• 1
    lafımız elbette, sarı lacivert forma giyerek caddebostan'da dolaşan tikiler, yavşaklar, şebekler, statü sahibi görünmek için kombine almış, trafiğe yakalanmamak için 10 dakika önce maçtan çıkan, yenildiğinde kendi futbolcusuna küfür eden, fazla oran var diye kendi takımının yenilgisine bahis oynayan, galibiyet için her türlü pisliğe razı olan, kısaca bir halt olabilmenin tek yolunun fenerbahçe'li gözükmek olduğunu sanan mikroorganizmalara değil.

    lafımız, aynı bizim gibi bir renge tutkun olan, tribünlerde bir ömür tüketen, yenildiğinde ağlayan, yendiğinde vakur durabilen, rakibi rencide etmeden sevinmesini bilen, canımız her şeyimiz fenerbahçe'miz diye her maç bağıran, cebindeki son paralarla maça gidenleredir.

    başkalarının mutsuzluğundan mutlu olmak, artık mutlu olamayacak olanların mutluluğudur. fenerbahçe yenildiğinde benden daha fazla mutlu olan belki de yoktur. yenile yenile küme düşseniz deli gömleği giyer beyoğlu'nda sevincimden teneke çalarım. ne var ki şimdi düştüğünüz duruma kendi payıma en ufak bir sevinç duymuyorum. eğer fenerbahçe'nizi küme düşürürlerse sizlerle beraber ağlayacağımdan emin olunuz.

    ben bu sütunlarda sahanın dışında dönen dolapları defalarca yazdım. hatta bu sezon ilk defa bir maçınızı buca maçınızı bütün dikkatimle izledim ve yazdım. bir şey bildiğimden değil, o maçta bir kez daha futbola lanet ettim.

    her güzel şeyi olduğu gibi, futbolu da biz kurduk. halk çocukları yani. hani mahalle takımı nasıl kurulur aynı. mahallenin abileri ön ayak olur, formalar toplar alınır, en yakın mahalleyle maç yapılır. maçlar ölümüne oynanır, çoğunda kavga çıkar, ertesi gün herkes yine arkadaştırlar. fenerbahçe taraftarı; belki çoğunuzun haberi bile yok ama , bizden bile önce kuruldunuz. daha doğrusu teşebbüs ettiniz. papazın çayırı'nda top oynayan ilk türkler, kurucularınız fuat hüsnü, reşat danyel ve arkadaşları black stocking adını verdiler ilk önce fenerbahçe'nize. devrin monarşi rejimi siyah renk protesto rengidir bahanesiyle dağıttı. 3 yıl sonra aynı adamlar bir kez daha kurdular fenerbahçe'yi kadıköy futbol okulu adı altında. bu takımı da dağıtıp, kurucuları gözaltına aldılar. almasalar bizden önce kurulmuş olacaktınız yani. o sıralar belki de ali sami yen, sizin yapamadığınızı yapıp bizi kurdu. sonra sizin atalarınız gizli gizli oynadılar bu güzel oyunu yıllarca. 1907 lere gelindiğinde 3.defa teşebbüs edilerek bu sefer fenerbahçe adını verdiler kurdukları takıma. yani artık kapatılamayacak olan büyük fenerbahçe'nize, canınız ciğerinize.

    takımın saha çıkarken ürkütücü marş çalar. biz, taraftar olarak bile o marşı dinlediğimizde maça bir süreliğine yenik başlarız, sesimiz soluğumuz çıkamaz olur, boğazımız düğümlenir. cihat'lar, lefter'ler, can'lar, fikret'ler. şanla şerefle bugünlere getirenlerin ismi haykırır kadıköy'den sonsuzluğa. bu isimlerden en genci can bartu futbolu bırakalı 40 seneyi geçmiş, şanlı tarihinize, şanlı marşınıza ekleyecek birini çıkaramamışsınız. bir cemil turan deseniz yıllar sonra, elinde şike parası dolu çantayla yakaldınzız. bir rıdvan diyeniniz çıksa, dinliyoruz senelerdir, çete reislerinin en büyük evladı olarak televizyonlar da, gazeteler de sizleri geri dönüşü olmayan mecralara sürükledi.

    ağla fenerbahçe taraftarı, ama sakın utanma. takımını bank asya liginde izlemeye hazırla kendini. hainler, alçaklar fenerbahçe'yi pisliğe düşürdüler, bu öyle ufak çaplı bir çöplük değil, temizlenmesi zaman alacak ama temizlenecek merak etme. galatasaray'lılar seviniyor diye üzüntün katlanmasın, sevinmiyoruz. fenerbahçe'yle oynayamadıktan sonra beni arena stadın'da kim motive edecek. büyük maç oynamadan, fenerbahçe'yi altıma alamadan gelen şampiyonluğa sevinemem, bayrak sallayıp coşamam. hafta sonları fener ne yapmış diye sormadan geçer mi? fenerbahçe'nin, kartalspor'dan yediği gol bizi ne kadar neşelendirecek bu saatten sonra? şampiyonlar liginde oynarken yenildiğiniz maçlardan mutlu olurduk saf bir tatminle, artık inşallah real madrid çıkar da rezil olurlar diye bir beklentimiz de yok. sizin başınızı belaya sokanlar, hayallerinizi yıkanlar inanın en az sizin kadar bizlere de zarar verdiler.

    ağla, ama utanma fenerbahçe'li kardeşim. eğer senin o büyük takımın buca'yı, belediye'yi yenebilmek için her ihtimale karşı futbol dışı bir müdahele de bulunmuşsa, korcan'a o gölü yesin diye para gönderilmişse, artık ağlamayı da bırak eyleme başla. hemen şimdi gidin federasyon'dan savcılardan önce davranın büyük fenerbahçe taraftarına yakışanı yapın o lanet olası kupa nerdeyse alın ve boklu dere'ye atın. o pislikten onu ancak o pis adamlar geri çıkartır. bir kaçınız gidin samandra'ya emenike'nin, sezer öztürk'ün sırtından o büyük formayı çıkarttırın. tesislere girişini engelleyin. yönetim kurulunuz da muhtemelen çok dürüst adamlar vardır, onların dürüstlüğü sizi kurtaramamıştır, sessiz kalmak suçsuz olmak demek değildir, tarih sizi bataklığa götürenler kadar sessiz kalanları da suçlayacaktır, beklemeyin hepsini kovun. fenerbahçe'nin sahibi onlar değil, kayıtsız koşulsuz, kongresiz seçimsiz büyük fenerbahçe taraftarı olarak sizsiniz. gücünüz her şeye yeter, kimse de taraftar selinin önünde duramaz. emre belözoğlu'nu acil takımdan gönderin. o lanetli bir futbolcudur, yeni tertemiz fenerbahçe'de yeri, forması yoktur.

    büyük fenerbahçe taraftarı; bu güne kadar takımınız hakkında, camianız hakkında defalarca nefret yazımı okudunuz. hepiniz küfür ettiniz, canınız sağ olsun. sizin takımıza karşı edilen top yekun küfrün nedeni anlaşıldı sonunda. sizin taraf olarak baktığınız pencerenin dışında her şey o kadar net görünüyordu ki. sıraya giriyorlardı hakemler, diğer futbolcular, federasyonlar size kıyak yapmak için. bir geçim kapısıydı fenerbahçe'ye yaranmak. eldeki kanunlara göre polis arabasına onlar binmedi, ama benim gözümde en büyük suçlu onlardır. takdir hakkını fenerbahçe'ye kullanan hakemdir esas şike yapan. esas suçlu aman fenerbahçe'ye karşı iyi oynayıp başımı belaya sokmayayım diyen futbolcudur. haksız kazandığı bariz maçtan sonra bile gerçeği yazmayıp sizlere yalamalık yapan medya mensubudur haksız kazanç sağlayan. senelerdir televizyonlardan dünyanın parasını alan şebeklerin ki şike değil mi? bal gibi esas suçlu onlar, tetiği onlar çektiler, onlar olmasa bu pislikler o tetikleri kendileri çekemezlerdi. çekemedikleri için de var oluş sebepleri bulunmadığından sessiz sedasız aramızdan çeker giderlerdi. kim bilir kimlerin niyet edip yapamadığı, yapıp da yakalanamadığı, yakalansa bile ört bas edildiği gibi.

    şimdi arınma vaktidir. aslında bütün renkler aynıdır ama kirlenme hakkı en az beyaza verilmiştir. sarı lacivert renkler kirlenmiştir, pislikler kirletmiştir siz değil. savcının yakaladığı ve yakalayamadığı bütün pislikler artık kendilerini nasıl temizleyeceklerinin derdine düşsünler. futbol bizimdir, galatasaray kadar, fenerbahçe'de bizimdir, emin olunuz ki büyük temizliğinizde bir süpürge de ben alıp en ön saflarınızda olacağım. bizi kadıköy'de bir kez daha yenebilme ihtimaliniz oluşuncaya kadar, fenerbahçe nefretimi naftalinliyorum, rafa kaldırıyorum.

    ey büyük fenerbahçe taraftarı; acınız acım, üzüntünüz üzüntüm, mücadeleniz mücadelemdir. spor birlik, dostluk dayanışmadır. onlarcasını seyrettiğim, erkekçe kapıştığımız o büyük maçların tez elden en kısa zamanda geri gelmesini diliyor, hepinizi galatasaray'lılığımın olanca ateşiyle kucaklıyorum.
  • 3
    sevgili fenerbahçe taraftarı;

    kulübünü bu hale getiren zihniyetten sor hesabı ilk önce. yıllarca imparator gibi ortada dolaşıp, kulübü kendine bağlayan, farklı seslerin çıkmasını engelleyen, faşist düzeni kuran kişilerin bu günlere nasıl geldiğini iyice tart kendi kafanda. eğer bunlar bir daha yaşansın istemiyorsan ne yapacağını zaten biliyorsun.

    herkese öfke duyuyor olabilirsin, senin bunu hak etmediğini düşünüyor olabilirsin ama şunu da düşün 13 yıldır aziz yıldırımla süregelen zihniyet ve daha da ötesi fenerbahçe'nin herkes için uyandırdığı intibanın neden bu olduğunu kendine sor. sor ki şu rezil durumu bir daha yaşama.

    onun dışında hepimiz aynıyız. aynı sıralarda oturduk, aynı mahallelerde büyüdük. birbirimizden çok da farklı değiliz özümüzde. ama sonradan neler değişti bunu iyi analiz et. siz hepiniz biz tek demeye ne zaman başladınız? ya da niye sadece siz diyorsunuz bunu? en önemlisi sizden başka herkesin bu duruma şok olmaması? onlar yapmaz dememesi?

    bunlara cevap bulabiliyorsan başımın üstünde yerin var. fenerbahçe bir yıl sonra geri gelir, balık hafızalıyız biz de zaten unuturuz. ama bu sorulara cevap bulamıyorsan kendi içinde sana diyeceğim tek laf; what goes around, it comes around.
  • 11
    şimdi bu mektubun taraflarını değiştirsek, şike olaylarının öznesi galatasaray olsaydı 17 şampiyonluğumuzun 17 sini de yok sayar, işi uefa kupasını da şike ile kazandınıza getirirdiniz. bazen kendi kendime kızsam da halinize çok ama çok üzülüyorum. umarım en az zararla pisliklerinizden arınarak dönersiniz aramıza.

    şike olaylarını tertip eden bu pisliklerden ne kadar uzak durursanız tarih sizi de, takımınızı da o kadar az yargılayacaktır. yok 500,000 kişi sokağa çıkma gibi saçma eylemler ile pisliğe bulaşanlara sahip çıkarsanız tarih sizi de, takımınızı da asla aklamayacaktır. olay üç beş yöneticiye değil, camianıza maledilecektir.
  • 13
    dün o kadar sevinmiştim ki, bir bir tutuklama kararları çıkarken. çeksinler, kim ne halt yediyse versinler cezalarını derken gülüyordum, resmen eğleniyordum. bugün de aynısını söylüyorum, gereken yapılmalı ama buruğum. üzülüyorum bile diyebilirim. fenerbahçe'ye hakikaten gönül vermiş, saf bir sevgiyle takımına bağlananların, insanlıktan, adamlıktan nasibini alarak o takımın arkasında duranların, o aşkına vurulan lekeye, bunu o insanlara yaşatanlara, ezeli rakibimi çalanlara lanet okuyorum. ayyuka çıkmış bu pislikten, rakibimin onurunu, şerefini ayaklar altına alanlardan hesap sorulması en büyük temennim...

    fenerbahçeli dostlarım, temizlenmelisiniz. bu insancıklardan arınmalısınız, bunun için ne gerekiyorsa yapmalısınız. sizin olduğu kadar fenerbahçe bizimdir de, bunun sorumluluğunda olmalısınız. benden en büyük rakibimi alıp pisliğe sokanlar cezalarını çekmelidir. düştüğünüz yerden arınarak kalkmanız en büyük dileğimdir.

    empati kurmakta bile zorlanıyorum, allah bu utancı kimseye yaşatmasın...

    şimdi gidiyorsunuz, layık olmadığınız bir şekilde, layık olmadığınız bir yere. bu şekilde gitmeseydiniz inanın kına bile yakardım belki ama bu duruma gerçekten üzülüyorum...

    siz dönene kadar biz buradayız, siz olmazsanız tadı kalmayacak hiç bir seyin. o yüzden, arının ve gelin!
  • 14
    anlayamadığım şeyler var ve bu beni sinire kesiyor. taraftarlık kisvesi altında yaşayan, hareket eden insanların davranışları, küçüldükçe boş tehditler savuran insanlarınkiyle paralel şekilde seyrediyor. bahsettiğim şey temelinde fenerbahçe'nin yer aldığı şike mevzuu. çok ender sayıdaki fenerbahçeli hariç, bu arkadaşların tamamına yakını kulübünü savunmakla iştigal. tahmin ettiğim kadarıyla bu hangi takımın başına gelse aynı tavır gösterilicekti. lakin, 22 yılda anlayabildiğim kadarıyla bu tip taraftarlık fenerbahçe'de daha mevcut durumda, veya ben iyi galatasaraylılarla arkadaşlık yapıyorum veyahut biz fenerbahçe'yi yenemiyoruz diye bizdeki salaklar fazla ortaya çıkamıyor.. çünkü bu adamlar maçlardan sonra siktik, soktuk, kocanız, karımız muhabbeti çeviren yani genele hakim olan gerizekalı ve güç dinine mensup kişiler. neyse her durumda bu savunma hâli haddinden fazla saçma.

    şöyle ki; herhangi birinin, bu kadar büyük para ve nüfuzun döndüğü bir ortamda kulübümün başkanı böyle bir şey asla yapmaz demeye cesaret etmesi ne kadar kabul edilebilir? hem de aziz yıldırım tipinde bir insanı masumluk ön kabulüyle savunmanın nirengi noktası neresidir? biliyoruz ki bu kulüpler, artık bizim onları sevdiğimiz zamanki hâlde değiller. artık onlar telefon hattı, forma, hisse senedi vb. satmak gibi profesyonel amaçlarla ve hâlâ amatör kafalarca yönetiliyorlar. zaten bu nedenle bu lig, bu takımlar bu kadar kötü ve başarısızlar. ne o, ne de bu olabilen eklektik bir yapının sağlam kapitalist temeller üzerine kurulmuş bir dünyada var olma çabasına ancak hüsran eşlik eder. biz taraftarlar da başarı için ölüp bittikçe, güzel adamın değil de kazanan adamın arkasında durdukça kendine göre bir kazanma ahlâkı olan bu sistemde kazandıkça kaybetmeyi kaldıramaz hâle geliyoruz.

    tek söylediğim şey şudur; bizler takımımızı sevelim. sevelim ama başkasını sevenleri garipsemeyelim. anlamayalım onları bu renkler varken başkasına nasıl gönül kayar diyelim ama başkasının rengini kendi fırçamızla boyamayalım. sevelim her koşulda ama kötüleri korumayalım. kişileri kulüplerle eş anlamlı görmeyelim. yani, aziz yıldırım, fenerbahçe değildir. fenerbahçe, cumhuriyet değildir. cumhuriyet yıkılmaz değildir. fenerbahçe de yıkılır. çünkü galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş... hepsi artık siktiri boktan bir şirkettir. artık her şey iflas edebilir. bir günde üç kulüp 406 milyon tl değer kaybedebilir. bazı takımlar küme de düşebilir ama sen sevmeye devam edecek misin? soru budur. sen aziz yıldırım'dan böyle bir yöntemle de olsa kurtulduğuna sevinecek misin, yoksa pislikler halının altında dururken üstünde durmak mı niyetin?

    galatasaray'ın temiz olduğunu hiç iddia etmedim. bilmiyorum elbet olma ihtimali vardır pisliğin benim de görmediğim bir yerde. lakin, cemal nalga hadisesinde "küme düşsün bu takım" dedim ben. üzüldüm, sindiremedim. ama düşsün dedim. yeter ki, sen "ama sanki siz çok temizsiniz" deme güzel kardeşim. pislikleri bir araya getirip kiminki hangisiydi belli olmasın diye çaba gösterme. ankaragücü, zalad falan diye yorma kendini. pislik pislikle temizlenmez, sadece ayırt edilemez hâle gelir ki bu elbette sıhhî bir durum değildir.

    meramım şudur aslında; bu kadar sevmeyelim gücü. kazanmaya bu kadar hevesli olmayalım. taraftarlık sevmektir ve sevgi ile kazanmak aynı düzlemin kavramları değillerdir. "alex konusunda hocayı uyardık, alexsiz takım olmaz dedik. o da kabul etti. hatalarını kabul etmek erdemdir." diyebilen bir kulüp başkanını sevmeyelim mesela. buradan başlayabiliriz. bundan utanıp belki biraz susabiliriz. varsa birinin art niyetli hareketi çıkarılsın ortaya. kimde ne varsa yok edilsin. yola öyle devam edilsin.

    içimde kalmış derdimdir: hagi başarısız oldu diye küfreden galatasaraylı da siktirsin gitsin.
    (fikrimi anlatabildiysem, bu da yazının geneliyle aynı doğrultudadır)
  • 15
    sevgili fenerbahçe taraftarı;

    sizin aklı başında olanlarınızı, şu şike olayında '' ama galatasaray çok reröröre'' ''ama biz en büyüğüz'' demeden düzgün davrananlarınızı anlıyor ve acınızı paylaşıyorum. sizler benim istediğim gibi bir ezeli rakipsiniz, doğru düzgün tartışabileceğim, emmeli gömmeli değil de insan gibi futbol konuşabileceğim insanlarsınız. sizleri görünce ezeli rakibimizin, tabir-i caizse diğer yarımızın bu hale düşmesini görmek beni üzüyor.

    ama sizin tam zıtlarınız var ya, küme düşme tehlikesi yaşarken hala daha ''esas şikeci galatasaray bir kere, biz 17de 17 yaptık tamam mı!!1!bir!! en büyük biziz dünyada kimse bizle başa çıkamaz!1!1bir!'' ''koyduk emdik yaladık gömdük'' diyenler işte onlardan bahsediyorum. bunları görünce de diyorum ki ne haliniz varsa görün beter olun amatöre bile almasınlar sizi.

    keşke şu şike işine karışanları ve ikinci profildeki vatandaşları başka bir kulübe postalayıp onları düşürme imkanımız olsa.
  • 16
    sevgili fenerbahçe taraftarı;

    hiçbirinizi sevmiyorum, hatta aranızda öyleleri var ki, anlatılır gibi değil. çok ilginç şeyler yazıp çiziyorsunuz, okuyoruz, anlamaya çalışıyoruz ama bir türlü anlamıyoruz. evet, sizi anlamıyoruz. daha öncelerden yazıp çiziyordunuz bir şeyler yapıyordunuz ama biz sizi anlamıyorduk, bazen sorunu kendimizde arıyorduk ama bulamıyorduk.

    yürüyecekmişsiniz, protesto edecekmişsiniz, ama ben halen neden böyle bir şey yaptığınızı anlamıyorum, daha doğrusu anlayamıyorum. hani, bir haksızlıkla karşılaşmışsınızdır, eyvallah, hakkınızı sonuna kadar arayın. ama iş öyle bir noktadaki haksızlığa maruz kalan siz değilsiniz. satın aldığınız futbolcuların kulüplerinin taraftarları yürüyüş düzenlese eyvallah, haklarıdır. ancak bu durumda yürüyecek en son taraftar grubu sizsiniz. çünkü para karşılığı ve zoraki şekillerle maç kazanmışsınız. hele ki bir mehmet topuz olayı var ki, mafya bağlantılarınız falan hiç gündemde bile değil... ben polisin, savcının yerinde olsam o mehmet topuz transferinede bir bakardım.

    başkanınız, yöneticileriniz futbolcu almışlar, hakem almışlar, yapmışlar bir şeyler yani. bunuda siz sevinin diye yapmışlar, ne yapacağız şimdi peki? hayır yani kim ne yapacak sizin için bir söyleyin, bilelim, kafa yoralım, oturup konuşalım, dertleşelim. ama yok işte, günahsa günah, rezillikse rezillik, adilikse adilik. yürüyünce ne olacak? protesto edince ne olacak? ya da kimi, neyi, neden protesto edeceksiniz ve önemlisi ne hakla protesto edeceksiniz, protesto edince ne düzelecek bir söyleyin bilelim.

    diyorsunuz ki, suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur. şimdi 19 maça baktım, 8 tane maçta fenerbahçe adı geçiyor. kaldı ki, trabzonspor'un yenilmesi için verdiğiniz teşvik primlerinin olduğu maçları söylemiyorum bile. tamam, birinden aklandınız, ikisinden, üçünden, dördünden, hatta beşinden aklandınız. peki ya diğerleri? diğerleri ne olacak? şimdi siz delikanlı gibi "biz şike falan yapmadık kardeşim, iftira!" diyebiliyor musunuz?

    diyemiyorsunuz... çünkü her gün onlarca yazı, onlarca yorum okuyoruz da biriniz böyle bir şey diyemiyorsunuz.

    kalın sağlıcakla.
  • 19
    şu an için şike iddiaları konusunda konuşmayınız, oraya buraya çıkıp takımınızı savunma durumuna düşmeyiniz. çünkü ortada kanıtlanmış bir suç yok. sadece iddia var.
    sizler şimdiden bizim takım şike yapmaz, başkanımız ve yöneticilerimiz suçsuz derseniz iddia edilen suç kanıtlanırsa yarın komik duruma düşersiniz. o yüzden bekleyin, tepkinizi davanın sonucuna göre veriniz.
    küme düşürülmek dünyanın sonu değildir. eğer suç işlenmişse bunun cezasını çekip tekrar süperlige yükselerek kirlenmiş adınızı temizleyerek yarışa devam edersiniz. böylece hiçbir şey olmadan yolunuza devam edersiniz. aksi halde bu suçtan temizlenmeden çıkıp süperligde yolunuza devam ederseniz ömür boyu bu leke üstünüzden çıkmaz.

    adam gibi cezanızı çekin ve tövbe edin. kulübünüzü pis işler yapan kişilere teslim etmeyiniz.

    bu yazılanlar iddiaların gerçek olduğu varsaylarak yazılmıştır. şu an için suç kesinleşmediği için herkes masumdur.
  • 21
    akşam 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı var.
    gerçek futbol taraftarı olanlarınıza peşinen maç öncesi başarılar, iyi olan kazansın demek istemekteyim.
    diğer yancı, şikeci yalakalara ise 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında * bıraktığımız yerden devam etmek üzere akşam için istek parçanızı gönderiyorum. http://inciswf.com/390inciy6134103.swf
App Store'dan indirin Google Play'den alın