dün facebook sayfamda paylaşmıştım,
milan'ın başındayken
inter'i 4-2 mağlup ediyordu imparator. maç öncesi ortamı germemeleri için kendilerini telkin eden
collina ile diyaloğu gözüme çarpmıştı. sanki senelerdir serie a'da hocalık yapıyordu, büyük bir rahatlıkla, gülümseyerek yanıtladı collina'yı, giderken de sırtını sıvazladı.
2. devreye 1-0 geride girmişti
milan. içerde nasıl bir konuşma yaptıysa terim, sahada inanılmaz bir takım vardı.
sheva 2. yarının başında durumu eşitleyince, o motivasyonla formasını çıkarıp tribünlere tırmanmıştı deliler gibi. evet, o soğuk ülke insanı yapmıştı bunu.
serginho'nun pasında kendisinin 2. takımının 4. golünü atarken de bu sefer hocasına koştu..
bu platformda kendisinin
galatasaray anılarını anlatmak mesnetsiz olur diye düşünüyorum. çünkü her birimizin bunlara tanık olduğumuzu, hiç olmazsa bunlarla büyüdüğümüzü biliyorum.
istediğinizi yazın, söyleyin, katılın katılmayın. ama şu aşağıda yazacağım soruların cevaplarını lütfen dürüstçe cevaplamayı deneyin..
* sezon başında takımın hocası terim olsaydı, takımın durumu ne olurdu ?
* rijkaard ile sorun yaşadığında durumları basına açıkça anlatan
servet bunu yapabilir miydi, ya da yapmış olsa da şu an hangi anadolu takımında olurdu ?
* aylardır ince ince doğrandığımız hakemler, görecekleri olası tepki karşısında fatih terim galatasaray'ına da aynı şeyi yapabilirler miydi ?
*telegol başta olmak üzere tüm basının saldırısına uğrar mıydık ? hangi babayiğidin maçası galatasaray'a hakaret etmeye sıkardı ?
* 2 sezondur dem vurulan ruhsuzluktan kim bahsedebilirdi ?
* arda turan bu şekilde yıpratılır mıydı ? ona sahip çıkan bir babası olmaz mıydı fatih terim sayesinde ?
* savunmanın s'sini oynayamayan bu takım terim dinamizimi ile italyan futbolunun allahını oynamaz mıydı ?
* transfer bu kadar skandal olarak yapılır mıydı ?
vs vs..
terim'e muhaliflerin tamamı 2. terim dönemi'nden dem vuruyor. 2. terim dönemi'nde dünya'nın en kötü futbol stadında oynadığımızı, yapılan önemli ve tartışmasız kariyerleri transferlerin
* beklenildiği gibi çıkmadığını, yönetim basiretsizliklerini herkes unutuyor.
1. terim dönemini ise hatırlamak istemiyor bu arkadaşlar. başarılarını saymayacağım bile, basketbol takımının alacaklarını kendi cebinden veren bir galatasaraylı'dan bahsediyoruz zaten, gerisi bomboş benim için..
büyük hocalar, kendileri için ölecek oyuncular yaratırlar. galatasaray'daki 2. terim dönemi haricindeki genel terim ekiplerine bir bakalım;
milli takım'da ilk avrupa şampiyonası deneyimi,
galatasaray'da uefa kupası, 4 şampiyonluk vs.
fiorentina'da italya kupası yarı finali
milan'da derbi zaferi
milli takım'da avrupa şampiyonası yarı finali.
tüm bu ekiplerin ortak özelliği, ekibi oluşturan oyuncuların hocaları ile savaşa gidebilecek kadar ona saygı duyması idi. biz bugünlerde takımdakien büyük sorun olarak neyi gösteriyoruz ?
ruhsuzluğu..
yani anlayacağınız, hiçkimse bana 2. terim dönemini gösterip bu adamı kötülemesin..
büyük bir krizdeyiz, ve yeni bir yapılanma saçmalıklarına karnımız fena halde tok. koskoca arsenal bile yeni stad yaparken taraftarlarına o süreçte başarı beklememelerini söyledi. belli ki sabır göstermiyoruz, böyle bir futbol geleneğimiz yok. keşke olsaydı..
bu sebepten yeni sezonda tek çözüm var, o da
terim..