404
sevgili hocam,
vallahi ben 92 doğumluyum. senin ilk gs döneminden hatırladığım şeyler juventus maçı, chelsea hezimeti, arsenal maçı. ikinci gelişinde ise gs dergisi ile birlikte büyüyen bi hype ve rize maçından sonra kahvehane köşesinde ağlayan bi çocuk. televizyonda candan erçetin’i çok sevdiğini öğrenmiştim. ben de çok severim.
üçüncü gelişinde ise bitik bir takımı güçlü bir yönetimle devralman, takımın bütün oyuncuları değişti nerdeyse, ilk iki senende şampiyon yapman ve tekrar gitmen. bu sefer ben doğum günümü bi barda içip kutlarken gitmiştin. öyle ya da böyle. o ya da bu. gitmiştin.
dördüncü kez geldiğinde askerde ilk haftamdı. içtimada ankara’da yaşayan beşiktaşlı feyyaz’dan öğrenmiştim. (tanıl bora yazısı gibi oldu aq.) acemi askerlik bitip internete kavuştuğumda ilk yaptığım şey senin arena’ya girişini izlemek oldu. usta askerliğimde de takımı şampiyon yapmanı izledim.
her şey için teşekkür ederim. futbol gibi manasız bi şeyde bana aidiyet yaratıp beni galatasaraylı yaptın. gerçi gidişlerin de bi o kadar yıkıcı oldu öyle ya da böyle.
ne senin gidesin var ne de bize senden başka hoca var. biz arkandayız, bizim de hayallerimiz var senin öğrettiğin. ama 99da bursa deplasmanına geldiğin maçtan önceki gün almira otelde başını okşadığın çocuk için başarılarına bi yenisini daha kat. çünkü büyük ünvan sahiplerine bu yakışır.
güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa...
vallahi ben 92 doğumluyum. senin ilk gs döneminden hatırladığım şeyler juventus maçı, chelsea hezimeti, arsenal maçı. ikinci gelişinde ise gs dergisi ile birlikte büyüyen bi hype ve rize maçından sonra kahvehane köşesinde ağlayan bi çocuk. televizyonda candan erçetin’i çok sevdiğini öğrenmiştim. ben de çok severim.
üçüncü gelişinde ise bitik bir takımı güçlü bir yönetimle devralman, takımın bütün oyuncuları değişti nerdeyse, ilk iki senende şampiyon yapman ve tekrar gitmen. bu sefer ben doğum günümü bi barda içip kutlarken gitmiştin. öyle ya da böyle. o ya da bu. gitmiştin.
dördüncü kez geldiğinde askerde ilk haftamdı. içtimada ankara’da yaşayan beşiktaşlı feyyaz’dan öğrenmiştim. (tanıl bora yazısı gibi oldu aq.) acemi askerlik bitip internete kavuştuğumda ilk yaptığım şey senin arena’ya girişini izlemek oldu. usta askerliğimde de takımı şampiyon yapmanı izledim.
her şey için teşekkür ederim. futbol gibi manasız bi şeyde bana aidiyet yaratıp beni galatasaraylı yaptın. gerçi gidişlerin de bi o kadar yıkıcı oldu öyle ya da böyle.
ne senin gidesin var ne de bize senden başka hoca var. biz arkandayız, bizim de hayallerimiz var senin öğrettiğin. ama 99da bursa deplasmanına geldiğin maçtan önceki gün almira otelde başını okşadığın çocuk için başarılarına bi yenisini daha kat. çünkü büyük ünvan sahiplerine bu yakışır.
güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa...