resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 25777
    şampiyon olamasın sıkıntı değil, ama doğruların peşinden gitmezse, ilkelerinden vazgeçerse çok büyük sorun. günü kurtarmak için galatasaray’ın yarınını düşünmeden hareket ettiği sürece aklı başında taraftarı arkasında bulamaz.

    bu camiayla ta*ak geçer gibi en kritik maçta kırmızı gören, maçlarda götünü kaldıramayan milyonluk topçuyu cezası biter bitmez ilk maçta ödül gibi onbire yazmak ayıptır günahtır.

    lig çoktan bitmişken sanki bi hedefi varmış gibi bi tane genci sahaya sürememek; saçma sapan vasat ama “olmuş” adamlardan vazgeçmemek de aynı şekilde.

    yeni arda’ları semih’leri çıkarmayı düşünmek yerine futbolu bırakmış arda ve semih’leri geri getirmeyi kafaya takmak, caner gibi pislikleri takıma doldurmak bu kulübün geleceğini hiçe saymaktır.

    üç senedir her transfer döneminde takımı değiştirmemiz lazım diyip sabır ve güven isteyip yine aynı tas aynı hamam devam etmek taraftarla dalga geçmektir..
  • 25778
    2019-20 sezonunda hüseyin cimşir, erol bulut, sergen yalçın gibi hocaların arkasında 6.(altıncı?!?! oha)olabilmiştir.
    3. senesinde tamamen hakim olduğu tanıdığı bir oyuncu grubu ile bu başarısızlığın gerçekten izahı yok.
    kellesini versin demiyoruz ama biraz mahcubiyet de bekliyoruz bi zahmet.
    galatasaray tarihinde terim kadar başarılı bir teknik direktör yok, evet ama aynı tarihte ligi 6. bitirip de sonraki sezona devam eden de yok. kredi ise sonuna kadar verilmiş yani.
    bi zahmet artık liglerin ilk yarısını çöp olarak görüp 72 puan fark yiyip sonra çok matah bişeymiş gibi geriden geliriz, zoru başarırız, edebiyatına girmeyelim.
  • 25780
    bu sezon başında kadro planlamasını çok kötü yapan teknik direktörümüz. taraftar gibi oyuncuların geçmişinde yaptıklarına bakarak yola çıktı.
    ben basında çıkan arda, caner haberlerine pek inanmıyorum.gelirse ardayla, semih gelir bence. gerçi bu bile hocanın nasıl bir hezeyan yaşadığını gösterir.
    benim kendisinden tek isteğim var denenmemiş olanı denesin ve tutarlı kararlar versin. son 3 senedir bağıra bağıra gelen ozan dışında ilerleme kaydeden genç oyuncumuz yok. süleyman luş sol bek olsun, atalayı ortasahada bı görelim mesela. takım duran top organizasyonu çalışsın. yersiz kas sakatlıklarina bı çare bulsun. gereksiz kırmızı kart görüp takımı yalnız bırakan adamı cezası bitince ilk 11 e yazmasın. emin' e bı maç kaptanlık verip diğer maç yedek başlatma gibi anlık kararlar almasın. daha çok yazarım da hocanın inadını da biliyorum. boşuna yazmak istemiyorum.
  • 25781
    2019-2020 sezonunu 6. bitiren takımın teknik direktörümüz. sezonun başında başkanı kaçmış hocası kaçmış oyuncu oyuncusu kaçmış iki futbolcusu covid-19a yakalanmış takımdan 6 puan fark yemişsin. ilgilendiğin futbolcular arda caner emre çolak semih kaya. açık konuşmak gerekirse 2020-2021 sezonundan hiç bi beklentim yok. belli ki fatih hoca genç oyuncu çıkarayım onu geliştirip satayım klube kaynak olsun gibi bi düşünce içinde değil. daha önce başarılı olduğu futbolcuları toplayıp galatasarayın üç kuruşunu evlatlarına peşkeş çekme peşinde. aynen devam hocam. ahmet çalık ve selçuk inan hamlelerinle bu sezonu kabusa çevirmeyi başardın hedef önümüzdeki sezon. muslera sakatlandı diye şampiyonluğu kaybettiğimizi düşünen arkadaşlar varsa onlara da asla katılmıyorum. muslera mükemmel bi kaleci hatta olağanüstü. bunda hemfikiriz ama bir kaleci yüzünden şu kadro 6. olmaz. rakipte eys ye takılan atiba oynuyor. şampiyon olamadık anladık ama bu takımı ilk üçe sokamamak nasıl bi durumdur. kendisine şunu sormalı yönetimde olsa ya da başkan olsa şöyle bi kadro verilse eline ve 6. olsa ne düşünür. takımın teknik direktörünü görevde tutar mı?
  • 25782
    en buyuk zaafi oyuncu seciciligi ve "adamciligi" olan efsane hoca.

    cok yanlis, olmayacak oyuncularin arkasinda durmak suretiyle bizi bu hallere dusuren kendisidir.
    kesinlikle degmeyecek oyunculari kazanmak ugruna verdigi mac sayisi artik tahammul sinirlarini gecti.
    teker teker saymaya gerek yok suan kadromuzda galatasaray formasini hakeden cok az adam kaldi.
    bu transfer sezonu yapmasi gereken en onemli sey ruhsuz, milyon eurolar alip sahada gezinen oyuncularin ismine cismine bakmadan kapinin onune koymasidir.
  • 25783
    bu sezon alınan rezalet sonuçların ardından ilk fırsatta yerden yere vurulan, bu takımın başına gelmiş en güzel şeylerden birisi.

    geçmişe bakıp övünmek ya da övmek tabiki doğru bir şey değil ancak bu adamın galatasaray'a kazandırdıkları da milattan önce kalmış şeyler değil. bu sezon iki elin parmağını geçmeyecek kadar maçta iyi performans sergilemesi dışında çok kötü diyebilir veya ne olursa olsun en kötü ilk 3 içerisinde yer almalıydı diyebiliriz. yine bu sezon özelinde kadroyu iyi kuramadığını, hemen hemen hiçbir futbolcunun verimini arttıramadığını, arda turan nedeniyle durduk yere gerilim yarattığını ve sezon başından itibaren saha dışı şeylerle çok uğraştığını da söyleyebiliriz. bunları söylemek için ondan nefret etmemiz gerekmez. onu çok seven taraftar olarak tabiki de yanlışlarını söyleyebilirim. ancak sırf laf çakmak adına ligi 3. ve 5. sırada bitiren takımların hocalarına methiyeler dizip 8 şampiyonluk kazanan birine de futbol bilmiyor diyemem, doğruluğu meçhul transfer dedikodularını fırsat bilip kibirli ya da yerli sevici diyemem.

    kısacası son 2 şampiyonluğunda da bu sene de iyi olmadığını eleştiri hakkı çercevesinde rahatça söylemek başka şey, başarız olmasını bekleyip nefret kusarak hakaret etmek başka şey. vefasızlık ise bambaşka bir şey...
  • 25784
    1990'ların ortalarına doğruydu. spor isminde bir spor gazetesi vardı. bugünkü fanatik, fotomaç gibi o dönem sayıları hızla artan spor gazetelerinden biriydi.

    gazetede büyük takımlara ayrılmış sayfalar vardı. her takım için 2'şer sayfa gibi. sayfaların başında kocaman şekilde takımın adı yazardı, ve altında ufak bir slogan. beşiktaş'ın sloganını hatırlamıyorum. galatasaray'ın sloganı: "avrupa fatihi" idi. fenerbahçe sayfasını çevirdiğinizdeyse tepede kocaman "fenerbahçe" yazısının altında şu sloganı görürdünüz: "liglerin kralı."

    küçüktüm gazeteyi okurken. avrupa fatihi olmak hoşuma gidiyordu ama niye liglerin kralı değildik ki yani... neden avrupa fatihiyiz onu bile çok bilmiyordum açıkçası. kısa süre sonra öğrendim. ve neden liglerin kralı olmadığımızı da öğrendim. o dönem itibariyle fenerbahçe'nin 13, galatasaray'ın 10 şampiyonluğu vardı. arayı kapatmak çok zor gelmişti o an. art arda 3 sene şampiyon olsan anca eşitlenecekti.

    size bildiğiniz şeyleri uzun uzun anlatmayayım. o anki halimle kısa süre sonra gelecek dört sene üst üste şampiyonluğu, avrupa kupasını, ondan 10 yıl sonra gelen duble şampiyonluğu ve 2017'de kaldığı yerden devam eden hocanın yaptığı +2 eklemeyi tahmin edemezdim. aldığımız kupalar ve şampiyonlar ligi'ndeki çeyrek finallerle avrupa fatihi ünvanımızı koruduk, üstüne en yakın rakibimizin 3 şampiyonluk önündeyiz, liglerin kralı olduk. spor gazetesi bugün hala yayında olsa fenerbahçe için başka bir slogan bulması gerekecekti.

    geçen 25 yıldaki bu büyük değişimin en büyük mimarına benim saygım hiçbir zaman bitmeyecek. kendisi bırakmak isteyene kadar galatasaray'da kalmasına da hiçbih itirazım olmaz. galatasaray'ı kulüpte çalışacak herhangi bir profesyonelden daha fazla düşündüğünü çok iyi biliyorum ve bunun bizim gibi kaotik bir kulüpte ne denli önemli olabileceğinin de farkındayım. ama anlatacağım başka bir şey var.

    hoca son yıllarda, o meşhur ikinci dönemindeki gibi bir formsuzluk yaşıyor. geçen sezon son düzlükteki atakla şampiyon olduk. bu sezon o atağımız bir şekilde yarım kaldı ve zirve yarışı hedeflerken 6.lığa düştük. geçmişteki başarıların nasıl en büyük mimarı hoca ise bu başarısızlığın da en büyük sorumluluğu onda olmalı. kendisine son dönem için yöneltilen pek çok eleştiriyi anlıyorum. birçoğuna da katılıyorum. ama bir türlü anlayamadığım ve kabullenemediğim şey, kendisi sayesinde onlarca mutluluk yaşamış taraftarın bugün hocayla dalga geçebilme cüretini göstermesi.

    sözlüğü açıyorsun hocaya galatasaraylılık öğreten mi ararsın, had bildiren mi, futbol dersi veren mi... 15 yıl önceki lafını gündeme taşıyan, basında çıkan haberlerin doğruluğuna bakmadan ithamda bulunan, verdiği demeçlerle alay eden...

    altyapıdan çıkan eski oyuncularını geri istediğinde evlatçı, ama altyapıdan çıkan yeni oyuncuları en doğru zamanda sahaya atmak istediğinde evlat düşmanı damgası vuran... sanki tüm u-19 maçlarında saha kenarında olan o değilmiş ve istim üstündeki gençleri a takım antrenmanına alıp takip etmiyormuş gibi genç düşmanı yapan...

    forumlara girince durum hepsinden beter. "bebek gibi ağlıyor" diyeni de görüyorsun, "eleman" diyeni de "evlatları kitleyip kaçıp gidecek" diyeni de. dalga geçmeyi de aşan hakarete varan birçok ifade. ve bunların hepsi galatasaray taraftarına ait. eğer yaşları 3 falan değilse birden fazla kez terim ile yüzü gülmüş insanlar. eleştiriyi anlıyorum ama bu hezeyanı, hocaya laf çarparken yaşanan bu coşkuyu anlayamıyorum.

    ve galatasaraylılığım boyunca ilk kez, hocanın olası bir gidişine gönlüm razı. aldığı sonuçlar, transfer tercihleri ya da oynattığı futbol için değil; kulübün yaşayan en büyük efsanesine kendi taraftarının takındığı bu tavra daha fazla maruz kalmasını istemediğim için. normalde hoca gidecek deseler yıkılırdım ama, şu an sonuna kadar hak ettiği efsane sıfatıyla sahadan çekilse, kulübüne yeni başarılar getirmek için sabah akşam çalışmak yerine torunlarıyla vakit geçirip keyfine baksa üzülmeyeceğim. sanırım en "galatasaraylı değil terimsporlu" düşüncem de bu olacak.
  • 25785
    sanırım olağanüstü dominant karakteri sebebiyle kazandı mı tam kazanan, batırdı mı tam batıran arası olmayan hocamız.

    dolu dolu görev aldığı 10,5 dan 11 sezonda bizi tam 8 defa şampiyon yaptı. yazarken ne kadar kolay 8 tanecik şampiyonluk.

    neyse hadi bu küçük başarıları bir kenara koyup şampiyonluğu kaybettiğimiz yıllara bakarsak sadece 2002-03 yılında bjk ile son 4-5 haftaya kadar başa baş gidip ligi 2.bitirmiştik. arada başka takımlar olsa yine o sıralamada 5. ya 6. olurduk. ertesi yıl* da yarıştan kopunca istifa etti ve 2003-2004 yılında ligi 6. bitirdik. bu yıl yarıştan kopunca gelen 6. lık da beni hiç şaşırtmadı.

    dikkat ettiyseniz 28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçında son kalan şampiyonluk umudu da tükendikten sonra kalan maçlarda takım aslında mücadele de etti ama ayağında pranga var gibiydi. maçlarda takım üzerinde bir baskı, bir gerginlik olduğunu ben ekran başından hissettim. kaybedilen puanlardan sonra terim'in futbolculara neler dediğini bir düşünün anlarsınız ne demek istediğimi.

    milli takımda da tarihte ilk defa bizi avrupa futbol şampiyonasına götüren euro 1996 ve yine başka bir avrupa futbol şampiyonasında yarı final oynatarak euro 2008 destanlar yazan da kendisi, ancak 2010 fifa dünya kupası elemelerinde malta gibi takımlara puan kaybeden, bosna hersek'e geçilip gruptan çıkaramayan ve görece iyi bir kadroya sahip olduğumuz euro 2016'da yine hayal kırklığı yaratan da kendisi.

    hoca rüzgarı arkasına aldı mı çok fena bir winner, karşısında durmak imkansız. ama kontrolü kaybedince de çekilmez oluyor ve bunu takıma da yansıtıyor maalesef.

    bu sezon kısmen hakem hataları, kısmen de selçuk vb. sonradan oyuna aldığı adamcılık sevdası yüzünden olmadık puanlar kaybettik. şampiyonlar liginde ise real madrid ve psg'yi geçmek zaten büyük mucizeydi, elenmemiz maalesef normal sonuç.

    neyse bu sene bazında hocanın canı sağolsun. umarım gelecek sene yine yeni bir şampiyonluk ile bizleri sevindirmeye devam edecektir.
  • 25786
    burada fatih hocayı yerden yere vuranlara sorsanız arsene wenger’i, alex ferguson’u veya jurgen klopp’u takımlarının başında uzun yıllar kalmakla övecektir.

    sizin gibilerin bu bakış açısıyla, türkiye’de herhangi bir ismi geçtim, terim bile takımdaki 3.yılına neredeyse takımdan gönderilme tehdidiyle çıkıyor gibi bir imaj oluşturuluyor.

    terim nefretinizi dizginleyin. birilerinin ekmeğine yağ sürmeyin.
  • 25787
    geçmişi bir kenara koyup sadece son 2.5 sezonu konuşacağım. hocamız bu 2.5 sezonda bana göre en iyi futbolu bu sezonun ikinci yarısıyla pandemi sebebiyle liglerin durdurulduğu döneme kadar oynattı. eskiden de topa sahip olma üzerine bir oyun kurguluyordu ancak iki stoper ve kalecinin paslarından başka bir şey izleyemiyorduk. fakat bahsettiğim dönem aralığında galatasray topu kaleden başlatarak rakip ceza sahasına kadar pasla götürebilen bir takımdı ki hoca da bunu bir basın toplantısında vurgulamıştı. bu süreçte oynadığı büyük maçlar da dahil olmak üzere oyununu topa olan hakimiyetini rakiplerine kabul ettirdi. pandemi sonrasındaki dağılmanın, taktikten ziyade fiziksel ve mental olduğunu düşünüyorum ki elbette bu da bir sorundur, sebeplerini iyi tespit etmek gerekir.

    geçmişi bir kenara koyduğumu yineleyerek sadece bu 2.5 sezonda alınan 2 şampiyonluk için bile ben bu seneyi mazur görebilirim. hele hele geçmişi de göze önüne alırsak hocanın kredisi bir sezondan çok daha fazladır zaten.

    gelgelelim benim için asıl soru işareti olan kısma; hocamız geldiğinden beri her transfer döneminde ''taraftar bize müsaade edecek'' ''bir bildiğimiz var'' ''bize güvensinler'' benzeri açıklamalar yapıyor ve 2.5 senenin ardından geldiğimiz noktada yine bir takım iskeleti yok, yine yeni baştan bir takım kurmak zorundayız...

    klopp liverpool ile sanıyorum ki 5. sezonunda şampiyon oldu ama -çok yakından takip etmedim- sanıyorum ki bu 5 yıl boyunca üzerşne koya koya geldi, kadrosunu şekillendirdi. biz ise 2.5 yıldır her transfer döneminde bir şeyleri sıfırdan inşa etmeye çalışıyoruz ki ben fatih terim gibi bir duayenin bunu yapmasını gerçekten anlayamıyorum. elbette ekonomik sıkıntıların da bunda payı yadsınamaz ancak bu süreçte de en azından 2 3 oyuncunun ilk 11'deki yeri garanti omalı ve onların üzerine eksikler tamamlanmalıydı. oysaki bizim kadromuzdan musera'yı çıkardığımızda ben şu oyuncular iskeletimizin parçası olacak diyemiyorum. luyindama ve marcao var sadece ancak o tandem de zaten yeni kuruldu ve dahası transfer bütçesi için de bozulacağı konuşuluyor ki bence çok büyük hata olur orayı bozmak.
  • 25789
    galatasaray'a büyük hizmetleri vardır, hatta muhtemelen 1905'ten beri galatasaray'a en çok fayda vermiş insan fatih hocadır ama peşpeşe iki sene başarısız olma lüksü yoktur.

    hele hocaya hakkını teslim edelim derken "kendisi ne zaman bırakmak isterse o zaman bırakır" gibi deli saçması sözler söylenmesinin de manası yoktur. galatasaray kulübü fatih terim'in malı değildir, uzun süre başarısız olursa o gider başkası gelir. üzgünüm ama futbol bu kadar arabeski kaldırmaz.
  • 25790
    türk futbol tarihinin tartışmasız en başarılı ve kariyerli hocası. bu sezondan önceki 2 sezon takımını şampiyon yapmış. bunu yaparken yıldırım demirören, servet yardımcı, fikret orman, aziz yıldırım, göksel gümüşdağ, ali koç, nihat özdemir gibi kodomanlarla savaşmış. bir de sportif başarı getirmiş.

    bu sezon virusle uğraşmış, hastalanmış, takım başkansız kalmış, pandemi sonrası başarı yakalayamamış.

    takım planlaması çok kötüydü bu sezon evet, çok daha iyi olabilirdi herşey, hatalar yapıldı eyvallah. eleştirelim, daha iyisini, en iyisini isteyelim. ama yukarda ismini verdiğin kodomanlar buradaki bazı yazar kardeşlerim kadar terim'i göndermeye çalışmıyordur.

    e gitsin o zaman kardeş terim, beklemeyin gelecek seneki başarısızlığı bu sene gitsin. yarın gitsin hatta.
    sonra izleyelim üzerimizde neler deniyorlar.
  • 25791
    kendisinin çok büyük bir hayranı olarak söylemeliyim ki çok yanlış yollarda olan imparatordur. hani kendisinin bir lafı vardır, eskisinden daha hırslıyım diye, ben de kendisine eskisinden daha kırgınım.

    nereden başlasam, nereye varsam bilemiyorum ancak adım adım galatasaray'ı felakete sürüklüyor ve henüz kendisini eleştirenler bile bunun farkında değil.

    muhtemelen gelecek sezon bu sezondan bile daha başarısız olacak. bugünleri de mumla arayacak. arda turan, caner erkin, semih kaya, emre çolak + selçuk inan * gibi bir topluluğun bulunduğu bir yapının başarılı olma ihtimali yoktur. bunu da fatih terim'in attığı tırnak kadar futboldan anlamayan biri olarak söylüyorum. hayat tecrübem ve hayata bakışım bana bunu söyletiyor. kendisi bu kişilikleri kulübe en aşağı 2+1 yıllığına bağlayacak, başarısız olursa da 6 ay sonra istifa edecek. bu insanların zulmünü de bu kulüp ve bu taraftar çekecek.

    arda turan: barcelona'nın bir bildiği yok, başakşehir'in bir bildiği yok, fatih hocamın var. bu insanın bulunduğu bir ortamda iyilikten ve güzellikten yana hiçbir şeyin olamayacağını bunlar anladılar ama bir bildikleri yoktu gene de. sırf futbolu galatasaray'da bıraksın, futbolu bıraktıktan sonra ne işe yarayacağı belli olmayan bir insan, camianın çocuğu olarak anılsın diye bu kulübe bu kötülüğü yapmaya değer mi? benim alacağım formadan, lisanslı üründen bu kişinin kursağına tek bir kuruş girerse hakkım helal değildir.

    bu kişinin saha dışında yaptığı izahı dahi olamayacak şeyleri zaten geçiyorum; euro 2016'da fatih terim adını ve itibarını lekelemiş ve yerle bir etmiştir. bugün fatih terim isminin futbolcular üzerinde eski otoritesi yoksa, bugün fatih terim'in aurasında, karizmasında eski günlerinden yeller esiyorsa, suçlusu terim ismine o travmayı yaşatan bu insandır. hani terim diyordu ya hata bana değil, türk halkına yapılmıştır diye. o yarım kalan itibar suikastının ucu sadece terim'e değil, bugün galatasaray'a bile dokunmuştur. ve bu insanın bu kulüpten, bu camiadan hayatının geri kalanında nemalanması için bu kulübe adım atmasını aklı başında hiç kimse içine sindiremez.

    galatasaray tarihinde, en azından benim gördüğüm dönem içerisinde, fatih terim kadar taraftarı bu kadar ciddiye almayan, taraftarı bu kadar değersiz gören, önemsemeyen ne teknik direktör, ne futbolcu ne de liseci gördüm. liseciler bile terim'den daha çok önemsiyordur galatasaray taraftarını.

    hoca bilmiyorum farkında mı ama arda turan ismi kendisinin itibarını yerle bir etmişken kendisini bu kulübe getiren ne dursun özbek'tir, ne de mustafa cengiz'dir. onu buraya geri getiren sadece galatasaray taraftarıdır. bunu da hiçbir zaman unutmasın.

    bir aydın yılmaz-erman kılıç mevzusu vardır hala unutamadığım. tepkiler üstüne taraftara çektiği ultimatom hala kulaklarımda çınlıyor. nerede şimdi aydın yılmaz? bilmiyorum adını doğru yazdım mı acaba... neyse ki erman kılıç o kadar şerefli o kadar namuslu bir insandı ki bazı evlatlar gibi kulübe kene gibi yapışmaktansa oynayacağı yere gitti. olsun taraftarın istediği olmamıştı. bundan daha doğru ne olabilirdi ki?

    taraftarı cümle aleme rezil kepaze eden sinan gümüş'ün 11 mayıs 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı penaltıyı kullanma isteğini "o da barışıp döneyim istiyor" diye o kadar rahat söylüyordu ki sanırım taraftara bakış açısını en net burada görmüştüm. seneler boyunca unutulmayacak bir dalga konusunu bu taraftarın üstüne zımbalayan bu zat penaltıyı kullanıp gole çevirseydi bizimle barışacaktı. o zatın oynatılması bile taraftarın terim'in gözündeki kıymetini alenen ifade ediyor zaten fazla söze gerek yok.

    geldiği güne kadar selçuk inan her maçta ıslıklanıyordu. bizim olduğumuz yerde ıslıklamazlar dedi kimse gıkını çıkarmadı. terim'in olduğu yerde ıslıklanmadı da 2 sene daha kulübün başına bela olsun diye miydi? taraftar terim vakti gelince doğrusunu yapar deyip sustu. nereden bilelim yıllarca bu kulübün başına bela edileceğini. bu insanın yıkık duruşu, silik ve bitik bakışları galatasaray kulübüne de kulübesine de yakışmıyor. bu insanın bitik tavrı galatasaray'ın ruhunu emiyor, bu kötülüğü galatasaray'a yapmayın dedikçe sözleşme yenilendi, şimdi de kulübede yanında oturtacakmış. burada olsa sabri de kalırmış. çünkü taraftar istemiyordu. taraftar ne diyorsa tersi yapılmalı, doğru olan budur. selçuk'un her oynadığı maçta puan kaybettirmesi mühim değil. neticede taraftarın dediği yapılmadı. bundan daha haklı bir durum olamaz.

    belhanda taraftarın, affınıza sığınarak ifade ediyorum anasına sövdü. evet, bu insan bu taraftarın anasına sövdü ve arkasında kapılar gibi fatih terim vardı. hiç uzatmayacağım, fazla söze gerek yok.

    benim gördüklerimde bildiğim tek şey şudur ki terim'in nezdinde taraftarın zerre kıymeti yoktur. ve bilhassa pandemi sürecinde şunu anladım ki taraftar bu kulübün yarısını geçtim her şeyidir. umarım terim de bir gün bunun farkına varır.

    eğer silinmezse ben bu entry'i bir yıl sonra gururla editleyeceğim. terim'in gelecek sezon yapmayı planladığı şeyler galatasaray'ı felakete sürüklemektedir. belki kenisi istifa da bir hizmettir diye düşünüp bizi yine terk edecektir ancak bırakacağı galatasaray kendisinden sonra gelenlerin altında kalacağı bir kaos ve kıyamet olacak. benim eğer zerre umursuyorsa bir galatasaray taraftarı olarak kendisinden isteğim ve beklentim şudur; bir bildiğinin olduğunu düşünerek bu kulübe getireceği kişilere ne kadar sözleşme yapılacaksa o süreler dolmadan istifa etmemesidir. her ne olursa olsun bu kişilerin sözleşmeleri dolmadan kulüpten ayrılmamalıdır. bu kişilerin bu kulüpteki vadeleri dolana kadar, neden olacakları başarısızlıkların sorumluluğunu son saniyeye kadar alsın, asla bizi onların zulmüyle baş başa bırakmasın. kendisinden tek ricam budur.
  • 25792
    kendisine karşı oluşan tahammülsüzlük ve yükselen eleştirilerin sebebinin alınan sonuçlardan çok, kurmaya çalıştığı takım ve kısa vadeli çözümler olduğuna inandığım hocamız.

    yani bugün kendisine yöneltilen 10 eleştirinin 2 tanesi ligi 6.bitirmemizle ilgiliyse, kalan 8 tanesi transferler ve taktik anlayışla ilgili.

    bu durumda sürekli wenger, ferguson, klopp örnekleri vermek anlamsız geliyor. fatih terim de gerçekten bir yapı kurmak için uğraşsa (evet türkiye şartlarına çok zor, farkındayım) en azından taraftarı tahrik edecek transfer hamleleri yerine daha makul çözümlere gitse ve oyun olarak bir şeyler sunsa yarı yarıya azalır karşı sesler. işte o vakit epey kredisi olur, belki türkiye şartlarında mucize denebilecek bir kredi hatta.
  • 25793
    bize öyle şeyler yaşattı ki, isterse bundan sonra takım beş yıl boyunca şampiyon olamasın yine de taraftarda kredisi bitmez. bu adam galatasaray futbol takımı tarihinin sir alex ferguson'ıdır.

    ama bu demek değil ki kendisini eleştirmeyeceğiz, ne derse hiç sorgulamadan tamam diyeceğiz. bunu benim kabul etmem mümkün değil. diğer başlıkta da biraz değindim: (bkz: muhammed kerem aktürkoğlu/#2935683)

    çıkıp anlat bize hocam, taraftarı ikna et. hem kerem'i alıp, hem arda turan ve emre çolak'ı almak isteme sebebini açıkla. bunu bilmeye hakkımız var diye düşünüyorum. üç senedir ayağına top değmeyen arda turan'ın galatasaray'a ne gibi bir katkısı olabileceğini ben senden teknik detaylarıyla duymak istiyorum.

    yoksa tek aldırma sebebin 80 milyonun önünde elini öpmesi midir?
    veya zor günlerinde son bir emekli ikramiyesi verdirip, iade-i itibar mı yapmak istiyorsun?

    saygılar canım hocam. bugün başımız dik dolaşıyorsak, ülkenin en büyük takımıysak bu senin sayende.
  • 25794
    romantikliği bir yana bırakıp gerçekleri konuşmak gerekirse, süper ligde son 2 sezonda ilk yarılarda 29 ve 27 puan toplayan teknik adam. fener beşiktaş kötü diye diye bahane üretiyoruz ama rezalet bir tablo bu. 2018-19'da zar zor yetiştik başakşehir'e güzel bir final oldu ama patladık bu sezon. kendisi de virüse yakalandı, başkan hastalandı vs. bunlara itirazım yok, herkesin sağlığı yerinde olsun tek isteğimiz bu ama istatistik olarak gerçekler de ortada. 2 sezondur ucl rezaletleri de ortada, makas açıldı muhabbeti beni sarmıyor artık çünkü ajax gibi slavia prag gibi atalanta gibi örnekler kapı gibi duruyor önümüzde.

    ayrıca şu kredi muhabbeti de can sıktı, profesyonel düşünmek lazım, 2 sene art arda gelen şampiyonluğa kimsenin itirazı yok ama avrupa performansı da cabası, ayrıca 2 şampiyonlukta cidden keyif alınan maç sayısı çok az, bu sezon da patladık eninde sonunda.

    gelecek sezon ilk yarı en az 35'i görmeli, o da en az, göremez ise hem kendisi hem de galatasaray'ın yararına artık ne gerekiyorsa yapılması lazım. efsanedir buna kimsenin itirazı yok ama iyi hatırlamalıyız bence.

    ayrıca taraftar ve muslera gidince galatasaray'ın düşüşü de ortada acı ama gerçek.
  • 25795
    fatih terim... çocukluğumdan beri bu ismi her duyduğumda bir futbol canlanır gözümde. ama size bunu sistemlerle, taktiklerle, varyasyonlarla anlatamam. bir futbol ne kadar içten, ne kadar eğlenceli, ne kadar heyecanlıysa hepsinin karşılığı fatih terim'di... sahadaki her şey, tüm canlılığıyla, bu adamın ellerinden çıkıyor gibiydi..

    sonra zaman geçti, büyüdük. büyüdük ve farkettik ki bazen yürekli oynamak yetmeyebiliyormuş. çok ilginçtir, daha yetenekli olmak bile yetmiyormuş. futbol gördüğümüzden, işittiğimizden çok daha fazlasıymış. işin ardında kocaman taktiksel bir boyut varmış ve teknik drektörler bu boyutta kaybolurlarmış.

    şampiyon olamadığımız için hayal kırıklığı yaşamadım ama bendeki fatih terim'le aslolan fatih terim'in aynı olmadığını anladığımda yaşadım o hayal kırıklığını.. o muazzam imajın altında ''öz eleştiri'' gibi son derece basit, olması gereken en temel ama olmadığında işleri korkunç bir seviyeye sürükleyen kocaman bir özellik eksik.

    çünkü futbol, her önde olduğun oyunu tutmak istediğinde 36 yaşına gelmiş bir oyun kurucuyu aldığın ve oyunu tutamadığın gibi, kaybın asıl nedeni yarattığın halde bunu sayısız kez tekrarlayabildiğin kadar ucuz bir platform değil.

    ''bir çivi, bir nalı, bir nal bir atı'' diye başlayan o uzun cümledeki çiviydi ''öz eleştiri'' her zaman. ve sen her zaman o atı kaybettin.

    daha sezon bitmeden ''eldekilerle bu kadar'' dediğin kadronun tüm kupaları süpürdüğünde de bir bildiğin vardı.

    avrupa maçı öncesi ''makas çok açıldı'' diye mazeret sunarken, türk futbol tarihinin en pahalı kadrosuyla babel+falcao'nun maaşı kadar bütçesi olmayan bir takımın arkasında ligi bitirdiğinde de bir bildiğin vardı.

    ilk fırsatta dağıttığın fernando+ndiaye+belhanda 3'lüsü yerine nzonzi+seri+lemina gibi birbirinin aynılarını koyduğunda da bir bildiğin vardı.

    babel(33)-falcao(35)-feghouli(31) den hücüm hattı düzerken de bir bildiğin vardı.

    3 kuruş için gomisten vazgeçip, 2 katına falcao'yu getirirken de bir bildiğin vardı.

    tüm bunlar gibi arda, caner, semih geldiğinde de bir bildiğin olacak elbet.

    hep bir bildiğin var.

    ama bilinenlerle, yaşananlar bir değil.
  • 25796
    hayatını galatasaray’a adamış ve sayısız başarılar kazandırmış bir adam.

    fakat ülke ve dünya gerçeklerinden bihaber şekilde eleştiriliyor hala. covid’i kendisi icat etmiş olabilir bence florya laboratuvarlarında. üstüne de nihat özdemir ile anlaşıp yabancı sayısını düşürmek için alttan lobi de yapmıştır muhakkak. ffp belasını da dursun özbek’i gazlayarak sardı başımıza zaten.

    bir tek kendi kurmadığı takımı 2 yıl üst üste şampiyon yaptı ama o kadar da olur. tesadüftür.
  • 25797
    galatasaray'da ilk göreve geldiği 1996 - 2000 döneminde 4 kere üst üste şampiyon olmuş, ülke tarihinde ilk defa bir takıma avrupa kupası kazandırmış hocadır.

    tüm bunların yanında bu dönemde fatih hoca çok daha önemli bir devrim daha yapmıştır.

    hoca senelerce 3'lü savunma oynayan takımın liberosunu orta sahaya çıkararak defans tandemini monte etmiş; o dönemde yakaladığı tüm başarıları bu sistemle kazanmış; o dönemde bir libero, iki stoperle oynayan tüm anadolu takımlarının dörtlü savunmaya geçmelerine öncü olmuştur.

    bugün bazı yazar arkadaşlarımızda ve spor yazarlarında hoca üçlü savunmaya geçsin yazıları okuyorum. hiç ümit etmeyin derim.
    fatih terim üçlü defansı ülke futbolundan silen adamdır.
  • 25799
    transfer konusunda mustafa cengiz yönetimi o kadar başarısız ki kendisine sabır diliyorum. sonra sahada istenenler olmayınca hoca suçlu oluyor ama hocanın istediği adamların alınmamış olması konuşulmuyor.

    galatasaray yönetimleri için bir şanstır hoca. çünkü her zamam eleştirinin ilk durağı olur. bunun yanında istedikleri yapılırsa takımını şampiyon yapar ve hatta avrupa da başarı kazandırır. yeter ki istedikleri yapılsın.
  • 25800
    işaret ettiği tarihe kadar alınması makul olan istediği isimler yine saçma sapan sebeplerle alınmazsa ve bir sonraki seçimde yine bu yönetim seçilirse direkt istifa edip ne haliniz varsa görün demesi gereken teknik direktör.

    matematik hesabı yapamayıp takımı yarım sezon forvetsiz bırakacak derecede amatörlerle çalışacak seviyede değildir benim gözümde. bunun bir tık üstü sürekli yönetime kalkan edilen dursun özbek yönetiminin grosskreutz faciasidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın