(bkz:
#3799734)
aradan geçen zamandan akan sular bugün varacağı yere ulaştı. gece gece uyku da tutmadı. basın toplantısı bittiği andan itibaren kendimce düşünüyorum.
sonda söyleyeceğimi başta söyleyim. bence yine doğru olanı yapmıştır.
fatih terim, haldun üstünel, ünal aysal, abdürrahim albayrak, mustafa cengiz gibi aklıma hızlıca gelen isimler ve daha nicesinin yaşadığı süreçlerden biliyorduk aslında biz bugün anlatılanları.
galatasaray’da kriz bitmez, derin galatasaray, mayısta şampiyonluk haziranda kaos esprilerini de yapardık aramızda. burda da yazılır çizilirdi hep arka planda olanların karmaşıklığı, akıldan izandan uzaklığı.
en çok fatih hoca anlatmaya çalıştı bize bu kirli oyunları. ama hocayı bilirsiniz çok cepheye yetişmeye çalışır. biraz da üstü kapalı konuşur. bolca da kavga dövüş sever. e yeri de protokol değil saha içi olunca havaya gitti biraz o mesajlar. diğer isimler ise sessiz sedasız aldılar ceketlerini çıktılar. ya da galatasaray siyaseti denen garabetin tarafı oldular.
ancak, bugün ilk defa kravatlılardan birisi, bu siyasetin tarafı olmak bir yana, bu galatasaray siyaseti denilen kokuşmuşluğun bizzat kendisini alenen basına, bizlere ortaya koydu. daha da önemlisi erden abi liseye kral çıplak dediği andan itibaren o ya da bu sebeple camianın ağır topları direkt olarak basın üzerinden mevzuya dahil oldu. yani kapıların açılmasının ilk adımı atıldı. yani o kapalı kapılar ardında dizayn edilen galatasaray siyasetinde, tam da içeride büyük bir dizayn dönerken kapılar açıldı. ben bu durumun galatasaray tarihinde bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum.
kıymeti kendinden menkul ancak sürekli pirana gibi yönetimlerde ve çevresinde olan liyakat yoksunu, lise mezunu olmak dışında görevi hakeden titri olmayan, galatasaray menfaatlerini düşündüğüne dair geçmiş donelere hiç sahip olmayan kişilerin artık kamuoyu önünde, camia içinde açıkça tartışılmasının önü açıldı.
öte yandan, erden timur konuşmasının bir kısmında, ülkemizin bir diğer köklü okulu tarsus amerikan ve orda aldığı edebin vurgusunu yaptı. camianın ağır toplarından
reşit ömer kükner’inde erden timur’a sevgilerini ileterek veda ettiği x paylaşımında aynı vurguyu yapması önemliydi. kısacası, camianın aklı selim tüm bireylerine, geneş kurul üyelerine verilmek istenen bir mesaj görüyorum burda. lise edebini korumaya çalışırken, liseden doğan piranalar sizi sömürüyor. açılmanın zamanı geldi.
öte yandan galatasaray kültürü dediğimiz olgu galatasaray’lı erden’ler gibi binlercesi ile büyüdü bile. zannetmeyin, nevzat dindar gibi kalemşörlere yazdırıldığı gibi bir yıldız transferine susacak bir galatasaray kitlesi var. galatasaray’ın, kendisini menfaatsiz seven fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür ve kendini farklı alanlarda geliştirmiş bir entelektüel kitlesi var. bu kitle, lise kültürü dolayısıyla gençliğinde aşık oldu bu renklere. ancak bugün akla karayı ayırt edecek noktada. galatasaray’ı diğerlerinden ayıran kültür artık lisenin dışına çıkmış aramızda kol gezmektedir.
bakın o kültür, tam da yazmakta olduğum sözlükte kol gezmektedir. türkiye’nin, dünyanın dört bir tarafından entelektüel kapasitesi yüksek, başarılı iş bireyleri galatasaray’ın geleceği için kafa patlatmaktadır. her gün yüzlerce vizyoner fikir klavyelerin ucundan dökülmektedir. bu kişilerin önemli bir kısmının kimliğinin bilinmesi dahi umrunda değildir. erden timur’un benden 5 bin tane vardır dediği isimsiz kahramanlar artık her yerdedir.
erden abi (tanıdığımdan değil çok sevdiğimden) bugün kendi lugatıyla ve galatasaray’lı edebiyle kapıların açılmasının ilk adımını atmıştır. devrim vaktinin geldiğini ilan etmiştir. kurumlar ve kültürler kendilerini çağa uyduramadıklarında yok olup giderler. galatasaray’da bir rönesans döneminin vakti geldi de geçiyor. lisenin pilavı, cemiyetin kabaran kolları için değil yeni dünyanın vizyoner, sürdürülebilir galatasaray yüzü için lisenin kanatları altında, lise damgasına ihtiyaç duymayan erden abilerin dümene geçme vakti gelmiştir. inanıyorum ki bu devrimi ilan eden koltukta erden abiye nasip olacaktır.
sözün özü, bazı sancılar yeni bir çağın ayak sesleridir. şüphesiz zor olacaktır. ancak bu sefer, öncekiler gibi umutsuz değilim. vira bismillah!!