• 821
    canın sağ olsun hocam.

    19-20 sezonun ilk yarısında çok eleştirdim sizi. gerçekten de ilk yarıdaki futbol size hiç ama hiç yakışmıyordu.

    ikinci yarıda tam işler rayına oturdu derken tüm dünyanın alt üst olması ne yazık ki bizi de etkiledi.

    lige verilen ara sonrasında da ne yazık ki şansımız yaver gitmedi, burada takımımızın da çok büyük payı var ne yazık ki ve de sizin. üstüne hakemler de eklenince şampiyonluk yarınlara kaldı.

    umarım 20-21 sezonu ile 23. şampiyonluğumuza kavuşuruz.
  • 1148
    kendimi bildim biledi, futbolu sevdim seveli, çıkardığı 11'ler, maç içi yaptığı değişiklikler kafamdakiyle seninki kadar benzeyen bir hoca görmedim. benim futbol görüşüm inancım neyse onu gs'ye uygulayan bir adam olarak senin bizim hocamız olman kadar güzel bir şey yok benim için. belki de bahsettiğim futbol görüşünü oluşturan adam sensindir, ben senden gördüklerimi futbolun doğruları sanıyorumdur. benim için en büyük hoca hep sensin. ama yıllardır bu takıma 100 futbolcu girdi çıktı gs'nin oyunu hala yok hala yok. sanırım miad doldu hocam. bunu ''sen bunadın, teknik direktörlüğün bitti, eskisi gibi değilsin'' demek için söylemiyorum. artık senin galatasaray'ı iyi bir yere taşıyacağına inanmıyorum çünkü hamleler tükendi. bu dakikadan sonra bu takıma verebilecek bir şeyin kaldığını düşünmüyorum. ikimizin de tuttuğu takım hakkında hayırlısı...
  • 650
    hocam real madrid'den 6 da yiyebiliriz. bence günümüz endüstriyel futbolunda açılan finansal makas göz önünde bulundurulduğunda çok da anormal bir skor değil. şampiyonlar ligi'nin önceki sene finalistleri 5-6 yiyebiliyor. ama biz ne oynadık? ne oynuyoruz? göz göre göre mücadele etmeyen, kötü oynayan ve takıma zarar veren oyuncuları neden inadından oynatıyorsun? bu takımın taktiği, oyun planı yok mudur?

    real madrid'den 6 yediğimiz önceki maça ve bu maça bak hocam. önceki maç gibi oynayalım hadi yine neyse. ki çok kötü oynadığımız bir maçtı. bugünkü maç neydi hocam?
    (bkz: 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçı)
  • 333
    sayın fatih hocam;

    aşağıda yazdıklarım, senin yaşayan efsane olmanı sağlayan özelliklerinin yanına eklemeni istediklerim. umarım okursun ve de gülümsersin.:)

    -maç sonlarında ya da soru sorulduğunda gereğinden fazla konuşma hocam. mecbur değilsin. az ve öz konuş. bu sana daha çok yakışıyor. bir de net cevap ver. cevap vermek istemiyorsan "yorum yok" diyebilirsin.

    -yerli yabancı ayrımı sakın yapma hocam. hakeden formayı giysin. öyle düşündüğünü biliyorum ama yine de altını çizeyim dedim.

    -saha kenarında çok dengeli ol. sana saldıran şeytanları biz taşlarız sen işini yap onları kale alma.

    -dörtlü defanstan asla taviz verme hocam.

    -bir tane yıldız sol bek aldır. paraya kıyıp aldır bu futbolcuyu. transfere ayrılan tüm parayı solbeke ver. carole ile olmaz bu iş. önümüzdeki sezon şampiyonlar liginde bize iyi bir solbek gerek. şimdi gelirse takıma uyum sürecini de atlatır.

    -sneijder'i bonservissiz, bruma'yı 7-8 m € satın alma opsiyonu ile kiralık alabilirsen çok iyi olur. sneijder takıma kalite katar, bruma yıldız kapasitesi olan genç isim. biz yıldızı para verip alamayız ama yetiştirebiliriz. bruma senin keşfin. ondan bir yıldız yaratabileceğini düşünüyorum. olmazsa aynı şey emre mor için de geçerli.

    -sana saldıran ahmet çakar gibi densizlerle hiç dalaşma. onları biz taşlarız.

    -önümüzdeki sezon için şampiyonlar liginde ses getirecek bir kadro planlaması yap. hedefini en yükseğe koy. bugün olmazsa yarın başarabileceğine önce senin inanman sonra da takımı ve taraftarı inandırman gerekir.

    -levent şahin 1. yardımcı olmalı. elmander ve tafferel de mutlak getirilmeli. çünkü her ikisi de disiplinli çalışma timsali kişilikler. belki bir yerli eski futbolcumuz daha alınabilir ama gereğinden fazla ismi florya'ya sokarsan ondan da sorun yaşayabilirsin.

    bu yazdıklarımı, sana inanan, ve seni destekleyen bir küçük kardeşinin fikirleri olarak kabul et.

    yolun açık, rüyaların gerçek olsun.

    not: kullandığım dili, gerçekte ne kadar hoşgörülü olduğunu bildiğim için özellikle seçtim. dediğim gibi okuman ve gülümsemen dileğiyle.
  • 53
    sayın hocam,

    hani 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında yobo'yu mars'a yollayan ve volkan'ın namusunu alıp götüren eboue reyiz'i son 10 dakikada almak zorunda kaldın da yerine servet'i koydun ya, ama ufa-semih ikilisini bozmadın da sağ beke koydun hani, işte sen bu hareketi yaptığın için bile canların canısın.

    bay mukoza'da azıcık akıl varsa anlamıştır herhalde maçın son 10 dakikasında sağ bek olarak girerek stoperde yerinin olmadığını. büyüksün hocam. bir oyuncuya takımda yerinin olmadığı bundan daha güzel anlatılamaz. saygılar.
  • 1304
    sevgili hocam;

    “astronomi mekaniği kanunları açıkca der ki; iki cisim çarpıştığında her zaman çevredeki cisimler de hasar alır.”

    50 yıllık dostun olmasam da çevrendekileri iyi seçmen dileğiyle sağlıklı yaşlara hocam. kim bilir, bir 50 yıl sonra belki birbirimizi göremeyebiliriz.

    saygılarımla;
    -kuzeyden gelmeyen galatasaraylı. yalnızca galatasaraylı.
  • 974
    hocam
    umarım istediğin kadro kurulmuştur. tamam irfan can da olsaydı daha iyi olurdu. ama vardır bunda da bir hayır.
    tüm galatasaray camiası olarak senden sadece saha içine odaklanmanı ve önümüzdeki maçı düşünmeni istiyoruz. çok kereler şahitlik ettik ki sen saha içine odaklandığında türkiye'de bileğini bükebilecek takım yok.
    avrupadakiler de zaten şampiyonlar ligini alıyor. rakiplerde gayet iyi oyuncular var. iyi kadroları var ama hiçbirinin fatih terim'i yok. bundan sonrası galatasaray için zor.çünkü güçlü rakipler var karşılarında. ama rakipler için daha zor çünkü karşılarında fatih terim'in galatasaray'ı var.
  • 1167
    türkiye'nin cv'si başarılarla dolu ilk ve tek teknik direktörüdür.
    kendisinden her yıl olduğu gibi bu yıl da şampiyonluk beklentim var, ancak olamazsak onun yerine avrupada bir çeyrek ve bol gelirli 2 tane satış (20-30 milyon euroluk) da benim nezdimde hocayı başarılı kılar.
    ancak kadro mühendisliği açısından hoca bir şeyleri doğru yapmıyor olabilir.

    konulardan ilki van aanholt kerem ikilisi. ilk önerim, bu ikili asla birlikte oynamamalı. toplu oyunda aanholt sol içe yerleşirken, kerem gezinen orta saha gibi oynuyor. ani bir top kaybında ikisinin de yerine dönebilmeleri zorlaşıyor, toplu oyundaysa galatasaray'ı inceleyen rakipler, kendi sağ tarafını göstermelik savunuyor. saha parselizasyonu felaket. kerem aktürkoğlu. bu çocuk sol açık oynamamalı. gelecek sezon yurt dışına gitmek için fazla istekli olduğundan istatistik kovalıyor gibi ve oyun şekli daha çok ham. sol açık olmasına rağmen, sol half space, sağ half space, zaman zaman sağ açığa kadar ilerliyor. takımın dizilimini bozduğu yetmezmiş gibi enerjisini doğru kullanmadığı için ikinci yarılarda oyundan düşüyor haliyle. dolayısıyla bu kadar ısrarcıysa, ya serbest 10 gibi oynasın, ya da yedek otursun. ama ondan sol açık yaratmaya çalışma hocam. illa kerem ve pva kullanacağım diyorsan, onerim basit, sol ic mevkiinde ömeri oynatırsak, hücumda hem çizgiyi kullanırız, hem de savunmada aanholta destek bir kuvvetimiz olur. avrupa maçlarında gol yemiyoruz, çünkü orada oyuncularımızdan asli görevleri isteniyor. kerem çizgisinden ayrılmıyor, van aanholt defansı önceliyor, berkan'dan yaratıcılıktan önce dinamizm bekleniyor, taylan da daha hızlı ve direkt oynamaya çalışıyor.

    ancak bence, bizim gecen yıldan beri asıl konumuz 'bitirememek'.

    bunun çok çeşitli nedenleri olabilir ama benim kafama takılan 2 tane mevzu var.

    ilki eldeki oyuncular:

    hocamız gereğinden fazla şeyler istiyor oyuncularından. mohammed bir kutu bitiricisi iken, hocam ondan orta sahada oyun kurulumuna katkı, duvar olma, savunmaya katkı da bekliyor. tabii ki mohammed bunları da öğrenebilirse, degerini 2-3'e anında katlar. ama mohammed bunun onemini kavrayamadı, bunları yapabilecek yeteneği veya isteği yok. bunları yapamadığı zaman demotive olup, yapabildiklerini de yapamaz hale gelmiş olabilir.
    diagne de ilk geldiğinde bir kutu bitiricisiydi, ve davranışları zaten problemli olan bir adamdı. ancak epl sonrası hedef santraforluk hakkında bayağı bir yol kaydettiğini söyleyebilirim. ancak şu anda hocanın yukarıda istedikleri için ekstra efor sarfettiğini düşünüyorum. ancak bütün bunları 2-3 mac 90 dakika yapıp, eski skorerliğini de beklemek haksızlık olur, çünkü 'diri' bir şekilde kutuda topla buluşamıyor. bitiricilik oranının aşağı düşmesinden daha doğal bir şey olamaz.
    halil ise bu grupta hocanın istediği şeyleri hali hazırda yapabilen bir oyuncuydu. o yüzden hızla değerine değer katıp takımda 1. forvet durumuna geldi.
    bütün bunları anlatmamın sebebi şu. bütün oyuncuları 'ideal' santrafora dönüştürmeye çalışmaktansa, değişik taktik ve diziliş anlayışları deneyip, bunlarla rakiplere saldırsak daha iyi olmaz mı hocam? mohammedi geriye getirmektense defans arkasına toplar denesek, diagneyle saklayıp, halille dağıtsak. yani kısacası rakibi sürekli şaşırtıp sonuçları toplasak?

    diğeri ise hocamızın yönergeleri.

    hocamız oyunu taç atışından kornerine, sahaya yayılımına, pasın atılacağı yere kadar oyunu fazlaca kurguluyor gibime geliyor. çoğu oyuncuya herhangi bir serbestlik tanımıyor. her şey fazlaca planlı ve oyun bu yüzden akıcı değil. haliyle rakipler için çoğu şey beklendiği gibi ilerliyor. 2 maç onceye kadar takım ortadaki bomboş oyuncuya bile taç atmıyordu. evet merkeze tac atmak tehlikeli ama hiç atmamak ondan daha tehlikeli. rakip bunu farkettiğinde neden merkezdeki boş oyuncuyu marke etsin?

    hocanın taktik teknik bilgisi açısından iyi bir avrupa takımının hocasından eksiği olduğunu düşünmüyorum. ancak onu çok seven ve onun istekleri doğrultusunda elinden geleni vermeye hazır bir takımı var. bu fazlaca 'kurgulanmış' oyun teoride takımın aklına yatsa da pratikte iş görmüyor. sırf o yüzden, hem oyuncular, hem de hocamız duygusal dalgalanmalara giriyor. hocam, kısa vadede, pratikte de teoride de mümkün olduğunca basit, oyuncularının yapabildiği şeylere yönelirsek, takımın hem motivasyonunu hem de bütünleşmesini daha kolay sağlarız. uzun vadede de, oyuncularının, senin isteklerine daha fazla cevap verebilmeleri için gereken zaman dilimini yaratmış oluruz.
  • 346
    hocam merhaba.

    futbolu benden 6,02x10^23 kat daha iyi biliyorsunuz, buna en ufak bi şüphem yok. ama neden bazı takıntılarınız var? mesela carrasso ile ilgili nasıl bi problem var? eray'dan hangi özelliği kötü? eray bu haldeyken, muslera cezalı iken biz neden carrasso kesin olarak oynamaz diye düşünüyoruz?

    ndiaye gitmişken fernando yokken neden belhanda düşünülmüyor?

    size sonuna kadar güveniyor ve şampiyon olacağımıza inanıyorum.

    45+1
  • 65
    selamlar imparator,

    kuşku yok ki sen herşeyin en iyisini bilirsin ama benim de nacizane bir tavsiyem var. takımımızın bireysel anlamda daha fazla gelişmesi için birşeyler yapmak lazım. misal defans, orta saha ve forvet bölgeleri için ayrı ayrı antrenör tutmak.

    hayatını gol atmakla geçirmiş emekli forvet oyuncusunu yanına alıp takımdaki forvet oyuncularını eğittir. onlara pozisyon bilgisi versin, son vuruş teknikleri versin, vs..
    hayatını savunma yapmakla geçirmiş emekli savunması al yanına ve takımdaki defans oyuncularını eğittir.

    sen ise yukarıda tüm bunları koordine et, yönet ve denetle. takıma genel taktik ver, genel antreman yaptır.

    bu yapıyı bizim takıma uygulamak için öncü ol. herşeyi rayına oturttuktan sonra futbol şubesinin başına geç. ölene kadar orada kal.

    uzun ve mutlu yaşa. başarılı yaşa demiyorum çünkü bu senin hayat felsefen.

    saygılar.
  • 396
    hocam,

    sizi çok seviyorum.
    gerçekten de bu takımın başına gelebilecek en iyi hocasınız.
    aslında bunu herkes biliyor, kimi sizi sevmediği için bunu dile getiremiyor.
    kimi ise, yangıncı taraftar olduğu için size güvenmiyor.
    güvenmeme nedenleri ise, yiğit gökoğlan, sercan yıldırım transferleriniz filan .
    çünkü bilmiyorlar, hatırlamıyorlar veya hatırlamak istemiyorlar ki;
    ümit davala'yı, vedat inceefe'yi, filipescu'yu, adrien ilie'yi siz değil, muzaffer kuşan bu takıma aldı.

    onu bırakın, geçen sene nagatomo geldiğinde bile neler dendi, sonra ligin 2.yarısında neler oldu gördük.
    nolur bu sefer, geçen seferki gibi ayrılıklar sorunlar yaşamayalım. muğdat'a tepkiler olması filan sizi düşürmesin (zaten artık o kadar olgun bir yapıdasınız ki, rakipler ve içimizdeki hem dublin, hem belfast'lılar çok somurtkan.)
    tabii ki suçunuz vardı bir önceki ayrılığımızda ünal başkan kadar. ancak geride kaldı, önümüzde tertemiz bir sayfa var.
    ve beraber çok güçlüyüz.
    sen bizim için, bizim sana sevgimiz de senin için büyük şans.

    iyiki bizimlesin.
  • 1290
    hocam,

    biliyoruz ki sana galatasaray maçlarına gelmiyor eleştirisi getiren bir kesim, maça gelsen bu kez de diyecek ki “hiç maça gelmeyen adam maça geldi, okan hoca’nın arkasından iş mi çeviriyor” falan.

    yani yok ebesinin nikahı diyenler olabilir ama, adamın gömleğinin renginden, izlenmemiş antrenmanındaki 5’e 2’den, gedson’u rui costa’nın öğrencisi olduğu için oynattığından falan bahsederek eleştirenler bu sözlükte yazıyor.

    kendi tercihi. bence maça gelmemesi, galatasaray’ın içindeki simalarla görüntülenip polemik yaratmaması daha şık hareket. alex ferguson’un bulunduğu ülke ingiltere, hoca maça gelip dursun özbek’le tokalaşsa milyon tane polemik üretilecek bir ülkede yaşıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın