• 1851
    bayağı geç oldu ama sonunda şampiyon olmuştur. finaller falan derken yazma fırsatım olmamıştı. daha küçük bir çocuk yaşta ahmet cömert yollarında başlayan bu hayal sonunda gerçek oldu. ahmet cömert'e giderken atakoy'un ağaçlı ama uzun yolları, ayhan şahenk'e giderken çekilen maslak trafiği ve abdi ipekçi'ye gitmek için uzanan uzun, yanında mezarlıklar bulunan sahil yolu. her şey bu takımı şampiyon görmek içindi. kimi zaman üzüldük kimi zaman sevindik kimi zaman umutsuzluğa kapıldık kimi zamanda başımız dik bir şekilde yürüdük. selam olsun bu takım için kazanılan dostlara. şen ola cimbom şen ola!
  • 1852
    günlerdir üzerine kafa yoruyorum basketbol takımı için. acaba nasıl transferler yapacağız? furkan nba'e gidecek mi? çift oyun kurucu ile mi oynayacağız? göksenin'le domercant nasıl dönecek? macvan ve gordon gidecek mi? arroyo yine sezon ortasında mı gelecek?

    spanoulis'i almamız imkansız şu anda, unutsak iyi olur. planinic konuşuluyor, eğer domercant iyi dönerse ideal bir tercih olur planinic.

    arroyo-ender-engin-planinic-sinan-göksenin altılısı 1-2 numarayı rahatça kapatacaktır. göksenin ve engin dönene kadar cenk de kullanılabilir 2 numarada.

    3 numarada domercant, cenk ve marko elimizdeki oyuncular. marko'yu yollarız herhalde.

    4 numarada macvan ve ersin var. macvan'ı yollarsak, izzet'i alıp 3 ve 4 numarada kullanabiliriz. 4 numara için tercihim printezis. 3 ve 4 numarada kullanabiliriz onu da.

    5 numarada furkan var. furkan giderse zaza'yı alacağız gibi görünüyor. yabancı olarak sofoklis schortsanitis çok konuşuluyor, ancak ergin hoca'nın açıklamalarına bakınca listedeki 5 pivotun arasında son sırada sofo. ioannis bourousis de çok konuşuluyor. n'dong'un boşluğunu kapatmak için hem ayakları çabuk, hem de sırtı dönük oyunu bilen bir adam almamız gerek. böyle bir oyuncu bulmak da çok zor. benim kişisel tercihim maciej lampe. satılacağı da konuşuluyor. iyi olabilir. paul davis de iyi bir aday pivot pozisyonu için. ben de kararsız kaldım şimdi. ikisi de büyük oyuncu.

    şöyle bir rotasyon oluşur:

    arroyo-ender-engin
    planinic-sinan-göksenin
    domercant-cenk
    printezis-izzet-ersin
    lampe ya da davis-zaza ya da furkan

    bol alternatifli, güzel bir kadro oluşturursak euroleague'de final four için hiçbir engel kalmaz. yalnız takım liderliğini asla amerikalı bir oyuncuya vermemek gerekiyor. lider oyuncumuzun avrupalı olması gerekiyor*. final four demek, a lisansının neredeyse garantilenmesi demektir.

    harika bir seneye hazır olalım.

    edit: düşündüm de, printezis yerine macvan kalabilir. printezis'i çok seviyorum, gelmesi için torpil geçmişim sanki.

    edit 2: gscimbomspor ile konuşmamızdan sonra macvan'ı yollayıp, printezis'i alıp, izzet'i almamanın da iyi bir tercih olduğuna karar verdik.
  • 1856
    vassilis spanoulis'i serbest ve nispeten talibi az bir şekilde yakalamışken bedeli ne olursa olsun kadrosuna kazandırması gereken takım..

    beklediğim kadrolar gerçekçi veya değil, şu şekilde;

    1
    arroyo-ender-spa-engin
    domercant-sinan-hüseyin
    hawkins(aklanırsa)-cenk
    kaymakoğlu(c.davis)-ersin
    lampe(jawai)-zaza-furkan

    2
    spa-engin-ender
    gordon-domercant-hüseyin
    hawkins(ak)-cenk-sinan
    kaymakoğlu(c.davis)-ersin
    lampe(jawai)-zaza-furkan

    3
    spa-arroyo-ender-engin
    domercant-hüseyin-sinan
    marko-cenk
    kaymakoğlu-ersin
    lampe-zaza-furkan

    spa'ya yedek planinic falan yazmadım çünkü spa'yı bekliyorum büyük umutlarla..
    arroyo kalırsa yanına oyun kurucu şart. 34 yalında hem lig hem euroleague temposu zor..
    3 numara için marko kalırsa, koçun söylediği gibi sf de oynayabilen bir pf şart..
    kaymakoğlu buna bir örnek..
    sf pozisyonunda hawkins gibi dominant bir adam olursa pf nin sf oynaması şart değil.
    zaza gelirse pf de oynayabilen bir c şart..
    lampe bu açıdan doğru tercih. söylentilere göre 3.5m istiyor 2 yıl için.
    eğer bu tür bir adam alınmazsa pivot mevkii çok şişer ve furkanın süresi kısıtlanır..
    jawai bu açıdan risk..
    spa'yı alsınlar da gerisini hallederiz..
  • 1857
    vassilis spanoulis'i almayı başarabilirse çağ atlayacak takım..
    euroleague a lisansı altın tepside önümüze sunulacak.
    diğer mevkilere yapılacak transferler prestij artışıyla daha kolay olacak.
    bütçe ister istemez beklentilerin artmasıyla beraber artacak..
    takım sponsor yenileyene kadar (2 sene) euroleague'de idare etmeyi planladığımız vakit, final four için mücadeleye dönüşecek..
    ve bence; euroleague şampiyonluğu er ya da geç gelecek..
  • 1858
    mevcut durum için bakıldığında birbirini tetikleyecek bir çok faktöre göre geleceğinin şekillenmesi muhtemel olan takımdır. malumunuz üzerine takımımız, alnının teriyle mücadele edebileceği en üst seviye olan turkish airlines euroleague arenasında oynama şansını bir kez daha yakaladı. bu arenada kalıcı olabilmek hem bugün hem de gelecek başarılar için anahtar görevindedir. bu transfer döneminde yapacağımız doğru hamleler ile hem sportif açıdan başarılı olabilme hem de kalıcı olabilmenin en kolay yöntemi olan a lisans konusunun çözülmesi gerekmektedir. bunun için yöneticilerimizin tüm lobi faaliyetlerini yerine getirerek sonucunda başarıya ulaşması çok kritik bir süreç olacaktır. transfer olaylarını bu durumla ilişkilendirdiğimizde ise, turkish airlines euroleague 'de a lisans sayesinde uzun süreli yer alma şansı olan takımların transfer aşamasında rakiplerine oranla daha şanslı olduğunu söylemek sanırım hatalı olmayacaktır. işte birbirini tetikleyen faktörlerde düşünüldüğünde bu transfer döneminde yapılacak doğru hamle ve transferler sayesinde istenen sportif başarılar ve vizyon sahibi oyuncuların eklenmesi sayesinde yapılması öngörülen a lisans alınabilmesi lobi faaliyetlerinin de olumlu etkilenmesi kaçınılamaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. 2 sezon önce turkish airlines euroleague elemelerinde muazzam bir başarı göstererek lige katılım şansı yakalayan takımımız ve o dönem elemelerden daha çok eurocup'ta mücadele edileceği düşünülerek transfer edilen yabancıları düşündükçe, turkish airlines euroleague 'in ilerleyen turlarında x oyuncu yerine z oyuncu olsaydı diye bolca hayıflanmıştık. bu süreçte oktay mahmuti 'nin, yetenekleri kısıtlı olmasına rağmen takım oyununa yatkın isimlere daha çok yönelmesi de mutlaka etkenlerden biri olmuştur ancak kazın diğer ayağına bakıldığında, oyuncuların takım tercih etmeleri sürecinde takımların hangi kulvarda yarıştığı ve hatta bu kulvarda kalıcılık konusunun da oldukça önemli bir belirleyici olduğunu görüyoruz. bana göre faktörlerden bir diğeri de yerel anlamdaki rakiplerinizin vizyonudur. bu açıdan bakıldığında efes pilsen 'in (ısrar etmeyin anadolu efes diyemiyorum) belli oranda küçülmeye gitme kararı almasının mutlaka olumsuz yansımaları olacak olsa da fenerbahçe ülker 'in yapmış olduğu zeljko obradovic hamlesinin öncelikle olarak türk basketbolu ve devamında da takımımıza mutlaka olumlu yansımalarının olacağı fikrindeyim. "rakibim ne kadar güçlüyse o sayede ben daha da güçlü olurum" mantığını benimsediğim için doğru isimlerle ve doğru yapılanmaya sahip (tamam suyun karşısında nedim karakaş gibi bir isim var bende farkındayım!) rakiplerimizin bizim de vizyon ve sportif başarı anlamında daha güçlü ve doğru adımlar atabilmemiz adına güzel bir şans olacağı fikrindeyim. yıllarca efes pilsen 'in avrupa piyasasında isim sahibi oyuncuları transfer etmesi hep göze ve kulağa hoş gelmiştir ama bu isimlerin daha çok posası çıktıktan sonra emeklilik öncesi son durak olarak bu toprakları tercih etmesi sorgulanması gereken süreçlerin başındadır. fenerbahçe ülker 'in geçen yıl bu transfer politikasına benzer hamleleri, malum birleşmeden sonraki en kötü sezonlarını geçirmelerinin başlıca sebeplerinden biridir. hatalardan ders almış bir şekilde öncelikle, kendileri adına olabilecek en doğru koç hamlesi ve devamında da olası doğru isimlerin tercih edilmesiyle pozitif ivme yakalama şansları hiç te az değildir. işte bahsettiğim tüm bu faktörlerin birleşimi ve doğru değerlendirilmesi sayesinde takımımız adına büyük bir kırılma noktasına gelinmiş durumdadır. avrupa basketbolundaki vizyonumuz konusunda, maalesef bizlerin kendimizi gördüğümüz yerlerde değiliz. bu yüzden öncelikli olarak bazı tavizler ve fedakarlıklar yapılarak, kendimizi görmek istediğimiz seviyelere bizi ulaştırabilecek doğru isimlerle kadronun takviye edilmesi ve yöneticilerimiz belki de hiç olmadıkları kadar doğru ve akılcı hareketlerle en üst seviyede kalıcı olmamızı sağlayıcı hamleler yapılması gerekmektedir.
  • 1859
    sözlük kısa ve net yazacağım.

    yönetimler basketbol şubesinde yıllardır gelir-gider dengesini gözeterek basketbola hep üvey evlat muamalesi yaptılar. basketbolda seyirci hasılatı az dediler, yayın geliri az dediler, sponsor geliri az dediler ve basketbol bütçesini kıstıkça kıstılar. ama iş futbola gelince gelir-gider dengesine hiç bakmadılar. basketbolda 3 zarar edildiyse futboldan 15-20 zarar edildi. basketbol takımımızın bütçesi yıllardır 2-3 futbolcu maaşı seviyesindeydi.

    eğer biz gelecek sezon ligde şampiyonluk avrupada final four hedefliyorsak bütçede gelir gider dengesini çok ön plana koymamak lazım. zira başarı geldikçe tribünler doluyor. dolayısıyla gelirler artıyor. daha fazla başarı geldikçe inanıyorum ki basketbol seyircisi oluşacaktır. ilgi basketbola kayacaktır. basketbola alışan birisi bir daha kolay kolay bırakmaz. çünkü basketbolda herşey var. 40 dakikada bütün duyguları yaşayabiliyorsunuz.

    spanoulis 3 milyon istiyorsa verip almak lazım. ona 3 miyon vermeyip x bir oyuncuya 2 milyon vermek bana çok saçma geliyor. spa gibi bir oyuncuyu 1 milyon için almamak akıllı bir hareket sayılmaz. spanoulis'i örnek vermek için yazdım.

    zaten basketbolda oyuncu maaşları arasında uçurumlar yok. basketbolun messi'si yılda maksimum 3 milyon euro alıyor. orta seviyedeki yerel lig oyuncusu 500 bin euro alıyor. orta seviyedeki avrupa çapındaki oyuncu 1-1,5 milyon euro alıyor. biraz daha iyisi 2 milyon alıyor.

    şimdi biz spanoulis'e 3 milyon euro verip almıyoruz. niye? çünkü bizim bütçeyi aşıyormuş. peki onun yerine kimi ve kaça alacağız? kimi alacağımızı bilmem ama 2 milyon veririz. aradaki fark kaç para? 1 milyon euro. evet sadece 1 milyon euro. yani sezon boyunca tek bir maç bile yapmayıp, kulübeden maçı izleyen bir futbolcuya verdiğimiz para kadar.

    4 tane mevkilerinin en iyisi olan oyuncu grubunun maaşları ile ortalama ve biraz üstü olan 4 oyuncu grubunun maaşları arasında taş çatlasa 4-5 milyon euro fark olur. bu 4 oyuncuyu almak demek şampiyon olacağız anlamına gelmez ama %90 oranında başarılı oluruz. burası kesin. hele hele ergin ataman varsa burası garanti. zaten oturmuş kadromuz ve iyi yerli kalitemiz de var.

    oldu da başarı gelmedi ne olur? yılda 4-5 milyon euro zarar ederiz. bu bize koyar mı? burasını siz değerli sözlük yazarlarına ve sevgili galatasaray taraftarına bırakıyorum.
  • 1861
    c grubu
    olympiacos
    montepaschi siena
    unicaja malaga
    galatasaray
    stelmet zielona gora
    fc bayern munich

    mevcut kadromuz bu gruptan çıkarak top 16'ya kalmaya yeterli seviyede. eğer spanoulis ve onun kalitesindeki bir pivot ile final four içten bile değil. transfer konusundaki tercihler net hedefimizi ortaya koyar. açıkçası bu grup bizim için büyük şans.
  • 1862
    çünkü benim tek işim seni sevmek
    ve bütün gücümle..

    "bizler kafası karışık insanlarız", en çok bu tespit aklımı kurcalıyor, tabii ki birşeylerin yerine galatasaray'ı koyduk, birilerinin yerine, biz kadar değerli, fakat inancımızı kaybetmeden.

    nasıl bir lüks, hiçbir bahane bulmaya ihtiyaç duymadan üstüne fedakarlık sosu eklediğimiz, kısacık bir böbürlenme faslıyla, kırmızının peşinde, sevdalı bir güruhla, farklı katmanlarda.

    bizi teselli edecek bir umudun dahi olmadığı sezonların ardından, kırmızının en tepeye yolculuğunu, yukarılardan uçmadan, devirerek karşısına çıkanları, ısrarlarında kararlı en tabii, buna şahit olabilmek öyle bir lütuftu ki.

    buna kayıyor aklım, her yüreğe sinmediği için bu şampiyonluk aklıma takılıyor, geride kalanlar, galatasaray'a senelerce hizmet ettikten sonra, bu şampiyonluğu görmeden hayata gözlerini yumanlar, cennetten bakanlar, minnetle gülümseyenler, öze doğru.

    23 sene nasıl da dile kolay, başa dahi güreşemeyerek, yalnız, yetersiz, sinirli, farklı salonlarda, az adamla, yok umutla, hiç destekle, direnerek, bugünlerin moda tabiriyle, işte bu galatasaray bizim.

    madımak'ta diri diri yakıldığı için kaybettiğimiz hasret gültekin sorar ya "bir insan ömrünü neye vermeli" diye, zira harcanıp gidiyor ömür dediğimiz, işte o vakit yolda kalan olduğumuz için şükredip, daha fazla galatasaray'a sarılmak geliyor içimizden, ne kadar ulvi tartışılır, ve fakat rasyonelliği bir köşe başında bırakmış, avare..

    buna yürek koyan adamın, şampiyonluğu algılayamaması öyle normal ki, şaşırsak da hepimiz, onca yollardan dönmek, biz alışmısız gibi salonda, galatasaray'ı başarısızken sevmeye, mümkün mü artık yeniden başka yollara düşmek, sanki o salon galatasaray sevdalılarına hep sıla, gurbet.

    şimdi afili isimler, en tepeye göz dikmeler, artan ilgiler, yabancılaşmaya hazır olmamız gereken anlar, sahiplenmekten paylaşmaya doğru bir evrim, düşlerimize gerçekler diyarında devam etme zamanı geldi çattı gibi.

    o zamanlar diyorduk ki; "bir derdim var, bin dermana değişmem" şimdi ise sadece anıyoruz, bir zamanlar deli olan gönlümüzün kıvamında, çünkü galatasaray şampiyon oldu, evet şampiyon..

    isimler değişti, beklentiler, umutlar, yok sadece galatasaray'da değil, hayatımızda, ömrümüzde, fiziksel çevremizde hep bir sirkülasyon, sadece onun yeri sabit, açıklaması yok, zaten bilimin daha değerli işleri var vakit ayıracak, ama işte öyle tok ki gönlümüz, mevzu bahis galatasaray olunca.

    bütün kişisel tarihimin her bir penceresinde onun varlığı, kırmızı bir salon, içimizde patlayan kelimeleri dile getirebildiğimiz tek yer; sevgisini göstermeyi bilmeyen, kendini yaralayıp duran adamların, dile geldiği bir birikim, bence sırf bu yüzden kalmalıyız.

    toparlayamıyorum, bu şampiyonluk bizim hakkını yıllar sonra verebileceğimiz bir hadise, hayatımıza paydaş galatasaray'ın bizi de zirveye çıkardığı an, kalbimiz açık, attığını hissedemeden.

    en tepe ipekçi'de, tek başıma gittim oraya, bir çocuk, 8 yaşında, babası getirmiş, ben taraftarı izliyorum tüyler diken, o beni izliyor, yaşlı gözleri, o çocuğun hayatında umut daha yeni, adı da galatasaray !

    şampiyon galatasaray,
    çok şükür,
    galatasaray şampiyon,
    galatasaray ulan !!
  • 1863
    kadro yapılanmasıyla ilgili birkaç şey karalamak istediğim takım.

    şimdi öncelikle yerlileri ele alırsak; elde engin, ender, can, göksenin, cenk, sinan, ersin, furkan gibi bir liste oluyor. bu oyunculardan can tam olarak rotasyon oyuncusu değil, şu an için olamaz da. hani kopan maçlarda 3-5 dakika oynar. göksenin işin savunma konusunda istekli gibi görünse de hücumda çok zayıf. ayrıca savunmasıyla öne çıkan bir oyuncu için uzun süreli sakatlıklar net olarak büyük bir tehlikedir. bunun yanı sıra engin'in nasıl döneceği, daha doğrusu döneceği soru işareti. sinan da atletik, arzulu bir kardeşimiz ama fark yaratabilen bir isim değil. cenk kariyer sezonunu geçirdi belki ama şutu dışında çok bir özelliği yok. ersin'e laf eden taşa döner, furkan da kendini geliştirmeli ama şu an gayet iyi düzeyde bence.

    yabancılara gelirsek arroyo, gordon, marko paşa, macvan dörtlüsü kalıyor. euroleague için düşünüldüğünde arroyo'nun zayıf kalabilme olasılığı var çünkü karşısında dixon, mahija veya kenan sipahi değil diamantidis, huertas, bobby brown, pargo falan olacak. bunun yanı sıra gordon iki ucu boklu değnek. eli ısındığında maç kazandırabiliyor ama bazen aşırı saçmalıyor ve kendisini sezon içinde koç dahil dizginleyebilen olmadı maçlarda. marko elbet iyi bir isim ama hücumdaki skor katkısı tartışılır. macvan'a ben çok güveniyordum, beni çok üzdü.

    elimizdeki oyuncuların bireysel olarak zaafları olmasına rağmen geçen sezon takım olarak bu zaafları çok iyi kapattık. arroyo'nun savunmasını gordon'la dengeledik, marko'dan gelmeyen sayı katkısına ndong müdahele etti, furkan'dan tam yararlanamadığımız yerlerde ersin ağırlığını koydu. bunlar güzel şeyler ve bizi şampiyon yapan da bu zaten. savunma yapmayı seven, sert oynayan, hücumda tempolu, topu paylaşan ve istekli oynayan bir takımız.

    bizi şampiyon yapan basketbolumuz euroleague için de ümit verdi elbet ama bu sezon ligdeki takımların yaptığı hamleler ve euroleague kuraları belli olunca biraz daha takviye şart takıma, belli oldu. banvit'ten itoudis hamlesinden sonra eliyahu hamlesi de gelecek deniyor ki çok önemli bir isim kendisi bence. ayrıca kerem gönlüm, serhat çetin falan diyorlar. e fener deseniz obradovic başlı başına bir tehlike ki eğer fenerbahçe gözünü kararttıysa transfer sağlam para ayırıp boy-out'la kaymakoğlu falan gelebilir bir ihtimal takımlarına. biz de ona göre oynamalıyız oyunu.

    euroleague kurası elbet güzel kura ama sonuç olarak euroleague oynuyorsunuz ve takviyeleriniz de ona göre olmalı. ben sağlam takviyelerle final-four bile yapabileceğinizi düşünüyorum.

    euroleague demişken ayrı bir paragraf açalım, daha önce de yazdığım gibi bu sezon pekçok takım bütçesinde revizyona gidiyor. bu revizyonu hal-i hazırda yapmış olan panathinaikos ve olympiacos'un yanına siena, khimki, efes ve rytas da eklendi. son 4-5 yıla baktığınızda büyük aksilikler dışında hep top8 içinde olan siena, panathinaikos ve olympiacos üçlüsünün böyle bir yola başvurması elbette bizim için bir fırsat ve bunu iyi kullanmayız. tabi bu fırsat doğmuşken bütçede artışa giden bu sezonun final four ev sahibi milano, sırp kızılyıldız ve alman takımı bayern de pek unutulmamalı.

    şimdi izninizle transfere geçmek istiyorum.

    özellikle vassilis spanoulis final four ve euroelague şampyionluğu için bulunmaz hint kumaşı şu an. kendisini parayla ikna edemeyeceğimiz bir gerçek ama yöneticilerle yapacağı görüşmede taraftarın kendisi hakkındaki düşünceleri, kendisine olan sempati ve takım planlamaları fikrini değiştibilecek etkenler. kendisinin takıma katılması sadece saha dışında rating, yapılırsa basketbol forması satışları, kombineler, taraftar demek. saha içine girmeye bile gerek yok.

    bunun yanında biraz taktik teknik konuşmak gerekirse ben gordon - macvan ikilisinin gönderilmesi taraftarıyım. gordon belki bu sezon bize çok maç kazandırdı ama aynı oranda da kaybettirebilecek pekçok performans sergiledi. euroleague'de dengesiz oyunculara iş yok ki gordon'un stilinde oynayan bo'nun şu an düştüğü durum da ortada.

    macvan ise çok büyük beklentilerle gelmesine karşın bekleneni veremeyenlerden. bu sezon yaşadığımız hayal kırıklıklarının öznesiydi kendisi. bizimle olmayacak yeni sezon büyük ihtimalle.

    domercant tam olarak bir soru işareti. bildiğimiz domercant gibi dönerse spanoulis önderliğindeki galatasaray'da çok iş yapar. şutu net, içerde etkili, fundamental olarak çok yüksek bir oyuncu domercant ve belki de olympiacos'u son 2 euroleague sezonu şampiyonu yapan etken olarak spanoulis'in sıkıştığı anlarda yan parçaların devreye girme olayını düşünürsek normal bir domercant + koçun dediği şutu olan 3-4 numara ile birlikte galatasaray'ı özellikle hücumda tutmak çok zor olacaktır.

    pota altında elbet ndong'u arayacağız ama yerine tercih edebileceğimiz oyuncu profili de çok önemli. jawai ve sofo gibi set hücumlarında etkili olabilen, potaya yakın top olması gereken ve oyun içi devamlılık konusunda sıkıntılı olan oyuncuları tercih etmememiz gerekir bence. özellikle dong'un playoff sürecinde takım ne zaman sıkışsa gerek post up gerekirse orta mesafe şutlarla oyunu açtığını düşünürsek oraya bu stilde bir oyuncu daha mantıklı olur gibi geliyor. yani oraya aradığımız oyuncu savunmada çok etkili, hücumda üretkenliği olan, az da olsa orta mesafe şutları bulunan ve boş kaldığında pek affetmeyen, ribaundlarda etkili biri olmalı. sofo ve jawai özellikle savunma ve ribaund konusunda belki beklentileri karşılayabilirler ama ben düşünülmesi gereken ilk isimlerin onlar olmaması gerektiğine inanıyorum. oraya daha çok bourisis, milicic, biraz da paul davis düşünülebilir.

    4 numaraya gelince. koç 3-4 oynayabilen ve şutu olan uzun deyince herkesin aklına erceg geldi ve başka bir isim de pek gelmiyor zaten. yukarıda bahsettiğim gibi üç numarada oynayabilen bir pf istememizin sebebi marko - cenk rotasyonundan istenen skor katkısını alamama korkusu olabilir gibi. ben sezon içinde pf olarak dış şutu olan, post up oynayabilen, orta mesafede kolay kolay affetmeyen bir isim olarak barça'dan lorbek'i düşünüyordum. 3 numara oynaması pek görülen bir durum değil ama alma imkanımız varsa lorbek gelsin derim. ayrıca erceg demişken kendisinin euroleague oyuncusu olacağını pek zannetmiyorum çünkü fazla nazik bir kardeşimiz kendisi. eyvallah şutu temiz ama yukarıda hedefleri yüksek tutmuşken erceg ismi pek uygun durmuyor bence. bu arada 5 numarada düşündüğümüz bourisis ismini buraya da yazabiliriz. dış şut olarak çok iyi bir performansı yoktur ve bu bakımdan planları bozabilir belki ama orta mesafe şutu temiz, ribaundlarda çok etkili bir oyuncu bourisis. milicic / bourisis ikilisi pek ribaund vermez.

    benim istediğim kadroya gelecek olursak :

    spanoulis - ender - engin(u: nasıl döneceği önemli. buraya uygun kontrattan tunçeri, can veya pek ihtimali olmasa da kenan sipahi düşünülebilir)
    domercant(u: durumuna göre arroyo da olur. sezon başı domercant'i deneyip olmazsa arroyo'ya dönebiliriz belki) - göksenin - sinan
    marko paşa - cenk - *
    lorbek - ersin
    milicic - furkan - mutlu

    6. yabancı olarak iki formül var bende.

    1- domdom ile sezona başlayıp yüksek kontrata rağmen gordon 6. yabancı olur. domdom'un durumuna göre sezon ortası arroyo gelebilir.
    2- gordon gönderilir, 6. yabancı olarak duruma göre domdom / arroyo dönüşümlü oynar

    şu kadronun final four yapmaması için hiçbir sebep yok bence. iyi bir kadro mühendisliği *, takımın sistemi oturtması ve şanssızlık olmaması *. gayet sağlam bir kadromuz olur ki bu takım zaten içerde yenilmiyor, bunun üstüne kolay kolay hiç yenilmez.
  • 1864
    beko basketbol liginde 2012-2013 sezonunda oynadığı maçlar;

    1. yarı

    13 ekim 2012 antalya bşb galatasaray basketbol maçı 57-93
    20 ekim 2012 galatasaray aliağa gençlik basketbol maçı 79-67
    29 ekim 2012 anadolu efes galatasaray basketbol maçı 73-83
    3 kasım 2012 galatasaray olin edirne basketbol maçı 81-62
    10 kasım 2012 erdemir galatasaray basketbol maçı 62-85
    17 kasım 2012 galatasaray ted ank. kolejliler basketbol maçı 90-66
    24 kasım 2012 galatasaray mersin bşb. basketbol maçı 84-73
    2 aralık 2012 galatasaray beşiktaş basketbol maçı 64-60
    8 aralık 2012 pınar karşıyaka galatasaray basketbol maçı 72-69
    15 aralık 2012 galatasaray tofaş basketbol maçı 71-61
    19 aralık 2012 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı 74-67
    22 aralık 2012 galatasaray gaziantep bb basketbol maçı 84-66
    30 aralık 2012 banvit galatasaray basketbol maçı 74-67
    5 ocak 2013 galatasaray hacettepe üni. basketbol maçı 83-52
    12 ocak 2013 türk telekom galatasaray basketbol maçı 70-76

    2. yarı;

    26 ocak 2013 galatasaray antalya bşb basketbol maçı 85-65
    2 şubat 2013 aliağa petkim galatasaray basketbol maçı 77-78
    17 şubat 2013 galatasaray anadolu efes basketbol maçı 77-70
    23 şubat 2013 olin edirne galatasaray basketbol maçı 59-69
    2 mart 2013 galatasaray mp erdemir basketbol maçı 84-61
    9 mart 2013 ted kolejliler galatasaray basketbol maçı 86-94
    25 mart 2013 beşiktaş galatasaray basketbol maçı 72-76
    30 mart 2013 galatasaray pınar karşıyaka basketbol maçı 94-73
    6 nisan 2013 tofaş galatasaray basketbol maçı 52-66
    14 nisan 2013 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı 66-53
    21 nisan 2013 gaziantep bşb galatasaray basketbol maçı
    25 nisan 2013 galatasaray banvit basketbol maçı
    28 nisan 2013 hacettepe üni. galatasaray basketbol maçı 69-104
    5 mayıs 2013 galatasaray türk telekom basketbol maçı 89-73

    playoff çeyrek finali;

    18 mayıs 2013 galatasaray tofaş basketbol maçı 92-64
    21 mayıs 2013 tofaş galatasaray basketbol maçı 49-82

    playoff yarı finali;

    25 mayıs 2013 galatasaray pınar karşıyaka basketbol maçı 70-54
    27 mayıs 2013 galatasaray pınar karşıyaka basketbol maçı 64-59
    30 mayıs 2013 pınar karşıyaka galatasaray maçı 77-79

    playoff finali

    5 haziran 2013 galatasaray banvit basketbol maçı 79-62
    7 haziran 2013 galatasaray banvit basketbol maçı 80-66
    10 haziran 2013 banvit galatasaray basketbol maçı 71-72
    12 haziran 2013 banvit galatasaray basketbol maçı 86-85
    15 haziran 2013 galatasaray banvit basketbol maçı 76-58

    en farklı galibiyet;

    13 ekim 2012 antalya bşb galatasaray basketbol maçı 57-93

    en farklı mağlubiyet;

    19 aralık 2012 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı 74-67
    30 aralık 2012 banvit galatasaray basketbol maçı 74-67

    40 maçın tamamında oynayan;

    furkan aldemir

    en çok süre alan

    erwin dudley 15 saat, 8 dakika 26 saniye.

    en çok sayı atan;

    jamont gordon 360 sayı.

    ortalama en çok sayı atan;

    carlos arroyo 13.2 sayı

    en çok ribaund alan;

    furkan aldemir 277 ribaund ile lider. ortalaması 6,9 ribaund ile lider.

    en çok asist yapan;

    carlos arroyo 117 asist ile lider, ortalama 4,3 ile lider.

    en çok blok yapan;

    boniface n'dong 25 blok ile lider. ortalama ise 0,6 ile lider.
  • 1867
    macvanı gönderip ercegle transferi bitireceksek euroleague için eksik bir takım oluruz. bu takıma bir tane carlosu yedekleyecek iyi bir guard lazım. enderle bir yere kadar gidilir.

    b planı için, gordonun 1,2 milyonluk sözlesmesini nasıl feshederler bilmiyorum ama onu gönderip iyi bir guard almamız lazım.

    c planı ise, domercantın sağlıklı döneceğini düşünürsek, istemesemde markoyla sözleşmeyi bitirip yerine iyi bir guard almamız gerekebilir. bu takımda herkesin alternatifi olur ama carlosun alternatifi ender olursa çok sıkıntı yaşarız.
  • 1870
    --- alıntı ---

    galatasaray geçtiğimiz sezonu müthiş bir bitirişle kapatıp, çileli geçen 23 senenin ardından ligde mutlu sona ulaşmayı başarmıştı. euroleague biletini cebine koyan galatasaray transfer döneminde uzun süre spanoulis'in peşinden koşsa da bu transferden sonuç alamayınca elindeki işleyen yapıyı en az hasarla korumayı seçti ve bütçesini fazla zorlamadan transferlerinin büyük kısmını bitirdi.

    transferler:

    sinan güler:

    "transferi anlamsız oldu" demek pek yanlış olmaz. kendisinin ara sıra şut sokabilen ve bazı picklere takılmayan versiyonu göksenin takımdayken, kısa rotasyonu hali hazırda genişken; kendisine neden ihtiyaç duyuldu, neden transfer edildiğine anlam vermek güç. ancak kendisinin kariyer sezonun beşiktaş'ta ergin ataman'la geçirdiğini atlamamakta fayda var. ergin ataman eğer sinan'ı beşiktaş günlerine döndürür ve şut sokmayı hatırlatırsa başarılı bir transfer yapmış olabiliriz.

    nathan jawai:

    geçen sezonki plandan koptuğumuz tek adam. spacing ve pick&roll konusunda başarılı olsa da orta mesafesi hiç yok ve alabileceği süre 15 dakika civarı. fazla oynadığı takdirde takıma zarar vermeye ve sakatlık riski artmaya başlıyor. kendisinin transferini furkan'ın ilk 5 başlayacağı şeklinde yorumlamak yanlış olmaz ama bu sefer de birazdan bahsedeceğim komplikasyonlar ortaya çıkacak. evet, avrupa'nın en dominant pota altından bir parça kopardık ama kendisinin sağlıklı kalması takımın akibeti açısından çok önemli.

    zoran erceg:

    2012 beşiktaş kadrosunun bi diğer parçası daha galatasaray kadrosuna katıldı. geçen sezon dağıldıktan sonra sürekli "euroleague'de ne yaparlardı?" denilen kadro bu sene 2 eksikle euroleague'de rüştünü ispatlamaya çalışacak. erceg özeline dönecek olursak kendisi avrupa'da bu boyda en yumuşak bileğe sahip olan oyuncu. bu transferi jawai'nin transferiyle beraber okuyacak olursak; kendisinin asıl görevi jawai'nin açtığı alanları şut atarak değerlendirmek olacaktır. gerçekten top class bir şutör... ama savunmada yarattığı sıkıntılar yadsınamaz. bileği kadar yumuşak olan savunması ona hafiften bir david andersen havası verse de ergin ataman ondan 5 numarada bile faydanlanmayı başarmıştı. arkasını jawai gibi bir sweeper koruyacağı için bu handikapı kapatabileceğimizi düşünüyorum.

    mutlu demir: ????

    göze batan sorunlar:

    carlos arroyo ve euroleague: reyizimizin savunma sıkıntıları malumunuz. geçen sene bu sıkıntıyı örtmek için çok kompak bi savunma yapısı geliştirmiştik ve bu savunmanın tek boşluğu pick tarafında kalan kısanın içeri toplu/topsuz penetreleriydi. bunu sadece banvit 3. ve 4. maçta kullanmayı denemişti ve ekmeğini de yemişti. şimdi sorun şu: arroyo barcelona deplasmanında gittiğimizde kimi alacak? savunmada onu yıprattıkları zaman hücumda işleri rayında götürebilecek mi?

    uzuna topu kim getirecek?: cevap olarak "arroyo" cevabını verebilirsiniz ama onun sahada olmadığı zamanlar sadece pick&roll ile hücum edebilecen pivotlarımıza topu kimin getireceği büyük sıkıntı. ender arslan'ın bu işi yapması zor gözüküyor çünkü daha istikrarsız ve daha az denge bozabilen bir oyuncu. ayrıca rüzgarı hissettiği an sakinliğini koruyamıyor. bu hususta engin'in dönüş süresi ve döndüğü zamanki formu çok önemli.

    uzun rotasyonu: jawai'nin yazısında bahsettiğim komplikasyon buydu. jawai'nin 15 dakika civarı süre alabileceğini varsayarsak (geri kalan sürenin tamamını furkan'a yazamayacağımızı da düşünerek) 5 numara rotasyonuna yeni birini katmamız gerekiyor. geçen sezon ersin'i zaman zaman 5 numarada kullandığımızı düşünürsek ersin'den sorumluluk almasını bekleyebiliriz ama bu sefer de 4 numarada bi tane yerli takviyesi ihtiyacı ortaya çıkıyor. bunun için en önemli aday izzet gibi gözükse de ben takıma esneklik katabileceğini düşünerek nedim yücel transferinin de değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    daha temmuz ayındayız ve sezonun başlamasına nereden baksanız 2 ay var. şimdiden hedefler hakkında yazmak doğru olmaz. sadece fikir verebiliriz. umarım önümüzdeki sezon da kupa ve zaferlerle dolu geçer. hepinize iyi tatiller.
    --- alıntı ---

    http://fadeawaybasket.blogspot.com/...-ndongdan-sonra.html
  • 1872
    yeni transferlerden zoran erceg ve nathan jawai'nin istanbul'a gelerek katıldığı takımımız. ayrıca yabancılardan milan macvan da istanbul'a gelmiş. şu durumda 7 yabancı var. erceg transferinden sonra macvan ile yolların ayrılacağını düşünüyordum ama henüz böyle bir durum yokmuş. öbür taraftan manuchar markoishvili ile ilgili de en ufak bir haber görmedim. umarım marko gönderilmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın