2806
a.b.d-meksikasavaşı zamanları... iki tane adam kahramanlarımız... birinini adı henry david thoreau, kısaca henry... diğerininki de ralph waldo emerson, kısaca waldo... a.b.d hükümeti nüfus başına savaş vergisi toplar ve henrybu vergiyi vermeyi reddeder. gerekçesi; bir silahın alınmasına yarayarak, bir insanın ölmesine sebep olacak bir parayı ödememektir. bu tavrı dolayısıyla hapse düşer henryve yakın dostu waldotelaşla kendisini ziyarete gider. iki cümledir diyalogun başlangıcı ve belki de bütün bir insanlık kavgasının özeti:
- henry, neden buradasın?
- waldo, sen neden burada değilsin?
böyledir işte, her zaman parmaklıklar arkasına hapsolan iyiliktir bu dünyada ve karşısına birileri geçer, "neden buradasın?" diye sorar. namus hapsedilir soğuk zindanlara ve üstüne utanmadan namussuzlar karşısına geçer sorarlar, "neden buradasın?" diye... efendilik, ağırbaşlılık, çalışkanlık... hepsi hapsedilmiştir bir yerlere ve karşısındaki zıtları, bulunulması gereken yer kendilerinin olduğu yermiş gibi sorarlar; "neden buradasın?" diye... bu sorunun cevabı da asıl bulunulması gereken yerin aslında o parmaklığın arkası olduğunu tek cümlede özetler: "sen neden burada değilsin?"
"ben neden buradayım?" diye soruyor mudur kendine bilemem ama; frank rijkaardparmaklığın bu tarafında olanlardan... "neden buradasın?" sorusuna muhatap olanlardan... bütün olumsuzluklar bütün güçleriyle ve bütün çoğunluklarıyla arsız arsız sorarken kendisine; "neden buradasın?" diye, bu adamın yerine ben sorarak cevaplıyorum hepsini: sen neden burada değilsin waldove siz neden burada değilsiniz bütün waldo'lar..?
- henry, neden buradasın?
- waldo, sen neden burada değilsin?
böyledir işte, her zaman parmaklıklar arkasına hapsolan iyiliktir bu dünyada ve karşısına birileri geçer, "neden buradasın?" diye sorar. namus hapsedilir soğuk zindanlara ve üstüne utanmadan namussuzlar karşısına geçer sorarlar, "neden buradasın?" diye... efendilik, ağırbaşlılık, çalışkanlık... hepsi hapsedilmiştir bir yerlere ve karşısındaki zıtları, bulunulması gereken yer kendilerinin olduğu yermiş gibi sorarlar; "neden buradasın?" diye... bu sorunun cevabı da asıl bulunulması gereken yerin aslında o parmaklığın arkası olduğunu tek cümlede özetler: "sen neden burada değilsin?"
"ben neden buradayım?" diye soruyor mudur kendine bilemem ama; frank rijkaardparmaklığın bu tarafında olanlardan... "neden buradasın?" sorusuna muhatap olanlardan... bütün olumsuzluklar bütün güçleriyle ve bütün çoğunluklarıyla arsız arsız sorarken kendisine; "neden buradasın?" diye, bu adamın yerine ben sorarak cevaplıyorum hepsini: sen neden burada değilsin waldove siz neden burada değilsiniz bütün waldo'lar..?