• 7626
    mutluluk demek.

    bugün zaniolo'nun babasının, italya milli takımı antrenörünün açıklamalarını gördüm. onu hiç bu kadar mutlu görmedik diyorlar.

    torreira yönetime tüm teklifleri reddedin, ayrılmak istemiyorum diyor.

    icardi'nin resmi olarak bizimle bir bağı kalmadı ama galatasaray tişörtüyle fotoğraf paylaşıyor.

    mertens bir sene önce geldiğimde böyle bir camiaya geldiğimin farkında değildim, çok mutluyum diyor.

    biz nasıl bir camiayız böyle, parayla satın alınamayacak duyguları futbolcularımıza yaşatıyoruz, hiç kopmayacak bağlar kuruyoruz.

    elbet gidenler olacaktır, gidenin canı sağolsun, bizden büyük takıma giden herkes bunu hak etmiştir ve para kazandırarak gidecektir.

    gidenler gittikleri yerde bizi temsil edecekler, biz de gelenleri mutlu edeceğiz.

    yönetiminden, futbolcusuna, antrenöründen taraftarına galatasaray çok büyük bir camia. türkiye gibi orta doğu ülkesinin en değerli markası galatasaray.
  • 7627
    https://twitter.com/...KAOlB30GC2g&s=19

    sportif faaliyetlerin yanı sıra askere gidenler bilir rdm görevi de üstlenen kulübümüz.

    nerede kendini yalnız hisseden, ailesinden sevgi görmemiş, takımında dışlanmış, hayatı umut sarıkaya'nın mutsuzluk karikatürlerine konu olmuş, özgüveni tükenmiş, tutunacak bir dal arayan sporcu var; doktor asteğmenden sevkini aldığı gibi floryadaki rdm koğuşunun kapısında beliriyor.
  • 7628
    küçük bir şehrin, kıyıda kalmış küçük bir mahallesinde yaşıyorduk. hayatın zorlukları belimizi büküyordu ama ben küçücük bir çocuktum ve anlamıyordum pek olanı biteni. "galatasaray şampiyon oldu yine." diyordu mahalledeki benden büyük çocuklar. "en büyük galatasaray" diyorlardı devamında da. babama anlatıyordum çocukların söylediklerini. babam da onaylıyordu. o da galatasaray'ı tutuyormuş. ben de galatasaraylıydım o zaman.

    büyükler sokakta top oynarken izliyordum benden büyükleri. küçüğüm diye oynatmazlardı beni. kendi isimlerini değil de farklı isimler söylüyorlardı durmadan. onları izlemek beni çok heyecanlandırsa da anlam da veremiyordum pek. küçücük çocuktum ve anlamıyordum olanı biteni. misafirlerimizin olduğu bir akşam ilk kez televizyonda futbol maçı izledim. sarı-kırmızı parçalı formayı gördüğümde içimde bir heyecan oluştu sanki. sokakta maç yapan abilerimin bağırdığı isimler söyleniyordu. "bizim takım bunlar mı?" diye sordum babama. gözleriyle onayladı beni. içimde bayram sevinci ile hayran hayran bakakaldım ekrana.

    fenerbahçeli dedem, tütün parasını aldıktan sonra pazardan hagi forması almış bana. "fenerli olacaktı çocuk." diye babamla sitemliydi. onların atışmalarının içinde de dünyanın en mutlu çocuğu sokakta artık "hagi! hagi! hagi!" diye bağırmaya başlayacaktı.

    koskoca bir adamım artık. hala sokakta top oynayan çocukları gördüğümde aralarına dalıyorum. onları çalıma dizerken yine "hagi!" diye bağırıyorum. yıllar geçtikçe içimde büyüyen sevgiyi ise anlatacak ne söz ne de zaman bulamam. sevincim, kederim, derdim, sıkıntım, dostum, arkadaşım oldu galatasaray. her gün dilimde bir melodi gibi: çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın...
  • 7629
    ciddi ciddi mevcut sezonda dünyada popülerliğini arttıran kulübümüzdür. dünyanın her yerinden insanlarla görüşmek durumunda olduğum bir iş yapıyorum. konu bir şekilde futbola geldiğinde hemen hepsi galatasaray'ın kadrosundaki oyuncuların çok dikkat çekici olduğunu söylüyorlar. avrupada başarılı bir süreç geçirilmesi halinde 2000 başlarındaki evrensel popülerliğimize ulaşacağımızı hatta sosyal medya çağı nedeniyle daha ilerisine gidebileceğimizi düşünüyorum. alakasız insanlar benden forma istemeye başladı.

    örneğin dün hollanda merkezli bir şirketin daha önce hiç türkiyeye gelmemiş avukatı ile telefon görüşmesi yaptım. konu futbola geldi, kendisi koyu bir psv taraftarıymış. 2021 yazında bizi 5-1 yendikleri maçtan konuştuk. benden özellikle mertens forması istediğini söyledi.
  • 7632
    (bkz: #3630909)

    buradaki görüslerim bu sekildedir. bana göre resmi ideolojisi ve siyaseti itibariyle türkiye devleti'nin (hükümet demiyorum) bir cemaat ile veya bir baska olusumla iliskisi ne kadarsa galatasaray camiasinin da ondan daha az veya daha fazla degildir. galatasaray camiasi ile her ne kadar hepimizin kendince hayalleri olsa da reeldeki vaziyeti itibariyle türkiye devleti, hükümetlerden bagimsiz olarak çok daha iç içe geçmis iki olusumdur. türkiye'nin adeta özeti olmus "bir varmis, bir yokmus" anlayisi karsisinda bir zorunluluk haline gelen esnekligi galatasaray, zamanin kosullari uyarinca göstermistir ve kurulus ilkelerinden de taviz vermeden derin devlet pozisyonunu her daim korumustur. bu durumda marjinal kalan ise, tamamen kendi tercihleri nedeniyle fenerbahçe camiasi olmustur. "kontrollü muhalefet" argümani misali fenerbahçe de tüm iteklemelere ragmen son on yilda, hatta belki de son otuz yilda "kontrollü ikinci" rolünden öteye gidememistir. bunu da kendileri istemistir. kendileri sanki "sütten çikmis ak kasik" fakat bu yönde bir role bürünerek aslinda kendi kendilerini ötekilestirdiler ve çogu zaman bizim bile ayak uydurmakta zorlandigimiz gündemin sürekli uzaginda kaldilar. galatasaray'in kulüp refleksleri bu gibi konularda hakikaten çok enteresan.
  • 7639
    cumhuriyet'in 100. yılında, cumhuriyetin başkenti ankara'da, 2023 yılında 23. şampiyonluğunu ilan etmiş kulübümüz, hayatımız, her şeyimiz.

    şampiyonluktan sonra twitter'da gezerken pek çok fenerbahçeli sayfanın dahi "adamlar yine en karizmatik şampiyonluğu kaptı" temalı yazılarını okumuştum. gerçekten de cumhuriyet tarihinin en fiyakalı şampiyonluğunu kazandık sevgili renktaşlar.

    çok zor kazanılmış ve en anlamlı şampiyonluk benim için. fatih terim 4. döneminde ilk sezonda şampiyonluk kazanınca "kazandığım en zor şampiyonluktu" demişti. 23. şampiyonluğumuz benim ahir ömrümde gördüğüm kazanılmış en zor şampiyonluk.

    mehmet akif ersoy istiklal marşını yazdıktan sonra "allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın" demişti. onun dediği gibi "allah bu kulübe bir daha böyle zor şampiyonluk yaşatmasın". bundan sonraki şampiyonluklarımız çok kolay olur inşallah diyorum hiç sanmasam da.
  • 7640
    ekşi sözlükteki başlığında şöyle bir entry debeye girmiş, paylaşmak istedim.

    --- alıntı ---

    türkiye'nin en büyük ve en başarılı kulübüdür. gül baba'dan, ali sami bey'den, tevfik fikret'ten doğmuştur. ali sami beylerin, hasnunların, metinlerin ahvadı, bu ülkede hem sporun, hem irfanın ecdadır.
    bakmayın siz şimdiki 2000 sonrası doğumlulara. şu an terör örgütüyle, yok mhk ile tff ile başarılılar dediklerine. bunlar da tıpkı abileri, babaları gibi gs başarıları görerek büyüdükleri için, e bide sosyal medya zamanı herkes her şeyi yazabiliyor, utanma arlanma bilmedikleri için saldırıyorlar sürekli.

    dedim ya abileri de babaları da böyle büyüdü diye. gidip sorsunlar bakalım büyüklerine gs 96/00 arası nasılmış diye. bugün geçtim gs taraftarını, rakipler bile biliyor ki 2001 senesinde hedef şampiyonlar ligi şampiyonluğuydu. yaşı geçmiş bazı taraftarlar emre-okan ve fatih terim'i bu yüzden pek sevmez mesela. içlerinde hep kanayan yaradır o kadro devam etse cl alırdık diye. ama bunlar mesela "abi haluk ulusoy sayesinde şampiyon oldular" yazarlar. yazsınlar, çocuktur neticede.

    bugünkü fb mali kongresinde ali koç 2006 denizli maçı için çok acayip nasıl olur falan diyor. aklı sıra şimdiki yeniyetmelerin eline koz verip bakın bunlar fbyi bölüyor bana destek olun diyecek. biraz akli melakeleri yerinde olan birisi 05/06 sezonu takım karşılaştırması yapsın baksın. ya da o denizli maçının özetini izlesin. appiah, alex 50 tane gol kaçırırken gs mi suçlu? ama olsu ali koç taraftara yeni oyuncak verdi, 2-3 ay oyalansınlar dedi.

    3 temmuz 2011. bakın davaya girmeyeceğim bile, tutturmuşlar bizim önümüz kesildi. önü kesilen fb 3 temmuzdan 1 ay sonra fransa gol kralına 12 milyon euro verdi sezon başı reyes, forlan ve devre arası shaqiri konuşuluyodu hatırlarsınız. taşak geçiyolardı "çarşıdan aldım shaqiri eve geldim necati" diye. o sezon ligde playoff'la son maç ne tesadüf ki kadıköy'de fb-gs maçıydı. semih kale dibinden muslera'ya nişanlamasa, dia aptal gibi kırmızı görmese süsleyeceklerdi her yeri. fb durdurulmaz, biz çok güçlüyüz diye. e noldu? gs kupayı alınca terör gücü oldu. sahaya girdiler, stadı yaktılar, polis arabası yaktılar, benzinlik yaktılar sonra devlet bize gaz sıktı dediler.

    mehmet ali aydınlar'la, yıldırım demirören'le, nihat özdemir'le kupa kazandı galatasaray. sorsan tff hep bizim sahi noldu haluk ulusoy?

    2016'ya kadar tek bir fenerliden fetö lafı çıkmadı, tek bir fenerli gs fetö sayesinde şampiyonluk kazandı demedi. ne zaman ki devlet tarafından terör örgütü oldukları tescillendi bunlar dedi ki burdan yürüyelim. aziz yıldırım'ın "4.yıldız muhabbeti" saçmalıktır lafı mevcut, 2014 şampiyonlukları sonrası "4.yıldız yükleniyor" tweetleri hala mevcut, ali koç'un "ilk defa şampiyonlukta rakibimizden geriye düştük" lafı mevcut açın izleyin. ama olsun, fb taraftarına oyuncak lazım. oynasınlar.

    biz de oynatıyoruz yıllardır. şirazeleri kaydı. logo değişttirdik koca camiaya.
    geçen sene 13.olan, şampiyonluğunu imkansız gördükleri takım cumhuriyetin 100.yılında şampiyon oldu. bu gurur ve onura sahip olabilecek tek bir takım vardı ve oldu. o takım 2 hafta önce de sami yen'de dansöz niyetine çağırdı feneri. ama akıllanmıyorlar. akıllanmasınlar.

    artık kabullensinler. yok z kuşağını kaybettiler, yeni nesil feneri tutmuyor diyolar ya hani 50+ üstü old fenerliler bile bunların saçmalıklarına dayanamayıp maç falan izlemiyor artık. fb başkanı gs başkan yardımcısına bile eşit değil.

    şunu da bilsinler, hep bahane buldukları, asla başarısızlığı kabullenmedikleri, herkesin düşman olduğunu zannettikleri son 30 yılda, 90larda koyduk avrupa şampiyonu olduk, 2000lerde koyduk 3.yıldızı aldık, 2010larda koyduk 4.yıldızı aldık, 2020lerde de koyup 5.yıldızı alacağız.

    ve bir ihtimal yine avrupa şampiyonluğu alacağız. çünkü hedefimiz o. 118 yıldır değişmeyen ve değiştirilemeyecek armaya yıldız eklemek değil. armayı tüm dünyada gururla taşıtmak, türkiye'nin medar-ı iftiharı olmak. ve hep olduk.

    --- alıntı ---
  • 7642
    https://twitter.com/...da6d7Le5sKw&s=19

    bu videoyu farkli farkli yerlerde paylasan bir cok kisi gordum, cogu yorum olarak, kendilerini galatasaray mi saniyorlar yazmis. hatta 1993 man united macina atifta bulunmus.

    fatih terim'in sozleri daha bir anlam kazaniyor boyle seyleri gorunce; bizimle ayni klansmanda bile degil kendini bizle rakip gorenler. futbol tarihinde yer edinmek boyle bir sey.

    cok buyuksun galatasaray.
  • 7644
    eşim ile avrupa’yı geziyoruz, lille yolunda bir dinlenme noktasında üstünde 2010-2011 mercan forması bulunan koreli bir kardeşimizi gördüm ve heyecanlandım. yaklaştım biraz sohbet ettim, türkiye’ye hiç gelmemiş ama dünya’da favori üç takımından birinin galatasaray olduğunu söyledi. velhasıl türkiye’nin en büyüğü olan aynı zamanda avrupa’nın popülaritesi en yüksek takımlarından, dünyaca bilinen ve türkiye’nin en büyük markası olan spor takımı. gururlandırdı.
  • 7645
    yazın yapılacak en iyi aktivitelerden birinin, kendisine dair çıkan transfer ve diğer haberleri okumak olduğunu düşündüğüm kulübüm. her mevsim güzel ama yazın başka güzel.

    geçen düşünüyordum. drogba bizi nasıl hatırlıyordur, mustafa sarp nasıl? mata’nın vedasından çağrışım yaptı. son yıllarda o kadar çok uçlarda gidip geldik ki, ezelden buralardan olmayan herkesin aklında farklı bir cimbom var.

    nispeten iyi yönetim, iyi ekonomik ortam, güzel kadroda oynayanlar başka bir şey hatırlıyor. ffp zamanları, kaos zamanlarında buralarda olanlar başka.

    hepsi ayrı güzel, her şampiyonluğun yeri ayrı.
  • 7646
    altyapı konusunda fenerbahçe'den daha başarılı olan kulübümüz. 2000 kadrosunun yerlilerinin yarısı altyapı mahsulüydü, arda turan ve ozan kabak örnekleri de var. fenerbahçe gençlerbirliği altyapısında parlamış ve avrupalıların radarına girmiş olan bir oyuncuyu altyapıdayken transfer edip para kazanmışsa galatasaray'dan daha başarılı olmuyor bu konuda.
    kaldı ki kemerburgaz tesisleri yolda, şu anda da ali turap, hamza akman, özgür baran, emin bayram ve metehan baltacı gibi rotasyonda kalabilecek ve ilk 11'de süreler alabilecek oyuncuları var. önemli olan belirli bir standardı tutturabilmek, 100 yılda 1 kere satış yapmak değil.
  • 7648
    bünyesine katılan yıldız oyuncuların başarılı olması ve şampiyonluk kazandırması avrupanın dikkatini çekmesinde yeterli oluyor. inanılmaz bir taraftar desteği ile gelen iç saha dominasyonu acayip bir sosyal medya gücü ile birleşince futbolcuların formasını giymek için can attığı seksi bir kulüp haline dönüştük yine.

    eline kağıdı alıp kadrosunda muslera, torreira, oliveira, zaniolo, mertens, icardi gibi starları gören oyuncu 2. defa düşünmüyor bence.
  • 7649
    bazen düşünüyorum, bu kadar tek başına olup da bu seviyelerde olmayı nasıl başarıyor bu camia?
    türkiye'nin en büyüğü olmak, avrupa'da saygı duyulan ve ''büyük dert bize denk gelmesin'' korkusuyla bakılan ülkemizin tek futbol takımı olmak, avrupa'da kupa kaldıran tek türk futbol takımı olmak... say istediğin kadar, bitmez. bitmeyen bu başarıları ve kazanımları sayarken de tabii ki bu coğrafyanın bir yarısının da ortadoğulu görüldüğünü düşün.

    bazen düşünüyorum, genetik kodlarında sadece toplu halde oynamak, türk olmayan takımları yenmek yok. galatasaray'ın temelinde asil olmak, saygınlık kazanmak, centilmen olmak, doğru olana saygı duymak, doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilmek de var.

    ama ne üzücü biliyor musunuz? bu saygın camianın, saygı duyulası çok az savunucusu var.
    özellikle ana akım medyanın alternatifi olarak yükselen değer olarak görünen dijital platformlardan bahsediyorum. zaten spor kanalları ayrı bir boyut. başka yazıda değiniriz.

    galatasaraylıyım diyen, galatasaraylı sandığınız çoğu isim sadece para için susan, popüler olan ağabeylerinin yolundan gitmek isteyen, maalesef sizin duygularınıza oynayan insanlar. arada bir iki tane düzgün arkadaş vardır tabii ki ama son zamanlarda bir sürü olay patlak veriyor. hangisi çıkıp da karşı tepki koyabildi? dik duruş sergiledi?

    iş kendine dokunmadığında ama bu arkadaşlar galatasaraylılık dersi verip boykot başlatıp, boykot sonlandırırlar. şimdi susarlar, tabii. hepsine değineceğiz zamanla. galatasaray'ın düşünüldüğü tek yerde, kimseden çekinmeden bunları ara ara yazacağız. ve şuna inanın, hepsini çok yakından takip ediyoruz. bu kalemden kaçış yok.

    benim yalnız galatasaray'ım...
  • 7650
    59 öncesi turnuvaları araştırırken bir kez daha türkiye'nin en büyüğü olduğu göze çarpan kulüp.

    devam eden ve en baba turnuvaların hepsinde en yakın rakiplerine fark atmış, üstüne avrupa'dan da iki tane kupa getirmiştir.

    süper lig: 23 gs, 19 fb, 16 bjk
    tr kupa: 18 gs, 7 fb, 10 bjk
    tr süper kupa: 16 gs, 9 fb, 9 bjk
    uefa kupası / avrupa ligi: 1 gs, 0 fb, 0 bjk
    uefa süper kupası: 1 gs, 0 fb, 0 bjk

    bir gün şampiyonlar ligi'ni de kazanarak sözde rakiplerine fatality çekecektir.

    biz adı geçenlerle rakip değiliz aynı yollardan geçmedik...
    bizim rakiplerimiz real madrid, barcelona, machester united, milan, bayern münih, juventus...
App Store'dan indirin Google Play'den alın