resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 7326
    gitme kal bile diyemedim.
    biliyorum dün yoktur bugün vardır diyeceksin ama yapamıyorum.

    yeni şeyler söylemek lazım dedim ama eskide kaldım.

    ah be hocam.
    bir gitme kal bile diyemedim.
    kovulma olayını bir toplantıda öğrendim. toplantıdan çıktım, sigara içtim, hayat acımasız dedim.

    madem hayat acımasız.
    acımak yok be kaptan.
    sana bunu yapanlara ve yancılarına, geri zekalı sürüsüne acımak yok.

    gizli kafatasçılar bir numaralı düşmanımdır. insan düşmanlarının topunun amk.
  • 7330
    muhakkak kendisiyle yeniden yolumuzun kesişeceğini düşünüyorum, onun da galatasaray aşkı bizimki gibi galatasaraydan tamamen kopması mümkün değil. belki yönetici belki de başkan olarak mutlaka yeniden burada bir yerlerde bizimle yeniden aktif olarak yer alacaktır, benim bildiğim fatih terim böyle biri. artık olanları unutmak herkesin karına geri dönüp dönüp hiç birşeyin içinden çıkamayız, herkesin işini yapabilmesi için bu gerekli. takımımız için mancini ye, milli takımımız için de fatih hocaya sonuna kadar güvenmeliyiz ki birilerinin oyununa gelip ayağımıza yeniden çelme takmasınlar...
  • 7331
    herkesin özgür iradesi var arkadaşım dileyen sever dileyen sevmez sanane ? adam sevmiyosa fatih terim'i sevmez sanane ?

    ha ben, ben severim. öyle az buz da değil. galatasaray'ımız galatasaray'ı en az bizim kadar seven başarılı bir hocaya emanetti, hakkında fazla birşey yazmak istemiyorum artık, kırgın ve kızgınım çünkü kendisine.

    bu kaç oldu ne diye bırakıp gidiyorsun ki ? zorla kovduklarını sanmıyorum seni. kalmak istesen bence her türlü kalırdın bizimle. belki yanlış şeylere inanıyorumdur, belkide gerçekten kovulmuştur diyeceğim ama gerçekten fatih terim gibi bir teknik direktörün galatasaray'dan gerçekten kovulabileceği mantıksız geliyor bana.
    neyse fazla diyecek birşeyim yok hakkında.
  • 7335
    2010-2011 sezonunda dibe vuran takımı doğru transfer politikası eşliğinde 2011-2012 sezonunda şampiyonluğa taşıdı. galatasaray açısından tarihin en önemli şampiyonluklarından biriydi. üstüne bir de play off tuzağı da vardı. kaliteli ve yürekli oyunlarla şikecilere koz verilmemiş oldu. bunu imparatordan başkası başaramazdı.

    gel gelelim 2011-2012 sezonun başlangıcından fatih terim'in görevine son verildiği ana kadar galatasaray her geçen gün geri gitti. kazanılan bir şampiyonluk, bir de şampiyonlar ligi çeyrek finali var bu nasıl geriye gitme denilebilir. ben takımdaki toplam kalitenin 2012-2013 şampiyonluğunu getirdiğini ve rakiplerimizin de açıkçası kötü olduğunu düşünüyorum. ayrıca şampiyonlar liginde beklenmedik şekilde 3. torbaya yükselmemiz ile birlikte tarihin en şanslı kurasını çektiğimizi düşünüyorum.

    bunları söylemek imparator fatih terim'in galatasaray tarihindeki metin oktay'la birlikte belki onun da önünde en önemli yere sahip olduğu gerçeğini değiştirmez. fatih terim'in hep söylediği "aslolan galatasaray'dır." düsturunu benimsemişsek ki öyle tekrar birleşmek için bazen ayrılıklar gerekebilir.

    zaten önemli olan kalplerin bir olması değil mi?
  • 7336
    seviyoruz kendisini ama kendisi de seneler boyunca galatasarayda kalmak istemedi kabul edelim.
    '
    tanım: yıldırım demirören iblisinin teklifini kabul edip onunla birlikte çalışmak uğruna galatasaraydan, 'gitmem', 'kalırım', 'git deseler de gitmem', 'burası benim yuvam' dediği yerden ayrılan, yönetiminin 2 senelik sözleşmesini kabul etmeyen eski galatasaray teknik direktörü.

    sezon sonu gideceğine gitmeyi düşünmüşse şimdi gitmesi iyi oldu. bırakalım artık fatih terim konusunu, kim olursan ol galatasaray başkanının telefonunlarına cevap vermiyorsan, sözleşmeyi kabul etmiyorsan, birileri seni gönderir ve galatasarayın iyiliği ve geleceği için harekete geçer.

    hiçkimse ünal aysala kızmasın adam yapması gerekeni yaptı. o da istemezdi fatih terimi göndermeyi, ama kabul edin ve görün gerçeği fatih terim kendisi seçti bu yolu.

    türkiyenin en iyi teknik direktörü, galatasaraya en büyük başarıları yaşatan insan galatasarayı basamak olarak kullandı. bu da benim açımdan en çok üzüldüğüm nokta. seni sevenleri üzdün be fatih hoca.
    yıldırım demirören ne demektir ya?

    sezon sonunda galatasaray ve milli takımda aldığın başarılarla yurtdışında bir takıma transferin olacaktı. şimdi galatasaraydan gönderildin çünkü ilişkiler sadakat gerektirir. elinde bi milli takım kaldı, umarım takımı brezilyaya götürürsün de kalburüstü bir takımdan teklif alırsın. yoksa elinde sadece koşa koşa gittiğin yıldırım demirören kalacak.

    sonra sende yıldırım demirören gibi yabancı futbolcu kısıtlanmalı sayısı 4e 5e düşürlmeli diye konuşmaya başlarsın.

    ihanet ettin hoca ihanet. nasıl o adamın teklifinii kabul etmek uğruna galatasarayı ikinci plana atarsın?
  • 7337
    herkes hatırlayacaktır hani hocanın o "eskisinden daha da hırslıyım" dediği bir toplantısı vardı geçen sezon, kısaca anlatıp geçicem zira bu kadar basit olay. o gün o konuşmada ne dedi fatih hoca isteyenler açıp izleyebilir "benim sezon sonu için farklı planlarım vardı ama vazgeçtim" yani hocanın aklında her zaman gitmek vardı hatta geçen sezon gitmek vardı, ama vazgeçti bir süreliğine bundan.

    şimdi o gün burada ben yazılanları da hatırlıyorum bu konu yine konuşulmuştu o gün, "hocam gideceğim falan derken ne kastediyorsun" diye, şimdi ise fatih hoca sanki ölene kadar bizde kalmak istiyordu muamelesi yapmayın.

    bize hocaya yolun açık olsun demek düşer.
  • 7338
    ben çocukken tanıdım fatih terim'i.
    parçalımı giyip dışarı çıkardım. hagi, hakan şükür diyerek topa vurduğum zamanlardı. gerçi hala hagi diyerek topa vururum ya, neyse...

    o zamanlar sezona kötü başlar, sonra toparlardık. liderliği bir aldık mı da bir daha bırakmaz, şampiyon olurduk.
    her sezon sonunda da fenerbahçe, fatih terim ve hakan şükür'e teklif götürürdü. fenerbahçeli arkadaşlarım sezercik'teki "fıstık benim olacak, binecem üstüne vuracam kırbacı." diyen çocuk edasıyla "biz daha çok para veriyoruz oğlum." derlerdi. ben de sinirlenir, "gitmez oğlum ikisi de, ikisi de galatasaraylı!" derdim. sağolsunlar, beni hiç yanıltmadılar.

    sonra günlerden bir gün, mayıs 2000 zamanları. fatih terim'in bir röportajı denk geldi. candan erçetin'in elbette şarkısı'ndan alıntı yapıyordu, "gidiyorum ama elbette geri döneceğim." diyordu kısacası. ne üzülmüştüm amk, çocukluk dönemim olduğu için sanki tüm galatasaray kadrosu hep kalacakmış, hiçbir yere gitmeyeceklermiş gibi bir his vardı herhalde bende. bir de uefa kupası'nı da almışız, 4 sene arka arkaya şampiyonluk gelmiş. bu takım nasıl değişebilirdi ki yani? vay amk...

    hoca gitti, hakan da gitti. benim keyfim yok. zaman biraz geçti, süper kupa maçı* geldi. spiker "hakan yerine jardel, fatih terim yerine de lucescu geldi." minvalinde bir şey söyledi. içimden "nasıl tutsun fatih terim'in yerini lucescu? hakan'ın yerine jardel kim ki?" diye geçirmiştim. o maçı da kazandık. kupayı kaldırdık ama bende buruk bir sevinç var. fatih hoca yok, hakan şükür yok...
    bu sözlerimden lucescu ve jardel'i sevmediğim çıkarılmasın. ikisini de çok sevdim elbette ancak lucescu ve jardel'in yeri ayrı, fatih terim ve hakan şükür'ün yeri ayrı...

    neyse... zaman geçti. fatih terim 2. kez geldi. felipe vardı o aralar. yeni hagi olacak dediler. ben acayip heyecanlandım haliyle ama hagi'nin yeri tutmayacağını da biliyorum. izleyince hagi ile ilgisi olmadığını gördüm, hevesim kırıldı ama iyi de oynuyordu yine de. sonraları fatih hoca felipe'yi kadroya almadı sanırım. o sezon beşiktaş şampiyon oldu. sonraki sezon takım biraz bocalamıştı. ve istifa etti terim. sonrasında hagi gelince üzüntüm biraz hafifledi tabi ama yine de terim'di yani giden de...

    milli takım dönemi oldu sonra. 2008 avrupa şampiyonası'na gittik. efsane geri dönüşler oldu, fatih hoca orda da yine esti. bilic'in artistlik "sus" işaretini yedirmesi, vs. güzel günlerdi.
    ben üniversiteye başladım. o sene 2010 wc elemeleri var. gruptan çıkamadık, istifa etti. üzüldüm; o zamanlar milli takım'ı daha çok benimsiyordum bugünlere oranla.
    bizimse rijkaard'tan çok fazla umudumuz vardı o günlerde, uzun bir yapılanma planlıyorduk taraftar olarak. ne bilelim les adnans'ın kendi koltukları için rijkaard'ı harcayacaklarını... o yüzden fatih hoca'yı bizim için düşünmedim o dönemlerde.

    2010-2011, hüsran... florya dağınık, vs... bu saha dışını tek isim düzeltir: fatih terim!
    başkan ünal aysal seçildi. elmander ile anlaşıldı. teknik direktör seçimine gelmişti sıra. net olarak fatih terim olması gerekiyordu.
    başkan "fatih hoca biraz heyecanını kaybetmiş." gibi bir şey dedi. taraftardan da istemeyen, mesafeli yaklaşan çok fazlaydı.
    o günlerde çok hararetli tartışmaların içine girmiştim, fatih hoca'yı çok savundum.
    sonraları onlar da fatih hoca tercihinin iyi olduğunu gördüler...

    3. kez fatih terim dönemi başlamıştı. diğer ikisinde şimdiki kadar bilinçli bir şekilde futbolu takip etmiyordum yaşım gereği.
    çocukluk döneminin yeri elbette ayrı. ama gençliğin de yeri ayrı.
    nasıl anlatayım...
    canım sıkılıyordu, kafam atıyordu... maç var: galatasaray-x. tamam, maçı izleyeyim bari.
    fenerbahçe'nin yaptığı şike bir işe yaradıysa o da şu oldu; ligin geç başlaması ve maçların yetiştirilebilmesi için epey bir süre haftada 2 maçın olması.
    okul çok sıkıcı, işler yolunda gitmiyor... imdadıma maç yetişiyordu, bir nefes alıyordum... tek aşkım galatasaray!...
    2011-2012 sezonu bambaşkaydı. galatasaray tarihi'nde zaten çok önemli ama kişisel olarak da yeri ayrı bende.

    efsane derbiler kazanıyoruz. şampiyonluğa gidiyoruz. kadıköy'e gitmişiz, şanssızlığımız engel olmasa 2-0'dan 3-2'ye getirip efsane bir geri dönüş yapacağız. olmadı, canımız sağolsun... orada fatih terim'in ve hasan şaş'ın alnı yarıldı. sonra da bunun makarasını yapmıştı bazı orospu çocukları... lafım bunu yapanlara, o saçmalığa katılmayan fenerbahçeli ve diğer takımların taraftarı arkadaşları tenzih ederek söylüyorum.

    sonra çok övündükleri kadıköy'lerinde kupayı kaldırdık gerçi, o yeterli olmuştur herhalde... o da olmadıysa 12 ağustos 2012. olmadıysa 2012-2013 sezonu. o da olmadıysa 11 ağustos 2013 amk. neyse...

    yaz güzeldi. 2 kupa ile açtık sezonu. bir başladık şimdi lige*. kötü başladık, yalan yok. hem oyun olarak hem de puan olarak. ama toparlardık.
    real maçı'nı* evde tek başıma izliyorum. maç farka gidiyor, bir yandan maça üzülüyorum. kendi üzüntüm, oyuncuların halleri falan. garip oldum. fatih hoca'ya baktım, yedek kulübesine oturmuş. hayal kırıklığı var, üzüntü var, kızgınlık var, pişmanlık var...
    "lan maç sonu istifa etmese ya da kovulmasa..." diye düşündüm.
    allah'tan kaldı takımda.

    beşiktaş maçı* vardı sonra. golü yedik. fatih terim yediğimizden golden sonra güldü diye buralarda yazmadığını bırakmadı millet.
    hiç mi acı acı gülümsemediniz ulan? benim de çok olmuştur böyle acı acı gülümsediğim. anlayana sivrisinek saz işte...
    sonra 2-1 yaptık.
    tamam dedik, bu galibiyet iyi oldu.

    bir gün okuldan geldim. internete bakıyorum, fatih hoca 2 senelik sözleşmeyi reddetmiş denilene göre. yönetim kurulu yapacağı toplantı sonrası teknik direktör konusunu karara bağlayacak. maça gittim sonra, halı saha maçım vardı. maçtan bir geldim hoca gitmiş.
    kabullenmek zor oldu. 2-3 gün duygularımı adam akıllı ifade edemedim.

    nasıl gönderilir lan fatih hoca? o kadar şey boşuna mı yaşandı? 2,5 sene kadar sürdü 3. dönemi ama yaşanan şeyler o kadar fazla ki. saha içi, saha dışı o kadar şey oldu ki. fatih hoca gitti... hâlâ içim bir garip zaten. düşündükçe hoca olmalıydı burada yav diyorum.
    sonra 1 hafta galatasaray için yeni teknik direktörlerin ismi sayıldı. x, y, z... 2011 mayıs'ı anımsattı ki zaten bazıları aynı isimlerdi; ne gerek vardı bunlara...

    şimdi mancini geldi. galatasaray için çalışacak, elbette destekleyeceğiz. elbette onu da seveceğiz. ancak içim hep buruk olacak benim.
    efsane bir ruhu, yapıyı dağıttınız. önce elmander ve ujfa gitti. şimdi de terim...
    fatih terim dahil bu buruklukta katkısı olan herkese kızgınım, kırgınım...

    bâkî kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş...
  • 7339
    2011-12'de gayet sistemli, pasa dayalı, fizik gücü yüksek bir takım yarattı, 2012-13'te burak yılmaz'la umut bulut'u alıp harika bir hücum gücü yarattı. mücadeleci, fizik gücü yüksek, ama topu çok da iyi dolaştıramayan bir takım kurdu. mücadele gücü yine iyiydi, ama sezon sonuna doğru düştükçe düştü. sistemden çok terim'in maç içindeki anlık kararlarıyla maç kazanır olduk. 2013-14'e de bu kaldığı yerden devam etti takım. ama bu sefer kazanamıyorduk. fizik olarak hiçbir rakibe üstünlük kuramadı. topu iyi dolaştıramadı ve sonuçta real madrid'den 6 yiyerek bunların bedelini ödedik. terim'in 2013-14 takımı 8 maçta sadece iki takıma 2 gol atabildi. takım sürekli irtifa ve özgüven kaybediyordu. oyun içinde soğuk kanlılığını koruyamıyordu...

    ben burada terim'in yeteneklerinden çok motivasyon sorunu olduğunu düşünüyorum. mancini uçağın burnunu yine yukarı çevirir inşallah.

    sinan'ın yazısı benim bahsetmek istediğim başka şeyleri daha iyi anlatmış şurada: http://wwwextensor.blogspot.com/.../2013/10/eleman.html
    bunu da okuyun. bence terim'in gitmesi galatasaray için gayet iyi oldu.
  • 7340
    fatih terimin gitmesi çok iyi oldu, neden: çünkü ilk geldiği sene bizi iki defa hem ligde hem play offta şampiyon yaptı, üstüne bir de fenerden süper kupa kazandı.

    fatih terimin gitmesi çok iyi oldu, neden: çünkü ikinci sene bizi yine şampiyon yaptı üstüne bir daha fenerden süper kupa kazandı. o da yetmedi cl'de çeyrek final oynattı.

    fatih terimin gitmesi çok iyi oldu, neden: çünkü eşşeğin zikinden dolayı.
  • 7341
    kendisinin gitmesi iyi mi kotu mu olacak bu tamamen mancini'ye bagli olan bir durum.
    ancak kendisi kendini zorla kovdurtup calistirmak istedigi milli takima gitti. insallah yeni gorevinde basarisiz olur o zaman gorurum ben onun vatan sevgisini. yarrak gibi ortada birakti takimi aynen arda'nin kacisi gibi. arda galatasaray'a gelecek denirken terim kovulmadan kisa sure once atletico ile yeni sozlesme imzalamasi da terim'in bilgisi disindadir bazilarina gore. onlar ki hala kendi kendini kandiriyor antrenmanda kovuldu efsane terim diye. fatih hoca gitmeyi basbakan'la konustuktan sonra kafasina koymustu zaten. hani olmaz da bir ihtimal iki takimi birden calistirabilirsem iyi olur diye de icinden gecirmistir elbette.
  • 7344
    galatasaray takımının oyuncuları (bkz: 2 ekim 2013 juventus galatasaray maçı) 'nda aldıkları 1 puanı kendisine hediye etmişlerdi. acaba (bkz: 6 ekim 2013 akhisar belediye galatasaray maçı) 'nda aldıkları mağlubiyet kime hediye edilecek? bence mağlubiyet aydın yılmaz'ı alıp oyunu çevirmeyi düşünemeyen roberto mancini'ye hediye edilmeli.

    edit: imla
  • 7345
    bazı yazar arkadaşlar galatasaray'lılığı bu başlık altında irdeliyorlar, yapmasınlar. galatasaray'ı fatih terim'den ibaret sanmak hepimize zarar verir. bu takım mustafa denizli ile şampiyon kulüpler kupası'nda, mircea lucescu ile şampiyonlar ligi ve süper kupa'da estirmiştir. pekala roberto mancini'yle de estirebilir.

    galatasaraylılığı başarılardan ibaret sanmak da büyük bir yanlıştır. bugün galatasaray diyince akla gelen ilk şey ne şampiyonluklardır, ne de avrupada elde edilen başarılardır. galatasaray diyince akla gelen ilk şey metin oktay'dır, ali sami yen'dir, galatasaray lisesi'dir; yani vefadır, ileri görüşlülüktür, saygınlıktır.

    fatih terim galatasaray'a çok önemli katkılar yapmış yaşayan bir efsanedir. fakat kendisini efsane yapan şey yine galatasaray'ın kendidir. galatasaray gerektiğinde başka efsaneler de yaratabilir. unutmayalım.
  • 7346
    ağır mı olur bilmiyorum ama 2013-2014 sezonu için yönetimle beraber galatasaray futbol takımı'nın içine sıçan 2 faktörden biridir. 6+0+4 kuralı geçen yıldan beri belli olmasına rağmen hiçbir vasıflı türk futbolcu takıma kazandıramamış, bilakis dany ve amrabat gibi 2 bidonu, yabancı kontenjanını bile bile transfer ettirmiş, üstüne de işe yarayabilecek türk oyuncular olan kazım kazım ve erman kılıç'ın takımdan ayrılmalarına müsaade etmiştir. her sıkıştığında aslolan galatasaray'dır demiş, ama 2 yıldır hem kendisini hem kulübünü bi itin götüne sokmadığı kalmış tff'nin teklifine gelişine atlamış, tüm yaşanan olumsuz sürecin üzerine tüy dikmiştir ve ettiği o lafın kendi adına çok da önemli olmadığını göstermiştir. bugün galatasaray futbol takımı bu haldeyse, sezon başı kampında hiçbir bok yapmamasından ve türk oyuncu havuzunun yetersizliğinden bu haldedir ve bunun en büyük sorumlusu bizzat kendisidir.
  • 7347
    adamın gözden çıkarılması neredeyse altı ay önce olmuş hala buraya gelip türk fubolcu kontenjanında gerekeni yapmadığı gerekçesiyle yerden yere vuran aklı evveller var. her şey çok normaldi çünkü. fatih terim'in durduk yere milli takım yönetesi geldi. gelen dürtü itki her neyse o kadar güçlüydü ki başkan bile buna karşı koyamadı. bu kadar kolay mı lan ey aklı evvel, ey dünyayı ve hayatı hala azıcak dahi olsa anlayamamış taze, bu kadar kolay mı bu işler?
  • 7348
    takımın başındayken, nisan-mayıs 2013 tarihlerinde bülent tulun ve ünal aysal tarafından slaven biliç ve arsene wenger'e teklifte bulunulduğu ve bu hocaların kendisini arayıp "sizin kulüpten teklif aldım, ayrılıyor musun?" dedikleri iddiası gerçekse, milli takım sürecinde kendisine oluşan gönül kırgınlığım için kendime kızacağım efsanemiz.
  • 7349
    sampiyonluk fotograflarina bakinca stadda o anlari hatirliyorum. ozellikle son zamanlarda taktik ve oyuncu tercihlerinde cogunlukla sitemi asan sozlerimi hatirliyorum. gozumu futbola acarken yasattiklarini, uefa zamanlarini, ilk gidisini, son gelisini, avrupa maclarini hatirliyorum. cidden cok uzuluyorum, cok samimi soyluyorum yutkunamiyorum. "ne dusunuyorsun?" diyenlere sadece "uzuldum" diyebiliyorum. ben hoca hakkinda iki kelimeyi bir araya getirip yorum yapamiyorum. ben bu holding yonetimlerini, ensdustriyel futbolu bir noktaya kadar sevebiliyorum; benim icin galatasaray kurucularindan, baskanlarindan, armasindan cok benim sevmemi saglayan degerleri, onu biliyorum. fatih terim'i tanimam, ama 8 yasimdan beri gulerken beni de gulduren, sevinirken birlikte sevindigim bir adam; gozleri dolu bir sekilde el sallayinca uzuluyorum. hocanin gitmesi konusunda gorusum yok, 50 yasindaki adamlarin tiyatrosu beni ilgilendirmiyor. ben uzuluyorum.
  • 7350
    gitmesi iyi oldu kötü olduyu boşverin. büyük maçlarda defansif futbol daha iyiymiş falan geçelim.

    şampiyon olduğumuz geçen sene tüm stadı turlayarak atkı sallamıştı hatırladın mı?
    schalke maçının son dakikasında gelen golle geçirdiği anjina yüzüne yansımıştı hatırladın mı?
    telegole bağlanıp alenen tehdit etmişti hatırladın mı?
    şampiyonluk töreninde rerererarara marşını söylemişti hani?

    galatasaray his takımıydı. artık sadece başarılarla gülecek yüzümüz. kaybettiğimiz maçlardan sonra boynumuzu bükeceğiz ve dik dur evlat diyen hiçkimse olmayacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın