biz galatasaray olarak ne yazık ki futboldaki ilerlemeye adapte olamadık.
hâlâ romantik kafa ile hülyalarda yaşıyoruz.
şu başlıklardan da belli olmuyor mu bu durum?
(bkz:
galatasaray bir his takımıdır)
(bkz:
galatasaray pes etmez)
(bkz:
biz bitti demeden bitmez)
(bkz:
konsantrasyon)
(bkz:
şampiyonluk alametleri)
hedef bilmem kaç...
bu inanma kısmı, konsantrasyon kısmı falan işin teknik, taktik kısmının ötesine geçmiş artık.
hâlâ sahaya ruh koyunca,
arda turan gibi altyapı oyuncularını transfer edince, kolej havası falan yaratınca başarılı olacağımızı zannediyoruz.
bu kafa geçmişte kaldı artık, kolej havası ile başarılı olunmuyor; işini doğru ve akla yatkın yapanlar boy gösteriyor artık dünya futbolu sahnelerinde.
fatih terim hocamız son gelişinden beri 3 yıldır takımın başında, hâlâ bu takımın nasıl bir sistemle, nasıl bir anlayışla oynadığı belli değil.
her hafta aynı sistemsiz kurguyla sahaya çıkıyoruz, belki ilk 11'den bir kaç oyuncu değişiyor ama oynanan kaotik futbol yıllardır değişmiyor.
daha acı verici olanı ise
transfer yapınca düzeleceğimize inanıyoruz, halbuki bütçesi düşük takımlar transfersiz de bizi gayet güzel yenebiliyor.
(bkz:
19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı)
demek ki olay sadece transferle, kadro kalitesi ile alâkalı değil.
kağıt üzerindeki en değerli takım biziz, kötü ligimizde şampiyon olunca kendimizi başarılı zannediyoruz oysaki takımın gerçek seviyesi avrupa maçlarında daha net görülüyor.
makas açıldı diye bahaneler uyduruyoruz ama bizden çok daha zayıf
hajduk split takımına bile doğru dürüst diş geçiremiyoruz, 70 dakika hiçbir şey yapamayıp sonrasında attığımız golle zorla yeniyoruz.
(bkz:
24 eylül 2020 galatasaray hajduk split maçı)
hajduk'un bir tık üstü hiçbir takımı yenemez galatasaray, mümkün değil.
(bkz:
1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı/#2985751)
modern olan tüm şeylerde olduğu gibi
modern futbolun temelinde de bilimsel metodlar, akılcılık ve tecrübe olduğu su götürmez bir gerçek.
insana dayalı olan her konuda elbette muhakeme ve kriz yönetimi önemlidir ama bunlar yine de akılcılığın önüne geçemez.
bizde durumlar böyle değil. ne diyoruz hep?
(bkz:
fatih terim'in bir bildiği vardır)
hoca biliyor diye bugün hiçbir özelliği olmayan
selçuk inan galatasaray'da a takımın yardımcı antrenörü olabiliyor mesela.
vefa gösterilebilir elbette ama önce 18 yaş altı takımlarda çalıştırılır.
galatasaray a takımı
yardımcı antrenörlük payesi bu kadar ucuz mu?
bu tamamen romantizmle alakalı, modern futbolda böyle şeylere yer yok.
liverpool sırf
taç atışı çalıştırmak için yardımcı antrenör görevlendiriyor, biz
galatasaray'ın evladı kafasıyla eski oyuncumuza a takımda görev veriyoruz.
ya da diyoruz ki fatih terim giderse yerine kim gelecek, ülke futbolunu bilmeyen insanlar başarılı olamaz.
bu daha üzücü işte, vasata razı olmak...
yani kötü oynuyoruz eyvallah ama yapacak da bir şey yok.
var kardeşim var, her zaman yapacak bir şey vardır yeter ki sabırlı olalım, yeter ki kendi ligimizde şampiyon oluyoruz diye başarılıyız inancına kapılmayalım.
zira bu takım ligde şampiyon yapılsın diye kurulmadı zaten.
(bkz:
türk olmayan takımları yenmek)
kabuğumuzu kıralım biraz, yüzümüzü batının ilmine, medeniyete dönelim.
çıkın oynayın demekle olmuyor artık bu iş, olmayacak da.
geçmişimize saygı duyalım ama geleceğimizi de riske atmayalım.
köklü bir futbol aklı değişimi şart artık.