• 3101
    ablamın sayesinde hayatıma anlam katan hayatımın en büyük ayrıntısıdır. türkiyede çocukların takım tutma zamanı geldiğinde bir çok ailede çocuk ya babası, ya dayıları-amcaları, varsa ağabeyleri tarafından kendi tuttukları takım tutmaya zorlanır. bizim evde ben galatasaray diyene kadar annem ve en küçük ablam olmak üzere iki galatasaraylı, babam ve en büyük ablam olmak üzere iki beşiktaşlı ve ortanca ablam olmak üzere bir fenerbahçeli vardı. anne tarafı büyük çoğunlukta galatasaraylıyken baba tarafım ağırlıkta beşiktaş olmak üzere karışık bir taraftarlık yapısına sahiplerdi. babam beni hiç bir zaman takım tutma konusunda yönlendirmedi. çünkü kendisi futbolun ve taraftarlığın insanların hayatında çok önemsiz bir şey olduğunu, karın doyurmadığını düşünürdü. 3 ablamın 3'ü de beni kendi takımlarından yapmaya çalışıyorlardı. fenerli olan en ortanca ablam çocukken en sevdiğim ablamdı. ısrarla fenerli yapmaya çalıştı beni. bir süre sonra da beşiktaşlı olmamı isteyen en büyük ablam evde 3 büyüklerin taraftar sayısı ikişerli olsun diye ona katıldı. çocukken en çok kavga ettiğim, en nefret ettiğim, hiç anlaşamadığım en küçük ablam ise benim galatasaraylı olmamı istiyordu. bir gün ben takım tutma kararı verdim ve en küçük ablamla konuşuyordum o sırada sülalemizden, mahallemizden ve popiler kültürden en sevdiklerimin hangi takımlı olduklarını sormaya başladım. bir çoğu galatasaraylıydı. ben de zaten çocukken ş harfi yerine s, ç harfi yerine k dediğimden dolayı diğer iki takımın adını hiç doğru söyleyemecekmişim gibi gelmişti bana. derken adını kusursuz bir şekilde söyleyebildiğim galatasarayımı, diğer bir adını o zamanki dememle gimbom'umu seçtim. be o günden sonra bana her sevdedan geriye kalandan ziyade her yalnızlığımda başucumda biten sadık bir sevgili oldu bana.
  • 3102
    10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı'nı fenerbahçeli babam ile birlikte izlerken ilk dakikalarda gökhan gönül'ün haksız yere penaltı istemesi ve egemen korkmaz, emre belözoğlu gibi oyuncuların hemen çirkefliğe başvurup, maçı germeye ve hakemi etki altına çalışmaları sonucu babama döndüm ve dedim ki, işte bu yüzden galatasaray'lıyım. çünkü bizim takımımız haksız kazanç istemiyor, çünkü bizim takımımız gerginlikten nemalanmıyor, çünkü bizim takımımız da taraftarımız da yenmeyi iyi bildiği gibi yenilmeyi de biliyor. tabi babamda çıt yok. bir kez daha bu kulübe gönül verdiğim için gurur duydum. iyi ki varsın galatasaray.
  • 3104
    babamın bana verdiği en büyük, en anlamlı ve en kıymetli hediyedir.

    2000 destanını kılpayı yakalayan bir neslin üyesi olarak çok şanslı olduğumu düşünüyorum. o zamanlar daha çok küçük olmama rağmen dün gibi hatırlarım yaşadığımız o güzel duyguları, sabri ugan'ın "bekledik bu golü çok bekledik" diye haykırışlarını, kaybettiğimiz maçlardan sonra sessizce odama çekilip usul usul ağladığımı... o zamanlar küçüktük, sevinci de üzüntüyü de uçlarda yaşardık ama şimdi yaş 20'ye gelmesine rağmen yine kaybettiğimiz her maçtan sonra boğazım düğümlenir.

    bir de hiç unutmam, mahallemizde bi bakkalımız vardı. çok iyi bir insan olmasının yanında çok da iyi bir galatasaraylıydı toprağı bol olsun. erken yaşta gitti ama o sene elde ettiğimiz her zaferden sonra getirttiği davul ve zurna ekibiyle tüm mahalleyi inlettiği, bizleri coşturduğu ve adeta mahallemizi bir bayram yerine çevirdiği günlerle aklımda yer etmiştir. büyük galatasaraylıydı.

    uzun lafın kısası, şu dünyada 2 şeye aşık oldum ben. biri 3-4 yıldır peşinden koşup karşılık bulamadığım huysuz ve tatlı kadın, diğeri ise hiç bir karşılık beklemeden sevdiğim sarı ve kırmızım, galatasaray'ım.
  • 3108
    ve bugün günlerden galatasaray. sabah uyandığımızda akşam galatasarayımızın maçının olmasının verdiği mutluluk var üstümüzde. sarı-kırmızı formalarımızı,t-shirtlerimizi giyip, atkılarımızı takip göğsümüzü gere gere dışarıda yürüyeceğiz. yolda, orda burda gördüğümüz diğer galatasaraylı kardeşlerimize yüzümüzde tebessüm ve umutla bakacağız.
  • 3110
    kuruluş amacı futbolu ingilizler gibi oynayıp türk olmayan takımları yenmek olan, şampiyonlar ligi müziğinin en çok yakıştığı hatta tek yakıştığı takım olan ve muhtemelen en umutsuz anımızda içimizde yine bir ışık yanmasına vesile olacak, dolayısıyla 27 kasım 2013 günü real madrid maçında inandığım bizi şaşırtmasını istediğim, beklediğim takımımdır.
  • 3112
    bazılarının dediği gibi; "ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz." değildir galatasaray.aksine büyüklüğün,tarihin,başarıların kısaca bir geleneğin adıdır galatasaray.büyüklüğün kanlı canlı tanımıdır..

    buraya yaklaşık 3 gün önce üye oldum sanırım.ve ne yazacağımı çok düşündüm.galatasaray'ın büklüğünü tarif edebilirsiniz ama benim içimdeki sevgiyi tarif etmem imkansız gibi geldi.galatasaray bana en büyük sevinçlerimi ve en büyük üzüntülerimi yaşatan,başarının değil armanın peşinde bir ömür harcıyacağım bir sevgili...
  • 3113
    babamın abimle bana mirasıdır. 2001 yılında kaybettik babamı. ben 7 yaşındaydım. tam da gaassarayımızın altın çağı malumunuz. adlarını bilmediğim yabancı takımlarla oynarken galatasaray, kah rakı masaları kurulur, kah evde bilgisayardan şifre kırıp maç izlenirdi. o zamanlar bildiğim takımlar türkiye'den fenerle beşiktaş var. ama bi tane de yabancı takım öğretmişti galatasaray bana. dünyanın en iyi takımı olarak öğrendiğim real madrid. süper kupa finalinde abimle bize onların oyuncuları dev gibi gelirdi. galatasaray sadece real madrid'i tanıştırmakla kalmadı. onu yenmeyi de öğretti. zaten en güzel olan cimbom artık benim için en güçlüydü.

    sarısına kırmızısına kurban olduğum takım bugün yine real madrid'in karşısına dikiliyor. karşısında kim olursa olsun kaybetmeyi düşünmeyen futbolcusu, taraftarı, forması ve armasıyla... bugün sonuç ne olursa olsun sen zaten en güzelsin galatasaray, en güçlü olmasan ne yazar...
  • 3122
    bu gece sonsuz kahırlara götüren.

    x yıllık galatasaray taraftarıyım,

    babamla birlikte izlerim neredeyse tüm maçları. onsuz izlediğim zaman eksik hissederim. o da bensiz eksik hisseder. en iyi zamanımızda çocuktum, her golde havalara atıp tutardı beni. en kötü zamanımızda büyümüştüm, beraber küfretmiştik orta sahadaki beyinsizlere. ben böyle bir şey gördüğümüzü hatırlamıyorum.
    marek heinz dahil.

    sırf şunu yazayım diye döndüm sözlük'e.

    ego kavgasından takımı bu hale getireni de, takıma dany ve amrabat'ı getireni de, mancini'yi takımın başına getireni de, normalde ajandamda kayıtlı olması gereken galatasaray maçlarının anca "aa yarın maç var di mi lan" diye aklıma düşmesine sebep olanı da...

    tamam mı?
  • 3123
    bugün ve her gün biraz daha görüyoruz "galatasaray bir his takımıdır."salt profesyonellikle,adam yerleştirmekle bu takım oynamıyor.bizde ki kurumsal yapı (eğer uygulanabilirse) avrupa'da olduğu gibi soğuk ve katı bir anlayıştan çok; daha bize uyan,profesyonellikle,duygusallığı ve amatör ruhu harmanlamış bir yapı olmalı.kulübün her yerine (çaycısından,ahçısına kadar) bu takımı sahiplenecek,gerçekten galatasaray arması için burada olan adamlar yerleştirilmeli ki bir halatı hep birlikte çeken,hep birlikte üzülüp,hep beraber sevinmesini bilenlerin takımı olsun.ruh denilen olgu aslında budur,herkesin kendini buraya ait hissetmesi.umarım yakın zamanda doğru hamleler yapılır..
  • 3125
    ligte zirveye uzak, sampiyonlar liginde umutsuzlugun dibine vurmus takimdir. 10 kisi kalan, gruptaki maclari onemsemeyen ve yedeklerle oynayan real'i maglup edemeyen, endustriyel futbolun dibine kadar etkiledigi, tamamen para icin galatasaray ruhunu bilmeyen futbolcularin ter doktugu ve futboldan anlamayan yonetim kuruluna sahip kuluptur su donemlerde.

    bu kotu gidisin ilk temelleri futbolcunun derdinden anlayan, florya'da yatip kalkan ve hayatini galatasaray'a adamis abdurrahim albayrak ve ali durust'un gonderilmesiyle baslamistir. su donemlerde futbolcu yalnizdir. fatih terim'in olusturdugu florya'daki aile ortami yok olmustur. fener macindan sonra drogba bile takim otobusuyle degil kendine ayrilan minibusle stadi terk etmistir. bu kotu gidise dur demek icin takima galatasaray ruhunu geri kazandirmak, aile ortamini tekrar yaratmak gerekmektedir. ancak oncelikle takimin duzenini bozan ve galatasaray'a katki saglamayan futbolcularla yollar ayrilmalidir. takimin en etkili atak yaptigi bolge olan kanatlara galatasaray ruhunu kavrayabilecek turk futbolcular alinmalidir. 10 milyon verilerek yabanci yildizlar degil butun benligini ortaya koyacak turk futbolcular bize daha fazla katki saglayacaktir. 2 gol yedikten sonra oyunu birakmayan, terinin son damlasina kadar savasan sporcular bu kulubun yararina olacaktir. 2000 ruhu tekrar geri gelmez fakat biz o ruha yaklasabiliriz.

    galatasaraylilik olmez. onemli olan galatasaray ruhudur. aslolan galatasaraydir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın