4276
çok hıncal uluç - mahalle takimi kombosu bir tespit olacak belki ana kendisi hakkında şöyle bir komplo teorim var ve iddialarımın sonuna kadar arkasındayım;
şikecilerin ipliği pazara çıkınca ve tamamı damgalı eşek statüsüne geçince hem futbola olan ilgi azalmasın, hem milletin dikkati dağılsın, hem de dünyanın gelmiş geçmiş en dandik, en ilkesiz, daha fazla paracık gelsin diye reklam üstüne reklam koymak için kırk takla atan kurumlarından biri olan ligtv'nin pek sevgili gelirleri azalmasın diye geçen sezon play-off denen sikindirik bir uygulama peydah oldu ve suni bir heyecan ortamı yaratıldı, hatta ne yazık ki canlara bile mal oldu.
bu sikik uygulama o kadar beğenilmedi ki geldiği gibi rafa kaldırıldı daha ilk senede. lakin şikecilerin ne bok yediği halen ortada ve bilindiği üzere suçlular cezalandırılmadıkları takdirde daha da güçlenir ve yüzsüzleşirler. ibne basın veya fbjk diye boşuna demiyoruz, şimdi bu kader ortakları, iki utanma arlanma bilmeyen emek hırsızı camia birbirlerini de utanmadan kollayacaklar ki zaten federasyonun başına da çobanlık yapsın diye bir başka damgalıyı geçirdiler.
hemen konuyu melo'ya getiriyorum...
biz beğenmiyoruz belki ama melo'dan hayvan gibi korkuyorlar çünkü adam öyle ya da böyle defansın bel kemiği, takım savunmasının en kritik parçalarından birisi. hücumda ve topla oynarken hataları elbette var ama rakibi karşılama konusunda ne yazık ki takımda net bir alternatifi yok bana göre. atara atar, gidere gider yapan, fenerli artistlerin dilinden en iyi anlayacak oyunculardan birisi melo'dur, diğeri de sabri'dir ama garibimin futbolu korkutucu değil. melo'nun oyunu da harika ki formunu da bulmuştu tam...
sneijder ve droga transferlerinden rahatsız olan, götü tırsan şebeke ligin gazı kaçmasın, arayı açmayalım diye şartlanır ve tetikçi tolga özkalfa da talimatları alır, 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçında ortada bir bok yokken çat diye kırmızıyı yer melo... çünkü allah için o kadar temiz, o kadar düzgün oynuyoruz ki kırmızılık pozisyon dahi yok ama tetikçi tolga görevini başarıyla ifa edip sırasını savmış duruma düşmek için olmayan pozisyondan kırmızı kart doğurdu, iyi halt etti...
ligtv'nin milyon euroluk maaşlı elemanı markus merk efendi hazretleri bile "tükürmeye teşebbüs" diye kartı doğru olarak yorumladı. ulan markus, yalancıyı şey yapsınlar mı? tükürüğe teşebbüs ne lan feyk mi atmış melo? oğuzhan ile karşılıklı laf dalaşı yapıyorlar işte ne alaka yahu, yeni moda da tükürük oldu ha, birine karşı şöyle hafif iddialı bir tavırla ne diyorsan "tükürük" hadi hiç olmadı "tükürüğe teşebbüs" oldu adı amına koyim.
bu sezonun da "play-off"u bu ağalar, puan farkı kesinlikle açılmayacak, son haftaya kadar suni heyecan devam edecek. ligtv parasına para katacak, şikeciler itin götüne kesinlikle sokulmayıp kollanacak, biz de koyun gibi uyutulacağız son haftalara kadar.
bizde de kabahat var tabi nice fırsatı geri teptik, yoksa şu an ligdeki durum çok daha farklı olurdu ama melo iş bu yüzden kurban edilmemişse top olayım, bu kadar da iddialıyım...
bu konuda söylemek istediklerim şimdilik bu kadar.
şikecilerin ipliği pazara çıkınca ve tamamı damgalı eşek statüsüne geçince hem futbola olan ilgi azalmasın, hem milletin dikkati dağılsın, hem de dünyanın gelmiş geçmiş en dandik, en ilkesiz, daha fazla paracık gelsin diye reklam üstüne reklam koymak için kırk takla atan kurumlarından biri olan ligtv'nin pek sevgili gelirleri azalmasın diye geçen sezon play-off denen sikindirik bir uygulama peydah oldu ve suni bir heyecan ortamı yaratıldı, hatta ne yazık ki canlara bile mal oldu.
bu sikik uygulama o kadar beğenilmedi ki geldiği gibi rafa kaldırıldı daha ilk senede. lakin şikecilerin ne bok yediği halen ortada ve bilindiği üzere suçlular cezalandırılmadıkları takdirde daha da güçlenir ve yüzsüzleşirler. ibne basın veya fbjk diye boşuna demiyoruz, şimdi bu kader ortakları, iki utanma arlanma bilmeyen emek hırsızı camia birbirlerini de utanmadan kollayacaklar ki zaten federasyonun başına da çobanlık yapsın diye bir başka damgalıyı geçirdiler.
hemen konuyu melo'ya getiriyorum...
biz beğenmiyoruz belki ama melo'dan hayvan gibi korkuyorlar çünkü adam öyle ya da böyle defansın bel kemiği, takım savunmasının en kritik parçalarından birisi. hücumda ve topla oynarken hataları elbette var ama rakibi karşılama konusunda ne yazık ki takımda net bir alternatifi yok bana göre. atara atar, gidere gider yapan, fenerli artistlerin dilinden en iyi anlayacak oyunculardan birisi melo'dur, diğeri de sabri'dir ama garibimin futbolu korkutucu değil. melo'nun oyunu da harika ki formunu da bulmuştu tam...
sneijder ve droga transferlerinden rahatsız olan, götü tırsan şebeke ligin gazı kaçmasın, arayı açmayalım diye şartlanır ve tetikçi tolga özkalfa da talimatları alır, 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçında ortada bir bok yokken çat diye kırmızıyı yer melo... çünkü allah için o kadar temiz, o kadar düzgün oynuyoruz ki kırmızılık pozisyon dahi yok ama tetikçi tolga görevini başarıyla ifa edip sırasını savmış duruma düşmek için olmayan pozisyondan kırmızı kart doğurdu, iyi halt etti...
ligtv'nin milyon euroluk maaşlı elemanı markus merk efendi hazretleri bile "tükürmeye teşebbüs" diye kartı doğru olarak yorumladı. ulan markus, yalancıyı şey yapsınlar mı? tükürüğe teşebbüs ne lan feyk mi atmış melo? oğuzhan ile karşılıklı laf dalaşı yapıyorlar işte ne alaka yahu, yeni moda da tükürük oldu ha, birine karşı şöyle hafif iddialı bir tavırla ne diyorsan "tükürük" hadi hiç olmadı "tükürüğe teşebbüs" oldu adı amına koyim.
bu sezonun da "play-off"u bu ağalar, puan farkı kesinlikle açılmayacak, son haftaya kadar suni heyecan devam edecek. ligtv parasına para katacak, şikeciler itin götüne kesinlikle sokulmayıp kollanacak, biz de koyun gibi uyutulacağız son haftalara kadar.
bizde de kabahat var tabi nice fırsatı geri teptik, yoksa şu an ligdeki durum çok daha farklı olurdu ama melo iş bu yüzden kurban edilmemişse top olayım, bu kadar da iddialıyım...
bu konuda söylemek istediklerim şimdilik bu kadar.