16012
icardi, “galatasaray zaten büyük ama biz daha da büyük yapacağız” dediğinde aslında bugün yaşanan tartışmaların hiçbirine gerek kalmayacak bir aidiyet göstermişti. bizim ona gösterdiğimiz sevgi ne kadar içtense, onun da bu forma için ortaya koyduğu fedakârlık bir o kadar gerçekti. ama şimdi, “kimse galatasaray’dan büyük değildir” cümlesinin arkasına saklanıp eleştiri adı altında nefret kusanlar, belli ki bu geçmişi çabucak unuttu.
evet, icardi her zaman sansasyonel bir futbolcuydu. magazin hayatı çoğu zaman futbolunun önüne geçti, hatta belki de galatasaray’a gelmesinin en büyük sebebi buydu: bu kadar yetenekli olup, düzgün bir yaşam tarzı ve sporcu profesyonelliği olsa çok daha büyük kulüplerde oynardı. fakat o, tüm bagajıyla birlikte geldiğinde biz bunları biliyorduk. bunları göze alarak icardi’yi galatasaraylı yapan yolculuğun başlangıcını kabullendik.
ve o, geldikten sonra yalnızca gol atmadı—bir nesli galatasaraylı yaptı.
attığı gollerden sonra sevincini binlerce taraftar ile yaşadı, şarkısı statları inletirken hep beraber söyledik, insanlar saçlarını onun gibi sarıya boyadı hatta bir çoğu ileri gidip bizi g.y yapacaksın bile dedi :) bir futbolcu ile taraftar arasında kolay kolay kurulamayacak kadar güçlü bir bağ oluştu. bu bağ sadece saha içinde değil, saha dışında da vardı: arap kulüplerinin astronomik tekliflerini reddedip galatasaray’da kaldı. evet, biz de yüksek bir maaş verdik ama oluşturduğu etki, yarattığı sinerji parayla satın alınamazdı.
sonra işler değişti…
topuğundan sakatlandı, aylarca iğneyle oynadı. ardından evliliği dağıldı, çocuklarından uzak kaldı. avrupa maçında yaşadığı sakatlık onu uzun süre sahadan kopardı. döndüğünde ne fizik olarak ne de ruh olarak eski mauro değildi. yine goller attı ama “o icardi” artık yoktu, bunu hepimiz gördük. yaş, yaşam tarzı, mental yük… beklediğimiz seviyeye çıkmasını zorlaştırdı ve belki de artık hiç çıkamayacak.
ancak tüm bunlar, bugün ona yöneltilen ağır sözleri haklı çıkarmaz.
eleştiri olur, performans eleştirilir—doğrudur. ama bir insanın kulübe kattığı geçmişi, yarattığı etkiyi, fedakârlıklarını yok sayıp ona nefret kusmak nankörlüktür. “kimse galatasaray’dan büyük değildir” demek, kimseyi haksız yere linç etme hakkı vermez. geçmişe ihanet etmeden, insana saygıyı unutmadan konuşmak gerekir. (bkz: #4331134)
muhtemelen sezon sonunda yollar ayrılacak. bu normaldir. futbolda vedalar olur, zaman geçer, isimler değişir. ama önemli olan, bu veda galatasaray’a yakıştığı gibi olsun: iki tarafı da kırmadan, emeğe saygı duyarak, geride güzellikler bırakarak.
icardi bugün belki eskisi gibi olmayabilir ama bir gerçek değişmez:
bu taraftar onun adını yıllarca unutmayacak. ve biz ona nasıl veda edersek, bu yarın gelecek futbolculara da referans olacaktır.
evet, icardi her zaman sansasyonel bir futbolcuydu. magazin hayatı çoğu zaman futbolunun önüne geçti, hatta belki de galatasaray’a gelmesinin en büyük sebebi buydu: bu kadar yetenekli olup, düzgün bir yaşam tarzı ve sporcu profesyonelliği olsa çok daha büyük kulüplerde oynardı. fakat o, tüm bagajıyla birlikte geldiğinde biz bunları biliyorduk. bunları göze alarak icardi’yi galatasaraylı yapan yolculuğun başlangıcını kabullendik.
ve o, geldikten sonra yalnızca gol atmadı—bir nesli galatasaraylı yaptı.
attığı gollerden sonra sevincini binlerce taraftar ile yaşadı, şarkısı statları inletirken hep beraber söyledik, insanlar saçlarını onun gibi sarıya boyadı hatta bir çoğu ileri gidip bizi g.y yapacaksın bile dedi :) bir futbolcu ile taraftar arasında kolay kolay kurulamayacak kadar güçlü bir bağ oluştu. bu bağ sadece saha içinde değil, saha dışında da vardı: arap kulüplerinin astronomik tekliflerini reddedip galatasaray’da kaldı. evet, biz de yüksek bir maaş verdik ama oluşturduğu etki, yarattığı sinerji parayla satın alınamazdı.
sonra işler değişti…
topuğundan sakatlandı, aylarca iğneyle oynadı. ardından evliliği dağıldı, çocuklarından uzak kaldı. avrupa maçında yaşadığı sakatlık onu uzun süre sahadan kopardı. döndüğünde ne fizik olarak ne de ruh olarak eski mauro değildi. yine goller attı ama “o icardi” artık yoktu, bunu hepimiz gördük. yaş, yaşam tarzı, mental yük… beklediğimiz seviyeye çıkmasını zorlaştırdı ve belki de artık hiç çıkamayacak.
ancak tüm bunlar, bugün ona yöneltilen ağır sözleri haklı çıkarmaz.
eleştiri olur, performans eleştirilir—doğrudur. ama bir insanın kulübe kattığı geçmişi, yarattığı etkiyi, fedakârlıklarını yok sayıp ona nefret kusmak nankörlüktür. “kimse galatasaray’dan büyük değildir” demek, kimseyi haksız yere linç etme hakkı vermez. geçmişe ihanet etmeden, insana saygıyı unutmadan konuşmak gerekir. (bkz: #4331134)
muhtemelen sezon sonunda yollar ayrılacak. bu normaldir. futbolda vedalar olur, zaman geçer, isimler değişir. ama önemli olan, bu veda galatasaray’a yakıştığı gibi olsun: iki tarafı da kırmadan, emeğe saygı duyarak, geride güzellikler bırakarak.
icardi bugün belki eskisi gibi olmayabilir ama bir gerçek değişmez:
bu taraftar onun adını yıllarca unutmayacak. ve biz ona nasıl veda edersek, bu yarın gelecek futbolculara da referans olacaktır.


