çok sevgili teknik direktörümüz rijkaard;
satırlarıma başlamadan evvel bana kalbin kadar güzel bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim.
bak hocam geçen sene kulübü tanımıyor, futbolcuları tanımıyor, türkiye'yi tanımıyor diyerekten ağzımızı açıp sana tek kelime etmedik allah için. senin yerinde bu takımın başında bu kulüpte efsaneleşmiş bülent, h. şükür, hagi ve hatta metin oktay dahi olsa küfürün, protestonun, hareketin biri bin para olurdu. ama dedim ya bu taraftar sana bir sene boyunca hiç ses etmedi. e artık sıra sende be hocam. geçen sene bu takımın en büyük eksiklikleri kondisyon, rakibin sert oyununa tepki verememe ve disiplinsizlik olduğu aşikardı. ve fakat bu seneye baktığımızda bu eksikliklerin hiç birinde bir milim ilerlenmediği görülmektedir.
tamam seni de anlıyorum barış'la, sarp'la ayhan'la total futbol oynamaya çalışıyorsun ve doğal olarak başaramıyorsun. lakin bu takıma disiplin, hırs, kondisyon ve futbol zekası anlamında bir şeyler katmak çok da zor olmasa gerek.
mesela geçen sene sabriye uyguladığın gereksiz kart görmeme seanslarını bu sene barış ile topla gereksiz oynamama, ayhan ile topu yengeç gibi yana değil de dikine oynayabilme, arda ile orta sahadan atılan uzun toplarda korner bayrapına doğru değil de kaleye doğru yönelme ve sıfıra indikten sonra orta yapmak için illa ki iki kişiyi çalımlamak gerekir diye bir kural olmadığını öğretme v.b bir çok futbolcu ile birebir antremanlar yaparak takımdaki açığı kapatabilirsin diye düşünüyorum.
ha sen dersin ki şimdi "
kenan1905 kardeş iyi güzel söylüyosunda benim oynatacağım futbola uyum sağlayacak şu kadar adama ihtiyacım var ve yönetim bana daha kaliteli alternatifler sunmuyor" o zamanda ya elindeki kadroya göre futbol oynat derim ben sana ya da git istifanı ver kendini burada adnan's brother lara harcatma.
bizi yaktılar bari sen kaç kendini kurtar.
mektubuma son verirken o tombik yanaklarından öperim.
k.i.b, a.e.o, öpt, bye