• 21
    kısa ismiyle dilo;

    twitter'a önceleri "140 karakter-yazi abi yaa" mottosuyla burun kıvırmıştım. üye olmayacağımı düşünüyordum. neyse bir gün can sıkıntısından olsa gerek üye oldum. arkadaşlarımı takibe başladım falan. haliyle 2-3 arkadaşım dışında ne yaptığımı merak eden yoktu. o yüzden "ist.cok güzeel" diye tweet atma olayına girmedim. 140 karaktere sığdıracak tespitli esprilerim de yoktu :( . o yüzden kendi çapımda saçmalamaya başladım. filmleri, şarkıları, sanatçıları; top 5 ya da > (büyüktür) gibi yöntemleriyle sıraladım. bir kaç arkadaş yine " ehehe evet olm haklisin/öyle olur mu lan" diye reply olaylarına girdi. bu arada belgarath'la aynı şekilde paslaşmaya başladık.

    futbol dilencisi lafini ilk scugnizzi'den gördüm ve baya gülmüştüm. sonra araştırmadım tabi kimin lafi oldugunu. tweet'inin sonunda "seni sevmiyorum dilenci" yaziyordu. tam emin değilim ama scugnizzi kardeşim de büyük ihtimalle belgarath'dan veya başka bir arkadaşından duymuş olabilir. yani 3-5 saniyelik bir geyikti. sonraları top 5 kısırlığı bitince (hehe) hayali kahraman 3.kişiye sarmaya başladık. benim model olarak aldıgım bir insan yoktu. kahvede beraber maç izlediğim arkadaşlar elano sahada kayıpken sabri'ye küfür ediyorlar mesela. ben de "ulan elano aldiği tüm toplari süper değerlendiriyor da ben mi görmüyorum?" gibi tespitlerle karşı çıkıyorum tabi. ilk gıcık oldugum şey isimle futbolcu değerlendirmekti. twitter'da da muhtemelen ona ithafen bir şey yazmiştim.

    sonraları yelpaze genişledi tabi. dilo ise karakter sınırından dolayı kısaltması oldu dilenci'nin haliyle. yine dediğim gibi ben ve büyük ihtimalle belga'nin birine laf sokma çabası yoktu. kendi çapımda geceleri saçmalayıp çok güldüğüm oldu. ardindan bence net aleminin en iyi yazarlari "gurbetcihilbert" nickiyle twitter'a girdi, daha cok eğlenmeye başladım. en yakın arkadaşlarım "olm bu dilo ne lan" deyince verecek cevabım yoktu. dilo;" futbol hakkinda en ince ayrıntıyı bilen, 2003 everton kadrosunu sayan, hagi'nin gollerini bilen adam" dedim. twitter'da attiğim tweetlerin de bir cogu kendim içindi. örneğin; "fm'de wingerbackleri ileri alip 4 forvete dönersin, amc/l lere ... ulan dilo" gibi tivitlerdeki olayları yapan benim abi lkdjfls. yalan yok yani. emirates'in 4 dakikada dolup boşalmasını, alsancak'ta ölüm tehlikesine tercih ederim yani hehe. ich bi tivitin de "asil dilenci bizleriz biliyorsunuz di mi?" yazmisti mesela. dogrudur :( sbt. muhabbetin çıkışı böyle yani. beni bilen bilir; belli bir link verilmişse blog yazisina bakarim. onun dışında bloga girmişliğim bile yoktur.
    dilenci benim sensin işte, buraya kadar gelip bu yaziyi okuyorsan dilo olmadığını iddia etme. benim bi sorunum yok, yarın kadıkoy'de feneri yenelim. pembe forma alip arkasina dilo yazdiririm. sad but bu da true.

    özet geç piç'cilere gelsin bu da; (kendi adıma konusayim) kısacası dilo muhabbeti tivitır'da bir kac haftadir olan kendi çapımda birine laf sokma çabası olmadan yaptiğim bir geyikti. art niyetli oldugumu düşünüyorsan unfollow serbest. zorla bir şey yaptirmiyoruz. mesela "os" var. "olm bu dilo muhabbetini sevmiyorum unfollow edicem seni bitince haber ver" dedi ve unfollowu basti. adam kaç senelik kankim :(

    ha bir de üzerine alınanlar olmus; tadında bırakmayı da biliriz abi. bundan sonra dilo muhabbeti ayda bir :/. yeter ki bizi sevenleri üzmeyelim baba
  • 45
    "ben basit bir iyi futbol dilencisiyim. elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!" gibi güzel, naif, romantik bir cümleden çıkarılabilecek en çirkin anlamlarla bütünlenmiş deyim. bazen insanlardan iğreniyorum. anlayışsızlıklarından, kötülüklerinden. hani ilkokulda çocuklardan birinin konuşması farklıdır ya da ne bileyim, görünüşü farklıdır, küçük bir sakatlığı vardır da öteki çocuklar onu hiç düşünmeden, onu yok etmek istercesine dalga geçer ya. bundan sadist bir haz duyarlar ya... işte "futbol dilencisi" sözü de bana bunu hatırlatıyor. aynı oranda zekâdan yoksun, aynı oranda kötülük dolu, aynı oranda bilinçsizce.

    bak adam ne güzel bir cümle kurmuş, "güzel bir maç işte, istediğim bu" diyor. benim aklıma buradan sinema kareleri geliyor, ne bileyim güneşli pazartesiler geliyor nedense, izlediğim, adını bile şimdi hatılrlamadığım portekiz filmleri geliyor siyah beyaz. siyah beyaz futbolcu fotoğrafları geliyor. başkasının aklına başka başka şeyler gelir, başka başka şeyler çağrıştırır. ama futbolu seven bir insana yakıştırabileceğiniz en çirkin, en aşağılık yakıştırmadır bu "futbol dilencisi" sözü. bu cümleye saygısızlıktır, sevene, izleyene saygısızlıktır.

    eleştiri başka bir şey. bülent timurlenk ne güzel eleştirmiş. "bilmeden, tanımadan, salakça hayran oluyorsunuz" demiş. bu eleştiridir. ama bunun üzerinden bir takım başka şeyleri seven bütün insanları genellemek salakçadır. apaçık: salakçadır. bunu ne kadar da tekrar etsem paragrafın akışkanlığı bozulmaz. çünkü gerçek: salakçadır, salakçadır bu. o farklı olan arkadaşlarıyla dalga geçen çocuklar gibidir bunları yapanlar. cahildir, aklı basmıyordur, farklılıkları anlamıyordur. kendi arabesk dinlerken başkasının arya dinlemesine kin güdüyordur, onu anlamak yerine. kendisi dine inanıyorken, başkasının inanmamasını küfür sayıp otel yakıyordur. faşisttir yani. futbo dilencisi diye insanlarla dalga geçmeye çalışanlar da böyle. faşisttirler.

    bülent timurlenk o eleştirdiği her şeyi çok iyi biliyor. livorno'yu, st. pauli'yi, real madrid'i, liverpool'u, ingiltere'deki mavileri, kırmızıları. adam her gün italyanca, ispanyolca, fransızca spor gazetelerini okuyor. peki bu "futbol dilencisi" fırlamaları? ne bileyim, lev yashin'i biliyorlar mı? manchester united'in kaderini değiştiren maxim adlı köpeği biliyorlar mı? st pauli'nin tribünlerine kimlerin geldiğini biliyorlar mı? bu adamların mücadelesi nedir, biliyorlar mı? timurlenk'in eleştirdiği yüzeysellik ne kadar salakçaysa bu bilmeden eleştirme durumu da o kadar salakçadır. timurlenk diyor ki: "biz bunları öğrenmek için dirsek çürüttük, yıllarımızı verdik, adam iki cümleyle futbol kültürünü yalayıp yuttuğunu sanıyor." ben yıllardır felsefe üzerine çalışsam ve hiç alakasız biri çıkıp platon'dan, ne bileyim barthes'tan, bakunin'den falan herkesin bildiği yüzeysel bir alıntı yapıp hava atmaya çalışsa, ben de aynısını düşünürdüm.

    bu konu üzerine başka bir tek satır bile yazmayacağım. çünkü sinirim bozuluyor. uğraştığım insanların bazen ne kadar niteliksiz olduklarını, ne kadar kötü niyetli, kendilerini nefret üzerinden ifade edecek kadar kişiliksiz, silik insanlar olduklarını görüyorum ve acıyorum. hem onlara, hem onlarla diyalogda olduğum için kendime...
  • 23
    futbol bilgisini "öyle yapan - böyle yapmayan" türünden örnekler üzerinden kanıtlamaya çalışan bir galatasaray sözlük yazarının; kendi kişisel beğeni kriterlerine uymayan insanları tanımlamak için tamamen kendi keyfine; veya beyanlarına bakarsak birkaç arkadaşı ile beraber sosyal bir paylaşım sitesi üzerinden, ortak değer yargılarına göre isimlendirdiği; kesinlikle genel geçer kullanımı ve yaygın bir bilinirliği olmayan, örnekler üzerinden tanımlandığı zaman ise doğruluk - yanlışlığı görelilik gösteren ve nitelendirilmesi kişiden kişiye taban tabana farklılaşan bir başlık ve zorlama bir tanımlamadır.

    başlığı açan şahsın bu başlık altına düzenli olarak yüksek derecede gönderme ihtiva eden entrylerine bakacak olursak stres topu veya bir kum torbası olarak kullandığı, kendince stres attığı, deşarj olduğu bir yerdir.

    birkaç arkadaşın kendi aralarında yaptığı kahve muhabbetinin bir şekilde formata uydurularak sözlükte yer bulmuş halidir.

    bize hiçbir konuda bilgi vermeyen, sadece keyfi örneklerden oluşan içi boş ve zorlama bir kalıptır.

    bu tamlamaya dair verilen örneklerin tamamı saçma ve kaynaksız genellemelerden oluşmakla beraber ne biz okuyuculara ibret olmakta, ne de futbol haznelerine yeni bir katkıda bulunmaktadır.

    altına yazılan örnekleri okuduğum vakit en iyi ihtimalle, "sübhanallah kardeş ibretlik paylaşım" veya "ee? ne olmuş yani?" dememe vesile olan bir başlıktır.

    niteliksiz başlıktır.

    niteliksiz başlıktır.

    ve

    niteliksiz başlıktır.

    çünkü aptalcadır. neden mi?

    verilen örneklere bakılırsa bu tanımın adı futbol yavşağı, futbol ikiyüzlüsü* veya futbol dalkavuğu falan olmalıydı...

    çünkü dilenci; tdk'ya göre "geçimini dilenerek sağlayan kimse" veya mecaz anlam olarak "ısrarlı bir biçimde ve arsızca bir şeyi isteyen kimse" demektir.

    verilen örneklere bakılırsa ne bir dilenme, ne de ısrarlı bir istek söz konusudur. yani oturma organından sallanmış bir tanımdır bu futbol dilencisi.

    bir tanım da bizden gelsin o zaman: şimdi bu futbol dilencisi var ya, o.ç'nin tekidir. öküzdür. maldır. adi herifin tekidir. yere batsın, boyu devrilsin hayvan evladının...
App Store'dan indirin Google Play'den alın