resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 157
    fatih terim artık kendi kendini tüketmiş bir teknik direktördür. nuri şahin gibi bir adamı yıllardır kadroya adapte edememesi, altıntop kardeşlerin geldiğinden beri takımda iğreti durmaları, bir türlü süreklilik kazanamamaları, emre gibi tuncay gibi nihat gibi kazim kazım gibi yersiz oyuncu takıntıları, taktikten uzak futbol anlayışı ve sinirlerine bir türlü hakim olmayı bilmeyen görüntüsü onun bitikliğinin sadece birkaç örneğinden biridir. fatih terim'in teknik direktörlüğünü 2002'den öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerek. 2002'den önceki terim dünyanın sayılı teknik direktörlerinden biri; öğrenmekten gelişimden bir an olsun vazgeçmeyen, takıntılarından saplantılarından olabildiğince uzak olan bir teknik adam. 2002'den sonrası ise tam anlamıyla bir faciadır fatih terim'in teknik direktörlüğü'nde. kibirde zirve yaptığı, ders almam ders veririm dediği, ona buna laf attığı, isviçre maçında karizmayı çizdirdiği ve en son bosna maçı'nda da yılların teknik direktörü kimliğini ne yazık ki hala üzerinde taşıyamadığını göstermiştir. 2002'den sonra durgunluğa hapsetmiştir terim kendini. artık ben oldum demiştir ne yazık ki. fatih terim'in bundan sonra yapması gereken hocaların hocası kimliğiyle sakin bir hayat sürmektir. genç teknik adamlarımız onu aratmazlar, meraklanmasın.
  • 158
    fatih terim'i sevmemem yüzünden sözlüğün kaka çocuğu ilan edilmiş ve zamanında haftanın en ofsayt entry'leri arasında 5 entry sokmayı başarmış bir yazar olan zat-ı aliniz bugünün fatih terim odaklı entry'sini gururla sunar.

    seri ofsayt klikleriniz için şimdiden teşşekürlerimi sunarım. zaten karmam an itibariyle (-578).

    aşağıdaki yazı vatan gazetesi yazarı mehmet tezkan' a aittir.

    --- alinti ---

    maçın 25. dakikasından sonra bosna' yı tuttum.
    vallahi yürekten destekledim.
    bosna'nın her atağında yüreğim kıpır kıpır etti. milli takımın her atağında gerildim.
    gol olmasın ki kokuşmuşluğun üzerine sünger çekmesin istedim...gol olmasın ki 'dandini dandini dasdana, danalar girmiş bostana' masalını yine dinlemeyelim dedim.

    o halimiz neydi allah aşkına.
    iki eli omuz arkasına atmalar, dayıvari yürüyüşler, işaret parmağı sallamalar...
    damarlar fışkırana kadar bağırmalar, efelenmeler...

    ayıp!

    ilk defa olsa hadi içimize atalımi sineye çekelim. strese, aşırı heyecana verelim.
    ilk defa değil ki. hep böyle.
    4 yıl önceki dünya kupası elemelerinde de aynıydı. bir araba yükü ceza aldık.
    iplememişiz kafayı değiştirmemişiz.

    bosna' da baş adam yine fatih terim'' di.
    (ne havalı ama. hakeme bakışına dikkat ettiniz mi. 'beni atın ha, vay köftehor vay' der gibiydi)

    başaltı adam tartışmasız emre*
    (fenerbahçe formasıyla baş adam oluyor. hakeme omuz atıyor, rakibe küfrediyor. bu çimenleri ben yarattım edasıyla geziniyor)

    vicdanlarımıza soralım...
    göğüslerinde ayyıldız var diye bu kişilere katlanmak zorunda mıyız?
    ayyıldızlı forma sırtlarında diye yaptıklarını görmezden mi gelelim?

    o ayyıldızlı forma benim formam
    gördüm ki gaspetmişler...
    milli takımı işgal etmişler...
    ruhunu, kimliğini,kişiliğini değiştirmişler...
    yandan çarklı külhanbeyi aşısı yapmışlar...
    benim olmaktan çıkarmışlar. kutsallığını heba etmişler. kırmızı beyaz formaya dönüştürmüşler.

    gizlice ağladım

    o ekibin dünya kupasına gidememesine çok sevindim...

    --- alinti ---

    yazı mehmet tezkan' dan alıntıdır.

    görüldüğü üzere fatih terim'den nefret eden bir ben değilim sözlük ahalisi...

    şimdi şuna dikkat edelim;
    euro 2008' de ilk 8' e giren takımlardan ispanya bizim grupta lider, almanya 4. grupta lider, rusya almanya' nın 1 puan gerisinde pla-off'u garanti. italya 8.grupta lider, hollanda 9. grupta bileti cebine çoktan koydu. hırvatistan 6.grupta 2.sırada. bir tek portekiz 1.grupta 3.sırada ancak hala şansları var(bizim yok).
    yani bu gruptan perişan hale düşen bir tek bi olmuşuz.

    herkes fatih terim'in bir galatasaray' lı olduğunu unutup samimiyetle düşünsün. özellikle keyser soze ve s3th.

    terim' in euro 2008'deki olağanüstü başarının en ufak kırıntısını kimseyle paylaştığını gördünüz mü?
    terim' in 2009 ocak ayında antalya'da düzenlenen uefa seminerinde o başarıyı nasıl kendisine malettiğini bizzat kendi ağzından yazıyorum;

    " isviçre maçında yağmur yağmadı, tufan çıktı. 2 adam değiştirip oyuna müdahale ettim. sonuç ortada... çek maçında 2-0 mağlupken santrfor çıkardım. yardımcılarım bile bana itiraz ettii. ama 3-2' yi bulduk.
    sonra hırvatlar 5 dakika bizi ezdi. tedbir alam gerekirken semih'i sokup çift santrfora çektim. bazen
    'bir antrenörün takıma katkısı yüzde kaçtır? ' deniyor. şu konuşmadan sonra bu yüzde şimdi daha dikkatli analiz edilsin. küçümser gibi bir yüzdeyle olmaz. kimi zaman antrenöre galibiyet hakkını vermek gerek."

    evet arkadaşlar başarıyı bu kadar sahiplenen sevgili hocamız* son başarısızlığın taksimatını nasıl yapmış, ona bakalım asıl: "hakem kötü niyetliydi, zemin bozuktu, sakat çoktu, oyuncular kötüydü.." hani neredeyse "istanbul'u da sel almıştı" diyecek.

    euro 2008' de milli takımımız 3.olur olmaz istifa etmişti fatih hoca. sebebi belliydi. bana kalırsa o başarıyı kimseyle paylaşmak istememişti. sonra rica minnet göreve devam etti. 130 bin liralık maaşı 260 bin liraya yükseldi. gözümüz yok helal-i hoş olsun.

    ama o gün istifa edip tüm sevincimizi kursağımızda bırakan heybetli hocanın 'esas bugün istifayı düşünmesi' gerekir.

    öyle ya başarının karşılığı istifa ise başarısızlığınki ne olacak?

    böyle yetenekli forvetler ve üstüne kimilerinin messi ile dahi karşılaştırdığı bir 10 numarayla* 8 maçta 12 puan kaybetmişiz. 10 gol atabilmişiz(bosna'dan 10 tane az). başarıyı kalıcı kılmak şöyle dursun, "euro 2008'de şansa 3.olduk" diyenleri haklı çıkarmışız.

    hala "ya son maçı alıp finallere gidersek" diyorsanız eğer sözlük halkı, bunun fatih terim'le pek alakası olmaz, kabul edin. o durum bosna'nın şapşallığı olabilir sadece...

    ofsaytlarınız için şimdiden teşekkürler...
  • 159
    her dönem her başarıyı oyuncularıyla sonuna kadar paylaşmıştır. euro 2008'den sonra istifasını "başarıyı kimseyle paylaşmamak isteği" olarak görmek de ayrı bir komedidir. bakın kelimeyi detaylı ele alalım, istifa. nedir istifa, türk dil kurumu'na göre "kendi isteğiyle işten veya bir hizmetten ayrılma". eğer diyorsanız ki başarı elle tutulur, cebe atılabilir bir olgudur. evet fatih terim euro 2008'deki başarıyı gizlice bavuluna atmış, "tanıdık kuyumcu var okuturum, ehehehe" diyerek başkası başarıdan pay istemesin diye istifa etmiştir. fatih terim "kendi" takımının taraftarı bile devamlı olarak kendisini aşağılama yolunu seçtiği için zaman zaman "bunu da ben yaptım biraz değerimizi bilin" der. normaldir, kendisi politikacı değildir. "ben bir halt yapmadım, hepsi milletimizin eseri, seviyorum sizi, mucx" yalanlarından iyidir. çünkü fatih terim'in değeri bilinmemektedir. hatta değer bilmeyi geçtim biri herhangi bir şekilde kendisinin bir yönünü övmeyi bile denememektedir. çünkü kendisi kötü adam, kaka adam, pis. onun egosu var, kendi çıkarları için kadro kuruyor, sahaya yenilmek için çıkarıyor takımı. önemli olan egosu zedelenmesin. çok pardon ama o ego 17 mayıs 2000'de patladığı gibi bir taraflarınızda patlayacak bir gün. fatih terim'in türk futbolu için yaptıklarını herhangi başka bir ülkede başka bir adam yapsa kimse kendisine ağzını açamazdı. zira birine laf söylemek için o kişinin alternatifi olması gerekir. onun yaptıklarını birinin ileriye taşıyabilecek olması gerekir. bir düşünün, fatih terim'in bugüne kadar yaptıklarını bir tartın. galatasaray'ı avrupa'da kupa almış tek türk takımı haline getirmesi. süper kupa'nın alınmasında doğal olarak bıraktığı takım itibariyle çok ciddi etkisi olması. türkiye'nin dünya üçüncüsü olduğu kadronun fatih terim'in galatasaray'ından oluşması. euro 2008 üçüncülüğü. bu üçüncülükte "allah yardım etti" olarak gösterilen son saniyeye kadar savaşma faktörü. türkiye şampiyonlukları. her organizasyonda alınmış kupalar. silin bunların hepsini, uefa kupası yok, süper kupa yok, dünya kupası üçüncülüğü yok, euro 2008'e gidemedik bile, fenerbahçe 24 şampiyonluğa ulaşmış, beşiktaş galatasaray'ın yerini almış. tamam fatih terim gitsin, ersun yanal gelsin, olmadı mustafa denizli gelsin, o da olmadı yılmaz vural gelsin tam size layık. hatta samet aybaba ile birlikte gelsinler. karmanızı da fatih terim düşürüyor zaten, arada gelip sizi "seri ofsaytlayan" da o.

    not: bu entry kimseye cevap niteliğinde değildir. fatih terim'e olan genel tutuma karşı yazılmış bir yazıdır.
  • 160
    fatih terim' e karşı entry girenler için hiçbir zaman fatih terim'in alternatifi yılmaz vural değildir. samet aybaba da değildir. olayı bu derece sulandırmanın gereği de yoktur.
    ille fatih terim' e alternatif isim yazmak gerekirse, şükürler olsun ki başkanımız adnan polat, frank rijkaard'ı takımımıza getirmiştir. teknik bilgisinin, taktisyen yönünün, gençlerle olan iletişiminin yanısıra, ağırbaşlılığı, adamlığı, yardımcı antrenörleriyle ilişkileri ve kariyeriyle alternatif kavramını zaten ilk günden doldurmuştur.

    not: bu entry de kimseye cevap niteliğinde değildir.
  • 161
    galatasaray taraftarınca evet özellikle de galatasaray taraftarınca bu kadar ağır şekilde eleştirilmesine anlam veremiyorum ve de üzülüyorum ne yazık ki. şimdi fatih terim şunu yapmıştır bunu başarmıştır diye anlatmayacağım. zaten anlatmaya kalksam sayfalar yetmez. ancak sadece bir an için şunu düşünün ne demek istediğimi anlarsınız. şayet fatih terim galatasaray'da yaşadığı başarıları hatta onun yarısını bile suyun öte tarafında gerçekleştirilmiş olsa eminim onlar altıyoldaki boğa heykelini yıkıp onun yerine fatih terim'in heykelini dikerdi, evet abartmıyorum en azından böyle bir şeyle onurlandırmak isterlerdi. peki biz ne yapıyoruz?

    elin oğlu efsaneye hasret yanıp tutuşurken, efsane diyeceği bir tane adam bulamayıp çubuklu tosun'a liderlik verip çubuklu topuz'u bağrına basarken biz efsane bolluğundan olacak herhalde dünya futbol tarihine damgasını vurmuş hocalarımızı , oyuncularımızı yerin dibine sokuyoruz ya işte buna üzülüyorum be sözlük.

    not : iş bu yazının son paragrafı (u: elin oğlu efsaneye hasret yanıp tutuşurken, efsane diyeceği bir tane adam bulamayıp çubuklu tosuna liderlik verip çubuklu topuzu bağrına basarken...) sabri sarıoğlu için de geçerlidir.
  • 162
    şimdi terim'i savunma zamanı

    bir paradoksla dalalım derin mevzulara,

    a-fatih terim şişirilmiş bir balondur, yıllardır hoca olmadığını savundum ve kendisini hiç sevmedim. insan eliyle yaratılmış ve yaratanlar tarafından korkulmuş bir canavardır. bertarafedilemeyen 2. şahıstır.

    b-milli takım'a fatih terim'den başka hiç kimse hocalık yapamaz. medyamızın köşe başlarını işgal etmiş bunca sülük varken, bu sülüklerle mücadele edebilecek tek adam ne yazık ki terim'dir.

    bu ne yaman çelişkidir bilemiyorum, ancak ben fedarasyon başkanı olsam, ömür boyu fatih terim'le devam ederim.

    hatırlayın fatih terim'in devri iktidarında başımıza gelen olayları. şu kıytırık guruptan çıkamayan bir milli takım hocasına darağaçları kurulması gerekirdi. daha önceki isviçre maçından sonra kim ayakta kalabilirdi. bu ne kuvvet bu ne güçtür ki, kimse tek bir laf söyleyemiyor. ne kadar yenilirse o kadar madalya alıyor. avrupa kupasında son dakikalarda gelen balık gollerle kamufle edildi, son maçta iyi oynadık diye avutulduk. başındaki ulus takımında bir ulus bütünlüğü sağlayamadı. ulusun tamamı aynı duygularla maç seyretmiyor, eminim bir çoğumuz, sadece fatih terim antipatimiz yüzünden takımın yenilmesine üzülemiyoruz.

    terim sahaya her zamanki siz bilmezsiniz ben bilirim x kişisiyle sahaya çıktı. bu x kişi bu maçta önder yazıturacı'ydı. kendi takımında lugano gelene kadar idaereten oynayan şahıs, gökhan zan olmayınca kesin olması gereken emre aşık'ın yerine x kontenjanından sahadaydı. amatör takım futbolcusunun yapamayacağı komiklikler yaptı. siz ne anlarsınızın ikinci oyuncusu ceyhun gülselam'dı. tanımıyoruz kendisini, oynattıklarına göre iyi futbolcudur kesin. ancak futbol oynamasını 2 ayda mı öğrendi bu çocuk. daha önce neredeymiş, yolda görülse tanıyan sayısı kaçmış?

    attığımız golü tekrar tekrar izleyin, gökhan gönül bom boş arda'nın önüne yuvarlamak yerine dolu olan semih'e pas attı. eğri doğruya denk gelince bir fenerbahçeli gol atarak, sülüklerin yüreğine su serpti. bir önceki maçı kopartan arda, bu maça da dominant başlasa pek iyi olmayacaktı fener medyası için. neyse ki biz ulusal maçlarda takım ayırmıyoruz. emre iyi oynamışsa iyi oynadı deriz.

    takıma en gerekli olduğu anlarda, milli takım hocası oyundan atılıyor. maçın sonunu az çok tahmin ettiğinden atılmakla kamuflaj elbisesini giyiyor. oyundan atılırken arda hocasına, ''sakin ol hocam'' diyor. kenardaki valiz taşıyıcılar, terimin hınk deyicileri ellerindeki telsiz aracılığıyla hocalarından gelen talimatları futbolculara iletiyorlar.

    her maç bir futbolcu şapkadan tavşan çıkarıp fatih terim'in imparator olmasını sağladı bu güne kadar. belli bir oyun kalıbı, taktiği yok. dolduruşa getirebileceği oyuncuları seçip, futbolun temel felsefesiyle değilde vur kır parçala taktiğiyle kendine taht kurdu alemde.

    ikinci yarı mutlak gol atmamız gerekiyordu. ya herro ya merro için genellikle son 20 dakikayı beklerdi hoca, ancak bu kez siz anlamazsınız ben anlarımı erken uyarlayıp, koskoca bayern münih futbolcusunu çıkartıp, yolda görülse tanınmayacak birini daha ismail köybaşı'nı aldı. ceyhun gülselam gerekçesi ismail köybaşı için de gerekliydi. biat futbolcusu, küme düşmüş nihat oynayamaz durumdayken beşiktaş kontenjanından 1 kişi mutlak oynamalıydı. hamit çıkınca, hiç bir bayern'li hocaya kızmazdı nasıl olsa.

    hilafsız söylüyorum maçta çıkartılacak ilk futbolcu gönül, sahaya girecek ilk oyuncu ise sabri sarıoğlu olmalıydı. beleşçi golcünün balı bu sefer tutmadı. timsah gibi dolandı durdu, kaleciden, direkten, onun bunun götünden dönen topu kaleye dürterek cebine para doldurmuştu bu güne kadar. hiç bir hoca direk oynatmadığı halde direk oynayacağı tek takım milli takım'dı. sercan acaba biat olaylarının henüz hangi aşamasındaydı? 1.5 maçta gösterdi ki 5 tane semih'i cebinden çıkartırdı.

    arda turan son çeyreğe kadar ortalıkta pek görünmüyordu. baktı olmadı, durumdan vazife çıkartıp aldı sazı eline. az kalsın terim'i ipten de alacaktı, ancak yüce gök fatih terim'e kıyak hakkını çok kullanmıştı. bu kez taraf tutma hakkını bizden çok daha fazla müslüman olan, çok daha gariban, çok daha mazlum sarayova'lılara kullandı. ilahi adalet varsa, en çok bu maçta tecelli etmişti.

    kağıt üzerinde olmasa da, millet nezdinde son maçına çıkmıştı hocamız. emir bekleyen sülüklere doğru atılacak bir işaret fişeği bekleniyor şimdi. biri düğmeye basacak, başlayın diyecek, irinler, kusmuklar, salyalar, tükürükler kaplayacak televizyonları, gazeteleri.

    sevgili hocam; ben görevimi yaptım, en tepede olduğun zamanlarda bile saldırdım. yazdığım yazılar arşivdedir. foyanı ortaya çıkarmaya, maskeni düşürmeye çalıştım yıllardır. şimdi yine görevimi yapıyorum hocam. seni sehpada ben savunacağım. her kim sana saldırısa ona ben saldıracağım. hocam seni sülüklere yem etmeyeceğim. bir kez daha söylüyorum, türkiye futbolu, bir rikaard çıkaramadığı(ki daha çok bekleriz) sürece, ulusal takımın başına senden başka kim gelirse gelsin, don kişot benim, saldırırım. hele ki senin yerine dürüllü'lüyü getirirlerse, bil ki içinde arda turan bile olsa o milli takımı asla tutmam.

    senle devam ederlerse mi? paradokslardayım hocam. bu ne çıldırtan denge, yaprak döker bir yanım, bir yanım bahar bahçe. sana ve dayattığın zihniyete saldırmaya devam elbette.
  • 164
    -a milli takım 2010 dünya kupasına gidemez, terim istifa eder.
    -beşiktaş'ta yönetim düşmez ise mustafa denizli istifa eder.
    -demirören kalmak istiyorsa gelen okları terse çevirmelidir.
    -eleştirilerden sıyrılmak isteyen demirören'in taktiği belli.
    -3'e 5, 2'si bende, sağa atsam olmaz, freekick alsam? çok zor.
    -ya da... fatih terim! yeaaaaaaaaaaaah!!!

    feci halde kokular geliyor burnuma. türk futbolu ilerleyen günlerde yine çalkalanacak. demedi deme ibrahim.
  • 172
    uyuzum bu adama, hagi nin ekmeğinden yiyip durdu ilah yaptılar, milli takımın başına geçirip bilmem ne kadar maaş almasını sağladılar ( o olay ayrı bi muamma zaten ), yazın oynanacak turnuva için eksi bilmem kaç derecede hazırlık maçı oynattı, futbolcuların sakatlanmasına neden oldu, seslerini çıkarmadılar.. cezasını da benim halkım duyguları oynanarak çekiyor, ne güzel değil mi..

    ulusal takımımızın başına koymuşlar, takımın teknik direktörü diye kendi egolarını tatmin etmekten kadro kurmayı unutup, zırvalamış.. her maç bi süprizine gebe.. motivasyon profesörü nidaları altında bir taraflarını kaldırıp "yok bunları durdaramıyorum, yok hırslarına engel olamıyorum, sahaya çıkacaklar parçalayacaklar " diye demeçler verdirmek için, milleti de gaza getirip dursun diye takımın başına geçirdiler sanki.. vicdansız bunların hepsi, tek teselli kaliteli futbolcularımızın da olması, umarım yüzümüzü güldürüler tekrar.. inşallah şans da yanımızda olurda, kalan maçlarımızı sayın imparatora rağmen kazanabiliriz..
  • 175
    rezaletine kılıf arayan bazı teknik direktörlerce (bkz: rijkaard) camdan sürahilerin (bkz: gökhan zan) üstüne fırlatıldığı milli takımlar teknik direktörümüz. yok efendim sakatmış ta, söylemişlermiş te ama fatih terim sakat sakat oynatıp adamı daha da kötü yapmışmış. sen galatasaray'ın teknik direktörü değilmisin? futbolcum sakat deyip yollamasaydın. antremanların bazılarına hiç gitmeyip bazılarına geç gittiğin gibi gökhan zan'ın sakatlığından da sonradan mı haberin oldu. hadi ordan..
App Store'dan indirin Google Play'den alın