1
yıllardan beri gündemden düşmez, gerek galatasaray medyasında gerek galatasaray dışı, yazılı sözlü basında sıkça dillendirilir. bu ekonomin hiç düzgün işlediğini görmedim. sürekli bir borç ödeme veya varolan borucu gelir gider hesabı yaparak dengeleme uğraşı içindeyiz. sahip olduğumuz maddi varlıkları kullanmamakta hadi kullanmamak demeyelim verimli kullanmamakta ısrarcıyız ve her yıl futbol ekonomisinin lokomotif zengin kulüplerine gıpta ediyoruz. ''neden biz böyle değiliz''
kulübün başına gelen her yönetim, sıfır borç, katıldığımız her turnuvada sürekli başarı sözü vererek geliyor. hoş, bu elbet ki bir seçim vaadi bilincindeyiz ancak yaşını başını almış,kişisel yaşantısında belli bir kariyer ve maddi kazanç elde etmiş zenginlerimizin bu kulübü nasıl olurda 2 sene sonrasında borç içine atıp ayrılıyorlar anlamış değilim. kimse de çıkıp
''bizim dönemimiz de böyle oldu arkadaş evet haklısınız. şuan yönetimde olmasakta elimizden gelen yardımı yapacağız demiyor''
2011 yılında yönetime gelen adnan polat ve ekibi tabiri caizse borç batağına batmış bir kulübü, iyi kötü bir çıkışa geçirdi. stat vs projelerle gelir kaynağı yarattı tüm bu gelişmelere rağmen 2 3 sene sonra onuda göndermeyi başardık.
hadi bunların hepsini geçtim. biz uefa ve süper kupa şampiyonu olduğumuz 99-01 seneleri arasında bile bunu maddi kazanca çeviremedik.
sadece futbol değil tüm branşlarda böyle. branş kapatma, küçülmeye gitme. daha makul oyuncular alma. genele bakarak yapıcı çözümler değil, günü geçiştirmelik çözüm yolları arıyoruz. sonra biz taraftarlara. maçlara gelin, ürün alın, kombine alın diyoruz
şimdi bir bileklik satarak olacak iş mi ?
tespih satsak daha manidar olur.
not: günlerden 14 şubat sevgililer günü ben galatasaray ekonomisini kendime dertetmişim.
sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ama bize her sevdadan geriye kalanın kim olduğunu iyi biliyorsunuz.
kulübün başına gelen her yönetim, sıfır borç, katıldığımız her turnuvada sürekli başarı sözü vererek geliyor. hoş, bu elbet ki bir seçim vaadi bilincindeyiz ancak yaşını başını almış,kişisel yaşantısında belli bir kariyer ve maddi kazanç elde etmiş zenginlerimizin bu kulübü nasıl olurda 2 sene sonrasında borç içine atıp ayrılıyorlar anlamış değilim. kimse de çıkıp
''bizim dönemimiz de böyle oldu arkadaş evet haklısınız. şuan yönetimde olmasakta elimizden gelen yardımı yapacağız demiyor''
2011 yılında yönetime gelen adnan polat ve ekibi tabiri caizse borç batağına batmış bir kulübü, iyi kötü bir çıkışa geçirdi. stat vs projelerle gelir kaynağı yarattı tüm bu gelişmelere rağmen 2 3 sene sonra onuda göndermeyi başardık.
hadi bunların hepsini geçtim. biz uefa ve süper kupa şampiyonu olduğumuz 99-01 seneleri arasında bile bunu maddi kazanca çeviremedik.
sadece futbol değil tüm branşlarda böyle. branş kapatma, küçülmeye gitme. daha makul oyuncular alma. genele bakarak yapıcı çözümler değil, günü geçiştirmelik çözüm yolları arıyoruz. sonra biz taraftarlara. maçlara gelin, ürün alın, kombine alın diyoruz
şimdi bir bileklik satarak olacak iş mi ?
tespih satsak daha manidar olur.
not: günlerden 14 şubat sevgililer günü ben galatasaray ekonomisini kendime dertetmişim.
sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ama bize her sevdadan geriye kalanın kim olduğunu iyi biliyorsunuz.