geçtiğimiz sezon
* ile bu seneki hazırlık maçları arasındaki en büyük fark, orta saha denilen bölgeyi artık kullanmaya başlamasıdır.
geçen yıl kendi sahalarında kaptıkları toptan sonra, rakip takım orta alanı yürüyerek geçerdi ve direk stoperlerimiz ile karşı karşıya kalırdı. aynı şekilde biz defansta topu kaptığımızda, top direk
arda'ya veya
baros'a atılırdı. takımın orta sahasında oynayanlar o kadar etkisizdi ki, ileride 5 dakika baskı kurduğumuzda sevinir hale gelmiştik. bu yıl
felipe melo'nun gelişi defans ile orta saha arasında,
selçuk inan'ın gelişi de orta saha ile hücum hattı arasında bağ kurulmasını sağladı.
sağ kanatta istekli bir
colin kazım, solda da yetenekli bir kanat oyuncusu olursa geriye yalnızca farklı hücum organizasyonları oluşturmak kalacak. geçen yıl yapabildiğimiz tek şey, bek ile orta saha veya kanat oyuncusu arasında pas yaparak ikisinden birini son çizgiye indirmekti. bu da atağı ya korner, ya aut ya da saçma sapan bir orta olarak sonlandırıyordu. bu sene ise
selçuk inan'ın ara paslarıyla forveti veya kanat oyuncularını defansın arkasına sarkıtabiliriz. temel hücum sistemimiz yine kanat organizasyonları olacaktır ama zaman zaman
* forveti pivot gibi kullanıp duvar paslarıyla ortadan içeriye girmeye çalışabiliriz ki bunu
skibbe döneminde yapabiliyorduk.