76
şampiyon olamayacağımıza dair en ufak bir şüphem yoktu. çünkü o sene o takım, o kadar inandırmıştı ki bizi. o sene fener maçları hariç hemen hemen bütün kırılma noktalarını geçtik. çünkü takım istiyordu, ısırıyordu, ısırdığı zaman da koparıyordu. ben o yüzden hep güvendim. fenere kaybettiğimizde de inancım kaybolmadı. sonuçta sadece ikili averajla öndeydiler. arkadaşlarıma da hep söyledim. biz şampiyon olacağız, hem de puan farkıyla. zaten bi tek puan farkıyla şampiyon olabiliyorduk.
maçı izledik. işte o en uzun 16 dakikada. kalamadım içeride. dışarı çıktık. bizim gibi bir sürü renktaş. herkes sigara içiyor. sanırsam o onaltı dakikada 10 dan fazla içtim, bi okadar da yanımdakilere ikram ettim. tanıdığın, tanımadığın felan hepsi unutuldu. o gün herkes birbirine kardeşi anası babası gibi bakıyordu. o kadar yakın.
şampiyon olduğumuzda herhalde bi 30 kişiyle sarıldım, bağırdık, beşlik çaktık. çember yapıp zıpladık. ne güzel gündü.
maçı izledik. işte o en uzun 16 dakikada. kalamadım içeride. dışarı çıktık. bizim gibi bir sürü renktaş. herkes sigara içiyor. sanırsam o onaltı dakikada 10 dan fazla içtim, bi okadar da yanımdakilere ikram ettim. tanıdığın, tanımadığın felan hepsi unutuldu. o gün herkes birbirine kardeşi anası babası gibi bakıyordu. o kadar yakın.
şampiyon olduğumuzda herhalde bi 30 kişiyle sarıldım, bağırdık, beşlik çaktık. çember yapıp zıpladık. ne güzel gündü.