resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 729
    8 kasım 2009 diyarbakırspor galatasaray maçı'nda barış özbekin oyundan atılacağını görememiş olan hocamızdır, işin ilginci bunu gerek sözlük yazarları, gerekse maçı beraber izlediğim kişilerin bile görmüş olmasıdır. yapma hocam sana yakışmıyor böyle hatalar tamam maçı kazasız atlattık ama kewell ile elano solda vakit geçireceğiz diye dokuz doğururken üçüncü değişikliği niye kullanmazsın, oyundan atılacağı bariz adamı niye çıkarmazsın.
  • 732
    8 kasim 2009 diyarbakirspor galatasaray macinda barış özbek'in kırmızı kart göreceğini kestiremediği için eleştirilmiştir. ancak şöyle bir durum var barış ilk yarının ortalarında ilk sarı kartını görmüştür ve gerçekten gidişatı ikinci sarıdan kırmızıya doğruydu.. o esnada barış yerine oyuna girebilecek sadece tobias linderoth vardı ve o da ısınmamıştı. şimdi ısınmadan linderoth'u oyuna alması sataklıklarla boğuşan bir oyuncu için büyük risk. onu oyuna almadı diye eleştirmek çok yersizdir.

    zaten barış'da ikinci yarı ile birlikte oyundaki agresifliğini dizginledi biraz daha. ama rijkaard nerden bilsin hiç alakasız yerde topa elle dokunup atılacağını. yani birinci lig oyuncusunun böyle bir şey yapma lüksü olabilir mi ?
    o yüzden kendisini bu konuda eleştiremem.
  • 733
    bilmiyorum daha önce yazdım mı ama attığımız gollerden sonra öyle güzel sevinmektedir ki televizyonun karşısında her maç eritip, suya döndürmektedir beni. sırf rijkaard'ın sevinişini, kulübeden elleri havada, yere hafif paralel bir şekilde koşarak çıkışını görmek için kendi gol sevincimi kısa kesiyorum. korkuyorum da bir gün heyecanla yedek kulübesinden fırlarken düşüp bir yerini incitecek diye o kadar riskli hareket ediyor çünkü. yediğimiz gollerden sonra üzülmesi ise o kadar acıklı ki... böyle oturduğu yere biraz gömülmesi, omuzlarının düşüşü, bir "off" çekmesi... karşı ki dağlar değil ben yıkılıyorum o anda yani.

    neyse duygusal bir havaya büründü bu entry sadede gelirsek onun hakkında "sabredilirse" ile başlayan cümleler gördüğümde sinirleniyorum açıkçası. sabredilirse ne demek? teknik direktörümüz olduğu için yatıp kalkıp şükretmememiz gerekirken sabredilirse geyiklerine giriyoruz. çarpılacağız en sonunda bir gün.

    not1: türkiye, hatta belki dünya liglerinin en şık ve tarz giyinen hocasıdır kanımca. v yaka kazağının içine mor t-shirt giyiyordu bir ara. takımla bütünleşmek adına. bugün de yine çok şıktı ben hayran hayran baktım şahsen.

    not2: anayurdu surinam'ı güney afrika'da sanırdım ama güney amerika'daymış meğer. bugün bir yaşıma daha girdim sanki.
  • 740
    5 kasım 2009 dinamo bükreş galatasaray maçı ndan sonra 8 kasım 2009 diyarbakırspor galatasaray maçı nı da inanılmayacak antrenörlük hatalarına rağmen kazandığımız teknik direktörümüz.

    insan böyle maçlardan sonra galatasarayın büyüklüğünü daha iyi anlıyor.bir takım bu tip antrenör hatalarına rağmen kazanıyorsa büyük takımdır.şöyle ki;

    önce sistem diye ısrar etti fakat sonunda gördü ki dirençli bir orta saha bu takıma en ezından bazı maçlarda şarttır.ben ne olursa olsun sistemden vazgeçmem lafından dönüp herkesin söylediği mantıklı tercihe geldi.aslında egolu olmamak iyi bir özellik diye de düşünülebilir.

    5 kasım 2009 dinamo bükreş galatasaray maçı sırasında 55. dakika da 3 fark yakalanmışken ve sadece 1 forvetle takım yoluna devam etmek zorundayken shabani nonda yı oyunda tutup (ki kendisi galatasarayın forveti değildir bunu ısrarla savunurum ama koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler) nerdeyse sakatlanmasına sebep olacaktı.

    son maçta * yine adeta bizim izlediğimiz gibi maçı izlemiş kart görmesi çok muthemel görünen barış özbek i ısrarla oyunda tutmuş,dökülen ayhan akman da ısrar etmiş ve elano blumer'i küstürmenin eşiğine getirip 85. dakika da oyuna sokmuştur.

    sorun maç kazanmak yada kaybetmek değil ama bir teknik direktörün böyle idari hatalar yapma lüksü yoktur.oynattığın sistem kötü olur maç kaybedersin kazanırsın bunlar çok önemli değil ama kart görücek oyuncuyu sezmeli,55. dakikada 3-0 öndeysen bir sonraki maçı düşünmelisin.allahtan galatasaray bu tip yapılmaması gereken hoca hatalarına rağmen maç kazanacak kadar büyük bir klüp ki canımız yanmıyor bu durumlardan.
  • 741
    johan neeskens ile beraber 8 kasim 2009 diyarbakirspor galatasaray maci'nin devre arasında barış özbek'i uyarmış ve amacına ulaşmıştır. zira barış'ın -defalarca biçilmesi ve itilip kakılmasına rağmen- ikinci yarıdaki sakinliği rijkaardın onu etkilemekteki başarısındandır. topa refleksif olarak, acemice ve bir anlık dalgınlıkla el kaldırması hem barış hem rijkaard için şanssızlıktır.

    frank rijkaard dünyadaki en iyi beş teknik direktörden biridir. buna rağmen kimse ondan her hamlesinin kusursuz ve hatasız olmasını beklememelidir. ben derim ki aklımızı başımıza alalım, bu adamların kıymetini bilelim.
  • 746
    inanılmayacak hatalar yapıyormuş. vay anasını sayın seyirciler. elinde ki şartlar dahilinde en iyi kadroyu sürmüş ve maçı kazanmıştır. galatasaray takımı her zaman 3-4 farklı galibiyetler alacak diye bir şey yok. bu takımın en etklisi ismi kim idi. abdul kader keita. bu adamın cezalı olduğu maçları minimum hasarla atlattık. frank rijkaard futbolcuya dayalı sistemi yıkmaya başlamıştır. bir takım hüviyetine kavuşturmaya başlamıştır galatasaray'ı. dediğim gibi galatasaray abdul kader keita ve milan baros olmadan böyle skorlar alıyorsa başarılıdır. bu başarının en büyük mimarı da rijkaard ve teknik ekibidir.

    ayrıca eminim ki elano'yu oynatıp kewell'ı yedeğe çekse bu sefer kewell niye oynamıyor diyecekler. elano asla bu olayı sorun etmeyecektir. kendi de tam olarak hazır olmadığını biliyor. tam olarak hazır olduğu zaman ise formasını alacaktır. ama ortada bir harry kewell gerçeği var. frank rijkaard'ın sisteminde harikalar yaratan kewell. bırakın artık olayın tadını çıkarın. eleştirin ama sığ olmayın.

    her şeyi geçtim, geçtiğimiz sezon yokları oynayan sabri ve nonda gibi futbolcular bu yıl performanslarında tavan yapıyor ise rijkaard'a teşekkür borçludur bu taraftar. sadece bunun için bile.
  • 747
    avrupa'daki sayılı teknik direktörlerden biridir ve inanılacak gibi değil johan neeskens ile galatasaray'ın başındadır. yahu gol attığımız takım diyarbakırspor, golü atan sabri, bakıyorum yedek kulübesinden rijkaard çıkıyor güle oynaya. allah allah yahu işe bak. geçen seneki skibbe felaketinden sonra inanılır gibi değil bence. biraz şımarıyoruz milletçek bazen. takımı küme düşürmediği (bkz: yok artık) sürece kafadan bir 4 sene sabredilmesi gereken teknik adamdır. sonuna kadar güvendiğimdir, arkasında olduğumdur. daha transfer sezonuna gireceğiz rijkaard'la bir durun bakalım diyerek sözlerimi noktalıyorum.

    seni seviyoruz kıvırcık
  • 750
    --- galatasaray.org ---
    rijkaard : " iyi sonuçlar kazandığınız zamanlarda kadroyu bozmuyorsunuz "

    galatasaray teknik direktörü frank rijkaard, galatasaray televizyonu’nda yayınlanan “rijkaard’la soru cevap” programında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

    dinamo bükreş karşılaşması frank rijkaard’ın 22. maçıydı ve ilk kez üst üste aynı kadroyla mücadele ettik. ardından gelen diyarbakırspor karşılaşmasıyla beraber bu seri üç maça çıkmış oldu. frank rijkaard gibi rotasyon sistemine alıştığımız bir teknik adam, eksiklerin yerini doldurduğumuzu varsayarsak üç maçtır aynı kadroyla mücadele ediyor. örneğin mustafa sarp cezalıydı. bunun sebebi nedir? acaba frank rijkaard bu güne kadar ideal kadro arayışında mıydı ya da burada bilmediğimiz bir mesaj mı vardı?

    ilk olarak burada önemli olan birçok futbolcunun takıma katılması ve ikinci olarak bunların doğru zamanlarda gerçekleşmiş olmasıdır. sizin de dediğiniz gibi geride bıraktığımız önemli maçlarda o takım iyi bir performans gösterdi ve biz de bu uyumu bozmak istemedik. tabi ki rotasyon çok önemli, herkese forma şansı veriyorsunuz ve bütün futbolcular takım için ne kadar önemli olduklarını anlıyorlar. ama bazen de aynı kadroyla devam edebiliyorsunuz, iyi sonuçlar kazandığınız zamanlarda kadroyu bozmuyorsunuz. biz de son dönemde aldığımız sonuçlar sebebiyle kadroyu bozmama kararı aldık.

    bu sezon aynı zamanda art arda oynadığımız dinamo bükreş ve sivasspor maçlarında kalemizde gol görmedik ki, bu çok sık rastlanan bir durum değildi. diyarbakırspor’u da bu seriye dahil edersek fazla pozisyon vermediğimizi de görüyoruz. minimum sayıda gol pozisyonu verilmesi bu kadronun eseri miydi? yoksa frank rijkaard’ın hep söylediği “zamana ihtiyacımız var, zamanla daha iyi bir takım olacağız” sözünün anlam bulması mıydı?

    özellikle son maçlara baktığımız zaman takım olarak çok iyi iş çıkarttığımızı söyleyebiliriz, özellikle de defans konusunda. takım olarak pres yaptık. dinamo bükreş maçında orta sahalarımızın yaptığı olumlu presten ötürü defansımızın da kendine güveni geldi ve defans bloğunu daha ön tarafta kurabildik. bu sebepten dolayı dinamo bükreş’in yarı alanında birçok top çalma imkanı bulduk ve bu takımımız adına çok önemliydi.

    galatasaray son zamanlarda bunu çok iyi yapıyor. önde yapılan baskı galatasaray’ın defansif anlamda rahatlamasını sağladı, değil mi?

    orta saha ve forvetin yaptığı presten ötürü defans olumlu sinyaller alır ve o mevkide oynayan oyuncular kendini daha iyi hisseder, savunma bloğunu önde kurar. son maçlarda bunu gerçekten çok iyi yapıyoruz. çünkü defans orta saha ve forvetin baskı yaptığını görmezse biraz daha geri çekilir. kendini güvende hissetmek için daha geride oynar, oyunu orada kabul eder. ama bu bizim oyun mantelitemize kesinlikle aykırı, biz devamlı ileride oynamak istiyoruz. son maçlarda bu isteğimizi gerçekleştirmeye başladık.

    galatasaray’ın gollerini de incelediğimiz zaman göreceğiz, dinamo bükreş karşısında attığımız ilk gol herhalde dünyada az sayıda oyuncu tarafından kaydedilebilir. harry kewell da bu futbolculardan bir tanesi...

    tabi ki çok güzel bir gol. harry kewell’ın burada tekniğini, topu önüne alışını ve vuruşunu net bir şekilde görebiliyoruz. gol, gelişme aşamasıyla beraber çok güzel hareketlerle oluşuyor. pozisyonun hazırlanışı çok güzel, uzun bir pas geliyor ve kewell hemen nonda’nın arkasına yardıma geliyor, onu savunmanın arasında tek başına bırakmıyor. nonda’nın indirdiği topun devamında çok güzel bir şut çekilmiş. daha önce de dediğimiz gibi, kewell’ın topu önüne alışı, solak olmasına rağmen sağ ayağını kullanarak yaptığı vuruşu çok klas. o bizim için çok önemli bir oyuncu. hemen hemen girdiğimiz bütün gol pozisyonlarında da kendisinin katkısı vardı.

    hep son iki maçtan bahsediyoruz ama asistler de büyük önem kazanmaya başladı. kewell son maçta da farklı bir açıdan da olsa benzer bir asist yapmıştı. shabani nonda’nın attığı gole baktığımızda, sabri sağ taraftan topu çok iyi getiriyor, fırsatı bulduğu anda ortasını yapıyor ve nonda içeride rahat bir şekilde topa vurma imkanı buluyor. antremanlarda yan top çalışmaları da yapılıyor, sanırım bu çalışmaların neticesini de bu golle almış olduk. bu tip pozisyonların golle sonuçlanması herhalde teknik ekibi de mutlu ediyordur.

    tabi ki çalıştığımız bir pozisyon. sabri topu kanattan çok güzel bir şekilde getiriyor ve iyi bir orta yapıyor. kalecinin de biraz hatası var diye düşünüyorum. ama nonda’da çok iyi yükseliyor ve sert bir şekilde kalecini soluna doğru topu bırakıyor. sonuç olarak iyi bir organizasyon sonucu gelen güzel bir gole tanık oluyoruz.

    baros sakatlanıp nonda onun yerine geçtikten sonra sanki galatasaray biraz daha yüksek top yapmaya başladı. baros oynadığı zaman takım sanki biraz daha yerden oynuyor, daha süratli bir oyun izliyoruz. nonda’da kenardan gelen ortaları iyi değerlendiriyor. frank rijkaard acaba hücum oyunları anlamında bir değişikliğe mi gitti?

    ikisi de farklı karakterde oyuncular. milan baros patlayıcı özellikleri daha fazla olan, savunmanın arkasına koşular yapan ve topla yerden oynamayı seven bir futbolcu. nonda mükemmel bir bitirici, özellikle topu saklaması, arkadaşlarını rahatlatması onun, oyunu yönlendirebilmesi bizin için çok önemli. onun da göstermiş olduğu performanstan çok mutluyum. hepimizin bildiği gibi çok önemli sakatlıklardan çıktı ve onun böyle iyi bir performans sergiliyor olması takdire şayan bir olay. bildiğiniz gibi bundan önce de ihtiyacımız olduğu zaman oyuna girip, çok önemli işler yapmıştı.

    peki en uçtaki adam kewell olduğu zaman ne oluyor? o mevkide oynayan kewell’ı nasıl tarif ederiz?

    harry kewell sol kanatta büyük bir uzman ama gerektiğinde forvette de oynayabilir. sol tarafta oynadığı zaman herkes biliyor ki kewell topu aldığı zaman takım için olumlu işler yapacak ve çok güzel bir orta gelecek. ama forvette de oynayabilir, avustralya milli takımı’nda da o mevkide görev yaptı. onun haricinde tabi oyunun kaderini değiştirebilecek bir oyuncu. yaptığı asistle, atacağı bir golle oyunun kaderini değiştirebiliyor kendisi ve buna bilmekte bizim için çok önemli.

    3. gole gelirsek gecenin en güzel gollerinden biriydi. harry kewell’a haksızlık etmeyelim, nonda’nın golü de öyle ama mehmet topal’ın attığı gol çok başka bir goldü.

    öncelikle mehmet topal çok önemli bir oyuncu. dinamo bükreş maçında da çok güzel bir gol attı. bence bu golü hakkettiğini düşünüyorum. özellikle son maçlarda gösterdiği performansla her geçen gün kendi formunu yakalıyor. ve tabi bu gol kaleciyi ve rakibi de şaşırttı. mehmet topal bildiğiniz gibi sağ ayaklı bir oyuncu ama burada sol ayağıyla atıyor. iki ayağına da hakim. bu da futbolun güzelliği diyebiliriz. çünkü futbolda nerede ne zaman ne olacağını bilemiyorsunuz. kimin ne yapacağını hiçbir zaman kestiremiyorsunuz. burada da kendisi bir insiyatif aldı. bireysel olarak ilerledi ve sol ayağıyla vurdu. biz de tam topun gidiş açısını arkada, yedek kulübesinde gördük. çok enterasan bir şekilde, çok güzel gitti top kaleye.

    sivas maçında kewell’ın attığı gol için neeskens benden öğrendi demişti. hocamızın da böyle sert vuruşları vardı. mehmet topal için aynı şeyleri söyleyebiliriz?

    tabi bu sadece öğrenmeyle ilgili değil, futbolcunun kalitesiyle ilgili bir durum. neeskens orada bir şaka yapıyor, daha öncede kewell ile çalıştığı için iyi tanıyor kendisini. aslında şakanın haricinde doğruluk payı da var. neeskens 1974’te o meşhur hollanda milli takımı’nın en önemli parçalarından biriydi. onun haricinde ajax’ta gösterdiği performansla süper bir futbolcuydu. şakanın haricinde tabi doğruluk payı da var.

    peki mehmet topal ile ilgili şunları da söyleyelim. istatistiklerine bakarsak dinamo bükreş maçıyla ilgili 83 kez top ile buluşmuş, 77 pas vermiş ve 77’si de isabetli. yani dinamo bükreş maçı mehmet topal’ın coştuğu maç olmuş deyim yerindeyse. ve ikili mücadelelerinin hepsinde rakiplerine üstünlük sağlamış.

    bunun haricinde de şuna değinmek lazım. mehmet topal’ın oynadığı pozisyon çok önemli bir pozisyon. en arkada oynayan, ön liberomuz biliyorsunuz. bir çok atak ondan başlıyor. çok fazla risk almaması gereken bir pozisyon, özellikle onun pozisyonunda, ön liberoda basit oynamanız gerekiyor. onun haricinde boş alan bulduğu zaman oyunun yönünü çok iyi değiştiriyor. bu da herkesin yapamayacağı birşey, kalite gerektiren birşey doğru zamanda doğru karar verebilmek. bazı zamanlarda basit oynuyor, bazı zamandada uzun pasla oyunun yönünü değiştiriyor. ama topal bunu yapabilecek kapasiteye sahip bir oyuncu.

    evet. diyarbakırspor maçında da aynı performansı göstermişti. ben de merak ediyordum. o merakımı gidermiş oldum. peki dinamo bükreş maçını noktayalım. diyarbakırspor maçına geçelim. zorlu bir deplasmanda, galatasaray 3 puanı almayı başardı. takım diyarbakır’da çok iyi başlayamadı. üzerine bir de gol yedi, bir durgunluk vardı. bu durgunluğun sebebi neydi? hocamız nasıl yorumluyor?

    sadece bizim performansımıza bakmamamız lazım. diyarbakır çok iyi başladı maça, onların performansı etkilemiş olabilir. çünkü gerçekten ilk dakikadan beri çok agresif başladılar, çok mücadele ettiler, girdikleri gol pozisyonları var. o yüzden iyi başladılar maça. ne yazık ki biz yapamadık aynı şekilde. diyarbakırspor’un attığı gol bizim için büyük bir şok oldu ama uyanmamızı da sağladı. özellikle diyarbakırspor’un attığı golden sonra takımımız buna iyi cevap verdi. ve özellikle o golden sonra her geçen dakika oyuna döndük ve daha iyi oynadık diyebilirim. çünkü bizde bu kalite var. önemli olan en az rakibimiz kadar mücadele edebilmemiz. tabi burada üzücü olan taraf ilk golü yememiz oldu. belki iyi başlamamış olabiliriz ama maçın geneline baktığımız zaman kesinlikle galibiyeti hak eden taraf bizdik oynadığımız oyunla. özellikle futbolcularımı tekrar tebrik etmek istiyorum on kişi kaldıktan sonra gösterdikleri mücadele için. bunların hepsi bir araya geldi ve iki gol atarak galip geldik. hem zemin olarak, hem stat olarak çok zor bir maçtı. o yüzden önemli bir galibiyetti.

    peki yenilen gole baktığımız zaman şu konuda medya ikileme düştü. burada gol atan oyuncuyu kovalayan kişi ayhan akman. bu takım savunması adına zafiyet midir? yoksa ayhan’ın orada olması doğru olan mıdır?

    kesinlikle ayhan’ın adamı değildi. çok açık birşey var. rakip forvet gayet süratli, o yüzden biraz daha yakın oynamamız lazımdı. orada bir pozisyon hatası yapmışız. ayhan’ın orada kovalaması kesinlikle onun işi değil. orada topun arkasında olan 3 tane defans oyuncumuzdan birinin yakın olması lazımdı ona. tabi ayhan akman’ın orada olmasının sebebi hakan balta’nın atağa katılması oldu. hakan balta sol taraftan atağa katıldığı için ayhan da geriye gelip onun alanını kapattı. oradaki eksiğimiz diğer 3 tane defans futbolcumuzun biraz daha destek vermesi, biraz daha yakın oynaması gerekirdi.

    galatasaray’ın ilk golünde harry kewell’ın katkısı vardı, yine klasını konuşturdu.

    bu golde özellikle mücadele gücümüzün ne kadar arttığını görüyoruz. kewell çok iyi mücadele etti ve topu kazandı. ayhan’a pas verdi ve ayhan da beklemeden ortasını yaptı. ceza sahasında birçok oyuncumuz vardı, bu da gösteriyor ki, takımımız kesinlikle beraberlik golünü atmaya şartlanmıştı.

    ceza sahasında tam dokuz diyarbakırsporlu futbolcu olduğu halde, sabri arkada kendisini unutturdu.

    sabri’nin burada pozisyon alması çok önemli, dediğiniz gibi dokuz kişi var içeride ve sabri kendisini iyi unutturdu arkada, bu şekilde güzel bir gol oldu.

    frank rijkaard geldi ve bütün futbolcuların performansları en üst seviyeye çıktı. hocamız ne yapıyor da futbolcular perfomansları en üst seviyeye çıkıyor?

    burada en önemli olan hem bireysel hem de takım olarak çalışılması. futbolcularımız, biz gelmeden önce de çok iyi futbolculardı. burada önemli olan birbirine saygı, işinize saygı ve takım ruhu. bunları gösterdiğiniz zaman bireysel yetenekler her zaman üst seviyelere çıkıyor.

    barış’ın kırmızı kartını sormak istiyorum. ve son haftalarda kırmızı kart sayısında ciddi bir artış var.

    barış’ın gördüğü kırmızı kartın kesinlikle diğerleriyle karıştırılmaması lazım. çünkü biraz şanssızlık yaşadı bence. penaltı pozisyonu var, barış’a yapılan bir faul. hakem onu göremedi ve bir sarı kart orada çıktı. devre arasında bu tip tartışmalardan uzak durmasını söyledik. ilerleyen dakikalarda kendisini çıkartacaktık. ikinci yarıda söylediklerimize tamamen uydu. ikili tartışmalardan uzak durdu. ama 2. sarı kart pozisyonunda refleks olarak elini kaldırdı ve topa vurdu. bu yüzden biraz şanssızdı. tam onu değiştirecektik ki kart olayı yaşandı.

    hocamızın linderoth hakkındaki yorumu nedir?

    tobias linderoth takımımız için çok önemli bir futbolcu. ön liberoda ve orta sahanın sağında oynayabilen bir futbolcu. topu saklayabilen ve çok iyi top yapabilen bir futbolcu. önemli bir sakatlıktan sonra her gün iyiye gitmesi beni sevindiriyor.

    defansif orta saha olarak mı daha iyi oynayabilir yoksa defansif orta sahanın önünde mi?

    2 pozisyonda da çok iyi oynayabilecek bir futbolcu. performansını arttırdıkça daha fazla süre şans bulacak.

    son dakikalarda rakibin kullandığı korner pozisyonu için bu maçın kader anı diyebilirmiyiz? orada bir savunma hatası mı var?

    tabiiki bu pozisyonda bir defansif hatamız var. gökhan zan ofsayt taktiği yapmak istedi ama sabri ön direkte kalmış ve ofsaytı bozdu.

    ikinci golde 15 saniyede 8 pas yapmışız. sanırım bu maç hocamızın takımımıza yaptırmak istediklerinin uygulandığı bir maç olmuş.

    bizim için çok önemli bir goldü. takım olarak çok güzel organize olup, arda’nın da golle bitirdiği güzel bir pozisyondu.

    bu maçın adamı kewell diyebilirmiyiz? çünkü geçen yıla baktığımızda toplam 13 gol atmıştı ama bu sezon daha şimdiden 10 gole ulaştı. bu hocamız takıma geldiğinden beri oyuncularda görülen gelişimin bir ispatı gibi.

    kewell diyarbakır’da da çok iyi bir performans gösterdi. maçın kaderini değiştirecek hareketler yapıyor. ayrıca takım 10 kişi kaldıktan sonra arda’nın gösterdiği performans da ortada. o da çok iyiydi.

    galatasaray milli maçlar için verilen arayı nasıl geçirecek?

    bu ara bizim dinlenmemiz ve enerji toplamamız açısından çok iyi olacak.

    --- galatasaray.org ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın