126
30 saate yakın uykusuzluk, bilimum açlık, susuzluk sonunda öğrenciler için ayrılanına kavuşabildiğim karttır. süt beyazı bir insan olduğumdan, şu an üzerimdeki amele yanığı tarif edilemez boyutlarda.
bir çift kelam farz oldu. deniyor ki; "geceden bir liste oluşturulmuş, listenin herhangi bir resmiyeti yok, ancak herkes listeye göre alınıyor. ben nereden bileceğim o listeye isim yazdıran herkesin burada olduğunu?"
eh. ne diyeyim. bununla gönüllü olarak uğraşan arkadaşlara mı yanayım, gecenin köründe zaman geçirmek için stat çevresinde top kovalayan, paten süren, kucak kucağa yatan yüzlerce insana alenen yalancı denmesine mi üzüleyim, bilmiyorum.
sözlükte, sağ olsun ademabi'nin son durumu paylaşması üzerine, normalde sabah 06:00 ilk metrosuyla gitmeyi düşünürken, gecenin 2'sinde avcılar'dan kalkıp metrobüsle mecidiyeköy'e, oradan da taksiyle stada geçtik. güvenlik görevlisi "400 kişi filan oldu sanırım" dediğinde nasıl koştuğumuzu bir ben bilirim. neyseki o kadar olmamış, 155-156 numaraya ismimizi yazdırabildik arkadaşla.
liste olayı çok güzel düşünülmüştü. böyle bir uygulama olmasa ya kimin kimden önce geldiği iyice karışacak, ya da bütün gece boyunca tek sıra halinde beklenmek zorunda kalınacaktı. olay tamamen gönüllü düzenleme meselesi. herhalde resmiyeti olmayacak, olamaz böyle bir listenin. sadece düzenlemenin kolaylaşması açısından böyle bir yola başvurulmuş. e biraz insaf. onca saat bekleyen insanlara zaman geçirmek için etrafta biraz dolanma hakkını çok görmeyin.
sabaha karşı demir parmaklıklarla tek sıra oluşturuldu. listeye göre tek sıraya geçildi. tek sıraya geçerken teker teker kimlik kontrolleri yapıldı vs. bundan sonra aralara kaynak yapılmaması için herkesin yoğun bir çabası olduğunu da belirtmek gerek. her şey hoş giderken ilk önce 9'da başlaması gereken dağıtım 10'a ertelendi. ardından da sabahçı tayfa yavaş yavaş dökülmeye başlamıştı. diyor ki; "arkadaşım, sabah 6'da uykumdan uyandım geldim. nereden güveneyim senin listene?" canım ya. uykusundan uyanmış bak. uyku diyor. önceki gün öğleden sonra 3'ten beri stat önünde bekleyenler var diyoruz, uyku diyor.
güvenmek zorunda elbette değilsin. tanımıyorsun, etmiyorsun sonuçta. sen de haklısın kendince. e abi, gelseydin gece 2'de de bütün listedeki isimleri kontrol etseydin o zaman tek tek? geldin de göstermediler mi listeyi? 8'de 9'da gelen adam listenin güvenilirliğini sorguluyor. e nasıl inandıralım biz sana şimdi? ne yapabiliriz yani onu söyle?
listeleme olayı yapılmasına rağmen bile isimler okunurken çekilen çile belliyken, liste olayı olmasaydı sadece tek sıra ile orada yaşanabilecekleri tahmin dahi edemiyorum. ama nuh diyor, peygamber demiyor adam işte. neye anlatıyorsun?
en çok da "öğrenci" adı altında öğrenci belgelerini toplayıp gelen, birçoğu en az lise mezunu yüzlerce insana boğazını yırtarcasına laf anlatmaya çalışan, gönüllü 5-10 kişiye üzüldüm. sağ olsunlar, sabırlıydılar da. insanlara laf anlatmanın zorluğu bazen akıl almaz boyutlara çıkabiliyor.
bir çift kelam farz oldu. deniyor ki; "geceden bir liste oluşturulmuş, listenin herhangi bir resmiyeti yok, ancak herkes listeye göre alınıyor. ben nereden bileceğim o listeye isim yazdıran herkesin burada olduğunu?"
eh. ne diyeyim. bununla gönüllü olarak uğraşan arkadaşlara mı yanayım, gecenin köründe zaman geçirmek için stat çevresinde top kovalayan, paten süren, kucak kucağa yatan yüzlerce insana alenen yalancı denmesine mi üzüleyim, bilmiyorum.
sözlükte, sağ olsun ademabi'nin son durumu paylaşması üzerine, normalde sabah 06:00 ilk metrosuyla gitmeyi düşünürken, gecenin 2'sinde avcılar'dan kalkıp metrobüsle mecidiyeköy'e, oradan da taksiyle stada geçtik. güvenlik görevlisi "400 kişi filan oldu sanırım" dediğinde nasıl koştuğumuzu bir ben bilirim. neyseki o kadar olmamış, 155-156 numaraya ismimizi yazdırabildik arkadaşla.
liste olayı çok güzel düşünülmüştü. böyle bir uygulama olmasa ya kimin kimden önce geldiği iyice karışacak, ya da bütün gece boyunca tek sıra halinde beklenmek zorunda kalınacaktı. olay tamamen gönüllü düzenleme meselesi. herhalde resmiyeti olmayacak, olamaz böyle bir listenin. sadece düzenlemenin kolaylaşması açısından böyle bir yola başvurulmuş. e biraz insaf. onca saat bekleyen insanlara zaman geçirmek için etrafta biraz dolanma hakkını çok görmeyin.
sabaha karşı demir parmaklıklarla tek sıra oluşturuldu. listeye göre tek sıraya geçildi. tek sıraya geçerken teker teker kimlik kontrolleri yapıldı vs. bundan sonra aralara kaynak yapılmaması için herkesin yoğun bir çabası olduğunu da belirtmek gerek. her şey hoş giderken ilk önce 9'da başlaması gereken dağıtım 10'a ertelendi. ardından da sabahçı tayfa yavaş yavaş dökülmeye başlamıştı. diyor ki; "arkadaşım, sabah 6'da uykumdan uyandım geldim. nereden güveneyim senin listene?" canım ya. uykusundan uyanmış bak. uyku diyor. önceki gün öğleden sonra 3'ten beri stat önünde bekleyenler var diyoruz, uyku diyor.
güvenmek zorunda elbette değilsin. tanımıyorsun, etmiyorsun sonuçta. sen de haklısın kendince. e abi, gelseydin gece 2'de de bütün listedeki isimleri kontrol etseydin o zaman tek tek? geldin de göstermediler mi listeyi? 8'de 9'da gelen adam listenin güvenilirliğini sorguluyor. e nasıl inandıralım biz sana şimdi? ne yapabiliriz yani onu söyle?
listeleme olayı yapılmasına rağmen bile isimler okunurken çekilen çile belliyken, liste olayı olmasaydı sadece tek sıra ile orada yaşanabilecekleri tahmin dahi edemiyorum. ama nuh diyor, peygamber demiyor adam işte. neye anlatıyorsun?
en çok da "öğrenci" adı altında öğrenci belgelerini toplayıp gelen, birçoğu en az lise mezunu yüzlerce insana boğazını yırtarcasına laf anlatmaya çalışan, gönüllü 5-10 kişiye üzüldüm. sağ olsunlar, sabırlıydılar da. insanlara laf anlatmanın zorluğu bazen akıl almaz boyutlara çıkabiliyor.