• 4801
    takımım. olduğu her yerde umut olan... benim tam tersim. ben ise umutsuz bir adamım... özellikle son günlerde hatta son yıllarda. 18 yaşında fena sayılmayan bir rapperken, sahne öncesi karnımda kelebekler uçuşurdu, bundan sonra her şeyin daha güzel olacağını hayal ederdim. ama 20 yaşından sonra işler hiçte öyle gitmiyor. birlikte aç kaldığın, seni kollamak için kendini düşünmeden ateşe atacak adamlar gidiyor ve 5 para etmez, leş gbi heriflerle kaynıyor etrafın. ve ben buna uyum sağlamakta zorluk çekiyorum. her zaman kalabalıklara uyum sağlamakta zorluk çekmişimdir zaten. farklılıklarımı kabul ettirmek için çok dayak yemişimdir, vazgeçmeyeceğimi anlayınca çok kişi uğraşmaktan vazgeçmiştir. ama 20 yaşından sonra uğradığım baskı, lisede yediğim dayakların yanında o kadar ağır geliyor ki... istediğimi söyleyemiyorum mesela, söylediğimde kavga çıkıyor, yalnızlaşıyorum. sorun değil. buna çoğu zaman alışkınım ama olmuyor ya. olmuyor işte. kalabalıkların arasınada karışamıyorum. o leş mizahlarına, iki yüzlülüklerine katlanamıyorum. e söyleyince de problem oluyor. bir yerde sosyal ilişkilerimi de geliştirmem gerektiği söyleniyor. ama bu sosyalleşme denen ilüzyona kapılamıyorum.

    kısaca ben katlanılması zor ve umutsuz bir adamım. * tam anlamıyla umutsuz.

    ama sen öyle değilsin biliyorum ki gene juventusu yeneceksin, gene hepimizin umudunu kestiği bir anda biri çıkıp olacak olacak diyecek ve o iş olacak. galatasaray bitti demeden hiç bir şey bitmez! futbolcularının parasını alamadığı için idmana çıkmadığı sezonda şampiyon olacaksın!

    belkide bu yüzden seviyorum seni bu kadar. ben de olmayan bir parça sende var. umut! rakip kim olursa olsun, hangi şartlar altında olursa olsun. senin her zaman umudun var ve belki seni bu yüzden bu kadar seviyorum...
  • 4804
    bir galatasaray kültürü anımsıyorum, sağda solda konuşuluyordu bir zamanlar ama uzun süredir pek dillendirilmiyor. bu kültürün ne idi? biraz anımsamakta fayda olduğunu düşünüyorum. bunu yaparken şu an hangi yol üzerinde olduğumuzu anlayabiliriz.

    florya metin oktay tesislerine hiç gitmedim ama orada yazılı olduğunu bildiğim bir cümle var.

    (bkz: seni buraya getiren yeteneğin, burada tutacak olan da karakterindir.)

    bu sözü her tesise gidişinde gören sporcuların buna göre davranıyor olması, transfer komitelerinin oyuncuları bu cümleye uygun karakterlerden seçmesi gerektiği düşüncesindeyim. yaşım küçük olduğundan mıdır bilmiyorum 2000 jenerasyonu zamanında* * gazetelerde oyuncuların hoca yediğini, maç seçtiğini, kendilerine bakmadığını hatırlamıyorum. o yıllara dair hatırladığım en net şey; ilk yarı ne kadar kötü top oynarsak oynayalım, ikinci yarı işlerin taban tabana değiştiğiydi. futbolcularımız ahlaklı ve disiplinlilerdi. fenerbahçe ya da diğer takımlara gittiğinde itliği hobi edinen futbolcuların bile yamuk bir hareket yaptığını duymamıştım.

    rijkaard döneminden beri hoca yiyen oyuncuları, yere forma atanları, medyaya yanpir yanpir demeçler verip hocalarını zor durumda bırakmaya çalışanları, formasını yırtanları, para alamadığı için yönetime küfür edenlerın ses kayıtlarını ve haberlerini okuyoruz.

    (bkz: galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.)

    en son ne zaman takım olarak, kulüp olarak sorunsuz zamanımız oldu? ne zaman antrenör, yönetim, futbolcu, emekçi bir arada hareket etti? yine 2000 jenerasyonunun olduğu yılları göstermek zorundayım. ünal aysal zamanında evet başarılı olmaya başladık ancak soyunma odasında birbirini yumruklayan futbolcular, kesik yediği için şampiyonluk kutlamalarında suratı 5 karış gezen stoperler, ona buna alınıp kulübün başkanına karşı ego yapan antrenörler vd. bir sürü çatlak taşıdık sırtımızda.

    bugün riekerink denen bir adam var kulübün başında. yeterli ya da yetersiz olmasını tartışmıyorum, galatasaray spor kulübü futbol şubesinde mevki olarak bu adamın üzerinde kimse yok. o şubenın allahı bu adam. galatasaray sözlükte ise bu adama beden eğitimi hocası, altyapı antrenörü vs. karalamalarda bulunan sikimsonik galatasaraylı geçinenler var. galibiyette de aynı mağlubiyette de aynı mide bulandırıcı adamlar bunlar.

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)

    futbol her gün biraz daha modernleşiyor ve bu modernleşme ile birlikte biz bu hüviyetimizi de kaybediyoruz. son beş dakika oyuna girip maç başı ücret kovalayan oyuncular, sözleşme uzatılmadığı için lakayıt tavırlar içerisinde giren başka oyuncular, 14 senedir bu kulüpte olup artık yerinin sağlam olmasını düşünmesinden olacak ki kendisini asla geliştiremeyen oyuncular ile donatılmış bir kulüp.

    (bkz: galatasaray, batıya açılan penceredir)

    derwall ile birlikte türk futbolunun temellerinin oluşmasına ön ayak olan, uefa kupasıyla avrupa futbolunda devrim yaratan kulübüm. bugün istikrarsız teknik kadroların, aile şirketine çevrilen yönetim kademelerinin, küçük olsun bizim olsun mantığıyla avuç içinde tutulması için baskı yapan organların elinde oyuncak olmuş vaziyettedir. altyapıdan çıkardığı ve ülke genelinde topladığı genç oyuncularla gümbür gümbür mazi yazmış kulübün son 15 yıl içerisinde altyapısından sadece arda turan adında bir futbolcuyu çıkarabilmiş olması...

    bana göre galatasaray, dinamik altyapı sistemi olan, kaynaklarını iyi kullanan, siyasi hesaplar içerisinde girmeyen, hakem hatalarına başkalarının kollamalarına aldırış etmeden bileğinin gücüyle takılan hiçbir çelmeye takılmadan patır patır hakkını alabilen, ülke futbolunun karanlık ortamında daima bir ışık kaynağı olarak durabilen bir kulüp olmalıdır.

    ancak yaşadığım ülke insanına ve bunun şu an yazmakta olduğum mecradaki yansımasına baktıkça bunların bir ütopyadan fazlası olamayacağına inanıyorum. beni karamsar yapan vasıfsız kitleler, küçük başarıların peşinde tıpkı bir lokma peynirin peşinden kapana giren fareler gibi kulübün başındaki vasıfsız yöneticiler kulübü koşturup duruyorlar.

    halbuki yüzümüzü kendi özümüze çevirdiğimiz vakit - tıpkı ülkemizin de yapması gerektiği gibi - çok daha başarılı ve çağdaş kurumlar olacağız.

    aklınızdan çıkarmayın, türkiyedir galatasaray !
  • 4810
    hemen hemen 32 yıllık sevdam. bu takımı tutmaya karar verdiğimde ne istanbul'daydım ne de bir başka büyük şehirde. şehirde bile değildim. doğuda bir dağ köyünde şimdi hatırlayamadığım bir oyunda takımlara ayrılarak oynamak esasken ben de bir takıma girmek adına galatasaray demiştim. dedim ve orada kaldım. hayatımda aldığım en iyi ikinci karardı.
    bu zamana kadar galatasaray taraftarı olarak görmediğim tek başarı şampiyonlar ligi şampiyonluğudur ve eminim ki yaşım 50 olmadan (şu an 38) bu başarıyı da en az bir kez göreceğim. zira bu galatasaray olarak takımın genlerinde mevcut. diğer tüm türk takımlarının toplam başarılılarından kat ve kat fazla avrupa kupaları başarılarımız var. bunlar ancak köklü bir gelenekten, yerleşmiş, güçlü bir başarılı olma inancından ileri gelebilir.

    edit: ekleme.
  • 4812
    proje hakkinda kap bildirimi gelmis. transfer bildirimi beklerken proje bildirimi geliyor. yakinda gsgyo olacak kulup.

    --- alıntı ---

    emlak konut gyo tarafından kap'a yapılan açıklamada, emlak konut'un galatasaray'ın arsaları üzerinde geliştireceği projede galatasaray'ın payı minimum 508.7 milyon tl olacak.

    emlak konut gyo tarafından kap'a yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    "emlak konut ile galatasaray spor kulübü derneği, mülkiyeti galatasaray spor kulübü derneğine ait toplam yüzölçümü 1.098.649,18 m2 olan arsalar üzerinde proje geliştirmek üzere 29.06.2016 tarihinde protokol, 27.12.2016 tarihinde ek protokol imzalamışlardır.

    emlak konut'un söz konusu arsalar üzerinde geliştireceği projelerdeki minimum galatasaray spor kulübü derneği payı 508.729.251,72 tl olacaktır.

    ihale yöntemi ile geliştirilecek projelerden elde edilecek gelirin % 80'i galatasaray spor kulübü derneği'ne, % 20'si emlak konut'a ait olmak üzere paylaşım yapılacaktır."

    --- alıntı ---

    http://www.bloomberght.com/...087-milyon-tl-olacak
  • 4813
    --- alıntı ---

    cemal süreya'nın gözünden galatasaray;

    "fenerbahçelinin tavla, beşiktaşlının dama, trabzonlunun “sağlam” dokuz taş oyunculuğu karşısında galatasaraylı satranççıdır.

    fenerbahçe’nin baba’ları, beşiktaş’ın dayı’ları, trabzonspor’un sahipleri vardır; galatasaraylı kendini kulübüne ilişkin görmez, sanki kulüp ona ilişkindir."

    işte bunun içindir ki,

    4 yıllık beşiktaş başkanlığı sırasında 1 şampiyonluk kupası gören ve görgüsüzce sağa sola çatan fikret orman, beşiktaşlılar tarafından göklere çıkarılırken,

    fenerbahçe'ye tarihinin en büyük acılarını yaşatan aziz yıldırım'a büyük başkan çeken fenerbahçeliler varken,

    henüz galatasaray başkanı olmasını üzerinden 1.5 yıl geçmiş olmasına rağmen,

    1 şampiyonluk
    2 türkiye kupası
    2 süper kupa
    1 avrupa basketbol şampiyonluğu

    kazanan dursun özbek, galatasaray'a yakışmayan hal ve hareketlere sahip olduğu için istenmez!

    çünkü galatasaraylı,

    elinde mikrofon kadınları azarlayan, rakip taraftarla münakaşaya giren bir başkan istemez.

    rakip kulüp başkanından siktir yemez, yediğinde ise soluğu cumhurbaşkanlığı kapısında almaz.

    taçsız kral'ın söylediği gibi,

    galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.

    --- alıntı --- ekşiden
  • 4815
    maalesef basta takimimdan sonra da turkiye ligi'nden umudumu kestim. aslinda unal aysal sonrasi kesmistim. bir seyler icin ugrasan, tam genclesme, buyume başarılar derken gonderip dursunu getirdiklerinde kesmistim umudumu.

    grosskreutz transferi, taraftarla ayni yerde iseme, yapilan onca sali gunu transferi, arazilerin satilmasi derken ben zaten kesmistim umidimi. kimse galatasaray in oldugu yerde umit bitmez demesin bende bitti. kimse gereksiz artistlige girmesin. ne geliyoe elinden. baskanin liseli olmak zorunda. sen secemiyorsun, elinden hic bir sey gelmiyor. kendimi bildim bileli 5 lirami dahi gs store da harcadim ancak care yok. oturup aglasam cozum degil.

    bazen sevgilinizin sizden ayrilmak istediginde anlam bulmaya calismayip gule gule demeniz gerektini bilmeniz gerekiyor. donup bakiyorum galatasarayima, birilerinin oyuncagi olmus, sesi cikmayan, ayaklar altina alinmis, ne asaleti ne gururu kalmis, komisyon donmeden transfer yapmaz olmus, basa gelenler kendi cikarlari icin yonetir olmus, dunyanin en buyugu iken ego savaslari icin rezil rusva olmus bir takim haline gelmis.

    biri cikip " ben her seyi aciklayacagim" deyip hic bir sey aciklamaz sonra kalkip " donersem baskan olarak donerim " diyecek kadar da egolu olmus digeri telefonumu acmiyor diye gondermis, biri sabrinin sozlesmesini zamlatirken, koskoca basketbol kocunun sozlesmesini para yok diye kismis ve daha niceleri.

    benim umudum unal aysalla yesermisti keza hala onun doneminin meyvelerinden bal yapmaya calisiyoruz ancak kimse sen ben gibi dusunmezken galatasaray i ben daha fazla dusunup kendime zarar vermek istemiyorum artik.

    okulumda zil aralarinda galatasaray melodisi calarken besteyi bagira bagira soylemeyi, fenerbahçeli ya da takim tutmayan cocuklari galatasarayli yapmaya calisirken birileri benim yaptigim tum binayi yikmaya calismasi beni uzuyor.

    kusura bakmayin. 27 yillik galatasarayliyim. cok acik soyluyorum bosuna debelenmeyelim. galatasaray bitmis. bunu birilerinin soylemesi gerekiyor ki beni burada hain olarak sifatlandirabilirsiniz ancak bunu hasta yataginda yazan biri olarak soyluyorum ve tum sorumlulugu da gogusluyorum, galatasaray bitmis. ya simdi toplanip yuruyuse protestoya geçelim ki bu toplum olarak yapmadigimiz bir eylem ya da susup eyvallah cekelim.

    tekrar ediyorum, galatasaray bitmis.
  • 4823
    ne yaptığı anlaşılmayan bir yönetim, dursun özbek'e çıt çıkaramayan üyeler, borç yapılandırması için hayati değerde olan riva ve florya'yı kaybederek kulübün geleceğinin heba edilmesi, hemen her branşta küçülme yolunda olma, transferde dönen komisyonlar, kimin hangi yetkinlikle ne iş yaptığının bilinmemesi, kulüp üzerinden birilerinin isim yapma arayışları ve kim bilir bilmediğimiz daha nice dolaplar...yönetim kurulunda, delegeleri arasında; kulübün geleceğinden endişe duyan, bu gidişin sonunda geçmiş başarıların tekrarlanmama olasılığına üzülen sıradan bir taraftarın samimiyetine, galatasaray sevgisine sahip bir kişi bile var mı bilmiyorum. ateş - güneş hadisesinin bir benzeriyle bunlar ve türevlerini bu kulüpten temizlemeden hiçbir şey değişmeyecek gibi görünüyor.

    yasin öztekin, ergin ataman veya bir başkası olmamalı şu andaki gündem maddemiz. hamit altıntop'a ödenen 800.000 euro olmamalı. önce milyar doların telaffuz edildiği, sonrasında 860 milyon doların konuşulduğu, oylama sonrası en az 500 milyon dolar getiri olacak denen arazilerden 4 liraya doğru ilerleyen dolarla birlikte 120 -130 milyon dolarlık sus payı alacağız. yüzlerce milyon dolarlık bir kayıp ortadayken hala selçuk, sneijder, hamit, o, bu ne kadar alıyor diye yanlış noktaya takılıyoruz; millet birbirini yiyor. tamam futbolcu maaşları da önemli bir husus; ancak kendi içimizde bile sorun önceliklendirmesi yapamıyoruz.

    günlük başarılara takılıp kalmamalıyız. yönetimin istifasını isteme sebeplerimiz ortadayken birkaç galibiyet sonra ses kesmemeliyiz. gözlerimizin önünde kulübün geleceği çalınıyor. en azından camiaya gönül veren taraftarlar doğru noktaya odaklanabilmeli. neyi ,neden istediğimizi net şekilde ortaya koyup arkasında durabilmeliyiz. 25 milyonluk bir camia (yazıyla yirmi beş milyon) da baskı var diyip kabuğuna çekilecekse kapatalım kepenkleri.
  • 4825
    5 ocak 2017 izmir saldırısında hayatını kaybeden polis memuru fethi sekin'in ailesi ve çocuklarına destek veeceğini resmi internet sitesinden kamuoyuna duyuran, türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü. şampiyonluklar, kupalar, maçlar gelip geçici. büyüklük böyle hareketlerle olur. tebrikler düşünenlere.

    http://www.galatasaray.org/...-ye-sozumuzdur/34430
App Store'dan indirin Google Play'den alın