2020-2021 sezonu için beni sorular içerisinde bırakan takımdır.
sezon başındaki başarılı sonuçların yönetimi rehavete sürüklediği kanısındayım. puan olarak iyi diyebileceğimiz bir başlangıç yaptığımız için mutlu olsam da yönetimi rehavete sürükleyip transfer yapamaması yüzünden keşke kötü başlasaydık demeye dilim varıyor.
yönetimin “bu kadroyla da türkiye’de şampiyon oluruz.” anlayışı yüzünden bu takım sezon boyunca çok zorluk çekecek. özellikle
taylan antalyalı’nın alternatifi takımda yok gibi. taylan’ın yokluğunda neleri nasıl yapacağız kim bilir. taylan’ın alternatifinin olmaması gibi hızlı bir kanat ihtiyacımız da giderilmedi.
jesse tamunobaraboye sekidika ve
muhammed kerem aktürkoğlu genç ve de hızlılar ancak belli ki
fatih terim'in kanatlardaki ilk 2 tercihinden biri değiller. sıra kendilerine ne zaman gelecek belli değil. daha
oğulcan çağlayan var bekleyen. türkiye kupası’nda kendilerini izleyebilirsek izleriz gibime geliyor.
neyse, milli maç arası gelmiş ve transfer sezonu da bitmişken şimdiye kadar oynanan resmi maçlar üzerinden takımı kısaca bir değerlendirmek istiyorum.
12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı:
bu maçtan önce hazırlık maçında
3 eylül 2020 galatasaray hatayspor maçında takımın gösterdiği performans bizi ümitsizliğe sürüklemişti ama
igor tudor dönemindeki gibi takım hazırlık maçlarının aksine lige güçlü bir giriş yapmayı başardı bu maçla. fakat unutulmamalı ki gaziantep fk’nın kaçırdığı pozisyonlar şansımızdı. elbette moral olarak da takım için iyi oldu. öne geçtik ve maçtan 3 puan almayı başardık.
17 eylül 2020 neftçi bakü galatasaray maçı:
bu maç 0-0 iken neftçi’nin yakaladığı bazı pozisyonlar oldu ve azerbaycan temsilcisinin yeteneklerinin kısıtlı olması sayesinde gol yemedik ve 1-0 öne geçtik. ikinci yarının hemen başında bir kornerden yediğimiz gol sonrası hemen karşılık verebilmemiz kritikti. o gol hemen gelmeseydi bu kadar rahat geçebilir miydik bu turu emin değilim.
20 eylül 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçı:
iyi görünen oyunumuza devam ettik bu maçta ve son dakikalar hariç üstün göründük. başakşehir’in kötü durumunu unutmayalım derim. son dakikalarda çok kritik pozisyonlar verdik başakşehir’e ama neyse ki gol olmadı. yeseydik o maç için de olumlu konuşamayabilirdik.
24 eylül 2020 galatasaray hajduk split maçı:
hajduk’un pozisyonlar bulup bizim kazandığımız bir maç oldu. yine iyi bir görüntü verdik maçta. “pozisyon verdi ama iyiydi maçın genelinde.” izlenimi verdi.
marcelo josemir saracchi pintos’un sakatlığında
emre taşdemir iyi bir hücum performansı verdi.
27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı:
yorgun oluşumuzu bir kenara bırakırsak yine bir adeti bozmadığımız ve ihtiyacı olan rakbimize moral verdiğimiz ve hiçbir şey yapamadığımız maç oldu. hakemin doğru bir yönetimi olsaydı kazanabilirdik de ama bunları bahane edecek bir oyunumuz da yoktu maalesef.
bu maça özel olarak
christian luyindama nekadio’nun form tutmaya başladığını görmek beni mutlu etmişti. kritik, nokta atışı hamleleri beyni ile fiziğinin artık birlikte çalışmaya başladığının sinyalini vermeye başladı. bir tanesini ıskalasa kırmızı kartı çoktan görmüş olurdu.
sol bekte oynayan
martin linnes’in sol ayaklı olmaması nedeni ile o bölgede çok sıkıntılar çektik. linnes sürekli topu geri çekmek zorunda kaldı ve o kanatta etkisiz kaldık.
1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı:
oyun olarak fenerbahçe maçının kopyasını izledik resmen. tek farkı rakip, fenerbahçe’ye göre daha bir takımdı. bizde ise özellikle
sofiane feghouli resmen bir sıfır (0) oldu. solda
ryan babel sağda ise bitik feghouli olunca takım iptal oldu. bu maçta “herhalde feghouli’ye iyi bir transfer teklifi geldi de aklı karıştı.” diye düşünmedim değil. yenildik ve elendik. avrupa’dan elenmenin eksileri olacağı gibi artıları da olacaktır ilerleyen zamanlarda. tabi ilerleyen zamanlarda nasıl bir oyun ortaya koyacağımıza göre belli olacak bu durum. bakalım avrupa’dan bu sezon iyi ki elenmişiz mi yoksa lig’de şampiyon olamayabilirdik mi diyeceğiz.
bu maçta da linnes sol bekte çok etkisiz kaldı. saracchi’yi aradık.
4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı:
fb ve rangers maçlarındaki oyundan daha da kötü oynadığımız, daha doğrusu hiçbir şey oynamadığımız maç oldu. feghouli rangers maçındaki halinden daha da kötüydü. ne oynadığımız belli değildi. oyuncularımız sahada o kadar kötü dağıldı ki toplama takım gibiydik sahada. maçta
oghenekaro etebo ön plana çıktı iyi oynadı diye ama topsuz oyunda, top rakipteyken olması gerektiği yerlere çok geç kaldı ve yeterli baskı oluşturulamamasının sebeplerinden biriydi bence.
bu maçla birlikte lig’de ilk mağlubiyetimizi almış olduk. takımın da morali iyice dibe vurdu.
bu maçlara genel olarak baktığımızda son 3 maç hariç, maçlardaki kırılma anlarının bizim lehimizde gerçekleştiğini ve skor olarak öne geçen takım olduğumuzu görebiliriz. kazandığımız maçlarda rakiplerin çok net kaçırdığı pozisyonlar da oldu. kırılma anları bunlardı maçların. biz ise golü bulduk ve kazandık. son 3 maçta ise gol bulmakta ciddi sıkıntı çektik. en son maçta golü yiyince çeviremedik maalesef.
saracchi’nin başakşehir maçında sakatlanmasından sonra o kanattaki etkinliğimiz kalmadı. emre taşdemir oynadığında linnes’e göre hücumda biraz daha hareketlilik kazandırmış olsa da istediğimiz verimi veremedi. umarım saracchi milli aradan sonraki alanyaspor maçıyla birlikte geri dönüş yapar.
bu arada bir oyuncunun yokluğu bir takımı %100 düşürmemeliydi. bu performans düşüklüğü teknik ekibe yazar.
takımımızın son haline bakarsak luyindama’nın eskiye dönen performansı ve
marcos do nascimento teixeira marcao’nun kalitesine kalite katması sayesinde iyi bir stoper ikilimizin olduğu açık. sağ bekte ise
omar elabdellaoui sol bekte ise saracchi geri dörtlümüzü tamamlayan hızlı oyuncularımız. önlerinde taylan beklenenden fazla bir performans göstererek takıma neredeyse
jean michael seri kadar pas kalitesi eklerken seri’den daha fazla savunma performansı vererek o bölgemizin ihtiyacını şimdilik karşıladı. etebo ise fizik kalitesi ile orta sahaya direnç katacak gibi görünüyor. takımımızda buraya kadar her şey iyiyken buradan sonrası, özellikle son 3 maç bizim süper lig kalitesinin bile altında olan oyuncular topluluğuna sahip olduğumuzu gördük. kağıt üzerinde çok iyiyken reelde rezalet bir haldeyiz.
bu arada bek oyuncularımızın savunmada yan toplarda ciddi sıkıntıları var. orta-kafa-gol şeklinde yediğimiz gollere bakarsanız orada bek oyuncularımızın yetersizliğini görebilirsiniz. bence duran toplarda yerlerine başka oyuncuları düşünmeliyiz.
optimist davranarak son 3 maçtaki rezilliğimiz için
scott piri’nin yüklemelerinin ileri oyuncularımıza ağır geldiğini ve peş peşe maçları kaldıramadıkları için bu halde olduklarını düşünmeye çalışıyorum şu sıralar. bu düşüncemin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu milli aradan sonra oynayacağımız maçlarda ortaya koyacağımız performans gösterecek. umarım sıkıntı bundan ibarettir.
özellikle kasımpaşa maçında o kadar kaliteli ayağın basit şutları bile çekememiş olması kafamda iki soruyu ortaya çıkarmıştı:
1- bilerek mi böyle yapıyorlar?
2- güçleri mi yok?
tff’nin sitesinde ben bu entry'i yazarken 15 yabancı oyuncumuz var görünüyor.
fernando muslera bu listeye sonradan eklendiğine göre diğer yabancılardan birinin liste dışı kalacağını düşünebiliriz. ya da transfer sezonu devam eden liglerden birine bir oyuncumuzu satarsak diye şimdilik koymuş da olabilirler.
mevcut listeden benim kafamdaki ilk 11 şimdilik şu şekilde olurdu: (parantez içindekiler ilk tercih yedek) 4-1-4-1’e göre.
fatih öztürk(
okan kocuk)
omar(linnes) - luyindama(
emin bayram) - marcao(
valentine james ozornwafor) - saracchi(emre taşdemir)
taylan(
ryan henk donk)
feghouli(jesse) – etebo(
ömer bayram) -
emre kılınç(
younes belhanda) -
arda turan(kerem)
radamel falcao garcia(
mbaye diagne)
emre kılınç ve arda sol bölgeden iç-dış şeklinde değişerek oynamalı sadece. emre kılınç’ın pozisyonuyla fatih hoca şimdiye kadar maçlarda çok oynadı. bir maç boyunca 10 dk solda 10 dk ortada 10 dk sağda oynatılıp yazık edildi. manyak oldu çocuk.
kaleci fatih için de bir şeyler eklemek istiyorum. aslında sadece ayağı okan’a göre biraz daha iyi diye oynatılıyor gibime geliyor bu kaleci. yoksa okan’dan pek farkını göremedim şimdiye kadar. özellikle karşı karşıyalarda topu kayıp eliyle alabilecekken ısrarla ayağıyla kayıp vurarak uzaklaştırıyor. bir de gaziantep maçında ve kasımpaşa maçında yediği goller gösteriyor ki pozisyon almada sıkıntıları var. üzerine gelen şutlar biraz hızlı olsun hiçbir şey yapamıyor. mesela alanyaspor’lu hücum oyuncusu olsam buna çok çalışırım milli maç arasından sonra oynanacak maç için.
emre akbaba dönerse formuna göre yerleşimini yaparız elbet. oğulcan ise şimdilik 3. tercih olur bana göre. jesse bir yere kiralanırsa feghouli’nin yedeği olur. feghouli kendisini toparlamazsa sağ kanadı mecbur jesse – oğulcan ikilisine bırakırız. emre kılınç’ı orada oynatmayalım lütfen!
bazı oyuncuları türkiye kupası maçlarında izleyip değerlendirebileceğiz artık.
babel’i kadro dışı bırakma gücümüz olsaydı keşke. babel’i her görüşümde evime hırsız girmiş de her şeyimi almış gibi hissediyorum.
bence milli ara tam zamanında geldi bizim için. hemen bu hafta sonu alanyaspor ile maçımız olsaydı çok daha rezil hallere düşebilirdik. şimdi oyuncularımız dinlensin. sonrasını yine değerlendiririz.
bu arada taylan antalyalı’nın milli takıma çağırılmamasına sevindim. bence hem milli takım kendisi için çok erkendi(2 aylık performansla çağırılıp sonra gözden düşen oyunculardan olabilirdi) hem de çocuk biraz nefes alacak zaman bulacak bu arada. çok yoğun bir fikstürden çıktı. zaten sanırım bir sakatlığı da var şimdi. milli takıma gitseydi gereksiz yorulacaktı. iyi oyununu devam ettirirse zaten kendisini milli takıma almayan hocanın kovulmasına sebep olur. yazın turnuvada milli takım formasıyla boy gösterir.