• 5305
    2021-2022'de bizi tüm branşlarda dışarıda tutarsak, ilgili her branşta o branştaki ezeli rakibine kaybeden takımın taraftarı.

    yıllardır futboldan kopunca basketbola geçip obra reyiz ya, euroleague ya, en iyiyiz ya diyerek hayvan gibi bütçelere rağmen kendi evinde sponsor zoruyla euroleague kazananlar, bunu uefa kupasından büyük görürken, bir galatasaraylı gelip oradaki hâkimiyeti ve mutluluğu da zehir etti :p

    ergin ataman'dan sonra basketboldan voleybola geçiş bekliyorum diyeceğim de orada da vakıfbank canavarı var :p

    ulan resmen ülkede spor size koymak için yapılıyor ahahah
  • 5309
    kaybettiği her takımın ortadan kalkmasını isteyen ve bu uğurda devlet yetkililerini göreve çağıran bir değişik kafaya sahip taraftardır. voleybolda kaybettikleri vakıfbank için devlet neden buraya yatırım yapıyor bizim önümüzü tıkıyorlar benzeri görüşlere denk geldim son dönemde. kolay değil futboldaki başarısızlığı senelerdir ama biz spor kulübüyüz diye geçiştiriyorlardı. önce ergin ataman avrupanın en iyisi koçlarını postaladı. o koçun bir yerlerde larkin, micic ikilisinin dağılmasını beklediğine yemin edebilirim ama ispatlayamam. son olarak da vakıfbank voleybolu ellerinden alınca saldıracak yer aramaya başladılar. umarım akıl sağlıkları düzelir. bu şekilde sürekli düşman arayan bir düşünce yapısı gerçekten çok yorucu olmalı.
  • 5315
    evet her anımızdalar. akraba, arkadaş, askerlik ya da okul. evet birbirimize çok benziyoruz, aynı kültür insanlarıyız. ama bu tarafı tutan her insandaki ortak özellik; büyüklük oranında kayrılma hevesi; yani adalet değil, güce göre sonuç dağıtılması. şımarıklıkların inkarı.
    etrafımdaki bu meziyette on insana sorsam; onu da saçma sapan argümanlarla hakkımız der. benim için acınası bir zihniyetin tezahürü. bir spor dalında geride kalmak bu kadar eziklik ve inciticilik yaratmamalıydı.
  • 5316
    üniversitede fanatik fenerli bir arkadaşım vardı. 18 ekim 2006 galatasaray psv eindhoven maçını bu arkadaşımızın da bulunduğu kalabalık bir grupla beraber izliyorduk. malum, o maçta seyircilerimizden bazıları sahaya girmişti. işte bu arkadaşımız o olaydan sonra bir ay boyunca her seferinde federasyona sövdü. sövme sebebi de federasyonun bu olay yüzünden bize ceza vermemesiydi. biz ısrarla adama, maçın avrupa kupası maçı olduğunu, cezayı uefa’nın vereceğini, tff’nin bir şey yapamayacağını anlatmaya çalıştık ama başaramadık. fanatiklikten o kadar gözü dönmüştü ki bu kadar saçma bir düşünceyi savunabiliyordu. normalde pratik zekalı, olayları çabuk kavrayan ve aksiyon alan biriyken; konu galatasaray düşmanlığı olunca at gözlüğünü çıkaramıyordu. işin üzücü yanı arkadaşım fenerbahçeliler içerisinde istisna değil kaideydi. kısacası bu kişiler eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, aile bireylerimiz evet ancak hepsinin ortak noktası bütün hücreleriyle galatasaray’dan nefret ediyor oluşları ve maalesef bu çekilir bir dert değil.
  • 5317
    konu fenerbahçe olunca en akıllısınden en delisine hepsi birden tek bir seviyede buluşabilen garip bir topluluk. konu fenerbahçe olunca adamlarda ne mantık kalıyor, ne objektiflik, ne adillik. güdülmeye inanılmaz derecede müsait bir yapıları var. insanlar ne derse inanıyorlar yeter ki diyen kişi fenerbahçeli olsun.

    bütün psikoloji birimlerini bu topluluğu incelemeye davet ediyorum.
  • 5319
    mühendis olan ceo'luk yapan arkadaşlarım filan var. gündelik konularda bir çok şey aynı kafada işliyor ama konu fenerbahçe olunca bunların en zekisi bile inanılmaz bir cehalet içinde afyon içmiş adam gibi kafa yapılarını çözemiyorum.

    yüzlerine söylüyorum: olm en okumuş olanınız bile konu fenerbahçe olunca rambo okana bağlıyorsunuz diye, anlamıyorlar.

    sürekli aynı yaygara, yok bize olanlar size olsaydı kulübü kapatırdınız, başımıza neler geldi haberiniz var mı?.

    hep onlara şunu söylüyorum, kendinize cumhuriyet diyorsunuz ama ortalama 40 yaşındaki bir fenerlinin gördüğü üç başkan var:
    ali şen,aziz yıldırım ve ali koç. nasıl cumhuriyet lan, sizden olsa olsa otokratik bir yapı olur.

    bu fenerbahçe taraftarı tamir edilemez veya tedavi edilemez. yıllarca en çok taraftar bizde diye propaganda yaptılar sonra gerçeğin biz olduğu ortaya çıkınca anketlere bok attılar. yok o anketler yalan yok onlar parayla satın alınmış diye neyse son zamanlarda sesleri bu konuda kesildi en azından...(bkz: türkiye galatasaraydır)

    şimdi çıkıyorlar yok en fazla biz şampiyon olduk diye kendi söyledikleri yalana bile inanmak istiyorlar. dediğim gibi tedavi edilemez veya tamir olmayacak şekilde bozulmuşlardır.

    misal, bir fenerbahçe taraftarı mı? çıldırtmak istiyorsunuz, ona kulübün kurucusunun kim olduğunu sorun. error vermesi çok kısa zamanda olacaktır.
  • 5321
    normalde şeker gibi insanlar aslında.

    ama daha önce söylendiği gibi, harbiden iq düşüren bir takım fenerbahçe. hayatımda nice nice elit, entelektüel, bilgili insanla tanıştım. zengini, bilgilisi, sanatçısı, kazanovası hiç fark etmiyor gerçekren. herif 3-4 dil biliyor, okuduğu okulları linkedin’de paylaşsa, sayfa yetmez, yanında iki saat takıl, hayatın anlamını sil baştan sorgularsın ama konu ne zaman fenerbahçe’ye gelse, far görmüş tavşan gibi kalakalıyor. ahaber izleyen 60 yaş üstü dayılar gibi teoriler kasıyor ve gerçekten bunlara inanıyor. çok ilginç vakalar cidden.

    fenerbahçe hariç her konuda ilber ortaylı kesilen güruh, konu fenerbahçeyse kadir mısıroğlu’na dönüşüyor.

    isviçreli bilimadamları bunları araştırsın ya.
  • 5322
    en okumuşu bile kör cahil olan güruhtur. şirketimizin fenerli müdür yardımcısına "şike davasındaki tarlalar sürüldü ne demek?" diye sorunca cevap vermeden sinirlenip gruptan çıktığını gördü bu gözler. keza fenerli kuzenlerime de mesut özil'in formsuz döneminde "mesut özil fener'de oynamaz" dediğimde "takımın en kalitelisi mesut ya varlığı yeter" diye avutma cevapları almıştım.
  • 5324
    yıldız muhabbetini fenerbahçe değil de galatasaray yapıyor olsaydı ve "beş, on yıldızlı forma giyeceğiz" tarz da twitter ya da başka bir medya organı ile kurum olarak açıklama yapılsaydı, inanıyorum ki galatasaray taraftarı pek çok insan bu işe gülerdi. "geçin bu işleri, orta sahaya nasıl transfer yapmalıyız" ya da "hamza, eren, beknaz için nasıl bir proje var, okan hoca neler düşünüyor" diye ciddi konular konuşuluyor olurdu.

    nasıl bir gayya içerisine düşmüşler, neden enerjilerini bu yönde biriktiriyorlar anlamış değilim. ciddi anlamda huzursuz oluyorum. ortalığı böyle karıştırma çabası arkasında cehalet ve ihanet var. arka planda fenerbahçe yönetimi içerisinde sözü olanlar bu saçma kaostan beslenmek istiyorlar. fakat kaos dediğimiz şey asla böyle bir şey değil. kaos, bilinçli bir çarpışmanın ürünü olarak sağlıklı yapıları ayakta tutmaya yarar. fenerbahçe ise spor kulübü olarak saçmalıyor. yıllarca kulübe başkanlık yapmış aziz yıldırım bile bu konudan huzursuz ise, ciddi anlamda fenerbahçe için çaresizlik tavan yapmış diyebiliriz.

    taraftarları ise bu saçma program dahilinde coşmaya devam ediyorlar. "yılların kuralına, nizamına karşıyız" sloganı aptallık seviyesinde ilerliyor. bu ülkeden umudu kesmemek adına halkın bilinçli olması gerekirken, tebaa yine avami haraketlerden vazgeçmek istemiyor.

    fenerbahçe taraftarı ciddi anlamda mazi bilmiyor. biz bunu son otuz yılda kazanılan başarılar dolayısıyla daha derinden yaşayabiliyoruz. "metin oktay" duruşunu sürdürebiliyoruz. fatih terim'in pek çok başarılarına rağmen taraftar olarak "imparator duruşu" içerisinde değil, halkın içinden bir adamın stilini daha iyi yaşatmaya devam ediyoruz.

    ben yarın bir galatasaray taraftarı biriyle oturup konuşsam, bizim için "mazi"yi konuşmak hep daha değerli olacaktır. ama bunu fetiş duygularla değil, kendimizi orada iyi hissettiğimiz için kavgadan gürültüden uzak durarak o mazinin derinliklerine doğru inip, mutlu hissederiz.

    fenerbançe kurumuna ve taraftarına ciddi bir kültür aşılanması şart fakat bunu mazi hikayelerine ters yöntemlerle başarmaya çalışıyorlar. gereksiz işler peşinde koşuyorlar. sporu güzel kılmak istemiyorlar. bu yüzden fenerbahçe 8 senedir şampiyon olamıyor. çünkü gerçekler peşinde değil, hayallerle avunmak istiyorlar.

    beş, altı, yedi yıldızlı forma ne fark eder? cidden umrumda bile değiller. isterlerse 115 yıldızlı forma takıp maça çıksınlar, gerçeği ve ciddiyeti değiştirebilir mi kılacaklar?

    "fenerbahçe cumhuriyeti" diyerek yıllarca takımlarını sabote ettiler. cumhuriyet kavramından uzak, biatçı zihinlerin, ego konusunda gereksiz aşkın topluluğun zararı en çok kendi takımlarına olur ve olmaktadır.
  • 5325
    fenerbahçe ne veriyorsa mecburen onu alan taraftar. 2006'dan günümüze bunların yaşadığı travmaların %5'ini biz yaşasaydık şu an muhtemelen kafada birer huni, elde de direksiyon niyetine bir halkayla sokaklarda geziyorduk. kaldı ki seksenli doksanlı yıllarda yeşilçam olsun, medya olsun, kitap olsun; empoze edilebilecek her yerde "en büyük" diye bahsedilmiş bir takımın taraftarı bunlar. 1989-2001 arasını tek şampiyonlukla geçtiler, galatasaray uefa kupası dahil her kupayı aldı bu dönemde. 2001-2006 arası tam "aha süper güç" olduk dediler, intikam yeminleri gerçeğe döner gibi oldu; galatasaray'ın ölüsü 2 şampiyonluk aldı ellerinden. 2006 ve 2010'da son maç travmaları, arkasından şike olayları. hemen üstüne de üçüncü fatih terim dönemi. daha basketbol ve voleybolda yaşadıklarından bahsetmiyorum bile...

    5 değil 55 yıldız da taksalar, hatta her fenerbahçe taraftarının evine birer tane yıldız indirseler bu tahribatın düzelmez muhtemelen. insanlar, hele ki türkiye gibi sadece "takım başarılı olsun da sağa sola iki caka satayım" diye taraftarlık kültürü inşa edilen bir ülkedeki insanlar için kolay değil bu kadar yükü kaldırmak. seksenlerde doğan ve üst paragraftakilerin hepsini yaşamış nesil artık kırklı yaşlarına girdi. üçüncü fatih terim dönemini bilinçli olarak "kafasına yiyen"ler bile artık yavaş yavaş otuzlarına doğru gidiyor. yirmi yaş ve altındakilerdense şampiyonluk hatırlayan bile çok az.

    beşiktaş'ın 15, galatasaray'ın da 14 yıllık bir periyodu var geçmişte. ama en azından beşiktaş 15 yıllık periyodun ardından takip eden 10 yılda 5 yapabilmeyi başardı, diğer 5 yılda da ikinci oldu. galatasaray o hasretin hemen ardından 15 yılda ortalığı darmadağın etti. fenerbahçe'nin tek yapabildiği 2003-2007 arasındaki dominasyon oldu, her ne kadar lig şampiyonluğuyla fiyakasını bozmuş olsak da 2008'deki şampiyonlar ligi de eklersek 2003-2008 arası diyelim...

    kaldı ki o "hasret" senelerinde düzenli maç yayını bile yoktu. gazetelerden spor sayfasında takıma ayrılan bölümde ne haber varsa o kadar öğrenebiliyordu insanlar. arada maçın ertesi günü de belki bir iki satır kritik olurdu en fazla. yine işte, okulda futbol konuşulurdu ama o kadardı işte. şimdiki gibi 7 gün 24 saat boyunca bir bilgi ve daha önemlisi sidik yarışı akışı olmazdı. trabzonspor'un hatta başakşehir'in bile şampiyonluk yaşadığı bu periyodda, üstelik bir sezonun belki de 15 sezon kadar çok gündemle geçildiği bu ortamda bu insanlar hiçbir şey görmediler, göremiyorlar.

    bunun acısı da tahribatı da kolay kolay silinmez. hatta bence imkansız. aklı başında fenerbahçeli bulmak da bu yüzden imkansız artık. bizim bile 3 sezon kupa gelmeyince yaşadıklarımız, düştüğümüz haller ortada. en basit örnek 2021-2022 sezonunda ligde küme düşmeme kovalarken işi gücü bırakmış barcelona deplasmanından biraz da gazla alınan beraberlik sonrası 15 gün görülen rüya bile fenerbahçe taraftarının neden/nasıl bu kadar umut tacirlerinin elinde oyuncak olduğuna dair bir ipucu olabilir.

    o yüzden çok şaşırmamak ama çok da sinirlenmemek gerekiyor bunlara. hayat kimseye bunlara vurduğu gibi vurmasın demekten başka bir şey de gelmiyor elden...
App Store'dan indirin Google Play'den alın