resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 2408
    o'nun olduğu yerde beklentiler büyük olur.sezon başında hemen rakibi hapseden,devamlı pres yapan,golleri sıralayan bir takım bekliyordu herkes.unutulan şeyler vardı.galatasaray tarihinin en kötü sezonunu geçirmiş,camiada özgüven eksikliği tavan yapmış,takımda birlik desen ara ki bulasın,öyle bir sezonun üstüne(bkz: 2010-2011 futbol sezonu) gelmiş bir hoca.ilk geldiği sene de (bkz: 1996-1997 futbol sezonu)buna benzer bir durum vardı.takım çok kötüydü,takımın revize edilmesi gerekiyordu.hatta 9 puan geriye bile düşmüştük ama bir bildiği vardı,takım pres yapmaya çalışıyordu olmuyordu,öne çıkmasını istiyordu yapamıyorlardı,herhangi bir anadolu takımı gelip ortasahadan fırlayarak o'nun kafasındaki alan daraltmayı(bkz: ömer üründül stayla) bozuyordu.çünkü değişik bir şey deniyordu,bugüne kadar futbol oynandığı sanılan bu sikko ligde adam hücum oynatmaya çalışıyordu.önce kafasındakileri oyuncular anlamaya başladı,yavaş yavaş takımını kurdu,sistemine uymayanların bir kısmını hemen yolladı,diğerlerini zamanla eledi ama zamanla...anadolu'dan,altyapıdan gençleri çıkardı onlara güvendi,sonrası malumunuz.(bkz: road to kopenhagen).
    ikinci gelişini...irdelemeye bile gerek yok,hatırlamak bile istemiyorum.*
    2011-2012 sezonu ise galatasaray tarihinin kırılma noktalarından biridir,kolay mı o kadar büyük bir kulübün kırılma anının olması ama son üç yılda gelinen nokta maalesef öyle.ikinciliğin başarı kabul edilmediği bir camiada ardı ardına üç sezon ligde beşinci,üçüncü ve sekizinci olunmuştur.camia olarak bir travmadan söz edebiliriz.ünal aysal gibi bir başkan geldikten sonra taraftara iyi anlamda söylüyorum bir şok yaşatıldı.başkanın kafasındaki isim fatih terim olmamasına rağmen camiadan gelen sesi dinleyerek fatih terim'i getirdi.bu da şoktan sonra gelen hayat öpücüğü oldu.artık etrafta istanbul'un diğer yerlerinde korku başlamıştı,hemen karalama kampanyalarına başlandı,ikinci gelişinden bahsedilmeye başlanmıştı ki bu sefer ortaya kendi pislikleri çıktı.(bkz: 3 temmuz 2011 futbolda şike soruşturması) tabii haklı olarak bıraktılar galatasarayımız'la uğraşmayı.kaos ortamından hiç etkilenmeden moral olarak dibe vurmuş takımımızda hızlı değişimlere ihtiyaç vardı.transferler,alınanlar alınamayanlar,satılanlar satılamayanlar,gitmek isteyenler derken sezon başladı.yabancı oyuncu sınırlaması gibi bir de belanın olduğu bu ortamda takımın en iyi oyuncusu ve kaptanı da gitmişti.
    sezon istenilen gibi başlamadı,ayrıca ne oturmuş bir sistem ne de kadro vardı.oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlıkları da yoktu ama herkesin beklentisi çok büyüktü.belki taraftar da haklıydı kendince,son üç yıl kabus gibiydi çünkü.ayrıca galatasaray maçlarında çok saçma hakem hataları da yapılıyordu ama kolay vazgeçmek olmazdı.gelişini yavaş yavaş fark ettirdi hoca ve takımı.bu ülkede önce gol yemeyeceksin,sonra bir şekilde atıyorsun zaten ama o'nun farkı buydu,golü bir şekilde atmamalıydı,seyirciyi coşturarak,rakibi ürküte ürküte atmalıydı golünü.öyle de yapmaya başladı zaten.o'nun farkı buydu çünkü o imparator.
App Store'dan indirin Google Play'den alın