3
2015-2016 sezonu başından beri büyük bir dar boğazdan geçmekte olan ekonomi. öncesi de derin tabi ama ceza aşamasına gelinmemişti hiç.
"galatasaray'ın küçülerek değil büyüyerek bu ekonomik zorlukları aşacağını düşünüyorum." diyor ünal aysal. katılmamak elde değil.
kendimce fikirlerim var bu konuda paylaşmak istediğim.
öncelikle bizim ayarımızda bir klubün büyümesi ve büyürken kazanması için neler yapması gerekir. bu sorunun cevabını iyi düşünmek gerekiyor. kısaca cevabı futbol takımlarının kâr elde edebilir düzeye gelmesidir. peki bu nasıl olacak:
1-aktif ve verimli yönetim: galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda atılması gereken adımları kararlılıkla yerine getirecek cesur bir yönetim. kimsenin boyunduruğunu kabul etmeyen, ilkeli kişilerden oluşmalı.
2-iyi bir teknik adam: hırslı, ateşli, ısırgan bir takım oluşturacak, taktik zekası yerinde ve tribünleri her maç hınca hınç doldurtabilecek seviyede seyir zevki sunacak bir isim. otoriter olması ve genç oyuncu yetiştirmeye de elverişli olması tercih sebepleri olmalı.
3- kaliteli futbolcular: yapılanmaya başlanılan yıllarda takımın ilk 11'ini üst kalitede tutmak gerek(misal:melo,kewell,baros,ilk senesi için eboue, ujfalusi...vb.). geri kalan oyuncular da gelecek vaadeden gelişime açık oyunculardan kurulmalı. ilerleyen dönemde olgun futbolcular klüp menfaatleri doğrultusunda transfer veya futboldan emeklilik...vb. sebeplerle ayrıldıkça ise geliştirilen genç oyuncular 11'e monte edilmeli. genç yedekler 11'e kazandırıldıkça yerleri scout çalışmaları ve altyapı ürünlerimizle doldurulmalıdır(altyapı,scouting ve transferlerden ilerde bahsedilecektir). genç oyuncular kadroda egemen olmaya yön tutunca tecrübeleriyle genç oyunculara saha içi ve saha dışında destek ve örnek olacak üst kalitede ve üst düzey tecrübede bir defans, bir ortasaha, bir kanat ve bir forvet olmak üzere en az 4 oyuncu mutlaka kadroda bulundurulmalıdır. günü kurtarma oyuncularına kesinlikle yer verilmemeli.
4- psikososyal destek ekipleri: as takım ve her alt yaş kategorisi için ayrı ayrı oluşturulmuş işlerinde uzman birer psikososyal destek ekibi. futbol endüstrisinin getirdiği yoğun ilginin yada yoğun baskının etkilerinden korunabilmek için elzem bir olgu...
5- altyapı sistemi: hepimizin malumu ülkemizde altyapı olgusu futbolumuzun kanayan yarasıdır. profesyonel bir altyapı sistemi oluşturulmalıdır. eski futbolcu olmak altyapı eğitmeni olmak için yeterlilik kriteri değildir. bu nedenle her alt yaş kategorisi için işinde uzman, kendini daha önce ispatlamış bir antrenörler klübe kazandırılmalıdır. yanlarına eğitim amaçlı genç ve hedefi altyapı antrenörlüğü olan türkler yardımcı olarak verilip gelecek adına yatırım yapılabilir. ayrıca bir ekip oluşturulup belli süreliğine altyapısıyla bilinen takımlara öğrenim amaçlı gönderilebilir. altyapıda psikoloji mevzuu bir nebze daha önem arz ediyor. kaliteli bireyler yetiştirip mental gelişimlerini tamamlamalarını sağlamak için bu şart. altyapıda türk oyuncular yanı sıra scout çalışmalarının meyvesi olan 18-21 yaş arası belli sayıda yabancı oyuncu da eğitim sistemimizdeki yerini almalıdır.
6- scouting faaliyetleri: ben bu faaliyeti ikiye ayırıyorum: aktif scouting ve teknik scouting. teknik scouting; oyuncu verileri elde etme, istatistik analizi ve video kayıt yada online olarak oyuncu izlemeye dayalı olan ve hali hazırda galatasaray scout ekibinin bu sisteme güzel bir örnek durumunda olduğu sistem. aktif scouting ise stada gidip oyuncuyu canlı olarak izleyerek yapılan araştırma sistemi. ikisi de elzem derecede önemli. bu iki sistemi de aktif olarak kullanmalıyız. aktif olarak scouting faaliyetlerimize katılacak olan araştırmacıları da özenle seçmeli ve işinde iyi olduğundan emin olmalıyız. teknik scout ekibine de en iyi veri sağlayıcılarla ve en teknolojik ekipmanla destek olmalıyız. transferlerimizi aktif izleme ve veri analizini harmanlayarak seçmeliyiz.
7- transferler: böyle bir yatırım için karar alınırsa ilk aşamada ciddi bir ilk 11 kurulmalı ve gelecek vaadeden genç oyuncular için oluşturulan altyapı ve scout sistemleri ile sürekli dirsek temasında durulmalıdır. bu aşamanın tamamlanması en ciddi bir çalışma ile bile 3 yıl alır. bundan sonrasında oyuncuları dört aşamada değerlendirmek gerekir. bunlar:
a-)ilk 11 oyuncuları
b-)genç yedekler
c-)altyapı oyuncuları+sseeo
d-)scouting sonucu elde edilen oyuncular(sseeo)
transfer yaparken bu dört aşamadan herhangi birinde ortaya çıkan açığı bir alt aşamadan takviye etmek suretiyle doldurmak gerekir. transferlerde sadece 18-23 yaş arası yabancı ve 20 yaşına kadar türk oyuncuları almalıyız demiyorum tabiki. bol bol "scout" kelimesi kullandım diye öyle anlaşılmasın. bu araştırma ekipleri form olarak zirvede olan her yaştan futbolcuyu araştırıp izlemekle yükümlü olacak. bir de transferlerde önemli bir kriter de devamlılık ve sakatlanma eğiliminin düşüklüğü olmalıdır.
8- pazarlama: klubün dünya çapında pazarlamacılarla çalışması gerekmektedir. gelirleri artırabilmek için klubün ileri bir planlamayla dünya pazarına açılması ve markalarının en iyi şekilde dünyaya sunulması gerekmektedir.
9-sonuç: bence bir planlama dahilide girilmesi gereken bu yolda sportif başarı gelecek, gelen sportif başarı marka değerimizi yükseltecek, yükselen marka değeri sponsorluk anlaşmalarının değerini artıracak ayrıca yeni sponsorluklara zemin hazırlayacak. sportif başarı geldikçe stadyum başta olmak üzere klüp gelirleri artacak. pazarlama çalışmaları ile zengin iklimlere açılıp gelir artıracağız. sistemin oturmasına müteakip oyuncu satışları furyası başlayacak. bildiğimiz üzere genç oyunculara ödenen paralar yaşları ile ters orantılı olmakta. sistem genel olarak değerlendirildiğinde ilk 5 senesi masraflı sonrası aydınlık vaziyettedir. galatasaray ekonomisine bir de böyle yaklaşmak gerekiyor bence.
her gelen başkan bu tarz önerileri uzun vadeli olduğu gerekçesiyle geri çeviriyor. kısa vadeli çözüm olarak da kredi çekmeyi uygun görüyor. çekilen krediler günü kurtarma çabasıyla vasat oyuncu transferlerine gömülüyor. galatasaray'a da giden her başkanın arkasından biraz daha artmış faiz yükü kalıyor.
böyle bir sistem ciddiyetle uygulanmaya çalışılsa 5-6 senede tam oturmuş hale gelir. galatasaray 13-14 senedir borçlar içinde. ilk zamanlar bu tarz bir plan devreye konulsaydı belki şimdi para basıyor olurduk. belki de 2 tane rivamız olurdu.
uzun uzadıya yazdım. kafanızı şişirdim kusura bakmayın. sürç-i lisan ettiysek affola.
"galatasaray'ın küçülerek değil büyüyerek bu ekonomik zorlukları aşacağını düşünüyorum." diyor ünal aysal. katılmamak elde değil.
kendimce fikirlerim var bu konuda paylaşmak istediğim.
öncelikle bizim ayarımızda bir klubün büyümesi ve büyürken kazanması için neler yapması gerekir. bu sorunun cevabını iyi düşünmek gerekiyor. kısaca cevabı futbol takımlarının kâr elde edebilir düzeye gelmesidir. peki bu nasıl olacak:
1-aktif ve verimli yönetim: galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda atılması gereken adımları kararlılıkla yerine getirecek cesur bir yönetim. kimsenin boyunduruğunu kabul etmeyen, ilkeli kişilerden oluşmalı.
2-iyi bir teknik adam: hırslı, ateşli, ısırgan bir takım oluşturacak, taktik zekası yerinde ve tribünleri her maç hınca hınç doldurtabilecek seviyede seyir zevki sunacak bir isim. otoriter olması ve genç oyuncu yetiştirmeye de elverişli olması tercih sebepleri olmalı.
3- kaliteli futbolcular: yapılanmaya başlanılan yıllarda takımın ilk 11'ini üst kalitede tutmak gerek(misal:melo,kewell,baros,ilk senesi için eboue, ujfalusi...vb.). geri kalan oyuncular da gelecek vaadeden gelişime açık oyunculardan kurulmalı. ilerleyen dönemde olgun futbolcular klüp menfaatleri doğrultusunda transfer veya futboldan emeklilik...vb. sebeplerle ayrıldıkça ise geliştirilen genç oyuncular 11'e monte edilmeli. genç yedekler 11'e kazandırıldıkça yerleri scout çalışmaları ve altyapı ürünlerimizle doldurulmalıdır(altyapı,scouting ve transferlerden ilerde bahsedilecektir). genç oyuncular kadroda egemen olmaya yön tutunca tecrübeleriyle genç oyunculara saha içi ve saha dışında destek ve örnek olacak üst kalitede ve üst düzey tecrübede bir defans, bir ortasaha, bir kanat ve bir forvet olmak üzere en az 4 oyuncu mutlaka kadroda bulundurulmalıdır. günü kurtarma oyuncularına kesinlikle yer verilmemeli.
4- psikososyal destek ekipleri: as takım ve her alt yaş kategorisi için ayrı ayrı oluşturulmuş işlerinde uzman birer psikososyal destek ekibi. futbol endüstrisinin getirdiği yoğun ilginin yada yoğun baskının etkilerinden korunabilmek için elzem bir olgu...
5- altyapı sistemi: hepimizin malumu ülkemizde altyapı olgusu futbolumuzun kanayan yarasıdır. profesyonel bir altyapı sistemi oluşturulmalıdır. eski futbolcu olmak altyapı eğitmeni olmak için yeterlilik kriteri değildir. bu nedenle her alt yaş kategorisi için işinde uzman, kendini daha önce ispatlamış bir antrenörler klübe kazandırılmalıdır. yanlarına eğitim amaçlı genç ve hedefi altyapı antrenörlüğü olan türkler yardımcı olarak verilip gelecek adına yatırım yapılabilir. ayrıca bir ekip oluşturulup belli süreliğine altyapısıyla bilinen takımlara öğrenim amaçlı gönderilebilir. altyapıda psikoloji mevzuu bir nebze daha önem arz ediyor. kaliteli bireyler yetiştirip mental gelişimlerini tamamlamalarını sağlamak için bu şart. altyapıda türk oyuncular yanı sıra scout çalışmalarının meyvesi olan 18-21 yaş arası belli sayıda yabancı oyuncu da eğitim sistemimizdeki yerini almalıdır.
6- scouting faaliyetleri: ben bu faaliyeti ikiye ayırıyorum: aktif scouting ve teknik scouting. teknik scouting; oyuncu verileri elde etme, istatistik analizi ve video kayıt yada online olarak oyuncu izlemeye dayalı olan ve hali hazırda galatasaray scout ekibinin bu sisteme güzel bir örnek durumunda olduğu sistem. aktif scouting ise stada gidip oyuncuyu canlı olarak izleyerek yapılan araştırma sistemi. ikisi de elzem derecede önemli. bu iki sistemi de aktif olarak kullanmalıyız. aktif olarak scouting faaliyetlerimize katılacak olan araştırmacıları da özenle seçmeli ve işinde iyi olduğundan emin olmalıyız. teknik scout ekibine de en iyi veri sağlayıcılarla ve en teknolojik ekipmanla destek olmalıyız. transferlerimizi aktif izleme ve veri analizini harmanlayarak seçmeliyiz.
7- transferler: böyle bir yatırım için karar alınırsa ilk aşamada ciddi bir ilk 11 kurulmalı ve gelecek vaadeden genç oyuncular için oluşturulan altyapı ve scout sistemleri ile sürekli dirsek temasında durulmalıdır. bu aşamanın tamamlanması en ciddi bir çalışma ile bile 3 yıl alır. bundan sonrasında oyuncuları dört aşamada değerlendirmek gerekir. bunlar:
a-)ilk 11 oyuncuları
b-)genç yedekler
c-)altyapı oyuncuları+sseeo
d-)scouting sonucu elde edilen oyuncular(sseeo)
transfer yaparken bu dört aşamadan herhangi birinde ortaya çıkan açığı bir alt aşamadan takviye etmek suretiyle doldurmak gerekir. transferlerde sadece 18-23 yaş arası yabancı ve 20 yaşına kadar türk oyuncuları almalıyız demiyorum tabiki. bol bol "scout" kelimesi kullandım diye öyle anlaşılmasın. bu araştırma ekipleri form olarak zirvede olan her yaştan futbolcuyu araştırıp izlemekle yükümlü olacak. bir de transferlerde önemli bir kriter de devamlılık ve sakatlanma eğiliminin düşüklüğü olmalıdır.
8- pazarlama: klubün dünya çapında pazarlamacılarla çalışması gerekmektedir. gelirleri artırabilmek için klubün ileri bir planlamayla dünya pazarına açılması ve markalarının en iyi şekilde dünyaya sunulması gerekmektedir.
9-sonuç: bence bir planlama dahilide girilmesi gereken bu yolda sportif başarı gelecek, gelen sportif başarı marka değerimizi yükseltecek, yükselen marka değeri sponsorluk anlaşmalarının değerini artıracak ayrıca yeni sponsorluklara zemin hazırlayacak. sportif başarı geldikçe stadyum başta olmak üzere klüp gelirleri artacak. pazarlama çalışmaları ile zengin iklimlere açılıp gelir artıracağız. sistemin oturmasına müteakip oyuncu satışları furyası başlayacak. bildiğimiz üzere genç oyunculara ödenen paralar yaşları ile ters orantılı olmakta. sistem genel olarak değerlendirildiğinde ilk 5 senesi masraflı sonrası aydınlık vaziyettedir. galatasaray ekonomisine bir de böyle yaklaşmak gerekiyor bence.
her gelen başkan bu tarz önerileri uzun vadeli olduğu gerekçesiyle geri çeviriyor. kısa vadeli çözüm olarak da kredi çekmeyi uygun görüyor. çekilen krediler günü kurtarma çabasıyla vasat oyuncu transferlerine gömülüyor. galatasaray'a da giden her başkanın arkasından biraz daha artmış faiz yükü kalıyor.
böyle bir sistem ciddiyetle uygulanmaya çalışılsa 5-6 senede tam oturmuş hale gelir. galatasaray 13-14 senedir borçlar içinde. ilk zamanlar bu tarz bir plan devreye konulsaydı belki şimdi para basıyor olurduk. belki de 2 tane rivamız olurdu.
uzun uzadıya yazdım. kafanızı şişirdim kusura bakmayın. sürç-i lisan ettiysek affola.