şenol güneş, mustafa denizli, yılmaz vural, aykut kocaman veya hikmet karaman gibi an itibariyle boşta olan ve çeşitli parametrelere göre gayet kariyerli ve başarılı sayılabilecek teknik direktörlere atıfta bulunarak milli takımı çalıştırma teklifini reddedip sadece galatasaray'a odaklansa benim şahsi düşünceme göre daha erdemli bir hareket yapmış olurdu.
bence ne bu ülke, ne de milli takım kendisine muhtaç. öyle olsaydı milli takımdan hiç ayrılmaması sağlansaydı da biz de yeniden doğuş senemizde bir başka teknik adam ile anlaşsaydık... bana göre bu olay sadece ve sadece galatasaray'ın önünü kesmek için kurgulanmış ve milli duygular ile soslanmış bir kumpastır. fatih terim de "bu ülkenin, bu milli takımın bana ihtiyacı var, sadece bana!" triplerine girip bu zokayı yutmuştur. daha tok gözlü ve alçak gönüllü davranabilirdi. ne şenol güneş, ne de denizli kendisinden az teknik adam değil yani milli takım düzeyinde bana göre.
ha fatih terim istemiyordu da olay başbakanın zoru ile bu şekilde sonuçlandı ise ayrı bir küfür sebebi ya neyse... lakin hem biz, hem de milli takım çuvallarsa ortalık fena karışır, başbakan da oturduğu köşeden sırıtmakla yetinir. bu işlere bulaşmasa iyiydi bence.
iş bu entryi okuyunca bana da aşırı sinir bozucu geliyor ama üzülerek belirtmek isterim ki içimden geçen ve aklıma gelen düşünceler bu şekildedir.
bir de son olarak altını çizmek isterim ki hiddink-apo revizyonu adı altında 2 sene önce tasfiye edilmiş milli oyuncularımızdan
hakan balta,
sabri sarıoğlu vs. gibi oyunculara da yeniden ay-yıldızlı forma kapıları sonuna kadar açılmıştır.
selçuk inan ve
hamit altıntop da banko oynar artık çubuklu tosun veya topal yerine. milli takım artık daha bir "bizim" milli takımımız...
yalnızca buna sevinebilirim.