2066
enteresan galatasaray başkanı. bir kere sürekli söylediği 'galatasaray'a zarar verdiğini gördüğüm an yollarım' lafının artık tam bir palavra olduğunu gördük. zira zararın kralını vermesine rağmen 'gitmem arkadaş' demekten başka bir şey bilmiyor.
futbolu iyi bildiğini söylüyor ki, bence zırvanın daniskası. zira futbolu iyi bilen adam frank rijkaard gibi bir adamın eline mustafa sarp, ayhan akman, servet çetin, barış özbek, mehmet batdal, ali turan vb. adamlar asla ve asla vermez. işi profesyonellere bırakır, transfer pazarlıklarında 5 euronun hesabını yapan adamın arkasında 5 istifaya rağmen durmaz. durursa da gökhan gönül, cenk tosun vb. adamların neler yaptığına bakar, ona göre kararını bir kez daha gözden geçirir. (inamoto, carrusca, barusso facialarını saymadım dikkat edilirse!) takımın içini tamamen boşaltıp ruhsuzlar ordusu kurulmasına müsaade etmez. zırt pırt çıkıp yazılı ve görsel basına konuşmaz. makamının ağırlığının farkında olur. yeni stadın açılışında gösterilen tepki karşısında birilerine yaranmak için taraftarı karşısına almaz. aldıktan sonra da tekrar o taraftarın gönlünü almak için paralı adam tutmaz. divan toplantılarında aynı taraftarın 'bu zor günlerde bir tek onlar bizim yanımızda duruyor' deyip şakşakçılığını yapmaz. florya'daki bazı futbolcu arkadaşlarımızın göz göre göre bazı yabancı futbolcularımızı yediğini görür de bir şeyler yapmamazlık etmez.
4 yıldır gelip giden sayısız yabancı oyuncuya verdiği yaklaşık 100 milyon euronun (futbolculara verilen paralar dahil) dörtte birini 5 tane sağlam ve genç gurbetçi futbolcuya verseydi de takım en azından geleceğe ümitle baksaydı. ama pardon, onun vizyonu bizimkinden geniş, dolayısıyla bir şey demeyelim, çarpılmayalım durduk yere.
zira elimizde stsl onbirincisi bir takım var ve o oyuncular ki büyük bir kısmı bizi seneye de türlü başarılardan başarılara koşturacak. işte vizyon dediğin şey böyle bir şey. ve bu kendisinde son derece mevcut.
allah biz galatasaray taraftarına sabır versin, ne diyeyim...
futbolu iyi bildiğini söylüyor ki, bence zırvanın daniskası. zira futbolu iyi bilen adam frank rijkaard gibi bir adamın eline mustafa sarp, ayhan akman, servet çetin, barış özbek, mehmet batdal, ali turan vb. adamlar asla ve asla vermez. işi profesyonellere bırakır, transfer pazarlıklarında 5 euronun hesabını yapan adamın arkasında 5 istifaya rağmen durmaz. durursa da gökhan gönül, cenk tosun vb. adamların neler yaptığına bakar, ona göre kararını bir kez daha gözden geçirir. (inamoto, carrusca, barusso facialarını saymadım dikkat edilirse!) takımın içini tamamen boşaltıp ruhsuzlar ordusu kurulmasına müsaade etmez. zırt pırt çıkıp yazılı ve görsel basına konuşmaz. makamının ağırlığının farkında olur. yeni stadın açılışında gösterilen tepki karşısında birilerine yaranmak için taraftarı karşısına almaz. aldıktan sonra da tekrar o taraftarın gönlünü almak için paralı adam tutmaz. divan toplantılarında aynı taraftarın 'bu zor günlerde bir tek onlar bizim yanımızda duruyor' deyip şakşakçılığını yapmaz. florya'daki bazı futbolcu arkadaşlarımızın göz göre göre bazı yabancı futbolcularımızı yediğini görür de bir şeyler yapmamazlık etmez.
4 yıldır gelip giden sayısız yabancı oyuncuya verdiği yaklaşık 100 milyon euronun (futbolculara verilen paralar dahil) dörtte birini 5 tane sağlam ve genç gurbetçi futbolcuya verseydi de takım en azından geleceğe ümitle baksaydı. ama pardon, onun vizyonu bizimkinden geniş, dolayısıyla bir şey demeyelim, çarpılmayalım durduk yere.
zira elimizde stsl onbirincisi bir takım var ve o oyuncular ki büyük bir kısmı bizi seneye de türlü başarılardan başarılara koşturacak. işte vizyon dediğin şey böyle bir şey. ve bu kendisinde son derece mevcut.
allah biz galatasaray taraftarına sabır versin, ne diyeyim...