resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 3076
    denendi, şans verildi, kendi hatalarının yanında yönetim ve futbolcuların da destegiyle başarısız oldu ve şimdi gidiyor, herşey gayet normal. bu düzende 5 yıl beklesek başarılı olurdu belki ama unuttugunuz olay o 5 yılda maddi manevi kaybettiklerimizi kolay kolay toparlayamayız. ayrıca barcelona ve galatasaray kariyerindeki ortak nokta olarak şu da görülmüştür ki bu adamın futbolcularıyla düzgün bir ilişki kurmakta problemleri var.
  • 3078
    hakkında söylenen, şanlı tarihimize bir futbol efsanesini daha ekledik söylemi gerçekten, seviyesizliğin, kültürsüzlüğün, düşüncesizliğin zirve noktasıdır. dünyanın sayılı hocalarından biri galatasaray'dan kovulmuştur. türkiye'den kovulan büyük teknik direktörlerin arasına 1 tane daha eklenmiştir. ve biz bundan kendimize pay çıkartacağız ve şanlı tarihimize bir futbol efsanesini daha eklemiş olacağız ha? yazık size. yazıklar olsun.
  • 3080
    galatasarayima görev yaptığı sürece 1 arpa boyu faydası olmamış bir de üstüne giderken utanmadan 4.5 milyon euro tazminat alıp gitmiştir. şimdi herkes profesyonellik dieyecek ama bir de sabah kalktın mı aynada yüzüne bakıp "ya ben bu 1.5 senede bu takıma ne verdim ki bir de bu tazminatı alıyorum" diyebilmek vardır, ben buna inanıyorum ve o yüzden de o parayı helal etmiyorum kendisine. selametle..
  • 3082
    kendisinin türkiye'de yaptığı en büyük hata türkiye ligi'ni küçümsemesiydi. evet biz sistemi olan bir ülke değildik ama bizim bir futbol geleneğimiz vardı. rijkaard bunu anlasa başarılı olur muydu muamma ama bu kadar kötü futbol oynamazdı takım.

    ayrıca ajitasyona bağlamaya gerek yok arkadaşlar dünya da sistem böyledir, başarısız olan gider. barcelona taraftarı gönderdi bu adamı daha kötü duruma mı düştü? bir de bu bakış açısı ile düşünün. aklıma gelmişken türk futboluna ne gibi katkıları olmuş merak ettim? kendisinin türk futboluna en büyük katkısı aragones'in katkısı kadardır.

    tazminatı da cidden yüklüymüş.

    http://www.spor3.com/...azminati-600715h.htm
  • 3086
    sabri sarıoğlu'nun kişisel gelişimi dışında bu takıma hiçbir şey katamamış olan teknik direktör.

    kendisi ne altyapıdan oyuncu kazandırmıştır bu takıma, ne avrupada başarı sağlamıştır, ne de süper ligde zorlu bir maç kazanabilmiştir.

    takıma hiçbir kimlik kazandıramadığı gibi, eskiden az da olsa var olan mücadeleci yapısını da bozmuştur.

    geldiğinde 8m euro para teklif edilen servet'i bitirmiş, değer 15m euro parayı az bulduğumuz mehmet topal'ı bitirmiş, milli takımda mükemmel maçlar ortaya koyan arda turan'ı bitirmiştir. brezilya milli takımının banko oyuncusu olan elano'yu bitirmiştir. marsilya ve sunderland taraftarlarının sevgilisi olan cana'yı küstürmüştür.

    hiçbir oyuncu onun döneminde değer kazanmamış, aksine hepsi değer kaybetmiştir.

    tabi futbolcuların hiçbirinin iyi niyetli olduğuna inanmıyorum, fırsatım olsa hepsini kovarım takımdan, ama frank rijkaard'ın gelinen durumda hatalarını görmezden gelemeyiz.

    "devamlı aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek aptallıktır" diye bir söz vardır. rijkaard geçen seneden hiçbir ders almadığı gibi, devamlı aynı şeyleri yapmış ve farklı sonuç beklemiştir.

    bu taraftar ve bu yönetim rijkaard'a sabrederdi. en azından rijkaard markasına sabrederdi. ama rijkaard bu sabrı hakedecek en ufak bir ışık gösterememiştir 1,5 yıllık süreçte. bir adım ileri götürmemiştir bu takımı. galatasaray'da rijkaard'ın katkısı var diyebileceğimiz tek bir olumlu dönüşüm olmamıştır 1,5 yıllık görevinde. 5 sene daha dursa aynen devam edecek gibi bir görüntü sergilemektedir.

    buna rağmen, galatasaray kariyerinde en ufak bir başarıya imza atamamasına rağmen ardından bu kadar ağıtlar yakılmasını anlayamamaktayım. evet centilmen bir adamdı, karizmatik ve efendiydi. kendisini ben de seviyorum ama bu durum başarısız olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    galatasaray'da başarılı olmasını ve uzun süre başımızda kalmasını isterdim. ama başarısız olmuştur ve başarılı olacağına dair tek bir olumlu sinyal vermemiştir geldiği günden beri. geldiği gün çok sevinmiştim. gittiği gün üzülmüyorum.

    yolu açık olsun.
  • 3087
    kimse senin 2009-2010 sezonunun başında oynattığın oyunu hatırlamadı, kimse ne olduda bu hale geldi takım demedi, kimse bu takım bu kadar iyi oynayabiliyorken neden bu halde demedi, çünkü onlar kör çünkü onlar bazı şeyleri düşünemeyecek kadar akıl yoksunu. eğer kimse kendini vazgeçilmez futbolcuları görmezse bu takımda ve kurban bi tek sen olursan işte ben o zaman daha çok üzülürüm senin adına büyük usta. artık liverpool'u avrupanın yeni devi yapma zamanın bizse seni televizyondan izleyip büyük hoca değil liverpool'u herkes şampiyon yapar diyelim.
  • 3091
    babam kadar seviyordum seni rijkaard. şampiyonluğu senle yaşamayı daha önce kimseyle istemediğim kadar istemiştim. bizim gibi maymun iştahlı adamlara fazla geldin.

    şimdi senin yarın kadar aklı olmayan adamlar kına yakıyor; senden daha iyi bilmiş oluyorlar futbolu. türkiye'ye hoşgeldin demek isterdim ama, gidiyorsun. cehaletin, bilgelikten daha popüler olduğu ülkeden gidiyorsun.

    mutlu ol hep. elveda.
  • 3097
    takımın durumuna üzülmek, servet'e pino'ya vs. kızmak bunların hepsi rijkaard'a deliler gibi üzülürken bir yandan onun son maçında olduğumu farkedene kadar sürdü. o yüzden herkes 4. golü yedikten sonra çıkarken çıkmaya hazırlanan arkadaşlarımı durdurdum. "rijkaard'ın son 10 dakikasıydı" belli ki. bu adamın 10 dakika daha yanında olmalıydım. homurdanarak stadtan çıkanlara inat... maç bitiminde ise sessizce ayrıldım stattan. kendi kendime "harcandın" dedim. "harcadılar seni" gideceğini biliyodum hocam, metrobüste bütün yol yerine gelebilecek ismi düşündüm. tugay kerimoğlu, fatih terim, hagi, hakan şükür vs. -hikmet karaman'ı düşünemedim ama (!)- düşünmek zoruma gitse de bi yanım "ulan bi' dur bakalım belki gitmez" diyor ama o ses hemen susuyordu. çünkü daha baskın sesler vardı kafamda: harcandın, harcadılar, gidiyosun...

    aklımdan film şeridi gibi geçti sonra kaldığın günler. başarı yoktu belki ama hep mutluydum ben. rijkaard başımızda diyodum, biraz daha sabır, biraz daha sabır... sabrın sonundaki selameti göremedik ama seni bu ülkede kendi takımımın başında gördüm ben. çocuklarıma anlatacağım: "rijkaard'ın son 10 dakikasında, gideceğini bile bile mabetteydim. sessiz sessiz alkışlıyodum onu. ellerim patlayacısıya"

    tek hatan şu orta sahaya adam aldırmamak olabilir. servet neill ikilisi bizi idare ederdi defansın göbeğinde. servet karaktersiz olup senin sözleşme fesih belgene imza atmamış olsaydı bu ikili olabilirdi. ama neden be rijkaard? neden şu orta sahayı adam etmedin? neden buraya takviye gelmedi? neden mustafa sarp, barış, ayhan? sen mi istemedin, yönetim mi almadı? açıkla be kıvırcığım. "istedim de almadılar" de, "gerek duymadım pişmanım" de. ama konuş. bırak artık şu gitmene neden olan efendiliğini, ağır başlılığını. burada işler böyle yürümüyor öğrenemedin mi? götü boklu servet için seni yollamak bu kadar kolay işte. sen de çık de ki "şerefsiz servet yüzünden bu haldeyim" ama artık konuş be usta, bunlar bunlar oldu de. "elano'yu satmadım çünkü..." de ya da "kendi gitmek istemedi" de. ama artık konuş be usta.

    özleyeceğiz seni usta, kırgınsın biliyorum ama eğer yolun düşerse bekleriz. bu taraftar seni unutmayacak.
  • 3098
    kıvırcık saçlarına.. ak düşmüş uçlarına.. cimbom taraftarına.. son kez el salla frank rijkaard..

    bir mondragon'un gidişinde bu kadar çok üzülmüştüm, bir de şimdi.. çok ısınmıştım ben rijkaard'a, çok yakın geliyordu hep bana. bilemedik be hocam, senin de kıymetini bilemedik. bilemediler. özür dileriz..

    hani verilen sözler? hani sabretme sözü vermiştik? 1.5 sene mi sürdü bu sabretme işi?sakatlıklar, bu futbolcularla ne yapacaktı ki rijkaard, los galacticos falan mı yaratacaktı? barcelona ayarına mı gelecektik? hani adnan polat n'olursa olsun rijkaard ile sözleşme yenileyecekti? hepsi lafta kaldı, hepsi..

    türk futbolu gelişmez, hak etmiyor da zaten. yeniliğe açık değiliz biz. sabır desen o da yok. günlük başarı önemli bizde. kıymet bilmek de yok. o kadar eminim ki, jose mourinho gelse yerden yere vurulur, teknik direktörlük dersi verilmeye kalkışılır mourinho'ya.

    hala akıllanamadık. lucescu, gerets, kalli, skibbe.. değiştirdik durduk. belli bir sistem mi yakaladık bu süre içinde? anlık başarı işte sadece.. hadi bu 4'üne sabredilmedi de, rijkaard bu arkadaşım! türkiye'ye gelmiş miydi rijkaard gibi birisi? rijkaard'ı da harcadı bu ülke..

    futbolcuyla yüz göz olmayacaksın burada. vuracaksın kıracaksın. yoksa sana yüklenir suçlar..

    adamın açıklamaları bile doğru düzgün çevrilmedi..

    çok bile sabrettin sen rijkaard..

    yolun açık olsun kıvırcık.. gitmeleri gerekenler hala burada duruyor, ama sen yoksun.. hoşça kal kıvırcık.. mondi'den sonra, ilk kez birinin gidişine göz yaşı döküyorum... hoşça kal kıvırcık... her zaman yanındayız..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...ck-ozur-dileriz.html
  • 3100
    radyoda çalan her şarkı bana kendisini hatırlatır. bi' nevi eski sevgili durumu:

    tek tesellim saçlarındı
    bakıp bakıp delirirdim
    bize öyle yakındın ki
    hep bizdesin zannederdim

    bırakıp gittin bizi
    yanarım için için
    i.ne servet gibi sensiz ben bir hiç'im

    kıvırcık saçlım yaktın beni
    kıvırcık saçlım acımadın ziyan ettin
    kıvırcık saçlım benim için
    yaşamaktın yaşamayı haram ettin

    gönlümü teslim aldı hüzün
    içimde senden kalan cam kırıkları
    aynada sensiz yüzüm
    sensiz...hiç kimse dindiremedi bu hıçkırıkları
    bir gece yarısı ansızın pencereden dışarıya bak
    göreceksin köşe başında
    üzerimde parçalı
    nöbet tutuyor gözlerim
    öyle kolay değildir bizi unutmak
    hala hala sokaklarındadır ayak izlerim
App Store'dan indirin Google Play'den alın