kendisinin yaptığı basın toplantısında söyledikleriyle alakalı kafamda bazı soru işaretleri oluştu. öncelikle şunu belirteyim her galatasaray taraftarı gibi kendisini çok sevdim, seviyorum. ofsayt yağmuruna tutulmamak için söylüyorum, kendisiyle alakalı bütün entrylerim hep olumludur.
(bkz:
#3946462)
(bkz:
#3945809)
(bkz:
#3916306)
fakat toplantı sonrası kendi kendime şu soruları sordum:
- öncelikle tutunacak dal kalmadı konusu; yani başkanın kendisi sana defalarca hem yöntim kurulu üyeliği hem sportif a.ş. görevleri teklif etmiş, sen bunları kabul etmemişsin. yetmemiş fatih altaylı, faruk süren, yüce ailesi birçok kişiyi araya sokmuş seni ikna etmesi için. bunu da yalnızca başkan kaynaklı değil kişiler kaynaklı da biliyoruz, en son fatih altaylı itiraf etti zaten aracı olduğunu. problemin mi var? gidersin tamam kabul ediyorum ama şu, şu, şu şartlarım var. başkan kabul etmezse de en azından dersin ki ben şartlarımı belirttim, kabul edilmedi o yüzden devam etmiyorum. yani galatasaray başkanlık müessesiden daha sağlam bir dal olabilir mi? ama sen hepsini doğru dürüst bir sebep, şart belirtmeden reddetmişsin anladığımız kadarıyla.
- yine tutunacak dal konusu; sen bu göreve gelmişsin, ilk önce en önemli mesele transfer konusu sana bağlanmış. sonrasında anlıyoruz ki (ikinci sene, ilk sene yokmuş) sponsor meselesini de sana bağlamışlar. hatta mağazacılıkta da sorumlu görev vermişler. yani bir insanın takdir edildiğinin bundan daha önemli bir göstergesi var mıdır? hepimiz profesyonel çalışıyoruz, türlü dedikodular arkamızdan döner, insanoğlunun olduğu her yerde bunlar var ama en büyük takdir, terfidir, görev tanımının genişletilmesidir. bundan daha net bir gösterge olabilir mi?
- son kez tutunacak dal konusu; yahu bu taraftarın sevgisi sonuna kadar arkanda. bu taraftar ki ibra edilmemiş mustafa başkan'ın arkasında durduktan sonra 2 sene daha göreve devam etmesini sağlamış, galatasaray gibi ananelerine bağlı bir kulüpte kimse gıkını dahi çıkaramamış. göster hedefi parçalasın bu taraftar, tutunacak başka bir dala ihtiyaç var mı?
- benim zaten param var, borsaya açılacağız konusu; şunu herkes biliyor ki inşaat sektöründeki birçok firma gibi senin de nakit problemin var. nef'in galatsaray'a sponsorluktan yapması gereken ödemeler tamamlanmadı, hala bu konuda borcun var. sapanca nef gibi bazı projelerin durmuş vaziyette, orada insanlar projenin gecikeceğinden emin, ortada bir mağduriyetleri de var. nakit konusunu borsaya açılarak çözmek istiyorsun ama onay alamadın. tüm bunlar varken neden bu konuda doğru bilgi vermedin?
- ali koç'la ilgili soruya verdiğin yanıt; dedin ki ben onlardan korksam galatasaray korumasında kalırım neden gideyim? hayır erden bey soruda aslında şu sorulmak istendi; siz galatasaray'a faydalı bir insansınız gidişiniz galatasaray'a taraftar nezdinde ciddi zarar verecek, gitmemeniz durumunda bazı konularla alakalı tehdit edildiniz mi? yani kısaca soru galatasaray'da kalırsanız başınıza şu şu gelecek gibi bir tehdit aldınız mı? buna bile isteye ters bir yanıt verdiniz.
ben ali koç'un tehditlerine ciddi bir sitem de beklerdim ama en ufak bir dokundurma bile olmadı, sadece mevlevi bir takım söylemlerle geçiştirildi, bu da benim için bir soru işareti ama buna hadi çatışmamak bir karakter özelliğidir deyip geçiyorum.
fakat bu haliyle basın toplantısı sonucu benim kafamda gitme kararını zaten almış ama bunu bazı nedenlere dayandırmaya çalışan, galatasaray'ı karıştırma düzenine yardımcı olacak, parasal konularla alakalı (ali koç veya başkası tarafından) sıkıştırılmış bir erden timur figürü oluştu. kimse kusura bakmasın ama dedikodu, kötü siyaset hayatın her tarafında var, bizler çocuk değiliz. bu tip soyut nereye gittiği belli olmayan suçlamalar galatasaray'a zarar verdi.
hepimiz üzüldük, neden olduğunu anlamadık. tamam 1 hafta daha üzülelim ama aslolan galatasaray'dır. bu 1 hafta sonunda silkinip kendimize gelmeliyiz. çünkü kötülük hala iş başında ve çalışmaya hiç ara vermiyor.