2905
artık "büyük takım" demek için argüman bulmakta zorlandığımız takım. galatasaray'ın büyüklüğünden bahsetmiyorum elbette, sahaya çıkan takımdan bahsediyorum.
2,5 senedir şu takımın ligde kazandığı bir tane zor deplasman hatırlayan var mı? gelin bakalım.
fenerbahçe olayına hiç girmiyorum baştan.
beşiktaş, ki eskiden derbiden saymazdık bunu, 4 senedir inönü'de 1 puan görebildik. sonunda yapacağımızı da yaptık bu sene içerde de kaybettik.
trabzon, oradan da keza puan çıkaramaz olduk kaç senedir.
kayseri ile yıllardır berabere kalıyoruz deplasmanda.
eskişehir'i bu sene olabilecek en kötü zamanlarında yakalayıp yendik, diğer 2 sezonda kritik maçlarda yenilmiştik yine.
bursa? içerde dışarda en son ne zaman yendiğimizi hatırlayamıyorum. yanlış hatırlamıyorsam son kez içeride aydın'ın poposuna çarparak gol olan bir pozisyonla zar zor kazanmıştık. 3 senedir bursa deplasmanından da puan çıkaramıyoruz.
şimdi bu saydıklarımın hepsi, türkiye ligi için "zor" denecek maçlar statüsüne giriyor. peki biz bu maçların hangisine çıkarken "yeneriz kesin" diyebiliyoruz artık? desek bile bunu neye dayandırarak söylüyoruz? argümanımız bile yok.
büyük maçlarda; fiziği, tekniği üstün olandan ziyade, mental üstünlüğe sahip takımlar öne çıkar dünyanın her yerinde. biz bunu kaybettik her şeyden önce. bunun kanıtı ise gün gibi ortada. bakın tek tek bu saydığım takımlarla oynadığımız maçlara; her maç birileri hata yapmış diye dert yanıyoruz.
ufuk 40 metreden gelen topu tutamadı, kaybettik.
ali turan holosko'yu düşürdü haybeye, kaybettik.
servet son dakikada topu kaptırdı, kaybettik trabzon'da.
mehmet topal topu kaptırdı, şampiyonluğu bıraktık eskişehir'de geçen sene.
emre güngör aynı şekilde kaptırdı topu trabzon'da geçen yıl, yine aynı hikaye.
bu liste uzar gider. bireysel hata denen şey olur futbolda, bu kızılacak bir unsur değil. fakat sen neredeyse bütün kritik maçları "hatalar" ile kaybediyorsan, orada bir sorun var demektir. mental üstünlüğü olan takımlar hataya zorlar, hata yaptırır. sen aynı hatayı defalarca tekrarlarsan, öğrenmiyorsun demektir. hata olmaktan çıkar o.
hadi bireysel hataları geçelim, gelelim hakem hatalarına. ben artık hakem hatasıyla maç kaybettiğimizde kızamıyorum. çünkü o hata olmasa maçları kazanacağımıza dair en ufak bir işaret göremiyorum ben. hakemler galatasaray'dan korkmuyor artık, niye korksunlar ki hem? ezerler tabi rahatça. senin kaptanın sahada durmadan hakemle uğraşıp, göz göre göre oyundan atılıyorsa, suçu hakemlerde aramanın da manası yok. bunların hepsi, mental üstünlüğü kaybettiğinin göstergesi.
koskoca galatasaray'ı ne hale getirdiniz. utanın be adamlar. takıma doldurduğunuz yeteneksiz, amatör futbolcular yüzünden zehirlendik resmen. bu zehirleri temizlemeden daha da belimiz doğrulmaz. bize büyüklük kavramını öğreten galatasaray'ı, şimdi çaresizce çırpınırken izliyoruz. gözümüzün önünde can çekişiyor koca takım.
dayan galatasaray!
2,5 senedir şu takımın ligde kazandığı bir tane zor deplasman hatırlayan var mı? gelin bakalım.
fenerbahçe olayına hiç girmiyorum baştan.
beşiktaş, ki eskiden derbiden saymazdık bunu, 4 senedir inönü'de 1 puan görebildik. sonunda yapacağımızı da yaptık bu sene içerde de kaybettik.
trabzon, oradan da keza puan çıkaramaz olduk kaç senedir.
kayseri ile yıllardır berabere kalıyoruz deplasmanda.
eskişehir'i bu sene olabilecek en kötü zamanlarında yakalayıp yendik, diğer 2 sezonda kritik maçlarda yenilmiştik yine.
bursa? içerde dışarda en son ne zaman yendiğimizi hatırlayamıyorum. yanlış hatırlamıyorsam son kez içeride aydın'ın poposuna çarparak gol olan bir pozisyonla zar zor kazanmıştık. 3 senedir bursa deplasmanından da puan çıkaramıyoruz.
şimdi bu saydıklarımın hepsi, türkiye ligi için "zor" denecek maçlar statüsüne giriyor. peki biz bu maçların hangisine çıkarken "yeneriz kesin" diyebiliyoruz artık? desek bile bunu neye dayandırarak söylüyoruz? argümanımız bile yok.
büyük maçlarda; fiziği, tekniği üstün olandan ziyade, mental üstünlüğe sahip takımlar öne çıkar dünyanın her yerinde. biz bunu kaybettik her şeyden önce. bunun kanıtı ise gün gibi ortada. bakın tek tek bu saydığım takımlarla oynadığımız maçlara; her maç birileri hata yapmış diye dert yanıyoruz.
ufuk 40 metreden gelen topu tutamadı, kaybettik.
ali turan holosko'yu düşürdü haybeye, kaybettik.
servet son dakikada topu kaptırdı, kaybettik trabzon'da.
mehmet topal topu kaptırdı, şampiyonluğu bıraktık eskişehir'de geçen sene.
emre güngör aynı şekilde kaptırdı topu trabzon'da geçen yıl, yine aynı hikaye.
bu liste uzar gider. bireysel hata denen şey olur futbolda, bu kızılacak bir unsur değil. fakat sen neredeyse bütün kritik maçları "hatalar" ile kaybediyorsan, orada bir sorun var demektir. mental üstünlüğü olan takımlar hataya zorlar, hata yaptırır. sen aynı hatayı defalarca tekrarlarsan, öğrenmiyorsun demektir. hata olmaktan çıkar o.
hadi bireysel hataları geçelim, gelelim hakem hatalarına. ben artık hakem hatasıyla maç kaybettiğimizde kızamıyorum. çünkü o hata olmasa maçları kazanacağımıza dair en ufak bir işaret göremiyorum ben. hakemler galatasaray'dan korkmuyor artık, niye korksunlar ki hem? ezerler tabi rahatça. senin kaptanın sahada durmadan hakemle uğraşıp, göz göre göre oyundan atılıyorsa, suçu hakemlerde aramanın da manası yok. bunların hepsi, mental üstünlüğü kaybettiğinin göstergesi.
koskoca galatasaray'ı ne hale getirdiniz. utanın be adamlar. takıma doldurduğunuz yeteneksiz, amatör futbolcular yüzünden zehirlendik resmen. bu zehirleri temizlemeden daha da belimiz doğrulmaz. bize büyüklük kavramını öğreten galatasaray'ı, şimdi çaresizce çırpınırken izliyoruz. gözümüzün önünde can çekişiyor koca takım.
dayan galatasaray!