    galatasaray için unutulan bir husus var. galatasaray’ın en büyük kozu olan muslera şu anda iyileşme sürecinde ve zaman muslera ve galatasaray lehine işliyor. haziran on beş’te sakatlandı muslera ve aralık on beş’te altı ay dolacak. bir kaleci için altı ay geri dönüş için yeterli olabilir ama hadi biz aralığın sonu diyelim. bu ilk yarının son üç-dört maçında muslera’nın kaleyi devralması anlamını taşır ki, muslera’nın dönüşünün galatasaray ve rakipler üzerindeki psikolojik etkisini hesap etmek kolay olmasa gerek. (emre belözoğlu’nun muslera faktörü dediğini unutmayalım)

    galatasaray kadro yapılanması, öyle basite alınacak görmezden gelinecek yapılanma değil. defans hattının rakiplerinin çok ilerisinde olduğunu söylemek zor olmasa gerek. orta sahada ise etebo, taylan, emre akbaba, belhanda, ömer bayram var. rakiplerinin önünde değil ama arkasında da değil. ocak ayında alınacak bir on numara belki de orta sahayı şaha kaldıracaktır. bekleyip göreceğiz. hücum hattında emre kılınç, babel, falcao üçlüsü için kim dudak bükebilir. şu halleriyle bile bütün takımlar için ulaşılması zor bir hücum hattı değil mi? bence öyle. babel formunu yükseltmeye devam ederse, emre kılınç ve falcao da bir tık yukarı çıkarsa ne olabileceğini hiç düşündünüz mü? daha bu takımda ikinci yarıların yıldız futbolcusu feghouli, istediği zaman maç alabilen belhanda ve geçen sezonun otuz gollü kralı diagne var.

    ocak’ta bir on numara bir de hızlı santrafor ya da kanat forvet alınacağını düşünüyorum. işte ondan sonra hızlı başlayan ve hızlı giden, bir yerde arızalanacak olan rakipleri geçeceğimiz kanaatindeyim.

    kısacası, takım yapılanması ve kadro mühendisliği olarak iki eksiğimiz olduğunu, on numara ve hızlı bir santrafor (ya da kanat forvet) ile bu eksiğimizi giderebileceğimizi, muslera’nın kaleyi devralması ile psikolojik olarak da zirve yapacağımızı düşünüyorum. ancak bir ufak handikaptan daha bahsetmek istiyorum. o da şu; fatih terim eski cesaretini maalesef kaybetmiş gözüküyor. kesin kaybetti demiyorum ama 96/2000 dönemindeki hatta 2011/2013 ve 2017/2019 dönemindeki enerjisini ve cesaretini şahsen ben hissedemiyorum. bu konuda hoca’nın titreyip yenilenmesi gerektiği kanaatindeyim. bu meyanda; daha hızlı paslaşma, daha fazla hücum pres, daha fazla ceza alanı dışından şutlar, daha fazla sağlı sollu ortalar, daha fazla sıfıra inmeler, daha dikine oynama gibi hasletlerimizi sahaya yansıtmasını kendisinden bekliyorum. benim verdiğim isimle; “kopuş futboluna” geri dönmesini bekliyorum. (başkası da bu ismi vermiş olabilir ama ben duymadığım için bu deyimi kendime mal ediyorum.:)

    biz milyarlık takımlara karşı set oyunlarıyla galip gelemeyiz bu kesin. işin içine hakem faktörü de girince normale dönerek başarı sağlayamayız. kopuş futbolundan başka çaremiz yoktur. türk futbol ruhuna en uygun sistemin de kopuş futbolu olduğunu düşünüyorum.

    kopuş futbolu, kaos futbolu değildir kesinlikle. kopuş futbolunun olmazsa olmazı korkudan arınmaktır. rakip kim olursa olsun, korkmadan sahaya çıkmaktır. bu korkusuzluk hoca’dan başlayacak. öyle “korkmayın” söylemleriyle değil, gerçek manada korkmayacak ve bunu takımına hissettirecek hoca. takım içinde korkan ya da korktuğu tahmin edilen futbolcu ya da futbolcular korkularından kurtarılacak ya da yedeğe çekilecek. ayrıca kopuş futbolunda oyun ezberleri vardır, uygun zamanlarda amansız baskı ve presler vardır, topun olduğu her yerde en az iki kişi ile üç kişi ile bulunmak vardır. dar alanda küçük üçgenlerle hızlı paslaşmalar ve rakip kaleye akmalar vardır. yeri geldiğinde bütün takımla topun arkasına geçmeler vardır. arkadan savunmalar vardır vesaire.

    kopuş futbolu, uygun kadro mühendisliği ve titreyip kendine gelecek fatih terim. bu sihirli üçlü ile hayallerimiz gerçek olabilir.
  • 25593
    son 10 yılda ki en zayıf üçüncü kadrosu ile sezonu açmak zorunda kalan, pandemi de taraftar yokluğunun en çok etki ettiği canımız ciğerimiz.

    2010-2011 ve 2015-2016'da ki korkunç performanslı kadrolarından sonra en zayıf saha içi yapılanması kesinlikle bu seneki olsa gerek.

    orta sahasında taylan, ömer ve belhanda dışında kimse yok. bu isimler de aslında orta saha değil. iki tane on numara, bir tane de sol bekten, sol açığa kadar her mevki de joker olmuş ve sadece 1.5 sezon iyi performans göstermiş tekniği olmayan futbolcu var elimizde.

    keza kanatlarımızda da en kötü dönemimizde bile hızlı isimler varken, şu an 34'lük babel, 2 senedir serbest düşüşte olan, yönetim tarafından hedef gösterilen soso ve sivas'ta ki futbolunu buraya taşıyamayan ve genel de sol iç gibi oynatılan emre kılınç var sadece. tek çabuk oyuncu da o zaten.

    topu getirenler kırılgan, topu taşıyacaklar formsuz, yaşlı veya yetersiz. forvetlerin mental ve fiziksel olarak bitik. en önemli yıldızın olan kalecin de yok.

    şu şartlarda başka bir teknik direktör olsa emin olun 2010-2011 veya 2015-2016'nın benzerini yaşardık. ki benzerini de daha iyi kadro ile pandemi döneminde yaşadık. orada saha dışı faktörler de vardı kopuşumuzda tabi ki. bu sene şu kadro ile eğer ilerleyebileceksek tek şansımız ligimizin bulgaristan ligi seviyesine gelmiş olması.

    beşiktaş, trabzon, sivas vs bu sene çok güç kaybetti. anadolu takımları da görece geriledi. fenerbahçe merkez güç konumunda 10 sene sonra ilk defa. eğer bir çözüm (saha içinden başlayıp, devre arası saha dışı faktörler ile desteklenen-transfer, yönetim kurulu değişikliği vs) getiremezsek bu sene de kayıp olur.

    yapılması gerekenler;

    1. palyatif olarak devre arasına kendimizi en az 41-42 puan ile atacak (20 hafta üzerinden) formasyon ve taktiği bulmak. (lider 45-47 bandında olacak diye düşünüyorum)

    2. devre arası gelmeden bir seçim ile mevcut yönetim yerine saha dışında hakkımızı savunabilecek dirayetli bir yönetimin gelmesi.

    3. devre arası planlamasının doğru yapılarak profilimize uygun iki orta saha, bir forvet, bir kanat oyuncusunun kadromuza katılması. (satılamayan isimlerin satılması da zaruri)

    bunları aynı anda başarmak kolay mı? asla değil? yaptık mı peki? defalarca hem de... o zaman yine yapmak zorundayız.
  • 25594
    2020-2021 sezonu kadromuza ve rakiplerimizin kadrolarına bakınca orta saha rotasyonu en zayıf takım olduğumuz çok açık olan takımımız. örneğin 6 kasım 2020 gaziantep fk beşiktaş maçında beşiktaş'ın orta sahasına bakınca dorukhan-oğuzhan-atibaüçlüsünü görüyorum. bunları yedekleyen oyuncular ise josef- ljajic-mensah. fenerbahçe'nin orta saha rotasyonu ise yine çok dolu ve üst düzey en az 3-4 adam mevcut. başakşehir de öyle.

    bize bakınca, mecburiyetten 6 numaraya devrişirilen taylan antalyalı. geçen sezon mecburiyetten orta sahaya devrişilen ömer bayram, ingiltere 2. liginden kiralık gelen etobo. 4. sezonuna giren younes belhanda var. başka? başka yok. sezon başı emre kılınç 8 numara olarak denendi ve bence harika bir performans gösterirken bir anda yine kanada geçirildi. bu kıt orta sahasızlık hocanın suçu değil bizzat yönetimin halt yemesi. kaç ay şu takıma orta saha alınmadı. o ara bonservisi elinde olan orta saha kaçırıldı vs. her neyse. bundan sonra yapılması gereken şey malesef yine biraz hocaya kalıyor. bir de dua etmemiz gerek ki taylan'a ve belhanda'ya bir şey olmasın. çoğunluk gibi ben de belhanda'ya oldukça mesafeli olmakla beraber şu rotasyonda belhanda kusura bakılmasın ama toni kroos gibi kalıyor. belhanda sağlıklı ve fit olduğu sürece ilk kadroya yazılması gereken isimdir. aynı şekilde bence emre kılınç da sağ veya sol iç olarak orta saha rotasyonunda düşünülmeli.

    babel-feghouli, arda-feghouli gibi kanat ikililerinden vazgeçmeliyiz. iki kanadın da hareketsiz, ayağına top gelince oynayan, temposuz oyuncular ile forvette de falcao veya diagne ikilisinden herhangi birini düşününce takım hücumda kabızlık yaşamaya başlıyor. bu sebeple babel'in falcao olmadığında forvette yer alması kanatlardan birinde de oğulcan'a şans verilmesi gerekiyor. denemeliyiz. öyle üst düzey yetenekli, muhteşem bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ancak rize'den takip edebildiğimiz kadarıyla fuleli, ayağına top alınca basıp gidebilen, hareketli, mücadele eden bir oyuncu. şu an bizim hücumda en büyük eksikliğimiz hareketsizlik. defans arkası koşu yapacak oyuncumuz yok. oğulcan bu eksikliğimiz belki merhem olabilir. en azından sezonu kaybetmeden bu işi denememiz gerek. kerem aktürkoğlu hakkında hiçbir fikrim olmadığından onu seçenekler içinde düşünemiyorum. hoca zaten hiçbirine şans vermediği için fikirlerimiz de olamıyor.

    sakatlık olmadığı sürece en sağlam yerimiz geri dörtlümüz. beklerimiz bence canavar gibi. ikisi de sürekli bindiren tüm maç tempolu oyuncular. ancak önündekiler feghouli gibi bu beklerin işini kolaylaştırmak yerine topsuz oyunda uyuduğu sürece maçlar beklerimiz içinde x2 eforlu geçiyor. marcao-luyindama ikilisi lig standartlarında iyi bir ikili. ancak takımların geriden top çıkarırken marcao ile çıkardığımızı anlamaları çok da uzun sürmedi zaten. o süreden beri hala daha geriden top çıkarırken önde basan takımlara karşı çözüm üretemiyoruz. bunun de bence en büyük sebebi orta sahada yaşadığımız büyük sıkıntı. ömer gibi etebo gibi pas yapamayan adamlarla zaten bize karşı önde basan takım bizi rahatlıkla yenebiliyor. ömer ve etebo yalnızca sakatlıkta vs ilk 11'e girebilecek adamlar. asla şu takımın 11'inde olamazlar.

    hoca şu rotasyonu genişletmeli. 13-14 kişilik bir ekibi oynatıyor sadece ve tek yaptığı oyuncuların yerlerini sürekli değiştirmek. böyle bir çıkmazın içinde savrulup duruyoruz. neredeyse 50 maçlık bir sezondan bahsediyoruz. bu rotasyon genişlemediği sürece daha çok sakatlık çıkacak. ancak ben hocanın kafasının malesef saha içinde olduğuna inanmıyorum şu sıralar. saha içinde olduğu zaman galatasaray'ın kadrosu ne olursa olsun, bir şekilde eksik yerlere yama yapmayı oralara yeni oyuncuları yerleştirmeyi en bilen hoca. hocanın kafası saha içine gelmediği sürece bu sezon ligde tutunabilmemiz imkansız.
  • 25595
    bir sonraki lig sezonunda (bkz: süper lig 2021-2022 sezonu) hayalimizdeki oyunu oynayacak kadroya ulaşmakta büyük aşama kaydetmiş olacak takımımız.kadrodaki değişimlerle atılan adımlar etkisini seneye daha iyi gösterecektir.emre kılınç taylan antalyalı emin bayram gibi birkaç isim daha şuanki oyunlarının da üstüne çıkarak kemik kadroyu oluşturabilirler bence. ama seneye bize faydası olmayacak bu sene yoğun tartışma konusu yaratan bazı isimlerle yollar ayrılmalı diye düşünüyorum. arda ve belhanda örneğin seneye ikisininde aynı zamanda sözleşmesi bitiyor. yeni bir sözleşme olmaması gerektiği apaçık şekilde ortada.
  • 25597
    savunma hattı hariç çok kötü bir kadroya sahip takımdır. onların da yedekleri yok.

    galatasaray'ın ilk 11 oyuncularından (savunma ve muslera hariç) hiç kimse şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizde oynayamaz. ne feghouli, ne falcao, ne babel, ne kılınç, ne taylan, ne belhanda.

    üstelik orta sahada yedek oyuncu bile yok.

    ocak ayına kadar sağ salim varırsak, transfere bağlı şampiyonluk şansımız olabilir. aksi halde yok.

    bu kadar kalitesiz olup üstüne alternatifsiz bırakılan takım şimdi değil çarşamba-pazar maçları başladığında dökülecek.
  • 25599
    çok absürd bir şanssızlık yaşamadığı sürece tüm rakiplerin puan kaybetmişken yarın 7 günde 3. maçına çıkacak olan sivasspor karşısında 3 puan alamıyorsa takım makım değildir.

    yarın hala daha sahada mıy mıy dolaşan, topu ısırmayan, koşmayan futbolcular görürsek onlar galatasaray forması giyen bir avuç futbolcudur, takım değil.

    (bkz: 8 kasım 2020 sivasspor galatasaray maçı)
  • 25600
    taraftar olarak an itibari ile yarın ki maçı* unutmak gerekiyor. ne zaman takımdan bir maç özelinde umutlansak final maçları hariç hiçbir zaman tepki vermiyor.

    yarın için beni umutlandırmayan takım. geçen haftadan bu yana 3 tane as oyuncunu kaybetmişsin. ikisi gerçi yazıldı kadroya ama oynayacaklar mı belli değil. umudu takımda değil de sivasspor'un yorgunluğundan bekleyebilirsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın