• 3964
    bu sefer gelenlerin hepsinin kafasında sadece galatasaray'da top oynamak var.

    galatasaray'a kariyerini ayağa kaldırmaya gelen felipe melo, sözleşmesi biten ve onlarca teklif arasından galatasaray'ı seçen selçuk inan, aynı şekilde serbest kalan ceyhun gülselam, gayet piyasaları olan ve bu sene avrupa'da olmamamıza rağmen hiç bir zorluk çıkarmayan muslera, ujfalusi ve tottenham'ı galatasaray için reddeden eboue. ne gelenlerin kafasında dünya kupasında oynamak için galatasaray'ı bir araç gibi kullanan elano gibi ne de avrupada oynamayı kafaya koyan arda gibi oyuncular yok. yanlış anlaşılmasın hem elano'yu hem arda'yı severim hatta arda'ya yapılanları hep yanlış bulmuşumdur ama gerçekler de bu. galatasaray'da oynayacak adamın aklı yüzde yüz galatasaray'da olmalı. yoksa elano gibi yetenek dünyada az sayıda, arda da galatasaray için bir futbolcudan fazlası.

    geçen seneki tarihimizin en ağır travmasından en kısa sürede kurtulmamız gerekiyordu ve bunun süresini kısaltacak tek adam fatih terim'di. hem futbolculuğu hem kaptanlığı hem teknik direktörlüğü ile bir galatasaray efsanesi olan adam üzerimizdeki ölü toprağını 2 ayda attı. terim'in florya'da antreman sahasında yürümesi bile taraftara topraklama etkisi yapabiliyor çünkü. tabiki ünal aysal'ın da katkılarıyla da..

    kabul edelim 1 senede tüm defoları tamir edilebilecek bir kadromuz yoktu. yerli oyuncuları toptan değiştirmemiz takıma başka barışlar, mustafa sarplar katmaktan başka işe yaramazdı. önce bu takımda ne işi var denilen yerlileri gönderdi. (sarp-barış-serkan-batdal gibi) muhtemelen 2-3 kişi daha eklenecek buna. daha sonra da neşterini yabancılara vurdu. ve bana göre de culio hariç kararlarının hepsinde haklıydı. kewell fiziken bitmiş, cana ve pino taraftarın kötü geçen sezonda tutunduğu dal olarak abartılmış, zapata'yı söylemeye gerek yok, stancu'ya ise 3 kamp süresi boyunca şans vermesine rağmen stancu değerlendirememiş, neill'in yerine de ujfalusi gibi bir adam gelmiş yani hiçbiri bu da gönderilir mi denilen oyuncular değiller. culio'nun ise rotasyonda çok iş yapacağını düşünüyordum. çünkü ne ayhan'a güvenirim ne de ceyhun'u tutarım. culio iyi bir joker olabilirdi. ancak bu transferi de şöyle düşünebiliriz. terim ilk olarak 2 ortasaha oyuncusu istediğini söylemişti. biri defansif ki bu melo oldu biri de ofansif olarak. yani bu düşünceyle kadro planlaması yapması muhtemel. ancak transferde işler terim'in istediği gibi gitmedi. ağustosun sonunda hala öncelikli transferlerin bile bitirilmemesi ortasaha transferinin yetişmeyeceği anlamına geliyor gibi. yerlilerden de servet, gökhan, h.balta gibi oyuncuların kalacağı zaten belliydi. şu yerli piyasasında adam bulmak bu kadar zorlaşmışken terim bu oyunculardan yararlanma yoluna gitmesi kimseyi şaşırtmamıştır heralde. servet'teki soru işaretleri başka yönde olsa bile zan ve balta kumarları gayet tehlikeli kumarlar. ancak başka yol da gözükmüyor gibiydi. servet'in ülkenin en iyi stoperi olduğu bir yerde bu da nasıl kaçar denilebilecek oyuncu yok maalesef.

    fatih hoca'nın sistemleri esnek olsa da görülen o ki 4-3-3 ile devam edeceğiz. geçen sene hiçbir sistem için için uygun olmayan kadro en azından benim için bu sene 4-3-3 için uygun değil. terim rijkaard tarzı bir hoca değil. terim futbolcuya dayalı sistem, rijkaard sisteme dayalı futbolcu seçiyor. rijkaard da beceremediğimiz olayı umarım terim'in tarzında beceririz. nihayetinde tüm sistemleri futbolcular oynuyor ve futbolcunun kalitesi sistemden daha önemli. ancak ne ortasamızdaki üçlü ne de kanat forvetlerimiz bu sistem için uygun futbolcular değil. özellikle sabri kesinlikle ortasaha adamı değil. sabri'nin oynayabileceği tek yer sağbek. çünkü sabri'nin ne teknik özellikleri ne pozisyon bilgisi o mevkiyi kaldırabilir. çünkü o sistemde ortasaha adamlarında aranılacak bir numaralı özellik pozisyon bilgisi. kanat forvetleri ise en kaba tabirle arka direkte voleyi gömebilen adamlar olmalı. ne arda ne keita ne kazım bu özellikle adamlar değildi. zaten biz çoğu zaman 4-3-3 değil 4-5-1 oynadık bu yüzden. podolski ya da arshavin gibi oyuncular o pozisyonun hakkını verebilirler. ben çabuk vazgeçeceğimizi düşünüyorum. çünkü türkiye ligini forse edecek bir yapıdan çok tur atlamak için oynanan kontrollü bir oyuna dönüşüyor biz oynadığımız zaman. eğer devam edeceksek de kesinlikle forveti besleyecek yaratıcı bir ortasaha oyuncusuna ihtiyaç var.

    asıl büyük korkularım ise sabri'nin kaptanlığında sabri'ye oluşacak tepki ve yönetimde oluşması muhtemel çatlaklar. sabri'nin ortasahada oynamaya devam etmesi ve sabri'nin istikrarsız oyununu sürdürmesi sabri'ye olan bilinçaltındaki tepkileri açığa çıkaracaktır ki daha hazırlık maçlarında ortaya çıktı. bir de her kaptandan metin oktay performansı bekleyen bir güruh var ve sabri'yi yok yere hedef tahtası haline getirmekten başka bir işe yaramaz bu. sabri arda'nın da gitmesiyle şu elimizde kalan tek bayrak adam. öyle kolay yedirilmez. bir diğeri ise yönetimdeki muhtemel çatlaklar. yönetim aysalcılar, adnan öztürkçüler, ali dürüstçüler gibi saflara ayrılırsa çekeceğimiz var. transfer döneminde bunun sancılarını yaşadık. terim-öztürk tartışması umarım hasıraltı edilmiş değil de tamamen çözülmüştür. böyle bir şey varsa da daha en başından ünal aysal tedbirini almalı. bu kulübün neredeyse 10 senedir en büyük sorunu ne futbolcu ne teknik direktör sorunudur. yönetilememektir. umarım yöneticiler korkularımızı haksız çıkarır.

    nihayetinde yeni transferler, yeni takım, yeni yönetim, yeni heyecan, yeni umut, hala sadece futbolun konuşulduğu kulüp olmanın vermiş olduğu gurur.. işimiz biraz akılla hiç de zor değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın