• 980
    hocam; maçlardan sonra dikkat et. en ufak bir şeyde cezayı vermek için bekliyor ali koçun adamları. bırak ya yöneticiler konuşsun ya da sosyal medyada biz yıkalım ortalığı. sen sakin kal.

    bir de arda ve babelle maça başlama. skora göre, duruma göre alırsın onları ama hele deplasmanda oynatma.

    ayrıca nasıl ki 29 ocaktaki antep maçında ilk devre sonunda yaptığın değişikliklerle maçı kazandırdın, lütfen oyuncu değişiklikleri için 70'leri bekleme. özellikle yaşlı oyuncuların kondisyonu 50-60 dakikadan fazla yetmiyor. eskiden hadi kulübede adam yok diyorduk ama şükür şu anda bol bol adam var. takım oyundan düştüğünde kalkması için bekleme, sen müdahalenle kaldır.

    son olarak hepsini üst üste koyup öyle yaptığında çok güzel oluyor...
  • 404
    sevgili hocam,

    vallahi ben 92 doğumluyum. senin ilk gs döneminden hatırladığım şeyler juventus maçı, chelsea hezimeti, arsenal maçı. ikinci gelişinde ise gs dergisi ile birlikte büyüyen bi hype ve rize maçından sonra kahvehane köşesinde ağlayan bi çocuk. televizyonda candan erçetin’i çok sevdiğini öğrenmiştim. ben de çok severim.

    üçüncü gelişinde ise bitik bir takımı güçlü bir yönetimle devralman, takımın bütün oyuncuları değişti nerdeyse, ilk iki senende şampiyon yapman ve tekrar gitmen. bu sefer ben doğum günümü bi barda içip kutlarken gitmiştin. öyle ya da böyle. o ya da bu. gitmiştin.

    dördüncü kez geldiğinde askerde ilk haftamdı. içtimada ankara’da yaşayan beşiktaşlı feyyaz’dan öğrenmiştim. (tanıl bora yazısı gibi oldu aq.) acemi askerlik bitip internete kavuştuğumda ilk yaptığım şey senin arena’ya girişini izlemek oldu. usta askerliğimde de takımı şampiyon yapmanı izledim.
    her şey için teşekkür ederim. futbol gibi manasız bi şeyde bana aidiyet yaratıp beni galatasaraylı yaptın. gerçi gidişlerin de bi o kadar yıkıcı oldu öyle ya da böyle.

    ne senin gidesin var ne de bize senden başka hoca var. biz arkandayız, bizim de hayallerimiz var senin öğrettiğin. ama 99da bursa deplasmanına geldiğin maçtan önceki gün almira otelde başını okşadığın çocuk için başarılarına bi yenisini daha kat. çünkü büyük ünvan sahiplerine bu yakışır.

    güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa...
  • 1112
    hocam nankör değilim, neler kazandırdığını, nerelerden nerelere taşıdığının farkındayım, skor bağımlısı da değilim ama olmuyor bir türlü.

    kötü top oynuyoruz, ne oynadığımız belli değil, ne savunma ne de hücumda bir plan yok gibi, takım darmadağın, 2-0 öne geçtiğimizde bile rahat olamıyorum.

    tadında bıraksan mı acaba, sağ olduğun sürece senin bu takımı çalıştırman gerektiğini düşünüyordum fakat hayat çok hızlı akıyor ve de değişiyor tıpkı futbol gibi. skorlardan bağımsız, seni babası kadar seven bir taraftarım, önceliğim galatasaray elbette, daha fazla üzmeden ve üzülmeden ayrılık en iyisi sanırım.

    peşin not: kazandığımız maç sırasında hocayı eleştirdiğim zaman, "sana gelsin bu" yazılıyor, kötü skor sonrası ise "skor" taraftarı oluyorum, umurumda değil, takım bayadır çok dağınık, tamamen bireysellikle ayakta kalıyor.
  • 532
    sevgili hocam;

    19/20 sezonunda rotasyonda şu gençlerimize bol şans vermeni bekliyorum. çünkü bizim çocuklar piyasadan topladığımız rotasyon oyuncularından daha aşağı seviyede değil hatta bence daha iyiler. bu akşam oynadığımız maçta * gösterdi ki bu çocuklar bu işin hakkını verecek. saçma sapan isimlere şans verip bu çocukların önünü kesme lütfen.
  • 533
    sevgili hocam,

    2018 - 2019 sezonu devam ederken geleceğin galatasaray'ını oluşturacağınızı söylediniz. ancak 2019 - 2020 yaz transfer sezonunda ilk onbire aldığınız oyunculardan babel otuzunu geçmiş, seri de otuzuna yakın olan oyuncular. adı geçen falcao neredeyse yolun yarısını tamamlamış. siz değişimin ilk ayağı ocaktaydı, ikinci ayağı ise haziranda olacak dediğinizde. ocak ayındaki marcao ve luyindama gibi transferler bekledim. marcao 22, luyindama 25 yaşındaydı transfer edildiğinde. hala bu şansımız var. orta sahada ve forvette birer boşluk varken yaşlı oyuncular ile uğraşmasak da orta sahaya 22, forvete de 25 yaşında iki oyuncu alsak tatlı olmaz mı? ben söylemler ile yapılanları biraz çelişkili buluyorum.

    ayrıca mariano, linnes ve şener üçlüsüne de bir çare bulun hocam. mariano ile oynamak istiyorsanız ki bence sampiyonlar ligi için büyük hata olur, linnes ile yolları ayırın ki en azından transfer bütçesi oluşsun. olmadı artık hak ettiği ilk onbire linnes yerleşsin de mariano elden çıkarılsın. bana 3 sağ bek biraz saçma geliyor. hadi diyelim linnes yedek sol bek olarak düşünülüyor. o zaman da iki sol bekin de sağ ayaklı olması biraz saçma geliyor. bir de bu konuda üzüntülüyüm işte.

    saygılarımla.
  • 620
    süper ligde son iki sezon, toplamda 40 iç saha maçından 33 galibiyet 7 beraberlik alarak yenilgisiz ilerleyen galatasaray'ın 1 numaralı faktörü taraftardır.

    ve bu taraftar da dün tepkisini yapabileceği tek şekilde vermiştir. inanın demokratik bir seçim sistemiyle maç kadrosu oluşturulsa belhanda bu kadronun yedeğine dahi alınmaz. o halde taraftar denen oluşum desteğiyle nasıl ki tribünü doldurup, sahasını rakibe cehenneme çeviriyorsa tepkisini de aynı şekilde koyacaktır.

    fatih terim olarak taraftara seyirci diyorsan bundan sonraki iç saha maçlarını 10-15 bin kişiye oynarsın. deplasmanda takımın hali malum, bunun yanında iç sahada da tribün baskısıyla maç alamazsan o koltuk sallanmaya başlar. kimse seni kovmasa da zaten sen istifanı verirsin.

    kimse galatasaray'ın sahibi değil. kimse kimseyi sen o değilsin busun diye etiketleme özelliğine de sahip değil.

    gelelim mektuba.

    soruyorum o zaman sana sayın terim; her fırsatta bize asıl düşmanı biz görmüyormuşuz gibi işaret ediyorsun ya. peki bu düşmanların ceza vereceğini bile bile ne diye amatör organize açıklaması yaptın? tepki verdin değil mi? olan bitene dayanamadın ve elindeki tek tepki verme aracını kullanarak açıklama yaptın. sen ceza alıp takımı yalnız bırakınca biz senin arkanda durmadık mı? kalkıp sana teknik direktör değilsin, sadece elemansın demesini de bilirdik. tıpkı senin bize taraftar değil seyircisiniz dediğin gibi.

    bundan sonra bir düzelme ve değişim görene kadar, forma adaleti ve sahada bir oyun görene kadar sadece staddaki koltuğumda oturur tiyatro izler gibi maçımı izler giderim. sahada özveri gösteren futbolcuyu alkışlar, hatalı hakem kararı ya da rakip takım ataklarında tepkisiz kalırım.

    seyirci istiyorsan buyum.

    taraftar istiyorsan son iki sezon gelen şampiyonluklara ve iç sahadaki 40 maça bakman yeterli.
  • 1284
    hocam, canım hocam...

    seni çok severim. en büyük mutluluklarımda hep sen varsın. bana umutlu olmayı, bu oyunu sevmeyi öğreten sensin. yapılamaz denilen şeyi en azından denemeyi hep senden gördüm. son sefer ayrılışının zamanı ve şekli kesinlikle yanlıştı. fatih terim bunu hak etmiyordu. kesinlikle katılıyorum.

    ama artık her şeyi tadında bırakmak lazım sanki. ne biz her başımız sıkıştığında sana gelelim ne sen artık dönmem diyip bir daha galatasaray'a dönesin. öyle bir figürsün ki senin teknik direktörlüğü bırakmadığın her an takımın başında kim olursa olsun koltuğu sallantıda. bu yüzden artık galatasaray'ın okan buruk gibi nuri şahin gibi isimlere yönelmesinin vakti geldi de geçiyor. sen her zaman akıl danışacak hocamız ol ama saha içinde değil.

    evet bazı şeyler içinde ukde kalacak ama hangimizin içinde bir şeyler ukde kalmıyor ki. eğer bir kez daha gelirsen sen de biz de daha çok yıpranacağız. ne sen bunu yaşa ne biz. seni çok seviyorum canım hocam ama teknik direktör olarak şahsen dönmeni istemiyorum.

    ellerinden öperim hocam.
  • 740
    hocam,

    öncelikle bize yaşattığın başarılar için minnettarız.
    ancak her mağlubiyet sonrası, hikmet karaman, güvenc kurtar, ziya doğan, samet aybaba, aykut kocaman misali “iyi oynadık aslında ama şans ve hakem yüzünden yenildik” tarzı açıklamalarından artık ben utanıyorum.

    iki senede iki fiyasko transfer dönemi geçirdin. muriqi hariç istediğin herkes alındı. orada bile suçu ffpye attın. her maçtan sonra hata bende diye şov yaptın ama selçuk’u yine 11’e koydun.

    yakışmıyor hoca! 25 milyonla dalga geçiyorsun. kendini geliştirmek yerine, “ders almam, ders veririm” triplerinle yerinde sayıyorsun.
  • 1085
    bazen çok yoruyorsun hocam. hayatımızda sinir stres eksik olmuyor zaten bir de maçlarda sen böyle yapınca hiç tadımız tuzumuz olmuyor.

    (bkz: 5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçı)

    edit : türkiye süper ligi'nde şampiyon olmak bana yetmiyor hocam. konunun galatasaraylı olmamla, her sene şampiyonluk istememle alakası yok. yerel ligde bu takım her türlü şampiyon oluyor zaten. en kötü avrupa ligi gruplarında ses getirmemiz lazım. bu takım senin için elinden gelenden fazlasını sarfediyor. taraftar da. hadi artık.

    edit : istanbul'da oynanan st.johnstone maçından sonra 'en azından berabere kaldık' demek istemiyorum ben. st. johnstone kim ya?
  • 196
    sevgili hocam.

    akşam bir aksilik olmazsa maça gidiyorum. (bkz: 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçı)

    biliyorum drogba kafa vururken sen de vuracaksın.

    şampiyonlar ligine senle kaldık, emeğini unutamam. allah bin kere senden razı olsun.

    sakın merak etme, bu gece gerekeni yapacağız. dualarını eksik etme. yeni hocaya da alışıyoruz.

    ligde durum parlak değil. hakemler şikecilere yol vermekte caner, yanındaki egemen birde portekizli bir eleman var bu 3 elaman çok ayrıcalıklı adamlar. kart yasakları var. hakemler kendilerine kart göstermemeye yemin etmişler. bizim eboue'ye ceza sahasında faul yapılınca hakemler penaltı vermemekte, bir ara istinye'ye gidersen mhk başkanına uğrar ve benden çok selam söylersen çok sevinirim. hakemlerin ön yargıları sürekli bizim aleyhimize işlemekte. şikecilere ise nedense bir ön yargıları yok tam tersine çok sevecen davranmaktalar. adam gibi maçları yönetseler fark 9 değil 5 olurdu.

    milli takım'a gittin gideli evine gelmez oldun. gelirsen ve mancini'ye sihirli tesbihi verisen çok sevinirim. (bkz: fatih terim'in elindeki sihirli tesbih)

    anneannemin çok selamı var. biliyorsun alzheimer oldu. arda ve seni hala takımda sanıyor.

    saygılar,
  • 1303
    sayın hocam,

    bu ülkede bildiği doğruları savunan ve bunlardan kolayca vazgeçmeyen yegane kişisiniz. eminim politikadan uzak durmanızın çok mantıklı sebepleri vardır ve bu çok makul. ancak, ülkenin sınır güvenliğinin olmayışı, iflasa yakın hazinemiz, ve anayasanın ilk 4 maddesine olan tehditlerle bağımsızlığımız hiçbir zaman bu kadar olası olmamıştı. bunlar, insanların geleceği için çok karanlık kabuslar gördürmeye yetiyor.

    akıl dışı bir ülkedeyiz ve demokratik bir seçimle demokrasi kovalıyoruz. bu seçimde kazanan taraf ya farklı bir rejim olacak, ya da beğenmezsek 5 sene sonra gönderebileceğimiz biri olacak. 20 yıldır çalışmayan bir şeyi -1990’lardan 2020’lere kadar kendinizi sürekli yenileyen biri olarak- değiştirmemiz gerektiğini düşündüğünüze eminim. çünkü siz de, son galatasaray döneminizde bile gerektiği için farklı bir futbol anlayışı benimseyerek sarri’ye boyun eğdirdiniz, değişimi kabul ettiniz bir nevi. 30 yıl önce oynattığınız futbol ise, bugünün gegenpress’i.

    size bu ülkede kimse kolay kolay zarar veremez, daha önce denediler ve yaptığınız bağışla, katılmadığınız evet kampanyasıyla gereken cevabı verdiniz. ancak, bu günlerde atacağınız tek bir emoji, tek bir görsel, tek bir kelime bile milyonları sorgulamaya itebilir.

    sevgiyle kalın.

    sonradan edit: hocanın yanıldığı bir savaş yok.
  • 1132
    akbaba'n gitti babel'inle mutluluklar dilerim hocam. 2-0'dan maç vermeyi en büyük hobisi yapan hocam. hangi maçta babel'i aldın da istediğini aldın hocam. maçı baştan kaybedelim olsun bitsin hocam, sayende en büyük fobimiz 2-0 öne geçmek oldu.
    ne oyun içi müdahalelerin ne de değişikliklerin bize fayda sağlıyor hocam. tüm yaptıklarınla hem maç içi hem de sezon için momentumu rakiplere veriyor.
    tüm kariyerine inat hamlelerin çok üzüyor hocam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın