• 444
    dünyanın en büyük spor organizasyonlarından birisiymiş, fenerli arkadaşlara göre. fenerbahçe kırmak üzereyken uydurulan rekorlar gibi. biz her ortamda yalanla mücadele etmeye devam edelim.

    https://twitter.com/EuroLeague buraya twitter adresini koyuyorum. 658 bin takipçi var.

    fıfa women's world cup 1 milyon
    https://twitter.com/FIFAWWC

    fifa world cup 12.8 milyon
    https://twitter.com/fifaworldcup

    uefa champions league 51.4 milyon
    https://twitter.com/ChampionsLeague

    premier league 43.4 milyon
    https://twitter.com/premierleague

    la liga 12.4 milyon
    https://twitter.com/LaLiga

    çok fazla lig sayılır daha da gerek yok futbol için.

    basketbola gelelim.

    nba 45.8 milyon
    https://twitter.com/NBA

    nfl 35.4 milyon
    https://twitter.com/nfl

    mlb 11.6 milyon
    https://twitter.com/MLB

    wimbledon 3.9 milyon
    https://twitter.com/Wimbledon

    formula 1 10.2 milyon
    https://twitter.com/F1

    pga tour 2.9 milyon
    https://twitter.com/PGATOUR

    rugby world cup 1.2 milyon
    https://twitter.com/rugbyworldcup

    nhl 7 milyon
    https://twitter.com/NHL

    ufc 12.2 milyon
    https://twitter.com/ufc

    bunları paylaşmamın sebebi şu. amerika'da en popüler spor basketbol diye onu avrupa'da en popüler 2. spor haline getirip, avrupa'nın en önemli 2. sporunu domine ediyoruz yalanını çürütmek. avrupa'da futbol neyse amerika'da basketbol o. fakat bunlar farklı denklemler. avrupa'da kimsenin umursamadığı, yatırım yapmaya değer bulmadığı, zenginler için sosyal aktivite olan bu turnuvayı, sportif bir başarı diye yutturmaya çalışıyorlar.

    twitter hesapları basit bir parametre. bütçelere göre, takip eden insan sayısına göre, final maçlarını izleyen insan sayısına göre, bir çok farklı parametreyle test edilebilir. 50 kez euroleague şampiyonluğunu, tek bir süper lig şampiyonluğuna değişmem.
  • 445
    açık konuşmak gerekirse hakem yönetiminden pazarlama stratejisine, karar alma mekanizmasından düzen işletiline ele aldığımızda her anlamıyla rakip olmaya çalıştığı nba’le uzakta yakından karşılaştırılamayacak organizasyondur.

    ancak şu var, burada oynanan topu izlemek bana ve pek çoklarına göre daha keyifli kardeşim. play-off’taki beşinci maçların üçünü de izledim, kulaklığıma gelen kemik sesinden de, parkede oynanan oyunun sertliğinden de acayip haz aldım. tribün atmosferleri de cabası.

    euroleague hey yönüyle eleştirilesi bir organizasyon ancak bunun böyle oluşu orada olmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. galatasaray’a dair en çok özlem hissettiğim şey abdi ipekçi günleri. boşuna bok atmayalım euroleague’e.
  • 446
    avrupa'nın önemli spor organizasyonlarından biri.
    çocukluğumdan beri basketbol sever, takip ederim. euroleague kazanmak bir kulüp için prestijdir, daha önemlisi güzeldir. siz ilgilenmiyorsunuz diye prestiji değişecek değildir.

    avrupa'nın en popüler sporu tabii ki futbol, hatta dünyanın en popüleri. basketbol avrupa'da biraz daha ilgi gösterenlere yönelik. euroleague pazarı ne kadar büyütmeye çalışsa da bunda pek başarılı olamıyor. sonuç olarak kulüpler için kar sağlamayan bir organizasyon. bu sebeple dönem dönem bazı ülkeler büyük yatırımlar yaparken, ülke ekonomisine göre kriz dönemlerine girebiliyorlar (örn: türkiye, yunanistan, rusya).

    bizim gibi kulüpler tek kulüp ayrı branş şeklinde olduğu için basketbola para harcamak konusu hep bir soru işareti oluyor. bizim gibi, beşiktaş gibi belirli bütçelerle ilerleyenler ya da fenerbahçe gibi daha bol para harcayanlar. ben isterim ki kulüp basketbol yatırımını arttırsın ama çoğunluk boşver o parayı futbola harcayalım diyecek, ya da fener taraftarının bir kısmı, boşver basketbolu o parayı futbola harca dediği gibi. tercih meselesi. ama adam yatırım yapmış, final 4'a kalıyorsa sevinsin tabii. domine ediyor demekse biraz abartı olmuş.

    not: amerikanın en popüler sporu amerikan futboludur. twitter takipçilerine bakıp nba demek yanlış olur çünkü nba global olarak çok takip ediliyor. ben mesela nfl takip etmem ama nba'i ediyorum.
  • 448
    avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu.

    buradaki en değerli oyuncuyu onlar için ortalama bir havlu sallayıcısı kontratıyla amerika'daki lige götürebiliyor muyuz?
    evet.

    buradaki herhangi bir genç oyuncuyu minimum kontratla amerika'daki takımların gelişim ligine götürebiliyor muyuz?
    evet.

    buradaki basketbol sert, amerikalıların tersine gidercilerin hepsine de gülerek karşılık veriyorum. amerika'daki basketbolcular barış alper'se, buradakiler ferdi kadıoğlu.

    burada taktiksel yoğunluk ve sadakat var, amerika'da yok diyenlere de cevabım var elbette. abicim, burada kyrie ırving gibi bir freestyle'ci, jokic lebron gibi bir oyun zekası veya durant, curry gibi şutör mü var? daha doğrusu burada star var mı? tabii ki ortalama oyuncularla takım oyunu oynanacak. tabii ki taktiksel anlamda daha yoğun mücadeleler olacak.

    bebe doncic, bu ligi osurtuyordu. şimdilerde ise nba'de debelenmekle meşgul. çünkü takımı asla oturtamadılar, ve doncic diğer nba starlarından da çok farklı değil. evet süperyıldız, ama süperyıldızların süperi değil. zaten allen ıverson 2000'lerde bize gösterdi ki, öyle geçmişteki gibi çık tek başına şov yap işi bitti.

    yahu euroleague'in geçmiş yıl mvp'si* bu yıl çer çöpler arasında takas oldu. takasın ana gündemi* bile kendisi değildi. üstüne üstlük, gittiği takım* da ligin en kötü takımlarından, yeniden yapılanmaya giden bir takım.

    yani futbol açısından kıyaslama yapacaksak, nba ile euroleague arasındaki fark, premier league ile doğu avrupa ligleri arasındaki fark kadar açık.
  • 449
    genel olarak futbola karşılık nba için şampiyonlar ligi, euroleague için uefa kupası benzetmesi yapılır ancak ben buna katılmıyorum. basketbolda bir numaralı kıta amerika, iki numara ise avrupa'dır. euroleague copa libertadores gibi bir şeydir.

    birde türk insanında basketbol, voleybolda daha başarılıyız hatta biz voleybol ülkesiyiz gibi yanlış bir algı var. bizim buralarda başarılı olma nedenimiz diğer ülkeler önemsemediğinden maddi gücümüzün bu iki spora yetmesidir. formula 1 ve futbol gibi saçmalık seviyesinde paraların döndüğü yerde esamemiz okunmuyor.

    onun için uefa kupası zaferi ülke tarihindeki 2002 dünya kupası üçüncülüğü sonrası en büyük başarıdır. buna fb'nin ve anadolu efes'in euroleague zaferinden tutun voleybol milli takımının şampiyonlukları dahildir. bunların hiçbiri oynandığı gün itibariyle uefa kupası finali kadar izlenme oranı yakalamamıştır.
  • 450
    basketbolun şampiyonlar ligi değildir. uefa şampiyonlar ligi dünya futbolun zirvesidir. kadrolarında dünyanın en iyi futbolcularını bulunduran, dünyanın en iyi teknik direktörleri tarafından yönetilen, dünyanın en büyük futbol kulüplerinin kapıştığı mecradır. bunun basketboldaki karşılığı 3. sınıf amerikalı oyuncuların domine ettiği euroleague değil, nba'dir.
  • 452
    avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu bu. bence rakibimiz başarılı oluyor diye organizasyonu küçümsemek yerine kendimize odaklanmamız daha yerinde olur.

    ergin ataman'lı sezonlardan sonra ortada galatasaray basketbol şubesi diye bir şey kalmadı. bu bilinçli bir tercih olabilir, sonuçta avrupa basketbolu büyük ölçüde bütçeye bakıyor. biz rakiplerimize oranla belki 1/8, belki 1/10 bütçeler ayırdık basketbola. ancak bu böyle oldu diye hep böyle devam edecek diye bir şey olmamalı. galatasaray bankalar birliği anlaşmasından çıktıktan sonra finansal anlamda en rahatlamış kulüp oluyor açık arayla. o zaman bir zahmet basketbol şubesine rekabetçi bir bütçe ayırıp, euroleague wild card'ı nasıl alırız diye hesaplamaya başlamanın zamanıdır.

    abdi ipekçi'de strasbourg'u yenip eurocup'ı aldığımız maç hala aklımdadır. salonun o atmosferini unutmam mümkün değil hala arada sırada "teker teker geçiyoruz turları" diye mırıldanırım evde. galatasaray taraftarı basketbolu seviyor, hatta bana göre oaka ile birlikte avrupa'nın en korkutucu atmosferini yaratıyor. biraz canlandırın şu şubeyi, zahmet olacak.
  • 455
    takımlar bazında nba'den sonra dünyadaki en üst düzey basketbol organizasyonu.

    fenerbahçe burada başarılı diye küçümsenmesi çok manasız. parayı koyuyorlar veya koymuyorlar* ne fark eder, bunun ekonomik yıkımı kendilerini ilgilendirir.

    nba'in gözünü diktiği, birçok alanda iş birliği geliştirdiği bir pazar. nba'in euroleague'e olan bakış açısı buyken, ne diyeyim.
  • 456
    2006'da ülker ile gerçekleşen birleşmeden sonra türk basketbolunda kısmi bir tekelleşme yaratan fenerbahçe'nin, istediği sıklıkta olmasa da zaman başarılar yakaladığı avrupa basketbolunun kulüp bazında en önemli organizasyonu.

    bizim kendimiz ile çelişmememiz lazım. bir galatasaraylı bu konuda net olmalı. "o şöyle yaptı","bu böyle dedi" gibi zırvalara itibar etmemeli. hemen bütün galatasaraylıların çok sevdiği (benim de çok sevdiğim) ve galatasaray basketbol tarihinin son iki kupasını kazanmış ergin ataman'ın gerek galatasaray'ı çalıştırırken gerek başka yerlerde çalışırken en önem verdiği organizasyon euroleague olmuştur. 2015-2016 sezonunda kazanılan eurocup'tan sonra ataman, basketbol takımının bütçesinin 10 milyon euro düzeyine çıkarılmasını göreve devam etmek için olmazsa olmaz şart olarak göstermiş ve başarı hedefini euroleague olarak koymuştur. 2013-2014 ve 2016-2017 sezonlarında galatasaray euroleague'de başarı hedefini en azından ortaya koyabilmiştir, dile getirebilmiştir. her iki sezonda da bu organizasyonda başarılı olamadık ama euroleague'de yer almak bile basketbol şubesini takip eden galatasaraylıları heyecanlandırmıştır. zaten 2016-2017 sezonu sonrası bir daha o düzeyi göremedik. ancak bizim o düzeye bir daha ulaşamamamız, bu organizasyonu değersiz kılmaz. "el topu" değildir, "yakan top" değildir. futbolla ve futbolun en üst düzey rekabet organizasyonu şampiyonlar ligi ile birebir karşılaştırmak belki çok doğru olmaz ancak avrupa basketbolunun en önemli organizasyonudur bahsettiğimiz euroleague. fenerbahçe kazansa da, final four yapsa da, hiçbir şey başaramasa da gerçek bu kadar basit. fenerbahçe öyle veya böyle bu organizasyonun her sene içerisinde yer almakta ama fenerbahçe yer alıyor diye organizasyonu itibarsızlaştırmaya çalışmak bir galatasaraylıya yakışmaz. galatasaraylının konuya yaklaşım tarzı "euroleague de bir şey mi ya, sıradan bir turnava işte" basitliğinde olmamalı. kendimizi kandırmamalıyız. galatasaraylı, neden ergin ataman'lı dönemde yakalanan veya en azından etrafında dolanılan seviyenin çok çok altına düşüldüğü ile ilgili kafa yormalı basketbola dair. "fenerbahçe final four yaptı" değil asıl konu. asıl konu "galatasaray erkek basketbol takımı neden en son bu organizasyonda 2016-2017 sezonunda yer alabildi? olmalı. biz kendimize bakmalıyız özetle. birilerinin bu organizasyonda yaptıkları veya yapamadıkları üzerinden organizasyona afedersiniz bok atmak, doğru bir tutum olmaz. kendimizi kandırmak olur sadece.
  • 457
    avrupa’da basketbol branşı için prestijli ve futbolun şampiyonlar ligi kalitesinde olan bir turnuva. beğenerek ve keyif alarak izliyorum. keşke galatasaray da olsaydı diyorum hatta.

    burada türk takımlarının başarılı olması türk basketbolu açısından gurur verici ve önemli. ancak buradaki başarının milli takıma da etkisi olmasını beklemeliyiz. maalesef ki yok. çünkü bizim buradaki temsilcilerimiz oyuncu yetiştirip burada pazarlamıyor. parayı bastırıp yabancı oyuncu oynatarak başarıyı elde ediyor. diğer ülkelerin temsilcilerine bakıyorum. hepsinde yer oyuncular ilk beşin en önemli oyuncusu konumundalar. burada ülke basketbolumuz başarılı diyebilmemiz için yetiştirdiğimiz yerli oyuncuları pazarlıyor olabilmemiz önemli. oyuncu devşirmekten ziyade buna odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.
  • 459
    bir taraftar çekişme ve mücadele seviyesi yüksek bir sporda kendi takımını her türlü görmek ister. bir sporsever iyi takımların olduğu bir turnuvayı takip etmek ister.

    bir sporsever ve galatasaray taraftarı olarak takımımın basketboldaki konumu ve tutumunu üzülerek, fenerbahçe bekonun konumu ve tutumunu da kıskanarak takip ediyorum. keşke biz de başarılı olabilsek. fener kadar harcama yapmak mantıksız tabiki ama futboldaki başarılarımızı basketboldan ya da başka bir amatör branştan sübvanse etmemize gerek yok. en azından biz taraftar olarak bu şekilde bakmamalıyız. profesyonel düzende doğru yatırımlar ve bağlantılarla sürdürülebilir ve istikrarlı bir yapı kurulabilir. euroleaguede bir asvel, alba berlin, kızılyıldız düzeyinde kadro kurup salon atmosferi ile üst sıralarda olabiliriz. f4 10 yılda bir olsun ya da olmayıversin, takımımızı üst seviyede seyretmek güzel olmaz mıydı?

    futbol ile örneklemek gerekirse; takımımızı her sene erken elenmesine rağmen şampiyonlar liginde oynarken mi görmek istersiniz yoksa uefa konferans ligi'nde (ya da avrupa ligi olsun) çeyrek/yarı finalde görmek mi. bazılarımız avrupa puanı, ülke puanı için ikinci tercihte bulunabilir tabi ama bu heterodoks bir yaklaşımdır ve daha makul olan ilk seçenektir.

    bazı konularda uzlaşmak gerek. evet fener çok harcıyor, çok harcadığı için de başarılı oluyor. hatta genele vurunca bu harcamaya göre elde edilen başarı az bile. ama bizim için durum çok dramatik. o seviyeler bize o kadar uzak ki, euroleague'e dair tek hayalimiz ve beklentimiz fenerin yenilmesi ve başarısız olması üzerine. hep futbol mu basketbol mu ikilemini niye yaşıyoruz ki? futboldan ödün vermeden biz de orda olalım, o atmosferi yaşayalım, maçları takip edelim, sevinelim, yeri gelsin üzülelim.

    olmasa da olur ama olsa çok güzel olmaz mı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın