• 33
    geçtiğimiz sezon kura şansı ile final four'a yükselmişlerdir.

    ilk turda khimki ile real madrid dışında zorlu bir rakipleri olmadı. son 16'da f grubunda cska moskova, laboral kutxa, barcelona, real madrid, olympiakos ve brose gibi zorlu takımlar varken bunların grubunda lokomotiv kuban dışında zorlu bir takım yoktu. (grubundaki takımlar panathinakios, kızılyıldız, anadolu efes, darüşşafaka, malaga ve cedevita)

    oynadıkları maçları izleyenler rakiplerinin ne kadar sorunlu görüntü verdiğini hatırlarlar.

    bu sezon ise işler geçtiğimiz sezona göre daha farklı. geçtiğimiz sezonki başarıyı yakalamaları çok zor gözüküyor. bu entry daha sonra hatırlatılmak üzere köşede dursun.
  • 125
    dört gün sonra yani 17 mayıs 2019 fenerbahçe beko anadolu efes maçında euroleague de final four mücadelesine çıkacak takımdır.
    başlıklarına yazma sebebim ise 12 mayıs 2019 fenerbahçe yardım kampanyasında an itibariyle televizyonda olan takımdır. sanırım ali koç ve onun üstün vizyonu gelecek üç beş lirayı final fourdan daha önemli gördü. esas anlamadığım nokta ise zeljko obradovic gibi iş disiplini bu kadar üst düzey bir koçun bu duruma nasıl izin verdiğidir. ha ergin atamananadolu efes' i küçük görmüşlerse bilemem.
  • 229
    bir basketbol taraftarı değilim. haliyle bu konuda çok keskin yorumlar yapma şansım yok, yazdıklarım komik gelirse de affınıza sığınıyorum. nacizane, fenerbahçe basketbol takımının başarısını kendime zerre dert etmediğim gibi, sırf onlarla dibi zifiri karanlık bir rekabete girmek için kendimizi parçalamayı gereksiz buluyorum.

    takip ettiğim kadarıyla basketbol “para-çokomel” ilişkisinin çok kuvvetli olduğu, yani parayı ortaya koyanın başarıyı yakaladığı, “underdog” sürprizlerine futbola göre daha kapalı bir spor. futbolda iyi yönetilen alt seviye kulüplerin yaptığı gibi, potansiyeli yüksek oyuncuyu bulup, parlatıp para kazanma gibi bir opsiyon da mevcut değil, parlayan oyuncu basıp gidiyor sen de arkasından bakıyorsun. yani uzun vadede başarı için her sene düzenli olarak büyük meblağları gömüp üzerine soğuk su içmekten başka bir çare yok gibi görünüyor.

    galatasaray’ın bir “spor” kulübü olması, bence her spor dalına top tüfek dalma zorunluluğunu getirmiyor. makul bütçe ve iyi yönetimle rekabetçi bir takım yaratma felsefesi de spor kulübü olma fikriyle bence gayet örtüşüyor.

    türk kulüpleri için, kısıtlı kaynakların farklı alanlara dağıtılıp hiç edilmesindense tek alanda yoğunlaştırılması bana daha mantıklı geliyor. eğer fenerbahçe, “ben her masada varım” demenin kişisel tatminini yaşamak istiyorsa hayhay, buyursun. mali tablolardaki borç tutarları bu tatmin arzusunun sonuçlarını yansıtıyor zaten. bana göre hiç sıkıntı yok. bu yöntemin sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum.
  • 41
    2016-2017 sezonunda euroleague'de playoff oynayacak rakipleri içerisinde deplasmanda sadece cska moskova'yi yenebilmis olan takim. playoffta ev sahibi avantajina sahip olmamasi cok da buyuk mesele degil diye dusunuyor pek cok kisi ama bu istatistik ile isleri kolay degil. obradovic nedeniyle yine de final 4'a net adaylar elbette ama deplasmanlarda hic iyi bir grafik cizemediler su ana kadar.
  • 119
    2006 yılında ülkerspor ile birleştiği gün geçici olarak kapanmış yerine suni bir takım oluşmuştur. senelerce ne zaman zor durumda olsalar, '' euroliggg, obradovic reisss, veselyyy, dünyanın en güzel takımı...'' diye diye kafamızı ütüleyip, durdular. futbolda başakşehir devleti sponsor yaptığı için yemediği laf kalmadı. neredeyse çav bella marşıyla kulüp binasını basmadıkları kaldı. şimdi burada ülker'in siyasi ayağını yazsak neler neler çıkar... düşünsene; şimdi bizim takım futbolda başakşehir ile birleşse; borç morç kalmasa, her mevkiye ligi domine eden adamları bulup getirsek nasıl olurdu. bu ülkede en az 5 sene futbolu sadece biz galatasaraylılar konuşur, fener'in beşiktaş'ın ismini bile duymazdın. avrupa'da da en az 1 kupa ülkeye yeniden gelirdi.
    ama medyada, orada, burada, her yerde ne tür haksızlıkların döndüğünden tutun da, hakkımızda neler neler konuşulurdu. o haksız yere hakkımızda bildiri yayınlayan kulüpler maça çıkmamak için boykot çağrısı bile yaparlardı. bu anlattıklarımdan bugünkü fenerbahçe basketbol takımının ne farkı var acaba? türk sporunun harika medyası(!) ve sözüm ona taraftarları; üç maymun oynamaya devam mı? yersen tabii...

    not: ayrıca ergin ataman'lı dönemde hakemler gözgöre göre hakkımızı yemeseydi; ne obradovic kalırdı, ne de ülkerspor... ha pardon üç maymun... yersen...
  • 135
    yıllık 200 milyon lira para harcayan takım. ve getirisi 10 milyon tl'yi geçmiyor.

    ülker'in avrupa vizesi ve sponsorluğu olmasa, taraftarın da tutunacak tek dalı olmasa çoktan kapanmıştı bile. sürdürülebilirliği imkansız çünkü artık basketbolun. ya turnuva ödülleri ve yayın gelirleri artacak, ya da sağlıklı yaşam için devam edecek bu branş.

    yıllık bütçelere bakıldığında da zaten o yolda olduğu görülüyor; fenerbahçe 30 milyon euro, anadolu efes 18 milyon euro, geride kalan en yakın takım yaklaşık 2 milyon euro... bu 2 takım 1-2 seneye, ülkenin durumu değişmezse, bütçelerini çok ciddi revize edeceklerdir.
  • 230
    zarar ettiğini bu sporu az buçuk takip eden herkes bilir. gelirler çok çok düşük çünkü. yani zarar ediyor olması bir sürpriz değil. bunu bile bile yatırım yapıyorlar spora. efes şirket takımı olduğu için reklam amaçlı kullanıyor orayı ama spor kulüpleri için durum farklı. galatasaray'ın euroleague'de şampiyonluk kovalamasını çok isterim bu sporu takip eden biri olarak ama takımın bütçesine sponsor olacak birini bulmazsan bizde zarar edeceğiz. zarar edecek şekilde girmemizi elbette istemiyorum ama diğer türlü başarı mümkün değil burada. katılamazsın bile bütçen az ise. neyse efes'i destekleyerek idare ediyoruz işte, fener kazanamasın gerisi çok önemli değil*

    t: fenerin logosunda 1 yıldız kullandığı şubesi. sanıyorum burada yıldız için uyduracak bir kupa bulamadılar*
  • 75
    kuruyemişçisinden sütçüsüne, uçağından bahiscisine kadar çoğu sponsoru türk şirketi olan organizasyonu, her sene 25 - 30 milyonlar harcayarak euroleague kupasını almaya çalışan bir ekip. iyi ki kazandılar yoksa milli servetimiz bu sene de boşa gidecekti. bu kadar yatırıma değsin bari. türk takımı olduğunu anlamadık ya neyse. bari 1- 2 türk oyuncuyu biraz oynatsaydınız.

    başkanları çıkar alamadıkları her şampiyonluğu terör örgütüne bağlar, yöneticisi çıkar ukala ukala türk spor tarihinin en büyük başarısı der. neden tebrik edeyim ? galatasaray kadın basketbol takımının euroleague şampiyonluğu ve vakıfbank voleybol takımının dünya şampiyonluğu ne o zaman ? yoksa cinsiyet ayrımcılığı mı yapıyorsunuz ?

    kim ne derse desin türkiye'nin gerçeği futboldur. türkiye'de sporun amiral gemisi futboldur. galatasaray'ın uefa ve süper kupası, milli takımımızın dünya üçüncülüğü türk spor tarihinin en büyük başarılarındandır.

    bunlar futbolda avrupa şampiyonu olsa kıskanırdım yalan yok. ama şimdi haftaya bjk şampiyon olur, iki transfer haberi çıkar gündemden düşer.
  • 253
    bu buruk akşamda beşiktaş'la beraber yüzümüzü güldüren basketbol takımı.

    klasik bir fb mağlubiyeti aldılar monaco karşısında. bu sezon alınan maglubiyetleri benzer oyun oynayan takımlara karşı aldılar. sadece milano mağlubiyeti çok ekstra olmuştu ki aslında ona da ekstra denemez, milano iyi form tutmuştu son zamanlarda. onun dışında kızılyıldız ve bu maçta alınan mağlubiyet izahı olmayan mağlubiyetler. hadi kızılyıldız neyse de o maçtan ders çıkarmayıp bugün rencide olmaları, üstüne ikisinde de ciddi fark yediler. neyse, allah beter etsin. spanoulis de saras'a karşı ilk maçını kazanmış oldu.

    ha maçın şaşırtan anı da cekirdekci tayfa diye nitelendirdiğimiz, her maçı tiyatro havasında seyreden ülker arena sakinleri maçın sonlarına doğru "yönetim istifa" diye bağırdılar. babamla bir anda birbirimize bakıp "yuh" olduk. çok şaşırttı valla bu durum. cekirdekci-sosyete tayfa bile istifa çekiyorsa vah vah.

    (bkz: 12 aralık 2024 fenerbahçe beko as monaco basketbol maçı)
  • 21
    real madrid'i 3-0'la süpürdüler.

    yıllardır bok atarız ülker'le birleştikleri için. önceleri takımın isminde ülker olmasına bok atardık, son yıllarda bizim takımın isminin yalnız yazıldığını hatırlamıyorum. sonradan anlaşıldı ki avrupa basketbolu sponsorlar olmadan mücadele edilebilecek bir yer değilmiş. doğru olanı güçlü sponsorlarla uzun süreli anlaşmalar imzalamakmış. aslında bunu bizim değil yönetimin farketmesi gerekiyordu ama hakan üstünberk sonrası gelen birilerinin eşi, dostu olan yada lise ile bağı olan yöneticiler bol sıfırlı maaşlarından başka bir şeyle ilgilenmediler. dahası çoğu kez ergin ataman ve takımına yarardan çok zararları oldular.

    iki sezondur fenerbahçe basketbol takımı mükemmel yönetiliyor. dünkü başarılarından sonra bütçe üzerinden eleştirilmesi çok saçma bir durum. galatasaray'ın marka değeri fenerbahçe'den daha mı az sanki. tam tersi bizim marka değerimiz çok daha fazla. bu durumda rakibin bütçesine bok atmak yerine biz neden böyle bütçeler yaratamıyoruz onu tartışamız lazım. rakip avrupa'da şampiyonluğa koşarken bizim başkanımız olacak şahıs genel kurulda basketbol bütçesini daha da küçültmekten bahsediyor. asıl konuşmamız gereken mesele bu.

    bir de obradovic bizi abdi ipekçi'de yenemiyor meselesi var. tamam yarıştığımız bütçeler, yaşadığımız sorunlar falan düşünülünce başarıdır bu ama konumuz bu değil ki? adamlar avrupa şampiyonluğuna koşuyor, sen tutup puhahah bizi sahamızda yenemiyorlar diyorsun. bu çok afedersiniz fenerbahçelileşmektir. zira biz futbolda 2000 yılından beri avrupa başarılarımızdan bahsederken fenerbahçe taraftarı hep kadıköy'de bize karşı yenilmemekten söz etmiştir. ben arada bir fark göremiyorum.

    yaşadıkları başarı çok açı söyleyim bana koyuyor. ancak sırf bu yüzden başarılarını saçma sapan argümanlarla eleştirmem. fenerbahçe gibi bir camia herhangi bir spor dalında avrupada başarılı oluyorken biz neden bu haldeyiz onu sorgularım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın