• 1862
    çünkü benim tek işim seni sevmek
    ve bütün gücümle..

    "bizler kafası karışık insanlarız", en çok bu tespit aklımı kurcalıyor, tabii ki birşeylerin yerine galatasaray'ı koyduk, birilerinin yerine, biz kadar değerli, fakat inancımızı kaybetmeden.

    nasıl bir lüks, hiçbir bahane bulmaya ihtiyaç duymadan üstüne fedakarlık sosu eklediğimiz, kısacık bir böbürlenme faslıyla, kırmızının peşinde, sevdalı bir güruhla, farklı katmanlarda.

    bizi teselli edecek bir umudun dahi olmadığı sezonların ardından, kırmızının en tepeye yolculuğunu, yukarılardan uçmadan, devirerek karşısına çıkanları, ısrarlarında kararlı en tabii, buna şahit olabilmek öyle bir lütuftu ki.

    buna kayıyor aklım, her yüreğe sinmediği için bu şampiyonluk aklıma takılıyor, geride kalanlar, galatasaray'a senelerce hizmet ettikten sonra, bu şampiyonluğu görmeden hayata gözlerini yumanlar, cennetten bakanlar, minnetle gülümseyenler, öze doğru.

    23 sene nasıl da dile kolay, başa dahi güreşemeyerek, yalnız, yetersiz, sinirli, farklı salonlarda, az adamla, yok umutla, hiç destekle, direnerek, bugünlerin moda tabiriyle, işte bu galatasaray bizim.

    madımak'ta diri diri yakıldığı için kaybettiğimiz hasret gültekin sorar ya "bir insan ömrünü neye vermeli" diye, zira harcanıp gidiyor ömür dediğimiz, işte o vakit yolda kalan olduğumuz için şükredip, daha fazla galatasaray'a sarılmak geliyor içimizden, ne kadar ulvi tartışılır, ve fakat rasyonelliği bir köşe başında bırakmış, avare..

    buna yürek koyan adamın, şampiyonluğu algılayamaması öyle normal ki, şaşırsak da hepimiz, onca yollardan dönmek, biz alışmısız gibi salonda, galatasaray'ı başarısızken sevmeye, mümkün mü artık yeniden başka yollara düşmek, sanki o salon galatasaray sevdalılarına hep sıla, gurbet.

    şimdi afili isimler, en tepeye göz dikmeler, artan ilgiler, yabancılaşmaya hazır olmamız gereken anlar, sahiplenmekten paylaşmaya doğru bir evrim, düşlerimize gerçekler diyarında devam etme zamanı geldi çattı gibi.

    o zamanlar diyorduk ki; "bir derdim var, bin dermana değişmem" şimdi ise sadece anıyoruz, bir zamanlar deli olan gönlümüzün kıvamında, çünkü galatasaray şampiyon oldu, evet şampiyon..

    isimler değişti, beklentiler, umutlar, yok sadece galatasaray'da değil, hayatımızda, ömrümüzde, fiziksel çevremizde hep bir sirkülasyon, sadece onun yeri sabit, açıklaması yok, zaten bilimin daha değerli işleri var vakit ayıracak, ama işte öyle tok ki gönlümüz, mevzu bahis galatasaray olunca.

    bütün kişisel tarihimin her bir penceresinde onun varlığı, kırmızı bir salon, içimizde patlayan kelimeleri dile getirebildiğimiz tek yer; sevgisini göstermeyi bilmeyen, kendini yaralayıp duran adamların, dile geldiği bir birikim, bence sırf bu yüzden kalmalıyız.

    toparlayamıyorum, bu şampiyonluk bizim hakkını yıllar sonra verebileceğimiz bir hadise, hayatımıza paydaş galatasaray'ın bizi de zirveye çıkardığı an, kalbimiz açık, attığını hissedemeden.

    en tepe ipekçi'de, tek başıma gittim oraya, bir çocuk, 8 yaşında, babası getirmiş, ben taraftarı izliyorum tüyler diken, o beni izliyor, yaşlı gözleri, o çocuğun hayatında umut daha yeni, adı da galatasaray !

    şampiyon galatasaray,
    çok şükür,
    galatasaray şampiyon,
    galatasaray ulan !!
App Store'dan indirin Google Play'den alın