resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 23053
    istifasını isteyen kişilerin bilip bilmeden kimlere hizmet ettiği günbegün ortaya çıkıyor.

    gökhan çıra denilen kişi de acaba kimlere hizmet etmektedir ?

    8 şampiyonluk + uefa kupası kazanan yaşayan efsanenin 1 yıl bile kredisi yoksa, yerine istedikleri hocaları çiğ çiğ ilk bunlar yer.

    bir gün emekli olursa, yerine gelecek hocaya hoş geldin ve güle güle yazmalı. nasıl olsa bu ortamda fazla kalamaz.

    alman falan isteyenler var bir de. ahahahahahahahahahahagahqha

    yedirmeyiz. ünal aysal denilen kişi o hatayı bir kez yaptı, bundan sonra yapamayacaklar.

    ibrasız haliyle mustafa cengiz zaten cesaret bile edemez. abdurrahim albayrak varken hele.

    seni savunacağız hocam.galatasaray seninle her zaman daha güçlü olmuştur.

    seyirci değil, 50 bin cephane olmalı eskisi gibi.
  • 23055
    çok zorlu dönemeçleri bu sefer alamadığı bir dönem geçiren hocamız. toparlar mı, evet. eleştirdik mi, evet. 2000 yazında gittiğinde, 2002 baharında geri gelmek için kulis yaptığında, 2004 kışında kurduğu takım dibi gördüğünde, 2013’de “göstermelik imza” dediği o ucuz törende, 2016’da hırvatistan maçı sonrası “ben de duyuyorum o haberleri, dönünce bakarız” diyerek maç sonrası galatasaray teknik direktörlük sorusuna yanıt verdiğinde ve tabii bu dönemde de. gelmemesini istediğim iki zaman oldu ama gitmesini hiç istemedim. yalnız bugün durum başka, bugün hırsları nefretlerine koçbaşı olmuş bir garabet ile rekabet eden galatasaray’ın hatasıyla sevabıyla paratoneri. para para diye tazminat için sızlanmaları da, her başarısızlıklarında onun adını anmaları da bundan. önceden ellerinde siyah çantalar florya’da transfer teklif ederlerdi, sonra papermoonda yemek tatlısı servis edilirken yan masadan oyuncusunu istediler, şimdi “bize zaten olmaz ama önümüzde engel olmasın” diyorlar. kendine has mizacı var, o kadar yıla, fulya hanıma, sonradan öğrendiği yabancı dillere, çalıştığı, gezdiği gördüğü ülkelere rağmen o bıçkın tavır hep kaldı. bu ortamda da zararından çok faydasını gördük o tavrın. elbet diyelim “yanına işi senden sonra devam ettirecek bir ya da bir kaç hoca neden yetiştirmiyorsun?”, elbet diyelim “eksiği fazlası tüm noktaları belirleyip bu takımın bir oyun planı olmasını ve bunun da en verimli seviyede tutulmasını niye sağlayamıyorsun?”, elbet diyelim “sahibi olduğunu söylediğin hayallerini bizim de seninle beraber hayal edebilmemiz için bize bir gerçeklik gösteremiyorsun?”, elbet diyelim “adaletin olmadığı yerde olmayacağını kameralara haykıran sen, adaletin olmadığını gördüğün için mi forma adaletini uygulamıyorsun?”. yalnız kalkıp da teknik taktikten hiç anlamadığını iddia ederek ya da doğrudan doğruya istifa etmesi gerektiğini demeyelim. bu arada, ben kendisiyle hiç rahat rahat şampiyon olduğumuzu da bilmem. en rahat olacağımız sene 2012-2013’tü, bu sene başındaki havanın fazlası vardı takım için medyada, devre arasında drogba ile sneijder geldi atmosferin en üst düzeyine erişti, onda bile aslında çuvalla puan kaybedip de rakiplerimizi yenmemiz gereken her maçta yendik diye şampiyon olduk. biz o zamanlarda da mı taktiksiz, teknik yeterliliksiz oynuyorduk? oyun sürekli değişiyor, yeni gereksinimlere ayak uydurmakta güçlük çekiyor denilirse onu ayrıca konuşuruz, analist ve teknik ekip desteğiyle halledilecek bir konudur diye de mutabık kalırız. yani kopup gitmek, rakipler ile arayı açmak çok puan farklı şampiyonluklar ile olmuyor. mümkün mertebe ardı ardına şampiyonluklar ile oluyor. bu da sürdürülebilir süreçler ile olur. sürdürülebilirlik için de ütopik değil realist yaklaşmak ve elindeki durumu hem içeriden hem de dışarıdan gelen etmenler ile anlamak temel şarttır. bu sene de yerelde kaybedilen hiç bir şey yok. esas kaybedilen avrupa hüviyetimiz ki, onu da çilek transferleriyle 7 sene önce ister istemez oyuncu ön planlı yapmış, 2013’te hocanın ayrılması ile tamamen oyuncu endeksliye almıştık ve 1 yıl kadar sürdürebilmiştik. avrupa kimliğini geri getirmek için o kimliği en üst düzeye taşıyan kişiye destek olmak, dışarıya karşı da arkasında durup eleştirimizi de içimizde yapmak gerekir.
  • 23056
    mevcut sözleşmesini tamamlaması gereken teknik direktör, farklı minvaldeki galatasaray düşmanlarının ortak paydası.ali sami yen ve metin oktaydan sonra en büyük üçüncü galatasaraylı. galatasaraylıları en çok sevindiren, en çok gururlandıran, ve bunu yapmaya bu camiada görev yapacağını son güne kadar devam edecek olan galatasaray efsanesi. bu sene istediği oyunu oynatamadığı aşikar, tek suçlu olarak görülmesi ise haksızlıktır. başımızdaki ffp musibetinin baş müsebbibi değildir. transferde yanlış tercihler yapmıştır, ama doğru tercih olarak gördüğü ve takımımıza katılmayan oyuncuların başarısı görüldükçe, doğru yaptığı tercihlerin de olduğu yadsınamaz.
    (bkz: vedat muriqi)
    (bkz: roman yaremchuk)
  • 23058
    çalışma masamda bir adet fotoğrafı olan, cumhuriyet ile yönetilen ülkede tek imparator olan efsanemiz. aynı zamanda nickimin özde ve sözde sahibi.

    her karamsar olduğum maç öncesi, yapmış olduğu maç sonu konuşmalarını dinlerim. o umutsuzluğu alır götürür. inanıyoruz ve seviyoruz seni.

    fakat oyuncu değiştirme ve bazı oyunculara güvenme konusunda çok fazla eleştiriyorum. yiğit gökoğlan tarzı hiç olmayacak oyunculara bu kadar güvenme. bunun gibi birkaç isim var. elbette transferde yüzde yüz doğru isimler tutturamazsın. ama bazı isimler de hiç bu formayı hak eden isimler olmuyor.

    florya'da koltuğundan her genç oyuncuyu takip ettiğini biliyoruz. bazı gençlere daha fazla güven hocam. taraftar da güveniyor. sana daha başka güveniyoruz.

    yolun başarılarla dolu olsun canım hocam.
  • 23059
    ilk 2 dönemini yaşım gereği hatırlamıyorum ama ilkokul dönemim boyunca fenerbahçe karşısında yaşadığım ezikliği sona erdirmiş ve benim için yeri çok farklı olan teknik direktör.

    dediğim gibi ilk 2 dönemini hatırlayamadığım için 2011'den sonrası için yorum yapacağım.2011 yazında sekizinci sınıfa geçmiştim. 2004-2011 arası geçen 7 senede 2 mucizevi şampiyonluk(süper lig 2005-2006 sezonu ve süper lig 2007-2008 sezonu) gördüm. 2 sezonda benim için çok değerli sezonlar olsada favori olmadığımız sezonlardı.

    2004-2011 arası fenerbahçeye karşı gördüğüm galibiyet sayısı ya iki yada üçtür. nonda'nın kafası, 5-1'lik maç ve kupada son dakika golüyle 2-1 kazandığımız maçları hatırlıyorum. her derbi sabahı yüzüm asık bir şekilde okula gider, önce servis şoförü tarafından sonra okuldakiler tarafından hep dalga geçilirdim.

    ama bu adam geldikten sonra ilkokul dönemimde yaşadıklarımın acısını fazlasıyla lise ve üniversitede çıkardım. fatih hoca geldikten sonra ilk derbisi 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nda öyle bir futbol oynattı ki bu maçtan sonra galatasaray'ın çehresi değişti. 2010'lu yıllar galatasarayın oldu. bu maçın ardından kadıköy'de 2-0 geriye düştüğü maçta fenerbahçe'yi 70 dakika boyunca ezerek 2-2'lik beraberlik çıkarmıştı. süper finalde arenada oynadığımız maçta belkide ilk kez bir derbi mağlubiyeti sonrası gururla gezmemi sağladı ki bu maçtan 3 hafta sonra ömrüm boyunca unutamayacağım bir gün yaşattı bana. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'nın oynandığı gün benim açımdan kelimelerle anlatılamaz.

    kadıköyde ki şampiyonluktan sonraki sezon ilk maçında süper kupada fenerbahçe'yi 10 kişiyle yine yenmişti. şampiyonlar liginde gruptan çıktık ve fenerbahçe'yi bir kez daha yendik. bu sıralarda trabzonspor ve beşiktaşa karşı beraberlik bile çok nadir geliyordu. derbilerde büyük bir üstünlük kurmuştuk. bu sezon tekrardan şampiyon olmuştuk ama benim için bu sezonun en önemli 2 maçı schalke ve real madrid maçlarıydı. 15 yıldır futbolu takip ettiğim dönemde, gönül verdiğim takımın avrupa da en başarılı sezonuna şahit olmuştum. şampiyonluk kadromuzda sneijder-drogba-melo-muslera-eboue-riera gibi yıldızlar vardı. en iyi türk oyunculardan ikisine sahiptik. 2013 mayısda bulunduğumuz durumu, sneijder'i, drogba'yı 2011de fatih hoca gelmeden önce söyleseler inanmazdım.

    sonraki sene başında emirates kupa'sını alışımız, süper kupa'da tekrardan fenerbahçe'yi yenmemiz, kurduğumuz kadro bize çok büyük hayaller kurmamıza vesile oluyordu. ama ne yazıkki 22 eylül beşiktaş galatasaray maçı'nda 80.000 beşiktaşlıyı sahaya indirdikten sonra yollarımız ayrıldı. 2010'lu yıllar bizim için çok iyi geçti ama bu olay olmasaydı belkide hem türkiye de hem avrupada çok farklı konumlarda olucaktık.

    4 senelik ayrılıkda hamza hamzaoğluyla tek şampiyonluk yaşarken terim öncesi derbi ve kupa kısırlığı gibi bir dönem yaşamadık. 3 türkiye kupası, 2 süper kupa ve 4. yıldızın gelmesine sebep olan şampiyonluk kazandık. derbilerde de her takıma karşı üstündük.

    sonrasında tudorla başladığımız sezonda nerede kalmıştık yazdığı gece tekrardan şampiyonluklar ve avrupa hayali kurdum. 2 sezon çok zorlu şampiyonluklar yaşattı bize ama o avrupa başarısı çeşitli nedenlerden dolayı gelmedi.

    evet 2 sezondur kampa oyuncu yetişmiyor, 2 sezonda da santrafor sıkıntısı yaşadık, 2 sezonda da sakatlıklar belimizi büktü ama eğer fatih terim gerçek fatih terim olsaydı en azından başımız dik şekilde avrupada yolumuz devam ederdik. herkesi eleyelim demiyorum ama 11 aralık paris saint germain galatasaray maçı öncesi yaşadığım durumu fatih terimle yaşayacağımı hiç düşünmüyordum. resmen çaresizlik içinde maçı bekledik hepimiz, 5 golden fazla olmasın diye dua ettik. ne oldu hocam sana yaşın gereği mi formsuzsun ? yeni futbol düzenine ayak mı uyduramadın ? gerçekten seni tanımakta çok zorluk çekiyorum. bu sezon şampiyon olsak ne olucak ? yine sadece parası için mi şampiyonlar ligine gideceğiz ? ne olur şimdiden gelecek seneyi düşün. 2. veya 3. olalım sorun yok ama gelecek sene avrupada bir şeyler yapalım artık.

    sen bizim yaşayan efsanemizsin. 2 kere bu kulübün çehresini değiştirdin. türk futbolunun bir zamanlar şaha kalkmasının en önemli sebebisin. 10 sezonda 8 şampiyonluk yaşadın, şampiyon olup olmaman önemli değil ama allah aşkına hocam emekli olmadan önce şu takımı avrupada tekrardan şaha kaldır. genlerimizde olanı tekrardan dışarı aktar. türk futbolunun imparatoru olduğunu son döneminde de dosta düşmana göster !!

    edit:yazım hataları düzeltildi
  • 23061
    zamanında kendisiyle yaşadığımız başarılar o zaman için hayallerimizin ötesindeydi, çok mutlu olduk, rüyaları yaşadık birlikte. ikinci dönemi kısıtlı imkanlara rağmen başarılı olan ve iyi giden lucescu’nun ahıydı bana göre, kayıp, tuhaf bir dönemdi. ünal aysal zamanında olanlardan sonra ise kızgındım, kırgındım kendisine. derken bir akşam bkm’de ata demirer’i izlerken sözlükte başlığının yıkıldığını gördüm, akabinde de ‘’nerede kalmıştık’’ tweet’ini. unuttum olanları. hepimiz insanız, insan hata yapabilir, zaman zaman üzebilir. hoca da bu sene hatalar yaptı, yapıyor ama ben toparlayacağını düşünüyorum. kendisine zarar veren iki olumsuz durum var görebildiğim kadarıyla.

    ilki evlatçılık ki bu aslında her zaman her durumda kötü bir şey değildir ama hocada işler karışıyor zaman zaman. euro 2008’e forvette sadece yedek semih ve bitik nihat’la gitmek intihar gibi bir şeydi mesela ama ikisi de fena oynamadı. selçuk adamlar para prim peşinde hocaya ters giderken yanında yer almış olabilir, bu elbette önemli bir duruş ancak karşılığı yıllardır oynamadığı halde sözleşme uzatmak olmamalıydı, belki teknik ekipte olabilirdi. belhanda, hazır bir kıvama getirmişsin, iyi kötü alıcısı çıkmış, sal gitsin bu adamı. feghouli, sıfırdan dönmüş olabilir ama aranan kan değil, sal gitsin. donk, geldiğinde ne kafa ne saha performansı olarak yoktu böyle bir adam, dipteydi. aldın yararlandın çok iyi ama performansı bir yere kadar. mariano keza. nagatomo keza. neyse, görmüştür diye düşünüyorum.

    ikincisi ise biatçılık, bu da gri bir alan. ya bendensin ya değil, ya bana koşulsuz biat edersin ya da burada yaşayamazsın gibi bir bakış açısı var gibi duruyor. etrafına vasıfsız (değilse de öyle görünen) adamları toplamasının ilk düşündürdüğü bu adamların sözünden çıkmayacaklarına emin olması. kendisiyle tartışacak, gerektiğinde önce çıkacak birilerini bulamadığından ziyade istemiyor gibi. özgüveni yüksek birinden çok beklenecek bir hareket değil, daha ziyade konfor alanını bozmak istememesi gibi geliyor bana. hata yapamaz gibi mi görüyor kendini, özeleştiri mi yapamıyor bilmiyorum ama taraftarı asıl üzen, kötü bir maçtan sonra çıkıp konuştuğunda söylemesi beklenen şeyleri söylememesi. kötü oynadıysak iyi oynadık demesi gibi mesela. ya da bundan sonra şöyle yapacağım dediği şeyleri yapmaması. bir kısmı alternatifsizlikten de olsa biraz daha açık olabilir hoca. ben yaptım oldu, dediğim dedik, benim doğrumsa doğrudur gibi düşünce yapıları iyi gelmiyor bize.

    her şeye rağmen elbette kredisi vardır, çok kıymetli bir değerimizdir, toparlayacaktır.
  • 23064
    bir devir muhabbetidir gidiyor. devri geçmiş de, çağa ayak uyduramıyormuş da. bir yığın popülist laflar. bu ülkede ne söylerseniz söyleyin arkanızdan gelecek yığınla insan bulabilirsiniz. ilk kim söyledi bilmiyorum ama bomboş, henüz çok da büyümeyen bir kelebek etkisi yarattı. hocanın devri falan geçmedi, geçmez de.

    "...benim de kendime göre rüyalarım var..." diyerek başladı 4. dönemine hoca. özellikle 2019-2020 sezonu yaz transfer döneminde, önceki 2 sezonun hıncını çıkarırcasına kaliteli futbolcular getirildi. ki bu futbolcuların hemen hepsi bizi heyecanlandırmıştı. 100 golle şampiyon oluruz diyenler, kar yağarken tur atarız diyenler, fatih hoca ve hepimiz yanıldı, yanıldık. hiçbir döneminde "gurur duyulmayan takım"ı olmamasına rağmen ilk kez bu oyuncu gurubunu arkasına alamadı, şimdiye kadar en azından. burada, istanbul'a ve galatasaray'a ve saha içine adapte olamayan futbolcular yerine hocada %100 suç aramak abesle iştigaldir.

    son 2 senede 4 kupa kazanan, kısıtlı imkanlarla çalışmak zorunda kalan, federasyonla, medyayla, siyasi figürlerle ve masa başı oyunlarıyla başa çıkmaya çalışan fatih terim, bu ülkede son 30 yıldır, bilhassa son 15 yıldır bir çok alanda yetişen uzmanlardan(!) çok daha vizyonlu ve işine son derece saygı duyan bir profesyonel.
    futbol bir bilim dalı olsa ve doktora yapılıyor olsaydı türkiye'den prof. dr. ünvanını alabilecek tek kişi kendileri olurdu.

    25 yıl önceye kadar; galatasaray dışında, yurtdışında kupa almayı bırak, galibiyet almayı aklının ucundan geçiremeyen türk futboluna, hücum futbolunu, alan parselasyonunu, geçiş oyunlarını, hep beraber savunma hep beraber hücum anlayışını kazandırıp bunlarla tarih yazmış hocanın, hayalleri doğrultusunda yeni bir anlayış üzerinde çalıştığını görmeyip, devri geçti demek... bu oyunun, bu oyuncularla tutmayacağını kendileri de görmüştür bu süreçte eminim.

    toplum olarak ne eleştirmeyi, ne övmeyi, ne de sahip olduklarımızın değerinin farkında olmayı biliyoruz.

    kısaca bu sezon* başarılı olur ya da olmaz, hocayı "devri geçti" diye eleştirmek oldukça basit ve popülist bir söylemdir.

    ayrıca hocaya, kendileri gibi hakeret etmeyen ve saçma sapan argümanlarla eleştirmeyenleri terimsporlu ilan edenlere hatırlatalım.

    kimse galatasaray'dan büyük değildir ve aynı zamanda "galatasaray bir his takımıdır."

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır/#557523)

    #ölenekadarseninleyiz
  • 23065
    bu takımın üstündeki ölü toprağını atmakta bir numara olan yaşayan galatasaray efsanesi.

    bu sene oldukça kötü bir dönem geçiriyoruz takım olarak. elbette hataların kayda değer bir kısmı bizzat çok sevdiğim hocamızın. saha dışına o kadar taştı ki saha içindeki felakete yönelmeye fırsat bulamadı. organize ve profesyonel kötülerin oyunu kısa vadede tuttu diyebiliriz. zararını da sadece ligde değil 2 senedir avrupa'da da çektik maalesef.

    ancak her şey bir tarafa, şu bir gerçek ki hoca kafasını futbola verince bu ligde durdurulamaz bir kuvvet. ve artık kafasını futbola vermek zorunda, çünkü çok ciddi baskı altında an itibariyle. hayatında hiç almadığı kadar eleştiri alıyor bu dönem. son 2 sene üst üste şampiyon olan takımın hocasına devri geçtiği söyleniyor.

    şimdi artık hocanın yapması gerekene ve muhtemelen yapacağına gelirsek;

    1. devre arasına kadar puan kaybına artık tahammülümüz yok. 2 maçı da iyi kötü oyun ayırt etmeden kazanmak zorundayız. gerekirse tarihin en boktan oyunuyla 1-0 da olsa alıp kendimizi ocak ayına kayıpsız atacağız.

    2. meşhur forma adaleti. artık hak edene formayı vermekten bir dakika imtina etmeyen fatih terim modu'nu açmanın tam vakti.

    3. devre arasında oynamak istemeyen, ruhunu koymayan herkes gidecek. nzonzi zaten kesin yolcu. bana göre belhanda ve seri'nin de bileti kesildi. belhanda satış yapılabilmesi için oynamaya devam ediyor. mariano ve nagatomo da topun ağzında. bana kalsa maliyeti düşürmek ve kaynak yaratmak açısından babel ile feghouli için de talip varsa görüşülmeli.

    4. tempolu oyun. bu sene artık sadece lig kaldı elimizde. ligin anahtarı da bireysel yetenekten çok tempo. kampta yüklemeler buna göre yapılmalı, transfer yapılırken de bu gözetilmeli. artık ısırmayan bir galatasaray izlemek istemiyor kimse. hoca da bunun farkındadır.

    5. bu en kritiği olabilir. hocanın artık ne olursa olsun saha dışına kaymaması gerekiyor. yönetim hocayı artık dış etkenlerden izole etmeli. hocanın savaşı saha içindeyken lazım bize.

    kısacası sevgili hocam, çok zor bir altı ay bizi beklemekte. ancak bunu başaracak bir numaralı kişi de bizzat sensin.

    muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcut.
  • 23066
    2 sene önce bugün nerede kalmıştık tweeti atmıştın hocam. o twetten sonraki ilk maçın göztepe maçıydı* o sezon şampiyonluğumuzu kutladığımız maçta göztepe maçıydı.*

    bugün nerede kalmıştık tweetinin atıldığı gün ve yine karşımızdaki rakip göztepe.*

    kötü oynuyoruz, sakatlıklar var, boşvermişlikler var ama bugün artık şampiyon gibi oynayalım hocam. 23. hedefimize ilerlerken ki dönüm maçımız bu maç olsun.
  • 23068
    en sevilmeyen, en formsuz görülen döneminde 2 senede 2 lig şampiyonluğu ve daha nice kupalar kazandırmış imparator. bu sene için de* henüz hiçbir şey bitmiş değil.
    şimdiye kadar kazansak dahi oynattığı futbol mantalitesiyle ve avrupadaki başarısızlığımizla bizleri üzmüş olsa da daha birlikte kazanacak çok kupamız var. varsın bu sene de böyle geçsin.
    belli mi olur seneye yeni melolar yeni hagiler bulur hocamız.
  • 23070
    tam 2 yıl önce bugün "nerede kalmıştık" twitiyle dümene geçen ve günden bu yana takıma 2 lig şampiyonluğu, 1 türkiye kupası ve 1 süper kupa kazandıran efsane hocamız.

    2 yılda bu başarıları yakalayabilecek dünya üzerinde herhalde başka bir teknik adam yoktur. evet fatih hocanın takımı bu yıl istenildiği gibi görünmüyor. sebebini teknik taktik olarak yorumlamak çok kolay, hepiniz futbol dehasısınız ya klavye başında 2 pes, fifa oynayarak büyük futbol adamı oldunuz.
    senelerini futbola vermiş, sayısız başarılara ulaşmış, uefanın ve önde gelenlerinin saygı gösterdiği, elit teknik adamlar arasında saydığı fatih terim'e dil uzatacaksınız. "yazıkları olsun" der geçerim ayrı mesele.

    esas mesele ne peki? esas mesele şu; yanlış takım kurulması. ya da yanlış takım kurmak zorunda kalınması.
    maalesef emre akbaba, deniz türünç, vedat muriç'te görüldüğü üzere anadolu takımlarında futbolcu almak kolay değil. maddi durumun dışında bir de galatasaray'a karşı kurulmuş rezil bir oluşum var.

    bu nedenle ve fpf etkisiyle kadromuz kiralık ve bonservissiz yabancı futbolcularla doldurulmuş durumda maalesef. ve bu oyuncuların bazılarının kendi takımlarında uzun süre oynamama durumları da var üstelik. yani ya tutarsa ihtimali de var.

    evet ama böyle takım kurulmaz mı? kurulur lakin burada başka bir sorun ortaya çıkıyor; ödeme ve para krizi. sen bu yabancı futbolcuların taksitelerini zamanında ödemezsen adamlar kazan kaldırır. babel olayı yalan mı? hayır değil...
    nzonzi'nin para yüzünden antrenmanda hoca ile tartıştığı ve bu nedenle kadro dışı kaldığı yalan mı?

    ne malum bu yabancı oyuncuların paralarını alamadıkları için sahada isteksiz, ruhsuz bir şekilde oynamadıkları?
    hoca ne yapsın bu konuda?
    zaten hoca basın toplantılarında bunun şifrelerini verdi değil mi?

    ey galatasaray taraftarı artık uyanın ve gerçeği görün lütfen.
App Store'dan indirin Google Play'den alın